28 Aralık 2015 Pazartesi
23 Aralık 2015 Çarşamba
Örnek olumlama
İÇİMDE HİSSETTİĞİM CESARET VE GÜÇ BANA TÜM KAPILARI AÇIYOR.
KARŞILAŞTIĞIM HER DENEYİM YAŞAMA KUVVETİMİ ARTTIRIYOR.
TEMİZLENDİM, ARINDIM, AFFETTİM, RUHUM VE BEDENİM TÜM YÜKLERİNDEN KURTULDU.
BEN HER ZAMAN RUHUMUN HUZUR BULACAĞI İNSANLARLA VE OLAYLARLA KARŞILAŞIRIM.
HER DÜŞÜNCEM VE DAVRANIŞIM HAYATIMI DAHA İYİ BİR HALE GETİRİR......ŞÜKÜRLER OLSUN.
BERNA A.
KARŞILAŞTIĞIM HER DENEYİM YAŞAMA KUVVETİMİ ARTTIRIYOR.
TEMİZLENDİM, ARINDIM, AFFETTİM, RUHUM VE BEDENİM TÜM YÜKLERİNDEN KURTULDU.
BEN HER ZAMAN RUHUMUN HUZUR BULACAĞI İNSANLARLA VE OLAYLARLA KARŞILAŞIRIM.
HER DÜŞÜNCEM VE DAVRANIŞIM HAYATIMI DAHA İYİ BİR HALE GETİRİR......ŞÜKÜRLER OLSUN.
BERNA A.
22 Aralık 2015 Salı
16 Aralık 2015 Çarşamba
Kendini iyileştirmeyle ilgili.
.
Istırap çektiğini söylediğin her seferinde biyolojinin bu sözleri “işittiğini” unutma..
Hücrelerini bu olumsuz düşünceyle besleyerek aslında rahatsızlığını devam ettiriyorsun...
İnsanlarla sık sık dertleşip onlara ne kadar sıkıntıda olduğunu söylüyor musun? Biyolojik ve ruhsal varlığının her sözüne ve eylemine karşılık vereceğini idrak et. Eğer o senin ölmekte olduğunu işitirse öleceksin!..
Saf niyet yoluyla kendinizi iyileştirme konusunda bu kadar büyük bir güce sahipsiniz...
Kryon.
(Semra Kırmızıgül, (facebook) aracılığıyla.)
Istırap çektiğini söylediğin her seferinde biyolojinin bu sözleri “işittiğini” unutma..
Hücrelerini bu olumsuz düşünceyle besleyerek aslında rahatsızlığını devam ettiriyorsun...
İnsanlarla sık sık dertleşip onlara ne kadar sıkıntıda olduğunu söylüyor musun? Biyolojik ve ruhsal varlığının her sözüne ve eylemine karşılık vereceğini idrak et. Eğer o senin ölmekte olduğunu işitirse öleceksin!..
Saf niyet yoluyla kendinizi iyileştirme konusunda bu kadar büyük bir güce sahipsiniz...
Kryon.
(Semra Kırmızıgül, (facebook) aracılığıyla.)
14 Aralık 2015 Pazartesi
Düşündüğünü sanmak.
11 Aralık 2015 Cuma
Yaratan Ve Beden
Bizler, Gürz dediğimiz yapının içindeyiz. Gürz’ü, yüzü aşağıya bakan bir balığa benzetirsek, Gürzün Yaratan Bölümü, kuyrukla gövdenin birleştiği yerdir. Balığın kuyruk kısmı ise Rahman denen Tanrı Boyutudur (Asil Boyuttur, Atlanta’dır). Rahman, tüm bireylerin birleşiminden oluşan bütünlük olarak Gürz’ün Yöneticisidir Yani Gürz’ün Beynidir.
Sen, kişi olarak tüm kozmik yapı, tüm bitkiler ve tüm hayvanların toplamından oluşmaktasın ve sadece bir bireysin. Tüm sayılanlar senin alt şuurlarındırlar. Sen, Şuursun ve üst şuurunun bir zerresisin.
Bizim kendi bedenimizde bulunan hücreler ve organlar, alt şuurlarımızın, yaratan tarafından değişikliğe uğratılması ile oluşmaktadır. Bedenimizde 49 çeşit hücre var. Bu hücreler birleşerek organları oluşturmaktadırlar.
Dünyada 7x7=49x7=343 tane evrim düzeyi vardır. Bedensel olarak üst boyuta geçmek için yani tekamül etmek için, dünya insanlarının yedili birleşim sistemine uygun olarak birleşimi sırasında Yaratan Tarafından Bedenler dağıtılır, kişilerin evrim düzeylerine göre dizilir ve tek bir beden oluşturulursa en üst evrim düzeyinde olanlar Üst Boyut Varlığının Beynini Oluştururlar. Oluşturulan beden, gireceği boyuta göre genetik aşılamaya tabi tutularak ana rahmine gönderilir.
Pek tabiidir ki Betanova için BİRLİK BİLİNCİ’ne ulaşmamız bunun için gereklidir.
Not: Bu anlatılan birleşim sistemi, verite denen gerçek yaşamda geçerlidir. Bizler verite denen gerçek yaşamda 19. Boyutun sonuna kadar evrim almış ve tekamül etmiş varlıklar olarak aslında Atlanta’lının beden yapısını elde etmiş varlıklarız.
Durum böyleyken, Atlanta düzeyindeki varlık sayısını çoğaltmak amacıyla uygulanan purojeye gönüllü olarak katılarak realite denen vizyon yaşama hologramlarımızı gönderip realite yaşamda bulunduğumuzdan, bu boyutta 7 li birleşim sistemine tabi değiliz. Bizler, boyutlarda şuur seviyesi, evrim ve bilinç olarak aşama yaptıkça yükseliyoruz.
İsmail Keçeci.
Etiketler:
19. boyut,
7li birlesim,
7li birlesim sistemi,
asil boyut,
asil boyut atlanta,
atlanta,
gercek hayat,
gercek yasam,
gurz,
ismail kececi,
kozmik hiyerarsi,
kozmik yapi,
tekamul,
verite
5 Aralık 2015 Cumartesi
Morfik Alan Ve Morfik Rezonans
Bir olay tekrarlandığında, morfik bir alan oluşuyor ve bu morfik alanla kurulan rezonans aynı olayın tekrarlanma olasılığını artırıyordu.
Olayın olduğu bölgeye morfik alan, benzer olayların tekrarlanması olgusuna ise morfik rezonans adı veriliyordu.
Herhangi biri, bir konuda farkındalık yaşadığında, başka insanların da aynı konuda farkındalık yaşama olasılığı artmaktadır.
Teorinin önemli noktası da şudur:
Morfik rezonansın bir kez yayılmaya başlaması, tüm uzayda ve zamanda genişlemesi demektir. Yani, mekanda oluşan bir morfik alanın, anında bütün diğer yerler üzerinde de etkisi olur; sonuçta da değişim bütün dünyada anında yaşanır.
Kaynak: http://pleiadesbiz.weebly.com
1 Aralık 2015 Salı
28 Kasım 2015 Cumartesi
27 Kasım 2015 Cuma
Peter Deunov’un Kehaneti
DALGA
Peter Deunov’un Kehaneti
Peter Deunov’un uygarlığımızın sonu ve dünyada Altın Çağın başlaması ile ilgili kehaneti. Beinsa Douno spiritüel ismi ile de tanınan Bulgar Üstat Peter Deunov (1864-1944) tüm hayatı boyunca saflık, bilgelik, zeka ve yaratıcılığın bir örneği sergileyen çok yüksek bilinç seviyesinde bir varlık idi, aynı zamanda emsalsiz bir müzisyen idi. Yıllar boyunca sayısız öğrencisiyle çevrelenmiş olarak yaşadığı Sofya’ya yakın idi, ışıltısıyla Bulgaristan’da ve ayrıca Avrupa’nın kalanında binlerce ruhun spiritüelliğini uyandırdı.
Öteki dünyaya geçişinden bir süre önce, derin medyumik trans halindeyken, bugün geçtiğimiz sıkıntılı zamanımızla ilişkili olağanüstü kenahetler yaptı, “bitiş zamanı” ve insanlığın yeni Altın Çağının gelişi hakkında kehanet.
***********
“Zamanın geçişi sırasında, insanın bilinci çok uzun bir karanlık periyottan geçti. Hinduların “Kali Yuga” adını verdikleri bu safha sona ermenin eşiğindedir. Bugün kendimizi iki çağın arasındaki sınırda buluyoruz: Kali Yuga ve girdiğimiz Yeni Çağ.
İnsanların düşüncelerinde, görüşlerinde ve eylemlerinde kademeli bir ilerleme zaten gerçekleşiyor, ama herkes yakında onları Yeni Çağa hazırlayacak ve arındıracak olan İlahi Ateşin hükmü altına girecek. İnsan kendisini bilincin üstün derecesine yükseltecek, bu Yeni Yaşama giriş için zorunludur. Bu “Yükseliş” olarak anlaşılacak.
Bu Ateşin gelmesinden önce bir kaç on yıl geçecek, bu Ateş yeni bir moral getirerek dünyayı dönüştürecek. Bu yoğun dalga kozmik uzaydan gelecek ve tüm dünyayı kaplayacak. Ona karşı koymaya girişen herkes alınıp başka bir yerlere transfer edilecek. Bu gezegenin sakinlerinin hepsi kendilerini aynı tekamül derecesinde bulmasa da, yeni dalga herkes tarafından hissedilecek. Ve bu dönüşüm sadece Dünya’ya dokunmayacak, tüm Kozmos topluluğuna dokunacak.
İnsanın şu anda yapabileceği en iyi ve tek şey titreşim seviyesini yükseltmek için, kendisini yakında içine dalacağı güçlü dalga ile uyum içinde bulması için Tanrı’ya dönmek ve kendisini bilinçli olarak geliştirmektir.
Gezegenimize sunulan yeni koşullara eşlik eden sözünü ettiğim Ateş her şeyi yenileyecek, arıtacak, yeniden yapılandıracak: madde saflaşacak, kalpleriniz kederden, sıkıntılardan, şüpheden özgürleştirilecek ve ışıltılı hale gelecek; her şey gelişecek, yükseltilecek; düşünceler, görüşler ve negatif eylemler tükenecek ve yok edilecek.
Şu anda hayatınız esaret, ağır bir mahpustur. Durumunuzu anlayın ve kendinizi bundan özgürleştirin. Size şunu söylüyorum: hapishanenizden çıkın! Kişinin mutluğunun nerede yattığını anlama yeteneksizliğini, bu kadar çok ıstırabı, bu kadar çok kandırmacayı görmek gerçekten üzücü.
Etrafınızdaki her şey yakında çökecek ve yok olacak. Bu uygarlıktan ve onun sapkınlığından hiç bir şey kalmayacak; tüm dünya sallanacak ve insanların cehaletin boyunduruğu altında olmasını sürdüren bu doğru olmayan kültürden hiç bir iz kalmayacak. Depremler yalnızca mekanik fenomen değildir, depremlerin amacı ayrıca kendilerini hatalarından ve aptallıklarından özgürleştirmeleri ve evrendeki tek varlıklar olmadıklarını anlamaları için insanların idrakini ve kalbini uyandırmaktır.
Güneş sistemimiz şu anda Kozmosun, bir takım yıldızın izini, tozunu bırakıp yok olduğu bir bölgesinden geçiyor. Kirlenmiş uzaydan bu geçiş sadece dünyanın sakinleri için değil, galaksimizin tüm diğer gezegenlerinin sakinleri için de zehirlenme kaynağıdır. Sadece güneşler bu düşman ortamdan etkilenmiyor.
Bu bölge “on üçüncü bölge” olarak adlandırılıyor; ayrıca “çelişkiler bölgesi” deniyor. Gezegenimiz binlerce yıldır bu bölgeyle çevrelenmiştir, ama sonunda bu karanlık yerin çıkışına yaklaşıyoruz ve daha evrimleşmiş varlıkların yaşadığı daha spiritüel bir bölgeye ulaşma noktasındayız.
Dünya şu anda yükselen bir hareketi izliyor ve herkes yükseliş akımları ile uyumlanmak için kendini zorlamalı. Bu yönelimin hükmü altına girmeyi reddedenler gelecekte kendilerini yükseltmek için sunulan iyi koşulların avantajını kaybedecekler. Tekamülde geride kalacaklar ve yeni yükseliş dalgasının gelmesini on milyonlarca yıl beklemek zorunda kalacaklar.
Dünya, güneş sistemi, evren, hepsi Sevginin itici gücü altındaki yeni istikamete konuluyor. Birçoğunuz hala Sevgiyi önemsiz bir güç olarak düşünüyorsunuz, ama gerçekte, Sevgi tüm kuvvetlerin en büyüğüdür! Paraya ve güce sanki hayatınızın gidişatı onlara bağlıymış gibi saygı gösterilmeye devam edilecek. Gelecekte, hepsi Sevginin hükmü altına girecek ve hepsi ona hizmet edecek. Ama insanın bilinci ıstırap ve zorluklar vasıtasıyla uyanacak.
Daniel peygamberin İncil’de yazılı korkunç kehanetleri açılmakta olan çağ ile ilgilidir. Her şeyi silip sürecek seller, kasırgalar, devasa yangınlar ve depremler olacak. Kan bol bol akacak. Devrimler olacak; korkunç patlamalar dünyanın sayısız bölgelerinde yankılanacak. Toprağın olduğu yere su gelecek ve suyun olduğu yere toprak gelecek.
Tanrı Sevgidir; burada insan tarafından Annesine; Yerküreye karşı işlenen suçlara karşı Doğanın verdiği bu ceza, bu yanıt ile başa çıkıyoruz.
Bu ıstıraplardan sonra kurtarılacak olanlar Altın Çağı, uyum ve sınırsız güzelliği bilecekler. Istırap ve terör zamanları geldiğinde huzurunuzu ve imanınızı koruyun, çünkü adil/dürüst olanın kafasından tek bir saçın bile düşmeyeceği yazılıdır. Cesaretiniz kırılmasın, sadece kişisel mükemmelleşme çalışmanızı izleyin.
Sizi bekleyen görkemli gelecek ile ilgili hiç bir fikriniz yok. Yeni Bir Dünya yakında günü görecek. Bir kaç on yıl içinde, çalışma daha az yorucu olacak ve her birinizin spiritüel, entellektüel ve sanatsal aktivitelere ayıracağınız zamanınız olacak. Erkek ve kadın arasındaki ilişki sorunu sonunda uyum içinde çözülecek; her biri kendi özlemlerini izleme olanağına sahip olacak. Çiftlerin ilişkileri çift taraflı saygı ve itibar üzerine kurulacak.
İnsanlar uzayın farklı planlarına yolculuk yapacak ve galaksiler arası uzayda ilerleyecek. Onların fonksiyonlarını inceleyecekler ve Evrenin Yöneticisi ile birleşmek için hızla İlahi Dünyayı tanıyabilecekler.
Yeni Çağ altıncı ırkın çağı. Sizin alın yazınız ona hazırlanmak, onu karşılamak ve onu yaşamaktır. Altıncı ırk kendisini Kardeşlik fikri etrafında oluşturacak. Artık kişisel çıkarların çatışmaları olmayacak; her bir insanın tek özlemi Sevgi Yasasına boyun eğmek olacak. Altıncı ırk Sevgi ırkı olacak. Bunun için yeni bir kıta oluşturulacak. En Yüce Tanrının sonunda bu gezegende Yerini oluşturabilmesi için, bu kıta Pasifik’ten ortaya çıkacak.
Bu yeni uygarlığın kurucularına “İnsanlığın Kardeşleri” veya ayrıca “Sevginin Çocukları” adını veriyorum. Onlar sarsılmaz olacaklar ve yeni türde insanları temsil edecekler. İnsanlar büyük bir beden olarak bir aile oluşturacaklar ve her bir insan bu bedende bir organı temsil edecek. Yeni ırkta, Sevgi öyle mükemmel bir tarzda tezahür edecek ki, bugünün insanının yalnızca çok belirsiz bir fikri olabilir.
Dünya mücadele etmeye müsait bir bölgede kalacak, ama karanlığın kuvvetleri geri çekilecek ve dünya onlardan özgürleşecek. İnsanlar Yeni Yaşamın yolundan başka uğraşacakları başka bir yol olmadığını görüyorlar. Anlamsız gururlarında, bazıları dünyada İlahi Düzenin reddettiği bir hayatı yaşamayı umut edecek, ama her biri dünyanın yönünün artık onlara ait olmadığını anlayacak.
Yeni bir kültür gün ışığını görecek, bu kültür üç adet başlıca temele dayanacak: kadının yüceltilmesi, alçakgönüllü ve uysal olanın yüceltilmesi ve insanın haklarının korunması.
Işık, iyilik ve adalet galip gelecek; bu sadece bir zaman sorunu. Dinler arınmalıdır. Dinlerin her biri Işık Üstatlarının Öğretisinin bir parçasını içerir, ama insan sapkınlığının kesintisiz devam etmesiyle anlaşılmaz hale getirilmiştir. Tüm inananlar bir olmak ve kendilerini tüm inançların temeli olarak Sevgi prensibine uyumlu hale getirmek zorunda olacaklar. Sevgi ve Kardeşlik ortak temeldir!
Dünya yakında olağanüstü hızlı Kozmik Elektrik dalgaları ile süpürülecek. Şu andan bir kaç on yıl sonra kötü olan ve başkalarını yanlış yönlendiren varlıklar şiddetlerini destekleyemeyecekler. Onların sahip oldukları kötüyü tüketecek olan Kozmik Ateş tarafından emilecekler. O zaman pişman olacaklar, çünkü “her beden (insan) Tanrıyı yüceltmelidir” yazılmıştır. Annemiz dünya Yeni Yaşamı kabul etmeyen insanlardan kurtulacak. Onları hasarlı meyve gibi reddedecek. Onlar yakında bu gezegende yeniden bedenlenemeyecekler; bunlara suç işleyenler de dahil. Sadece içlerinde Sevgi olanlar kalacaklar.
Dünya üzerinde insan veya hayvan kanı ile kirlenmemiş olan herhangi bir yer yoktur; bu nedenle dünya bir arınmadan geçmelidir. Ve bu nedenle bazı kıtalar sulara gömülürken, bazı kıtalar da yüzeye çıkacak.
İnsanlar tehdit edildikleri tehlikelerden şüphelenmiyorlar. Anlamsız hedefleri kovalamaya ve haz aramaya devam ediyorlar. Bunun tersine altıncı ırktan olanlar kendi rollerinin kıymetinin bilincinde olacaklar ve birbirlerinin özgürlüğüne saygılı olacaklar. Kendilerini bitki aleminin ürünleriyle besleyecekler. Fikirleri günlerimizin havası ve ışığı kadar özgürce yayılma gücüne sahip olacak.
“Eğer tekrar doğmazsan” sözcükleri altıncı ırka uygulanır. Sıkıntı ve güçlüklerden sonra insanlar günaha son verecekler ve tekrar erdemin yolunu bulacaklar. Gezegenimizin iklimi her yerde ılımlı olacak, şiddetli varyasyonlar artık var olmayacak. Hava bir kez daha saf, su bir kez daha saf olacak.
Parazitler ortadan kaybolacak. İnsanlar önceki enkarnasyonlarını hatırlayacaklar ve sonunda önceki durumlarından özgürleştiklerini fark etmenin zevkini yaşayacaklar. Kardeşlik fikri sayesinde, dünya kutsanmış bir yer olacak. Ama önce, bilinci uyandırmak için büyük ıstıraplar gönderilecek. Binlerce yıldır biriktirilen günahlardan arınılmalı. Yücelerden yayılan ateşli dalga insanların karmasını tasfiye etmeye katkıda bulunacak. Özgürlük artık ertelenemez. İnsanlık kendisini kaçınılmaz olan büyük yargılamalara hazırlamalı ve egoizme son vermelidir.
Dünyanın altında olağanüstü bir şey kendisini hazırlıyor. Muhteşem ve tamamen tasavvur edilemez bir devrim kendisini yakında doğada tezahür ettirecek. Tanrı dünyayı düzeltmeye karar verdi ve
O bunu yapacak!
Bu bir çağın sonudur; yeni bir düzen eskisinin yerini alacak, Dünya’da Sevginin hüküm sürdüğü bir düzen”
Peter Deunov – Gelecek Üzerine Kehanetler 1944
Uyarlama: Olivier de Rouvroy – Eylül 2003
Çeviri: Saffet Güler.
Kötüler bize bir şeyin nasıl olmayacağını öğretirler.
Kötüler bize bir şeyin nasıl olmayacağını öğretirler.
Kürelerin armonisi
Soru- Kürelerin armonisi hakkında bir açıklama yapar mısınız?
P’taah- Siz tüm evrenlerin makro molekülüsünüz, fizik bedeninizde yerkürenin tüm ana unsurları bulunur. Ruh enerjinizde tüm galaksilerin ana unsurları mevcuttur. Kürelerin armonisi denen şey aslında semavi enerjidir ve elbette müzik olarak işitilebilir. O aynı zamanda renk olarak da algılanabilir, çünkü renk ve ses olarak algıladığınız şeyler aslında ışık frekansıdır. Siz makro-mikrokozmos, makro-molekül olduğunuz için, içinizde o armoninin bilgisi ve realitesi mevcuttur. Bu bazen güzel kokular duyma şeklinde de tezahür edebilir, o da bir armoni tayfıdır...
P’TAAH
P’taah- Siz tüm evrenlerin makro molekülüsünüz, fizik bedeninizde yerkürenin tüm ana unsurları bulunur. Ruh enerjinizde tüm galaksilerin ana unsurları mevcuttur. Kürelerin armonisi denen şey aslında semavi enerjidir ve elbette müzik olarak işitilebilir. O aynı zamanda renk olarak da algılanabilir, çünkü renk ve ses olarak algıladığınız şeyler aslında ışık frekansıdır. Siz makro-mikrokozmos, makro-molekül olduğunuz için, içinizde o armoninin bilgisi ve realitesi mevcuttur. Bu bazen güzel kokular duyma şeklinde de tezahür edebilir, o da bir armoni tayfıdır...
P’TAAH
22 Kasım 2015 Pazar
20 Kasım 2015 Cuma
19 Kasım 2015 Perşembe
17 Kasım 2015 Salı
Mu Kıtasında Gündelik Hayat.
"Mu kıtası sıcak, fakat pek münbit ve mahsuldar, ovalık bir memleket idi. Her tarafı güzel çayırlar, meralar, düzlüklerde bitmiş zengin ormanlar süslüyordu. Akışları sakin, muntazam, geniş yataklı, seyrüsefere fevkalâde müsait nehirler kenarında kalabalık nüfuslu, büyük, zengin şehirler vardı. Dünya cenneti denmeğe lâyık olan bu kıtada hiç yüksek dağ yoktu. Dağlar yalnız orada değil, dünyanın başka taraflarında da henüz fazla yükselmemişti. Mu ve Muluların mevcudiyeti yeryüzünde büyük dağların teşekkülünden evvelki jeolojik zamana, üçüncü arz devrine tesadüf ediyordu. Mu ormanlarında ve sularında bu devrin hayvanları yaşıyordu. Mu insanları her nevi hayvanı muti bir hale getirmenin yolunu biliyorlardı. Koca kıtayı pek düzgün yollar ile kurşuni örümcek ağını örnek tutarak örmüşlerdi. Yollar nereden başlar, nerede biter, kestirilemez idi. O kadar mükemmel yapılmışlardı ki, kalıntıları karşısında günümüzün mühendisleri, kaldırım ustaları gözlerine inanamamaktadırlar. Main şeklindeki kaldırım taşları yan yana konuvermiş değil, birbirine kopmayacak surette eklenmiştir. Ne taraftan bakılsa kenarlar hattı müstakim teşkil eder."
"Mu kıtası ahalisi, bir hükümetin idaresi altında on kabileden terekküp ediyordu. Hükümet reisine Mu'nun güneşi: tacı, hükümdarı,,hâkimi, emîri mânasına Ra-Mu deniyordu. Ramu'lar ahaliyi Tanrı'nın vahiy ettiği mukaddes yazılar ahkâmına göre idare ediyorlardı. Reisler halka karşı vazifesini müdrik, müşfik, halk reislere karşı içten gelen bir istekle hürmetkar idi. Emir etsin, yahut emre tâbi olsun bütün Mu sakinleri tek Tanrı'ya inanıyordu."
Alıntıdır.
16 Kasım 2015 Pazartesi
Tanrıya yakın olanların hiyerarşi yerine sistem üyesi olarak ifade edilmesi.
(Burada İlahi Hiyerarşiden bahsediyor, Kryon tanrıya yakın olanların hiyerarşisi yerine sistem kavramını kullanıyor. Ancak ilahi hiyerarşiye bağlı bir yönetimsel hiyerarşi yine var. Galaktik Federasyonda da ilahi ve yönetimsel hiyerarşi var. Yönetimsel hiyerarşi ilahi hiyeraşinin bir uzantısı şeklinde. Reptilianlarda da bu şekilde. Şimdiye kadar 3 farklı boyutsal yaklaşım sözkonusu. Her ne kadar tam olarak açıklamasalarda, Galaktik federasyon, Işığın Galaktik federasyonu ( Srius Misyonu), Reptilianlar, ayrı ayrı organizasyonlar. Burada Kryonun temsil ettiği yaklaşım hangi tarafa ait ve hiyerarşi yorumları Pleiadeslilerle bağdaşıyor mu, bunu incelemek gerekiyor. Bence Kryon Srius Misyonunu destekleyen özel bir enerji bu yüzden bu şekilde ifade ediyor. )
Tanrı ile iş başında, sorumlu olanların hiyerarşisi yoktur. Bunun yerine, bu perdenin benim tarafımdaki herkes tarafından bilinen bir sistemdir. O güzeldir, kutsaldır ve mükemmeldir. Burada “birlik” vardır.
Evrene bakıp onun tesadüfen gerçeklemiş olamayacağını kavramaya başlayan bilim insanları var. İnsanlara, şeylerin gelişigüzel gerçekleştiği ve bunun evrime yol açtığı öğretilir. Bazı bilim insanları şimdi gördükleri şey ile mücadele ediyor, çünkü bu yaşamın evriminin gerçekliğinin şans olduğunun dışındadır. Bunun iyiliksever bir tasarım sistemi olduğunun ihtimali sersemletiyor.
Bu gerçek: Galaksiniz bu şekilde tasarlandı. Yaşam için yaratıldı ve bu anda gerçekleşmekte olan şeye izin verecek şekilde pozisyonlandırıldı – bu dünyada oturmanızı sağlayacak ve bu sözleri işitecek şekilde.
Bunların hepsi sizinle ve içinizdeki Tanrı parçasını, ruhu bulmak özgür seçimi ile ilgilidir. Gerçekten budur. Bu gezegende her şey İnsan Varlığı çevresinde döner ve hayvanların çoğu bir seviyede bunu bilir. Ancak, bunu kavramanız yavaş olmakta.
Tam şu anda görev;
"Sizi destekleyen spiritüel sistemi daha iyi anlamaktır"...
Kryon
Yaratıcı tanrıların ona doğru evrimleştiği kendi tanrıları vardır.
Yaratıcı tanrıların ona doğru evrimleştiği kendi tanrıları vardır. Yaratıcı tanrılarla onların tanrıları arasındaki bilinç sapması, mutlaka türlerin değil de dünyalar ve evrenlerin manipülasyonu bağlamında gerçekleşti. Tür olarak siz, pek çok gerçeklik dahilinde maniple ediliyorsunuz. Göreviniz, kaç gerçeğin içinde varolduğunuzu ortaya çıkarmak. Yaratıcı tanrılar gerçeklik hokkabazlarıdır. Peki onların gerçeklikleriyle hokkabazlık eden ve onları yaratmalarıyla bütün bu dünyalarda ilk sıraya yerleştiren kim?
Pleiades Öğretilerinden.
15 Kasım 2015 Pazar
Plaiades Öğretileri - 2
Pleiades Öğretileri-2
Evrenin Genetik kitaplığı Dünya
Barbara Marciniak
23-Oyun, şifreler ve ustalar:
Bütün yaptığımız,evrimleşme basamağınız olabilecek bir betimleme yaratmak.
Selam, sevgili dostlar, buradayız. Niyetimiz, sizi Dünya gezegeninde yaşamaya ve sevmeye esinlendiren yeni bir vizyon yaratmanıza yardımcı olmak. Toprak ve taşın karanlık tabakalarında saklı eşsiz bir mücevher gibi Dünyanın güzelliği de zaman ve mekanın mağaralarında parıldıyor. Farkına varılıp ortaya çıkarılacak bir değer olarak sabırla insanlarının gelip onu taçlandırmasını bekliyor. Sizi yaratıyor, destekliyor. Sizin de bildiğiniz gibi, eğer o olmasaydı siz de olamazdınız. Büyük öykülerin peşinde olan varlıklar olarak sizden istediğimiz, Dünya’ya bağlılığınızı duyurmanız. Kendinize dönüşüm sözü verin. Dönüşümünüz ışık ve karanlık içinde bir yolculuktur. Dünyanın özgürleşmenizde oynadığı önemli rolü onurlandırın. Sırlar göksel mirasınızı ortaya çıkarmak üzere çözüldükçe cennetin çekiciliğinin tuzağına düşmeyin; sizler de bir gezegende yaşıyor, kendi yaratılışlarında çözümler arayan dünyalara ışık yansıtıyor ve gönderiyorsunuz. Zamanın bu noktasında göreviniz, Dünyadaki Yaşayan Kitaplığı harekete geçirmek, Dünyayı ve yaşamın insan biçiminde belirmiş halini yenilemek, yaratılışın ön planına getirmektir. Budur çıktığınız yolculuk.
Gerçekliğin pek çok biçimi vardır, her biride varlığını kendi hedef ve niyeti ile bağımsız bir şekilde sürdürebilir. Zaman, uzay ve dünyaların varlığı katı bir yapıdan yoksundur, gerçekliklerini üzerlerinde yoğunlaştırdığınız dikkatinizden alırlar. Aralarından seçim yapılacak birçok Dünya vardır, unutulan ya da belki kasıtlı olarak farkındalığınız ve gelişiminizden uzak tutulmuş olan öykülerin pek çok zaman çizgisi bulunur.
Zihin ve yüreklerinizi açmanızı istiyoruz; çözmek istediğiniz büyük gizlerin yanıtları bedeniniz ve Dünya’da gizli. Size gelecekten seslenen Pleiades’li bir enerji topluluğu olarak dışınızdaymışız gibi görünmekle birlikte biz aynı zamanda sizin içinizdeyiz. Bizler sizin içinizde olduğu kadar dışınızda da var olan atalarınızız. Zamanın altın sarmallarında, varoluş dönemlerinin döngülerini tamamlayan, sizi kutsal bildiğiniz her şeyi yeniden değerlendirmeye çağıran bizler siziz. Sizden yaşamınızın amacını yeniden değerlendirmenizi, sizi yöneten güçleri yeniden tanımlamanızı, varlığınızda saklı olan bilinç şifrelerini yeniden canlandırmanızı istiyoruz. Düşünce yoluyla yaratma bilginizi duyurmanın, Dünya’nın Yaşayan Kitaplığının amacını canlandırmanın, yaşama değer vererek güzelliği yenilemenin ve kim olduğunuzu anımsamanızın vakti geldi. Şimdi bizimle birlikte Dünya’nızın gizemleri boyunca yolculuğa çıkın.
On iki imgesi boyunca bir gezinti yaptığınızı canlandırın ve on iki anlayışını zihninize yerleştirin. Bu kitaptaki malzeme sizi yapılandıran ve tanımlayan on ikili sistem yoluyla şifrelerinizi açmak üzere tasarlandı. On iki yoluyla kişinin sayısal simgelerini deneyimlediğinizi düşleyin; takvimin on iki ayı, zodyakta yer alan on iki hareket (ev), on iki saati hayal edin. Bunlara kendi kişisel on ikili yapınızı ekleyin. DNA’nızın on iki sarmalı olduğunu, bunların, ruhsal kalıtınıza erişim sağlayan enerji girişleri olan on iki çakranızı harekete geçirip onlarla bağlantı sağladığını canlandırın. Burada bir anahtar yatıyor; üstesinden gelmenizi bekleyen iş, kendinizi hayal gücünüz yoluyla tanımak, gerçekliğin gözünüze görünmeyen içinizdeki bilgi ağları ve bildiri levhalarına ulaşmaktır. Ruhunuzun arayışında belki de yeni pek çokşeyin şimdiki dünyanızı daha geniş bir bakışla zenginleştirdiğini göreceksiniz.
Bizler oyun, şifreler ve ustalar için buradayız. Harekete geçirdiğimiz şey, birlikte dans etmek zorunda olduğumuz şey olduğu için bu zamanda Dünya ile ilgilenmek karmamızın parçası. Atalarımız bulunduğumuz zaman içinde Pleiades’teki gelişimimizi engelleyen olaylar yarattılar. Pleiadesliler olarak bu büyük çıkmaza çözümler arıyoruz. Sizin bizimle paylaştığınız kötü bir durum bu.
Uygarlığımız, sizin bulunduğunuz noktaya göre gelecek bir zamanda tehlike içinde. Onun için bir çözüm bulmak üzere yolculuğa çıkmaya itildik. Biz sizin geleceğinizdeyiz ve neler olduğunu ortaya çıkarmak için öğretmenlerimizle, Zaman Bekçileri olarak da adlandırılabilecek Varlık Bekçileriyle karşılaşmak üzere geleceğimizde daha da ilerilere gittik. Bize zamanın farklı bölümlerinde yolculuk etmeyi öğrettiklerinde olayların nerede saklı ve kilit altında tutulduğunu ortaya çıkarmak üzere zaman içinde geriye doğru yolculuk etmeye ikna edildik. Geleceğimizin geleceğinden ve şimdiden, sizin gerçeklik anınızdan bakarken geçmişimizi etkisi altına alan fırtınaların nerede koptuğunu inceledik.
Atalarımız, gelişimini tamamlamış ve evrensel anlamda İlk Yaratıcı olarak, İlk Yaratıcının zaman içindeki yolculuğu olarak anlaşılmış olan bir evrenden geldiler. Yaratıcılık olan özünü keşfetmiş bir evrenden geldiler. Bu özü ortaya çıkararak yaratıcılar olduklarını anladılar. Pleiades’e geldiler, çünkü bu yıldız sistemi günün birinde en zorlu zamanınızda, İlk Yaratıcı ile yeniden bağlantı kurmaya hazır olduğunuz bir zamanda size yardım edebilecek durumda olacaktı. Atalarımız, Dünya’nın Özgün Planlamacılarının, yaratıcılık ve sevgi yoluyla dünyalar ve uygarlıkların tohumlarını atan düzenleyicilerin arasında yer alıyordu. Atalarımız sizin de atalarınızdır. DNA’larını Özgün Planlamacılara verdiler ve bu DNA, insan ırkı DNA’sının parçası haline geldi.
Plan, gezegeniniz Dünya’da galaksiler arası bir bilgi alış veriş merkezi yaratmaktı. Olağanüstü bir plandı bu. Dünya bir galaktik sistemin kıyısında yer aldığı ve başka galaksilerden kolayca erişilebilir olduğu için güzel bir yeri kapsıyordu. Dünya, enerjilerin sizin uzay bölgenizde yolculuk yapması için var olan birçok yol girişine, otoyola yakın bir yerde var olmaktadır.
Dünyaya bütün galaksilerden bireysel temsilcilerin getirilmesi için büyük bir hareketlilik yaşandı. Amaç bu gezegende benzerlerinin olmasıydı. Yaratıcı tanrılar olarak anılan kimi görevliler genetik ustalarıydı. Yaşam yaratmak üzere kimlik, frekans ve elektrik yüklerini şifreledikleri moleküller yaratma, ortaya çıkarma ve birbirine bağlama yeteneğine sahiptiler. Kendi genetik çizgileri ve şifrelerinin bir benzerine bu gezegende sahip olmak üzere pek çok duyarlı uygarlık gönüllü olarak DNA’larından örnek verdi. Genetik ustaları, bilgi alışveriş merkezinin, ışık merkezinin yapılışına katkıda bulunmak üzere duyarlı uygarlıkların verdiği DNA çeşitleriyle oynayarak kimi insan kimi hayvan olan ırkları yarattılar. Bu, Dünya için tasarlanmış olan büyük bir plandı. Yaratıcı tanrılar sizin bildiğiniz şekliyle zaman içinde var olmadıkları için birkaç bin ya da milyon yıl onlar için hiçbir şeydi.
DNA’sı bir zamanlar zarar görmemiş olan, gezegeninizde çok ileri uygarlıklar geliştiren ve size benzeyen başka insan türleri de bulunuyordu. Çok zaman önce, yarım milyon yıldan uzun bir zaman önce var oldular. Çağdaş insan dönemi olarak andığımız bir döneme denk gelen Lemurya ve Atlantis isimlerini verdiğiniz uygarlıklardan söz etmiyoruz. Sözünü ettiğimiz, güney kıtanız Antarktika’nın buzlarına ya da Moğolistan’daki Gobi çölünün kumlarına gömülü olan eski uygarlıklar.
Sizin tanrılar olarak adlandırdığınız enerjiler bu gezegendeki her şeyi yarattı ve bütün yarattıklarına büyük bir zeka yerleştirdi. Parmak uçlarınızdaki moleküllere kadar Dünyada var olan her şeyde bilinç vardır ve her şeyin bir arada çalışması hedeflenmiştir. Elektromanyetik frekansların titreşimi ile bilinç sürekli iletişim içindedir. Bu frekanslar, her birinin bütünden yararlanması için birlikte çalışmaya ortaklaşa katkıda bulunurlar. Bu zamanda Dünyada yaşanan zorluk, insanların birlikte çalışmak için burada olan enerjiden ayrı olduklarına inanmalarıdır. Ayrı parçalara olan geçerli inancınız, varoluşun bütünlüğünü görmenize ve bütünlüğe erişmenize engel oluyor.
Niyetimiz, Dünyayı etkileyen Pleiades deneyleri konusunda daha geniş bir anlayışa kavuşmanıza yardımcı olmak. İnsan ırkının baskılandığı kaos ve karmaşa zamanları sırasında bizim sistemimizden pek çok grup gezegeniniz çevresindeki farklı noktalara gelerek son derece ince yapılı açılımlar gerçekleştirdi. Kozmosta çoğu varlık gezegeninizin muazzam bir felaket ve büyük bir baskıya doğru ilerlediğini bildiği için gezegeninize bir enerji ışığı bırakmak üzere küçük bilinç kümeleri ile çalıştılar.
Dünya bu zamanda bir dar boğazından geçiyor, buna hiç kuşku yok. Ancak, bu karmaşada büyük bir olanak gizli. Bir çağrıya yanıt vermeniz için her birinizin omzuna dokunuldu. Pek çoğunuza dokunuldu, ama bilinmeyene doğru ilerleyip rahatça birer özgür ruh haline gelerek kitlelerin belki de arka çıkmayacağı bir şeyi desteklemeye rıza göstereniniz az. Pratik amaçlarınızın bütünü içinde hiç anlamamış olduğunuz dişi ve erkek yanlarınıza göz atmak istediğiniz için sizleri onurlandırıyoruz. Farklı bir olanak araştırmaya ve elinizdekini daha da güzelleştirip zenginleştirmeye hazır olmanızdan ötürü hoşnutluk duyuyoruz. Farkedilmenizin zamanı. İçinizden geçen enerjileri kendi yolunuzca büyütüp bedeniniz ile Dünyaya zorlamasız bir şekilde ışık ışınlan yerleştirmenin, bu enerjileri başkaları için de erişilir hale getirmenizin zamanı. Gülmeyi, hoşça vakit geçirmeyi her zaman seviyoruz ve bu oyunsu yaklaşımla sizin belki de daha uzağa gitmenize engel olacak olanı meydana çıkarıyoruz.
Evrim, niyet ve belli bir plan temelinde gruplaşan bilinç aileleri vardır. Ait olduğunuz Işık Ailesi böyle bir bilinç ırkından gelmektedir. Kimdir ışık? Işığın sahibi kimdir? Işığın ötesinde ne vardır? Bunu birkaç dakika boyunca hissedin ve insan zihinlerinizde kozmosta olduğunu düşündükleriniz konusunda her zaman bir mit, küçük bir öykü ya da masal yarattığınızın ayırdında olun. Sizin bakış açınız, var olanın ışığında küçücük kalır. Onun için sizden öykülerinizde devasa değişimler düşünmenizi ve varoluşun daha büyük çeşitlemelerini düşlemenizi istiyoruz.
Işık Ailesi gezegene bilgi getirmek üzere şifrelenmiş varlıklar topluluğudur. Şifreleme her bireyin içinde yer alır. Bir kez gerçekliğin var olan yorumunu sorgulayacak ve ötesini görecek hale geldiğinizde size başkalarının şifrelerini ateşleyecek düşünce biçimleri yaratacak şekilde yol gösterilir. Bizler, gezegensel geliş imin belirli bir noktasında insan bilinç şifrelerini ateşleyen bir enerji grubuyuz. Bu süreç siz evrimleştikçe evrimleşecek ve size yardımcı olmak üzere ortaya çıkacak sayısız öğretmeni içine alan muazzam bir bilgi oluşacak. Işık ailesi geniştir. Üyeleri nerede bilgi dağıtılacaksa orada toplanır. Acil durumda çağrılan özgür ruhlu özel kuvvetler gibidir. Işık Ailesi üyeleri, bedenleri ya da işgal ettikleri yaşam güçlerini yok etmeksizin gerçeklik değişimlerini bütünleme ve bu değişimlerden sonra hayatta kalma yeteneğine sahiptir. Bir Işık Ailesi üyesi olarak gerçekliği değiştirme yeteneği sizde doğuştan vardır. Onun aracılığıyla başarabileceğiniz inanç sistemini yaratmak zorundasınız. Çünkü zihniniz evrimleşmek üzere yapılanmıştır ve hangi paradigma düzleminden kaynaklanırsa kaynaklansın deneyiminizi talep ettiğiniz şey temelinde biçimlendirir.
Işık Ailesi, boyut değişimlerinde bir istikrar unsuru olarak hareket eder. Üyeleri pek çok insanı uyandırmada kullanılan bir frekansın taşıyıcıları olarak hizmet eder. Bazılarınız var olan olanaklar karşısında korkuya kapılacaktır, bu da doğaldır. Yapabildiğiniz kadar yeni bilgiyi alacak ve değişeceksiniz. Bu olanak sizde şifrelidir, değişime karar vermek ya da vermemek ise sizin özgür seçiminiz. Bunu başarıp başaramayacağınızı düşünmek sizin özgür iradenize bağlıdır. Geçen birkaç binyıl boyunca Dünyadaki birçok gizem okulunda yaşanan inisiyasyon süreci bizim bu görüşümüze örnekler sunuyor. Işık Ailesi üyeleri içlerindeki şifreleri ortaya çıkararak kendilerini üç boyutlu gerçeklik yasalarından deyim yerindeyse başka bir boyuta doğru geçmeye ittiler.
Çoğunuz bunu daha önce yaptığı duygusunu taşıyabilir. Yaptınız da. Bu sizin, başka sistemlere giderek aynı şeyi yaptığınızın çok boyutlu anısıdır. Son derece bildik bir süreçtir, çünkü Işık Ailesi üyeleri olarak yaptığınız budur. Siz sistemleri bilgilendirirsiniz. Gider, gerçeklikleri yeniden yapılandırırsınız. Bu konunun uzmanlarısınız.
Bu sürecin anısını yitirdiniz, çünkü buraya diğer herkesle aynı yasalar altında çalışmaya geldiniz. Onun için, bütünüyle silinmiş belleğinizle insan olarak geldiniz. Gelmeden önce, belleğinizi kaybetmenin sürecin bir bölümü olduğunu biliyordunuz ve sizi enerji ve genetik açısından hedefinize ulaştıracak zaman ile ebeveyni özel olarak seçtiniz.
Dünya düzlemine bedenlendiğinizde psişik ve sezgisel yetenekleri geliştirmede en yüksek olanağı sunan ışık şifrelerini içeren bazı belirli eşleşmiş resesif genleri aldınız. Bu genler ayrıca adlandıramasanız da sizi başkalarından ayıran bir belleği taşıyordu. Bu güç ve yeteneklerle göreviniz, yaşamınızı yapılandırmak ve momentumun sizi insanların çoğundan farklı bir şeye yönlendirmesine izin vermekti. İnsanların içinde, bu genetik yükselişte size eşlik edenlerin etkisiyle dışarıdan da uyarılan geniş çaplı bir dönüşüm gerçekleştikçe içinizde uyanmakta olana göre hareket etmek ve onu bütünlüğünüze katmak zorundasınız.
Size bu noktada bir senaryo sunalım. Kendinizi, hiçbir şeye şimdi baktığınız gibi bakmayan bir Işık Ailesi üyesi olarak canlandırın. Kozmik kimliğinizi tıklayın. Bir sınıftasınız, öğretmensizinle konuşuyor ve değiştirmek üzere sistemin parçası olmak için Dünyaya dönme görevinin önemli noktalarının altını çiziyor. Mesleğinizin doruğundasınız; kusursuz bir sistem bozucu olduğunuza inanıyorsunuz. Keyfiniz müthiş yerinde bu sınıfta, çünkü öğretmen size bir şey açıklıyor; “İster inanın ister inanmayın, Dünyaya indiğinizde bunların hiçbirini anımsamayacağınız için gelip sizi bilgilendirmemize gereksineceksiniz. ” Bütün sistem bozucular gülüyorsunuz, çünkü biliyorsunuz ki şimdi duruma ne kadar egemen olursanız olun, bir kez kendinize gömüldüğünüzde bu sınıfı artık hatırlamayacaksınız. Öğretmen, “Şuna bakın, diyor. Size resimler göstereceğiz. Bakın, burada bir araç kullanarak geliyoruz, şurada da siz insan biçimindesiniz ve neler olduğunu bilmezmiş gibi hareket ediyorsunuz. Görevinizin parçası bu.” Bütün bunlar hakkında bilgi veriliyor size, anlıyor musunuz?
O sınıfta Pleiadesliler olarak bize ve pek çok başkasına cevap vermek üzere şifrelendiniz. Daha büyük kimliğinize açıldıkça alıcı ve sınırlarınızın ötesine geçmeye istekli olun, çünkü yapmaya çalıştığımız bu. Sizi daha ileri götürmek üzere zihninize yeni imgeler aşılamaya niyet ediyoruz. Bunu nasıl yaptığımızın önemi yok. Yaptığımızın gerçek olup olmamasının da önemi yok. Önemli olan tek şey, sizin için yeni imgeler yaratmamız. Günün birinde bu sizin için sıradan bir hale gelecek ve bunca zamanın ardından neyin peşinde olmuş olduğumuzu anlayacaksınız. İçinizde bir şeyleri harekete geçirmek, insan olarak gelişiminizi sağlamak üzere kimi zaman kimi şeyleri bütünüyle bizim yaratmış olduğumuzu anlayacaksınız. Bizler son derece kurnaz öğretmenleriz.
Zaman, kendinizi kendiniz için sevinç, yaratıcılık ve sevgi yaratmaya adama zamanı. Başkalarına ancak o zaman yararınız olur, çünkü siz gelişmeksizin başkalarına hizmet etmezsiniz. Yaşayan bir örnek haline gelerek, yüreğinizi izleyerek başkalarına yüreklerini cesaretle izlemenin yolunu gösterirsiniz.
Burada oluşumuzun nedeni, yapacağımız daha başka bir şeyin olmaması değil. Köpürmeye ve gezegeninizin çevresine buharını salmaya başlayan bir dönüşüm sürecinde yardımcı olmak üzere buradayız. Geçen birkaç yıl içinde pek çok insan yaşamın büyük ve anlamlı bir hedefini anımsayarak uyandı.
Bu zamanda üstbenliğinizin bildiği kadar çok şey bilseydiniz göreve başlamak için çok sabırsızlanırdınız. Bu sizin insan olarak bedenlenmenizi, insan olduğunuzu düşünmenizi, insandan öte bir şeye evrimleşmenizi ve her şeyden önce insandan fazla bir şey olduğunuzun farkına varmanızı içeriyor. Geriye doğruymuş gibi görünebilen bir işleyiş olmakla birlikte bilinç evriminizi insan olarak geçirmeniz için gerekli. Dönüşüm sizin bir yaşam biçimi olarak bilinçle evrimleşmenizi kamçılayan kitlesel bir uyanışı gerektiriyor. Süreç, kilit bir kavram olarak seçimle ilgili. Bunu adım adım yapacaksınız, başkaları sizi seyredecek ve yolunuzda sizi izleme cesaretine kavuşacak.
Gerçekte insan bedeninde saklı olan değer üzerine sizin hiçbir fikriniz olmasa da insanlar bu evrende kimilerince paha biçilmez varlıklar olarak görülür. İnsan bedeniniz bilip karşılaşacağınız en değerli şeydir. Paha biçilmez varlıklarsınız sizler. Dünya uğruna uzun savaşlar yapıldı ve bunun sonucunda, içinizde saklı olan bilgi bolluğu güçlerin kontrolü ya da sınırlanması ile sizden kasıtlı olarak uzak tutuldu. Başka zeka biçimlerinin gelip enerjinizi çekmemesi için kasıtlı olarak size önemsiz ve değersiz olduğunuz öğretildi. Sizi denetimleri altında tutanlar formülleri elinizden alamayınca sizi gizliyor, karantina altına alıp bütünden yalıtıyor. Bu şekilde, elinizde tuttuğunuza ihtiyacı olanlar sizi ele geçiremiyor. Tür olarak koreograflığını yaptığınız bir güçsüzleştirme dansı öğretildi size. Şimdi kendi değerinizi bulmayı öğreniyorsunuz; bizim süre giden bir süreçle sizinle paylaşmak, öğretmek ve ortaya çıkarmanızı yüreklendirmek istediğimiz kendi değerinizi. Ortaya çıkardığınız kendi değeriniz, içinizdeki, bizim başka uygarlıklar için şifreler olarak adlandırdığımız bu formüller karşısında hayranlık duydukça büyüyecek.
Dünya makrokosmos içinde mikrokosmostur. Bizim çekirdek olarak adlandırdığımız bir tetik noktası olması dışında her yerde olmakta olanın çok küçük ölçekli bir modelidir. Çekirdeğin tohum olduğunu biliyorsunuz. Olayların değiştirileceği bu çok önemli zamanda buraya ekilen Işık Ailesi üyelerine yardımcı olmak için Dünya’ya geri döndük. Zaman, üç boyutlu gerçeklikte büyük ölçüde yanlış anlaşılmıştır. Kendi çevresinde esneyip çarpılarak, eğilip bükülerek gerçekliklerde eşzamanlı hareketlerin oluşumunu sağlayan, sizin kavrayabildiğinizden çok daha esnek bir yapıya sahiptir. Kendinizi gelecekten geçmişe eklemleyerek tarihin akışını değiştirmek üzere Dünyaya doğdunuz. Bu şekilde geçmişi yeniden biçimlendiriyorsunuz. Bir değişim fidanısınız siz.
Sizi kendinizi tanımlama şeklinizin ötesine itecek bazı kavramları paylaşacağız sizlerle. Önerdiğimiz şeylerin çoğu zihninizi eğip bükmeye yönelik. Bunu neden yapıyoruz? Kafanızı mı karıştırmak istiyoruz? Belki gerçekliğe şimdiki bakışınızda karmaşa yaratamasak da başka gerçeklikleri algılamanızı sağlayabiliriz. Amacımız da kafanızı berrak bir kavrayışa doğru karıştırmak zaten! Kitle bilincinizin yeniden ürettiği paradigmanın öylesine tutsağı haline geldiniz ki şimdiki inanç sisteminizin dışına çıkmak büyük çaba ve kararlılık gerektiriyor. Var olan inançlarınızın temeli doğrusal (lineer) zaman ve tarihsel olayların kısıtlı bilgisi.
Size gerçekliğin belli bir şekli yutturuldu. Aşırı değer verdiğiniz eğitim sisteminizde hikayeleri içerik ve öğrenim yöntemlerini asla sorgulamaksızın gerçekler olarak yineleme yeteneğinizi ödüllendiriyorsunuz. Size birçok öykü anlatıldı, bizler birkaç tane daha anlatacağız. Paylaştığımız sözcüklerin ötesini okumak için bedeninizin bütününü kullanmayı öğrenin. Size bizim öykücüler olduğumuzu anımsatmaktan hoşnutluk duysak da varlığınızın kadim katmanlarında gerçeğin gereçleri yatıyor. Onları nasıl ve ne zaman kullanacağınız size kalmış. Sözcükler göründüklerinden fazlasıdır.
Diliniz şifrelidir, sesler bilinci harekete geçiren ve yapılandıran yansıtılmış imgeler yaratır. Söylenen sözcükler yazılan sözcüklerden farklı titreşimler taşır. Biz dilin her iki biçimiyle de oynamayı seviyoruz. Konuş tuğumuzda vurgumuz kendi imzasını yaratıyor, belirli sesler üzerindeki vurgulama ile ince düzeyli değişimler kullanıyoruz. İfade etmek istediğimizi özenle seçiyoruz. Her bir sözcüğü kullanmada belirli yollarımız var. Siz bir şey işitirken çıkardığımız sesin bedeniniz için bütünüyle farklı bir anlam yarattığını biliyoruz. Bizim titreşimimize geldiğinizde bilginin pek çok katmanını harekete geçiren birçok ders alıyorsunuz. Anladığınızı düşündüğünüz sözcükler işitiyorsunuz, her sözcük arasında kendi başına ve kendisi hakkında başka bir öğreti olan bir boşluk oluyor. Sonra bir de hücrelerinizde size Pleiades öyküsü anlatan bir yankılanma yaratan sesler çıkarıyoruz. Evriminizi hızlandırmak için iç ve dış çalışmalar bir araya geliyor.
Başlangıçta söz vardı, söz ise sesti. Yaradılış varlık katına böyle sıçradı. Ses hepinizi etkiler ve gezegeninizi değiştirir. Ancak, sürecin ardındaki inceliğin ayırdında değilsiniz. Bir sayfaya basılan sözcüklerimizde size gerçekliğin pek çok düzlemini verecek şekilde düzenlenmiş ve şifrelenmiştir. Hiç sözcüklerimizin yer aldığı bir sayfayı okuyup da bir şey söylediklerini hissedip aynı sözcükleri daha sonra okuduğunuzda yeni bir anlam keşfettiğiniz oldu mu? Hatta kimi zaman şimdi okuduğunuz şeyin daha önce orada olmadığı hissine kapılabilirsiniz, belki bu da doğrudur.
İçinde olduğumuz sözcükler, kim olduğumuza ilişkin daha büyük bir kimliğin ilanı ile başka bir dile aktarılırken bozulabilir. Anımsamak sözcüğü, sizi yaratan kaynağa sahip çıkmayla ilgilidir, aynı şey biz buradayız sözcükleri için de geçerlidir. Sözcükler yaratıcınızın kaynağını saptar ve sizinle konuşmak için geldiğimizde kullandığımız sözcükler ses aracılığıyla bizim sizi Pleiades’te ortaya çıkaran kaynaktan geldiğimizi duyurur. Hücreleriniz bunu duyar ve bedeninizi kendi şimdisinde anımsamaya çağırır.
Yaklaşık yarım milyon yıl önce varoluşun bu bölgesinde sizin bugünkü Dünyanızı etkileyen fırtınalı olayların gerçekleştiğini öne sürmüştük. Dünya geniş çapta özerkliğini yitirdi, başka bir yönetici güç gelerek sizin yuva olarak adlandırdığınız bu iştah kabartan gayri menkul parçası üzerinde hak talep etti. Yakın zamanda atanan tanrı benzeri bu yöneticiler her zaman türlerin en nazik, iyi niyetli olanları değildi. Dünya milyonlarca yıl önce bir amaç doğrultusunda kuruldu. Galaksiler arası bir bilgi alış veriş merkezi, pek çok galaksiden gelen verinin saklandığı geniş bir kitaplık sisteminin parçası, tam olarak söylemek gerekirse bir Yaşayan Kitaplık olacaktı .
Yaratılış güçleri olduklarına inanan yaratıcı tanrılar bir araya geldi, bilgilerini birleştirip yaşam biçimleri yarattılar. Pek çok farklı dünyadan DNA ve genetik malzeme bileşimleri ödünç aldılar. Bu malzemeyi, on iki kozmik kitaplığa bağlı olan Dünyanın kitaplık sistemine yerleştirdiler. Buradan da Dünya için hazırlanmış olan planın büyüklüğünü anlayabilirsiniz.
Dünyanın Özgün Planlamacıları Işık Ailesi üyeleri, ışık adı verilen bir bilinç özelliği için çalışıp onunla ortak olan varlıklardı. Işık bilgidir. Işık Ailesi üyeleri, tasarladıkları bilgi merkezini yarattılar. Galaksilerin bilgileriyle katkıda bulunacağı ve kendi özgül bilgileriyle katılıp paylaşabilecekleri bir yer tasarladılar.
Dünyadaki Yaşayan Kitaplık projesi sonunda savaşlara yol açtı. Mücadeleler oldu ve Dünya bir çatışma ve ikilem yeri haline geldi. Dünya bir özgür irade bölgesi olduğu için her istediğini yapma hakkı olan bazı yaratıcı tanrılar geldi ve buraya el koydu. Bu yaratıcı tanrılar yaklaşık yarım milyon yıl önce-tarihsel açıdan insan uygarlığının başlangıcı olarak adlandırabileceğiniz bir zaman diliminde- Dünyaya baskına geldi. Bu, şimdiki günde sizin uygarlığın başlangıcı olduğunu öğrendiğiniz zaman dilimidir. Gerçekteyse yalnızca uygarlığın son aşamasının, çağdaş insanlık aşamasının başlangıcıydı. İnsan yaşam biçimleri milyonlarca yıl boyunca var oldu.
Çatışmalar sırasında bir grup varlık uzayda savaştı ve Dünya bölgesini kazandı. Bu yeni sahipleri Dünyanın yerli türünün evrimleşmeden kalmasını, bilgisiz bırakılmasını istedi. Tür bu şekilde daha kolay denetim altında tutulabilecekti. Özgün insan yaratısı büyük bir yıkım deneyimledi, DNA’sı dağıtıldı.
Dünyanın sizden uzaktaki büyük bir imparatorluğa bağlı bir prenslik olduğunu düşünün. Belki hükümdar ailesinin çocuklarıyla sorunu vardı, onlara,”Gidin, biraz Dünyada oynayın”, dediler. Tanrılar bu öneriyi yaparken harekete geçirdikleri şeyin kendilerini gelecekte bağlayacağını görememişlerdi. Tanrıların çocukları altın ve genetikle oynamaya başladığında-dişi güçle oynayarak kanı da oyuna kattıklarında- ne yarattıkları üzerine hiçbir fikirleri yoktu.
Tanrıların şimdi farkına vardığı, Pleiades’te çıkmazda olduğumuz. Dünyada ipleri gevşetilen zorbalık bize geri döndü. Zorbalığı bizim yaptığımızı, sizi bütünüyle işler halde olan on iki sarmallı DNA mirasından bizim yoksun bıraktığımızı biliyor muydunuz? Pleiadesliler, buna bizler de dahiliz, konusunda safdil olmayın. Gezegeninizdeki bu şifa işini neden yaptığımızı sanıyorsunuz? Size belki de bundan sonraki gelişim aşamasında ihtiyacımız olacak. Eğer büyümek istiyorsak bağlı olduğumuz bir geçmişi iyileştirmek zorundayız.
Atalarımız gezegeninizi harap etti, aynı zamanda da pek çok değişim boyunca size yardımcı oldular. Pleiades’in her iki yönde de etkisi altındasınız. Etki kayıtları Pleiades enerjisinin Dünyada çok sevildiği ve onurlandırıldığını gösteriyor. Gezegeninizdeki çoğu kültür Pleiadesliler karşısında olumsuz duygular beslemiyor. Bununla birlikte, uzak bir geçmişte Pleiades enerjilerinin insanların genetik soyunu arzuları doğrultusunda yönlendirdiklerini ve sürüngenlerle bağlantılı olduklarını ilk kabul etmesi gerekenler de bizleriz. İyileştirmek için geldiğimiz işte bu. Bu, ziyaretimizin amacı.
Pleiades’de neden böylesine büyük bir karmaşa içinde olduğumuzun, arayışımız içinde siz olmaksızın sistemimizin hiçbir yere ilerleyemeyeceğinin gösterilmesi için geleceğe doğru çekildik. Başka bir deyişle, yaratıcılar olarak bütün yeteneklerimizi ve haklarımızı yarattığımız her şeye aktarmaksızın evrimleşmeye devam edemeyiz. Yarattığımızın başına polis gücü dikip kontrol edemeyiz. Bu bizim çıkmazımız. İşte onun için, yaratıcı olarak kendi deneyiminizi keşfetmenizi bekliyoruz. Bunu yaptığınızda şifrelenmiş formülleri açığa çıkaracaksınız. Çok ileri düzeylerde evrimleşseniz bile formülleri belki de uzun, çok uzun bir zaman boyunca hiç anlamayacaksınız.
Başkaları formüllere sizin aracılığınızla ulaşacak. Karşılığında esrime, bilinç değişimleri ve belki de başka dünyalara yolculuklar deneyimleyeceksiniz. Bunu yaparken formülleri yayınladığınızı farketmeyebilirsiniz. Formüllere gereksinen başkaları onları yaşam kopyalamada yada yok edilmiş sistemleri yeniden kurmada kullanacaklar. Bu bilgi şifreleri hayata geçirildiğinde özgür olacağız, çünkü bilinç şifreleri kendi özgürlüğümüzün bedeninizin hücrelerince frekans ve yayın olarak söylenen şarkısını içeriyor.
İktidara geçirilen kılıflar, manipülasyon ve gerçeklik aşma konusunda ilerledikçe düşüşünüz hız kazanır. Dünya bir ölçüde düşen enerjileri çeken manyetik bir girdaba dönüştü. Bu enerjiler yalnız Dünyaya değil güneş sisteminiz çevresindeki bütün bölgeye geldi. Dünya kusurlu diye geri kalan her yerde işlerin yolunda olduğunu sanmayın. Gerçekte bütün güneş sisteminiz bu zamanda bazı güçlükler geçirmekte. Güneş sisteminizin çeşitlemeleri olup onunla çakışık başka güneş sistemleri vardır. Özel düşünce biçimleri gerçekleşmeye başladığında benzer doğası olan başkalarını kendilerine çekerek ikna ederler. Olumsuz bir enerjiniz olduğunda ve bundan kurtulamadığınızda olan nedir? Giderek daha fazla negatif enerji size doğru çekilir. Uzun zamanlar boyunca Dünya negatif enerjileri kendisine çekti. Bu enerjilere bağlı olan varlıklar kararlar, belki yanlış ya da uygun olmayan kararlar aldıkları idealleştirilmiş yüksekliklerden düşmüşler ve yüceltici gerçeklikler kurma güçlerini yitirmişlerdi.
Gerçekleşen güçten düşme ve manipülasyon, evrimleşmemiş yaşam biçimlerini daha iyi bir şeyler bulmaya doğru itti. Bütün bu süreçte büyük bir yarar var, korkacaksa hiçbir şey. Kesinlikle hiçbir şey. Gelecek zamanlarda kesinlikle korkacak hiçbir şey yok. Olduğunuz gibi onurlandırdığınızı ve siz de kendinizi onurlandırmaya başladıkça kavrayışınızın çok ötesinde olanakları kendinize çekeceğinizi açıkça bilmenizi istiyoruz.
Şu anda Dünyada olmanın en heyecan verici yanlarından birisi de DNA’nızda gerçekleşmekte olan yeniden yapılanma. Kozmik ışık şifreli ışınlar fotonlar olarak Dünyaya geldi, insan bedeninde değişim ve yeniden düzenlemeyi harekete geçirdi. Tarihi ve Yaşayan Kitaplığın farkındalığını içinde barındıran ve dağıtılmış olan bilgi şimdi yeniden düzenleniyor. Işığın Galaktik Gelgit Dalgası, 1993′deki büyük Uranüs-Neptün birleşimi ile ifade bulduğu gibi, kitlelerde olası bir üçüncü DNA sarmalı yaratarak Dünyaya kozmik ışınların sızmasına yol açtı. Işık şifreli iplikçikler halinde biçimlenmiş yeni DNA sarmalları aralarında yeniden bir araya gelmeye itildi. Dağıtılmış olan veri, İlk Yaratıcıdan gelen elektromanyetik enerjilerle bedeninizde bir araya getirildi. Sizdeki bu süreci izlemek, size yardımcı olmak ve kendimiz de evrimleşmek için buradayız.
Yeniden bir araya getirme ve düzenleme ilerledikçe, yeni bilginin bilincinize kendiliğinden çıkmasını kolaylaştıracak daha ileri bir sinir sistemi yaratacaksınız. Uyur durumda olan birçok beyin hücresini uyandıracaksınız ve şimdiye dek düşük bir yüzdesiyle çalışmış olduğunuz fiziksel bedeninizi bütünüyle kullanmaya başlayacaksınız.
Işık taşımayı ve gezegene ışığı geri getirmeyi kabul ettiniz. Bedeninizi ışıkla doldurmaya başladıkça hafızanızın açılması gerekecek. DNA’nız evrimleştikçe kendinizin, içine pek çok gerçeklik düzlemini alan çok boyutlu bir biçimine evrimleşmek zorundasınız. Kendinizi on iki farklı DNA sarmalı ile düşleyin. Çift sarmalın iki sarmalı vardır. Hepsi birbiriyle bağlı on iki sarmal hayal edin. Mutlaka bu şekilde bir araya gelmek durumunda olmasalar da altı çift halinde canlandırabilirsiniz onları. Bu hayalle oynayın.
Bedeninizin dışında on iki çakranızdan çıkan enerji otoyollarını gözünüzde canlandırın. Görünmez bir enerji ağında yaşıyorsunuz. DNA’nın on iki sarmalı, sizi varoluşun yaşamsal güçlerine bağlayarak enerjinin bedeninize giriş kapıları olan on iki çakranız aracılığıyla bu ağa bağlantı sağlar. Kendinizi bu enerji kapılarının harekete geçirilerek açılmasıyla tanıyabilirsiniz.
Beyninizin kullanmakta olduğunuz yüzde sekiz-dokuzluk bölümünden çok fazlasını, bütün kapasitesinin kullanımını geliştirmeyi amaçlıyorsunuz. Evrensel tarihinizin bütününü içeren ışık şifreli iplikçikler, sizi başka türlü kontrol altında tutamayacakları için fazla yetenekli olmanızı istemeyen varlıklar tarafından bedeninizde dağıtıldı.
Kendinize bir şey göstermek için tarih malzemenizi kullanmayı öğrenin. Sizi hep aynı noktada tutan pembe diziler yaratmaktansa yargılamaksızın, coşkuyla yaşayın. DNA’nızın on iki sarmalı biçimlenmeye başladıkça kişisel tarihinizde yüzleşmemiş ya da barış içinde bir berraklığa getirmemiş olduğunuz konular ne olursa olsun bedeninizde kaos yaratacak. Size varlık dokunuzu deneyimleme fırsatı sunan, içinizde karmaşık bir biçimde örülmüş olaylar ve inançlar yoluyla kim olmuş olduğunuzu ortaya çıkaran duygu ve anılar bilincinize çıkacak.
Ta içinizden bildiğinizi anımsatıyoruz size. Hafıza bankanızı harekete geçirmek – kim olduğunuzu hatırlamaya başlamanızı ve kendi gerçekliğinizi yaratmanız için insan ırkını ışık ile esinlemek- üzere bu gezegene geldik. Gezegenin frekansını değiştirecek, kendiniz ve bu bölge üzerinizdeki hakkınızı talep edeceksiniz. Sahip olduğunuzu düşünmediğiniz yeteneklerinize güvendikçe duruma egemen olma fırsatına yaklaşacaksınız. Bize yardım ettiğiniz -bir şeyi yerine ulaştırmamızda yardımcı olduğunuz – için her birinize karşı derin bir bağlılık duyuyoruz. Gezegeniniz mucizevi bir yer. Ona uzaktan bakıp pek çok şeyin farkına varanlar var. Siz gezegeninizi uzaktan görmüyorsunuz. İlk elden deneyimliyorsunuz onu.
Yalnızca birkaç yıl önce Dünyanın uzaydan görünüşünün resimleri size ilk kez gösterildi. Böylece, bir bütün olarak kendinizin görsel bir imgesi sunulmuş oldu. Eğer yayınladığınız titreşimleri nasıl okuyacağını bilmeyen birisi sizi uzaydan inceleseydi hepiniz birbirinize benzer görünürdünüz.
Burada edindiğimiz bir şey var. Son birkaç yılda kişisel araştırmaya, kimliğin anlamına ve yaşama kozmik bakışınıza daha derinlemesine dalmaya güdülendiniz. Başlangıçta belki uygarlık verilerinin kaldıracağının çok daha ötesine erişmişsiniz gibi göründü. Her yerde sessiz topluluklarla karşılaşıp yaşamınız boyunca sahip olduğunuz en derin özlemlerinizi, bilgi ve sırlarınızı ifade ettikçe uygarlığın belki de o kadar uzağına düşmemiş olduğunuzu farketmeye başladınız. Belki de siz sınırları genişlettikçe uygarlık da ilerliyordu.
Kendinizi yaşama ilişkin temel varsayımlarınızı yeniden değerlendirmeye, ele almaya ve düzenlemeye adayısınız uygarlığın kendini ifade ediş biçimlerini geliştirdi. Siz insanların, haritası çıkarılmış ve çıkarılmamış keşifler olarak ortaya serdiğiniz yeni alana uzanmaktan başka bir seçeneği yok.
***
Son yarım milyon yılda Dünyaya özgün kitaplık tasarısının parçası olan farklı yıldız sistemlerinden çeşitli uygarlıkların tohumu atıldı. Her biri, Dünyayı yalıtan ve kitaplık olarak erişilmez kılan kontrollü bir güç alanına farklı bir zaman diliminde girerek ortaya çıktı. Bu uygarlıklar beş yüz, beş bin, on bin yıl boyunca yükselecek, sonra gezegene sahip olan güçler tarafından bir şekilde kovulacak ya da yok edilecekti. Gezegene sahip olamadılar, ama bu şekilde özgün planın parçası olarak geride ipuçları ya da merdivenin basamaklarını bıraktılar.
Bu uygarlıkların ektiği ipuçlarını yeterince insan okuyabilirse Dünyanın uyumlu kozmik varoluş anahtarları anlaşılabilecek. Mısırlılar, İnkalar, Balililer, Yunanlılar, Tibetliler, Sümerler, Amerikan yerlileri, Mayalar, Aborjinler ve daha birçok yerli halk her biri gökleri işaret eden anlayış anahtarlarına katkıda bulundu. Eğer bugün insanlar bu kültürlerin geride bıraktığı basamak ve ipuçlarını okuyabilse Dünyayı bir kez daha özgürleştirip sahip olabilirlerdi ona. Bir şekilde her kültür, Kitaplığı açık tuttu ve uygarlığını yaşamı güçlendiren yıldız bağlantıları ile aşılamayı bildi. Her biri yaratıcılıkta eşsizdi, hücresel hafızanıza bir yapboz parçası olarak gizemli, psişik bir ayak izi bıraktılar.
Nereden gelmişti bu uygarlıklar? Topraktan papatyalar gibi fışkırdıklarını mı sanıyorsunuz? Düşünceyle yaratıldılar. Varlık alanına çıkmaya güdülendiler. Büyük idealleri gerçekleştiren bütün kültürler Oyun Ustaları tarafından tasarlandı. Her bir dünya ve varoluş alanında özgürlük düşüncesi bütünüyle farklıydı. İnsanlara sahip olunabileceği ve saygısızca davranabileceği fikri Dünyaya yarım milyon yıl kadar önce geldi ve dünyanın pek çok bölgesinde büyük ağırlık kazandı. İnsan ya da çeşitlemeleri maden kazmaya da belirli duygusal kalıplarda titreşmede köle olarak kullanıldı.
Zaman içinde idealleştirilmiş bir uygarlık biçimi insanların en büyük gereksinimini karşılamak için Dünya’ya aktarıldı. Gezegene getirilen en büyük öğreti, bütün insanların eşit yaratıldığı ve yaşamın her şekliyle onurlandırılması gerektiği idealiydi. Pek çok toplumda bir uygulama olarak yerleşmiş olsa da bu düşünce varoluşun her düzlemine süzülemiyordu.
Elbette kayaları, ağaçlar, bitkiler ve insanları onurlandırabilenler de vardı. Ancak, çoğunun onurlandırdığı şey, burada zekayla çalışmak ve gezegenin olağanüstülüğünü anlamak için bulunan kendileriydi.
Oyun Ustalarının bir şekilde Dünya’yı geri kazanmak ve yaşamın değerini yeniden öğretmek üzere farklı yollar bulmaları gerekti. Böylece, zaman içinde Oyun Ustaları en küçük ayrıntısına kadar düşleyerek eksiksiz uygarlıklar kavramlaştırdılar. Sonra, halkını yıldızlardan getirerek bu uygarlıkları dünyaya ektiler. İşlem, varlıkların insanın genetik soyuna uyacak şekilde biçimlendirilmesinden sonra gerçekleştirildi.
Varoluş anlayışınızı genişletin ve şunu düşleyin. Bir iş için Oyun Ustaları gerçeklikler düzenleyip bu gerçeklikleri yaşam biçimleri olarak farklı gezegenlere aşıladılar. Oyun Ustaları sizin kağıt ya da top oyunu için bir araya gelmeniz gibi toplanırlar, ancak onların oyunu uygarlıklar yaratmaktır. Uygarlıkların içinde yer alan değişikliklerin düzenledikleri farkındalıklara girmesini sağlayarak dünyalarda değişiklikler gerçekleştirir, değiştirirler onları. Bu uygarlıklar bütünüyle kendi güdüleriyle hareket eder, ancak bütün güdüler şablonlar doğrultusunda beslenir. Bütün şablonlarsa zamanın ilerisinde ifade edilmiştir, tıpkı sizin Işık Ailesi olarak aslında kendiniz tarafından oluşturulan bir planı izleyerek görevlendirilmeniz gibi.
Oyun Ustaları son derece yeteneklidir. Oyunu kurup uygarlık için içinde yükseleceği bütün bir şablon yaratmakla kalmaz, en ince zanaatkarından dilencisine kadar uygarlığın içine kendilerini de katarlar. Uygarlığın, kendi kimliklerini onunla birleştirmeleriyle tamamlanacağını bilirler. Böylece uygarlığı yaratarak aynı zamanda da içinde yer alırlar.
Bir zaman Meksiko ve Güney Amerika’da yaşayan Mayalar bu işte ustaydılar. Gerçeklikleri karıştırma ve sistemden sisteme geçme becerisi geliştirmişlerdi. Dünyaları Pleiades’teydi ama kesinlikle orada oturmadılar. Kendi dünyaları vardı. Bugün Mayalar her yerde iş başında. Birçok dünyayı karıştırıyor, uygarlıkları hiç sona ermemiş de yalnızca bir dünyadan başka bir dünyaya aktarılmış gibi Maya kültürünü beraberlerinde taşıyorlar.
Maya sözcüğü gerçekliğin yanılsamasını anlatır. Mayalar Zaman Bekçileri olarak o kadar ileriydiler ki, gelecekteki araştırmacıların gerçek kimliklerini bulacağı ya da bundan uzaklaşacakları gerçeklikler yaratabiliyorlardı. Mayalar hakkında anlatılan hikayelerin çoğu bir Maya oyunu, yanılsamanın parçasıdır. Başka gerçekliklere geçip bu alanlarda yolculuk yapacak hale gelmeden bunu anlayamayacaksınız. Mayalar kendi yollarında Mısırlılar kadar ustaydılar. Mısırlılar gerçekliğin pek çok düşünce formunu çağırır ve dünyalara farklı bir yolla yolculuk ederlerdi. Mayalar zaman kilitleri yaratmak üzere zamanı düzenleyebiliyordu. Farklı kültürlerin farklı amaçlan vardı ve bütün bunlar kendi içlerinde birbirine bağlıydı.
Neden bütün bu uygarlıklar burada, Dünyadaydı? Neden her uygarlığın kendi zamanı oldu? Bunlar araştırmanızı istediğimiz sorular. Bunun ardından kendinize sorun, “Benim bu süreçteki payım nedir?”
Yükselişlerinin farklı aşamalarında bütün bu uygarlıkların birbirleriyle alış verişi vardı. Kendi zamanlarında ideallerini paylaştılar. Kimileri binlerce yıl yaşadı.Uygarlıkların ne kadar zengin bir şekilde katmanlandığını görüyor musunuz? Bu düşünceyi kavramak için şu örneği düşünün: Rocky gibi bir film yapılır ve başarılı olur. Sonra Rocky 2, Rocky 3 ve Rocky 4 yapılır. Birisinin size bu filmleri art arda gösterdiğini hayal edin. Aralarında boşluk yokmuş gibidir. Oysa gerçekte bir filmin yapımıyla diğeri arasında zaman vardır. Filmlerin oluşumu için olması da gereklidir. Uygarlıklarda da bu böyledir. Dünyaya aşılanırlar, sonra Oyun Ustalarının bir sonraki versiyonu – 2. ya da 500. bölümü – oluşturması ve aynı bölgeye yerleştirmesi için bir zaman geçer. Gezegeniniz boyunca her biri diğeriyle bağlantıda olan uygarlıkların birbiri üzerinde katmanlandığını öne sürüyoruz. Bu anlayış, size duygularınızla da kavrayabileceğiniz bazı yeni fikirler verir.
Pleiadesliler olarak bizler bir Oyun Ustası deneyiyiz. Oyun Ustalarının belirli bir biçimi yoktur. Ancak, pek çok farklı biçime girebilirler. 2001 ve 2010 filmleri belirli yaşam biçimleri üzerindeki sahne arkası etkileri göstererek Oyun Ustası düşün esini ortaya koyar. İyi bir benzetmedir bu, ama siz yine de bu iple kuyuya inmeyin.
Oyun Ustaları sınırlanmamış, şekilsiz, biçim değiştiricidir. Ses ve geometri içinde ve ötesinde hareket ettikleri için seçtikleri her biçimi alabilirler. Oyun Ustaları zihinlerinde kültürlerin bütün şablonlarını yaratırve kültürleri Dünyaya tam anlamıyla aşılamak için kapıları açarlar. Başka zamanlar aşılayıp etkilemek üzere bu kültürlerin gelişip büyümesini sağlarlar. Bu zamanda Dünyada yitik olduklarını, bir daha temas kuramayacağınızı düşündüğünüz kutsal yerler ve kültürler var. Büyük uyanış ve bilinç sıçrayışı sırasında bu kültürler canlanacak ve şablonları geri getirileceği, bu çok boyutlu düzlemin açılışına çekileceği için aynı anda işlemeye başlayacaklar.
Oyun Ustaları uygarlık planları yapmanın bir yolunu bulur. İşin numarası şimdi geliyor. Oyun Ustaları bir uygarlık için belli bir plan, şablon yarattığında bunun pek çok çeşitlemesi vardır. Bu çeşitlemeler birçok dünya ve gerçeklikte ifadesini bulur. Oyun Ustalarının işinin bir bölümü bütün bu gerçekliklerle aynı anda hokkabazlık yapmak ve bu şablonun her bir çeşitlemesinden ders almaktır. Pelerin yapmaya benzer. Terzi bir pelerin diker ve bundan herkesin gereksinimine, pelerinin de özüne uyacak yüzlerce pelerin çeşidi içinesin kazanır. Oyun Ustaları da böyle çalışır. Onun için Oyun Ustaları gezegene aktarılacak bir şablon, bir dil, bir yöntem yarattığında şablon yalnızca bir alana yerleştirilmez. Pek çok varlık alanına yerleştirilir.
Kimi zaman bu uygarlıklar arkeologlarınızın inandığından çok daha uzun ya da kısa zamanlar yaşar. Çağlar boyunca var olmuş gibi görünebilirler, oysa gerçekte, uygarlık denilen bu ifadelerin kimi tek bir öğleden sonra olup bitebilir. Böyle bir düşünce gelişiminizin bu noktasında size aşırı ya da yabancı gelebilir. Ancak, günün birinde gerçekliğin aslında oldukça esnek olduğunu görmeye başlamanız için sizi kavrayışınızın sınırlarına iteceğiz.
Kimlik sınırlarınızı genişletmek istiyoruz. Gerçek olduğuna inandığınız şeyi karıştırmak istiyoruz, çünkü o zaman üst benliğinizden gelen bilginin varlığınıza girişini hissedebileceksiniz. Dünyaya gelişimizin bütün amacı sizinle konuşmak, yoksa yepyeni bir varoluş planı verip “Bakın, şuraya bir çivi çakın, şuraya bir kalas yerleştirin, şöyle yapın, böyle edin”, demek değil. Burada oluşumuzun amacı Dünyanızı yeniden tanımlamak değil. İçinde yaşamış olduğunuz planın üzerindeki perdeyi kaldırmanıza yardımcı olmak ve onlara dayanarak yeni yapılar oluşturabileceğiniz çok genel yasalar telkin etmek için buradayız. Bunun ardındaki genel fikir, neyi düşünürseniz yaratabileceğinizdir. Öne sürdüğümüz düşüncenin özü budur.
Niyetimiz, kendinizi bu büyük anlayışı deneyimlemek üzere özgür kıldığınızda sonunda beyninizin bütün potansiyeline ulaşmanızdır. Kim olduğunuzu bütünüyle ortaya çıkaracak şekilde dizginleri saldığınızda içinizdeki büyük bilinç şifrelerini er geç açığa çıkaracaksınız. Bu şifreler tam anlamıyla varoluşun büyük bir bölümünün aradığı değerli veri parçalarıdır. Gezegeninizde altın ve eski eser arayan hazine avcıları vardır. Bizi de zamanın geçitleri boyunca bu oyunu oynayan hazine avcıları olarak düşünebilirsiniz.
Peşinde olduğumuz şifreler ve ustalar insanın içinde saklı geometrik formüller ve zeka bileşimleridir. İnsan elbette Yaşayan Kitaplık tasarımının ayrılmaz bir parçasıdır. Yaşayan Kitaplıktaki her yaratının kendi amacı vardır ve içine büyük miktarda bilgi depolanmıştır. İnsan bedeninde evreninizde var olan başka zeka biçimlerini kopyalayacak formüller vardır. Bunu hissedin. Evrimleşmiş oniki sarmallı insanın içinde bu evrendeki başka zeka biçimleri için yaşam yaratacak formüller bulunur.
Dünyayı tasarladıklarında başka zeka biçimleri Dünyanın yaratılış amacını kavrayabilecek durumdaydı. Kendi uygarlıklarının belki de günün birinde yok olabileceğini anladılar ve onu bütünüyle yitirmek istemediler. Böylece varoluşun her yanında kitaplıklar kuruldu, her biri belirli bir bilgiyle dolduruldu. Kitaplıkları oluşturan bütün zeka biçimleri kimlikleri ve uygarlıklarına değer verdi. Uygarlıkların nasıl kurulduğunu anlamışlardı. Yaşama değer veriyorlardı.
Belirli titreşimsel şifreler yayınlayan birey kitlesi eşik değeri aştığında ustalara ulaşılır. Ustalar belli bir uygarlığa bozucu herhangi bir enerji türüne karşı bağışıklık yaratan çeşitli zaman kilitleri yerleştirilmesini sağlar. Ancak, bütün süreci yaratmak için önce bozucu enerji gereklidir. Oyun böyle oluşur.
Bu evrende özgür iradeyi potansiyelinin doruğuna doğru harekete geçirmek için ikilem ve kutuplaşmalar gereklidir. Aslında bir ikilemin parçaları, kutupsallaşmanı n birlikle sonuçlanacağı şekilde birbirlerine ayna tutma görevi görürler. Gerçeklik çok katmanlıdır ve sürekli olarak kendisinin yeni biçimlerine hayat verir, böylece bir andan diğerine aynı kalmaz. Evreninizin nabzı büyük bir değişim deneyimliyor. Dünyada şifa yaratmak, Dünyayı yenileyerek belirli bir titreşimsel frekansa ayarlamak için bir hareket var şu sırada. Geri dönen, ülkelere yerleşen ve yıldız bilinçlerini getiren özel varlıklarla Dünya sonunda çok farklı bir koloni olarak yeniden kurulacak. Herkes için daha çok fırsat yaratan bir coşku, uyum, işbirliği ve birlik olacak.
Aynı şey evrensel bir düzlemde de gerçekleşmekte. Dünya bu galaksi ve evrenin ana kitaplıklarından biridir, dramın bu kadar büyük olmasının nedeni de budur. Dünya dönüşümünde ilerledikçe üzerinde yaşayanların bileşik psişik enerjisi onun dönüşüm sürecinin mesajını yayacak.Bu da sonunda titreşimsel olarak bir dalgalanma yaratacak ve bu evrendeki kutupsallaşmaya bütün dünyaların katılımında büyük bir sıçrama oluşturacaktır.
Niyetimiz, sizi Pleiades ve yıldız kalıtınız konusunda daha geniş bir bakış açısına taşımak ve daha sorumlu, yürekli, cüretkar ve eğlenceyi seven insanlar olma esini vermek. Pleiades soyunuz şu anda farkında olduğunuzdan çok daha büyük, karmaşık ve kapsamlı. Soyunuzu anımsamanızı ve çok eski bir gerçeği ortaya çıkarmanızı istiyoruz.
Oyun, şifreler ve ustaların ne anlama geldiğini daha derinlemesine ele alacağız. Bütün varoluş bir oyun olarak görülebilir. Gerçekte, bu eğer birisi gerektiği gibi oynamayacak olursa sona erebilecek bir oyundur. Son sadece belli düzlemlerde ortaya çıkar, başka düzlemlerde son yoktur. Bununla birlikte, belirli düzlemlerde ortaya çıkan son da yeterince dehşet vericidir. Pleiades sistemi içinde bir son bulma bunalımıyla yüz yüzeyiz. Bunalım bize geri dönen karmamızla ilgilidir. Evrimimizde büyümeye devam etmek için yeni enerji, anlam ve yaşam biçimleri arayışımızda yarattığımız ve harekete geçirdiğimiz bütün yaşam biçimlerinin kendimiz için arzuladığımız kadar özgürlüğe sahip olduğundan emin olmak zorundayız. Pleiades deneyiminin acısı Ana Tanrıçayı yatıştırmanın bir yolunu bulmaya bağlı. Çünkü hepimizin ona bağlıyız.
Sürüngen enerjiler bu günlerde bir şekilde saklandıkları yerden dışarı süzülüyor. Pek çok şey oluyor; kuyruklu yıldızlar, uzaydan gelen göktaşları, asteroidler, başına buyruk hareket eden gezegenler, her türlü fenomen, gerçekliğin küresel kavranışı kayıp giderken insanları bu dünyaya neler olduğu konusunda hayrete düşürüyor. Bunların hepsinin tanrısal düzen içinde yer aldığını anlamanızı isteriz.
Zaman değişiyor. Gelecek şeyler konusunda telaşa kapılmak size göre değil. Sizin için varlığınızdaki coşkuyu hissetme zamanı. Beklediğiniz zaman, amacınız gerçekleşmenin eşiğinde. Size Işık Ailesi olduğunuzu ve milyonlarcanızın bu zamanda Dünyada görevde olduğunu hatırlatırız. Işık Ailesi üyeleri olarak her biriniz ışık frekansını bedenine çekme ve Dünya düzlemine yayma yeteneğine sahip. Bu şekilde, bağımsız, yaşayan bir yaratı olan Dünya da kendi geçişinde ilerleyip eski bir düzende ölebilir. Dünyanın ölmesi bazılarınızın ödünü koparıyor. Dünyanın ölümü ve çevrenin bozulmasına son verecek büyük bir duvar örmek istiyorsunuz. Tatsız, zorlu ve tiksinti verici görünen bütün bu olaylar gerçekte Dünyanın altı milyar insanını değişmeye doğru harekete geçirmek için gerekli olan itkiyi yaratıyor.
Siz bir enerji aktarıcısınız. Tıpkı bizim enerjiyi bir gerçeklik sisteminden sizinkine aktarmamız gibi bildiğinizi alıp son derece incelikle – Dünyada yaşayanlar için korkmaksızın oyun duygusuyla – aktarmak zorundasınız. Başkaları sizin tutarlı, ayakları yere basar ve sevgi dolu olduğunuzu ve barış adına çalıştığınızı görecek. Bu konudaki açıklığınızı koruyun. Şu anda bilinmeyen bir şeye erişip görünüşü başkalarını korkutabilen enerjilerle arkadaş oldukça her zaman barış anlayışına bağlı kalın. Büyük bir güçle yüklü bir iş yapıyorsunuz.
Işık Ailesi üyesi olarak birleşik düşünce iletimi çağını, Işık Çağını getiriyorsunuz. Işık dalgalarını içinize alıp barındırır hale geldikçe gezegenin dönüşümünün zihin gücünüze dayalı olduğunu anlayacaksınız. Bu zihin devrimi büyük bir hızla bütün kültürleri etkisi altına alıyor. Biz kültürel sınırları aşıyoruz; siz galaktik sınırları aşacaksınız. Niyetimiz, bizi, enerjimizi tanıyanlarınızın gezegene daha kolay ayak basması ve sizinle paylaştığımız anahtarları yaşayabilmesidir. Anahtarları size dosdoğru uzatıyor ve sizi kandırıyoruz; sürekli kandırıyoruz sizi. Bizden biraz kuşkulanmanız akıllıca olur. Kuşkulanmazsanız budalalık edersiniz. Her şeye karşı kuşkucu olmayı ve bazen yaptığımızın belki yaşarken göremediğiniz büyük bir nedenden kaynaklandığını öğrenin.
Size olanca dürüstlük ve içtenlikle, en üstün çıkarınızın, bütünlük, güvenlik ve yetişmenizin bizim birincil ilgi alanlarımız olduğunu söylüyoruz. Sizi yitirmek istemiyoruz. Siz bizim için bir anahtarsınız. Bunu kavrayabiliyor musunuz? Varlığınızın özünde hissedebiliyor musunuz? Eğer size bu anda ilettiğimizi anlayabilirseniz yıllarınızın nasıl geçeceği konusunda büyük bir fark yaratacak bu. Eğer size gereksindiğimizi ve sizi istediğimizi, değerli olduğunuzu anlar, egonuzu biryana bırakıp yüreğinizi açarak bilinmeyenin bu bölgelerinden geçerseniz günlerinize damgasını vuran görkem olacak.
Kim olduğunuz öyküsünü değerlendirdikçe, daha çok deneyimledikçe hikayenin kozmik bir düzleme nasıl bağlandığını ve içinde yer aldığınızı anlamanıza yardım edeceğiz. Size pek çok ipucu vereceğiz ve niyetimizin size her zaman kendi öğretmeniniz, bilgi kaynağınız olmaya yol açan enerji çeşidiyle öğretmek olduğunu anımsatacağız. Eğer sizi zeki bir varlık olarak harekete geçirmede başarılı olursak varlığınızda yer alan ve bildiğiniz şekliyle bu düzlemdeki bütün varoluş yelpazesinde bir sıçrama yaratacak olan belli şifre ve ustaları tetikleme niteliği kazanacaksınız. Bir kez daha tam anlamıyla açık bir kitaplık kuracaksınız. Kendi yanıtlarınızı bularak -biz size ipuçlarıyla yardım ederken parçaları siz bir araya getirerek-sadece kendinize gereksindiğinizi anlayacaksınız; yalnız ya da bizsiz çalışacağınızı değil. Bütün türler arasında bir uyum ve işbirliği vardır; ışığı ve her şeyin bir olduğu bilgisini paylaşım vardır.
Bütün yaptığımız, evrimleşme basamağınız olabilecek bir betimleme yaratmak. Bizim ipimizle kuyuya inmeyin. Herkesin öyküsünü dinleyin, sonra kendi sentezinizi yapın. Kendiniz için çözün. Şu sıra Dünya düzlemindeki her öğretmen size bir ipucu sunuyor. Biz size bir ipucu sunuyoruz. Yalnızca biz bunu zekice bir yoldan yapıyoruz. Bizim kendi kişiliğimiz, kendi gündemimiz var ve sizi -harekete geçmeniz, yükselmeniz için – nasıl güdüleyeceğimizi biliyoruz. Sizi nasıl özgür kılacağımızı biliyoruz ve hedefimiz de bu. Niyetimiz insan varoluşunun değerini yeniden yaradılışın ön planına getirmek.
Enerji Alıştırması
Derin bir soluk alın ve kendinize gevşeme, içe dönme izni ve Su anda içinizi kaplayan enerjileri en üst düzeyde kullanmaya niyet edin. Bilincinizi sizin için o her neredeyse on ikinci çakraya doğru uzatın. On ikinci çakradan niyetin içinizde yankılanan sesini işitin. Uzayın derinliklerinden dalga ve ışık uyaranlarının size doğru ilerlediğini düşleyin. Işık dalgaları size doğru geldikçe var olan bütün yaşam boyunca duyulan yanıta kulak verin. Kozmosunuzu oluşturan ince, örümcek ağına benzer bir ağ hayal edin. Enerjiyi bu ağla çektikçe ağ vızıldamaya, şarkısını söyleyip bütün parçalarını bilgilendirmeye koyuluyor.
Bırakın ışık dalgaları gezegene gelsin. Genişlemiş bilinci kendisine çeken bir mıknatıs olduğunuzu hissedin. Bu andan başlayarak bilinç frekanslarına biz Pleiadeslilerin sizin için yolunu açtığımız bir şekilde çabasızca ve coşku dolu ulaşmaya niyet edin. Bir yaratıcılık bolluğunun kendisini sizin varlığınız aracılığıyla, büyük bir soğukkanlılık ve cesaretle ifade edişini hissedin. Sizin içinizde hareket edip gezegene yeni seçenekler sundukça bu yaratıcı ışığı kullandığınızı hissedin.
Işık dalgaları on ikinci çakranız kanalıyla gelirken Dünyaya çarpan binlerce kilometre en ve boyunda, küçücük geometrik biçimlerle kaplı dev ışık dalgaları düşleyin. Zihninizin armağanlarını, güdüler ve niyetlerini kullanarak Yaşayan Kitaplığı yeniden harekete geçirme gizli gücünüz var. Dünyanın ışık dalgalarıyla kaplandığını hissedin. Kısa bir süre için yaşamın her bir parçacığının onun asla yok edilmediğini bildiğini düşleyin. Yıkımın ilk Yaratıcının oyununun bir yanılsaması olduğunu hayal edin. Gerçekte siz bir Oyun Ustasısınız. Sakladığınız bu hazine sandığını bulun. O, sizin kendinizden bile gizlediğiniz en değerli gerçeğinizi barındırıyor. Sandığı açmaya cesaret ettiğinizde gördüğünüz kendinizdir; kendisine bu dünyada bir kez daha barış ve özgürlük yaratan İlk Yaratıcı olan kendinizin bir biçimi.
Zekanızın toplamını birbirinize özgürce vermeye ve sahip olduğunuz yetenek ve becerileri şifa bulması için dünyanın geri kalanına iletmeye niyet edin.
Bedeninizin sevgiyle ışımasına niyet edin. Bu sevgiyle sizi büyük bir amaca bağlayan bir sarmal yaratın. Yalnız değilsiniz, ancak kendinizi keşfetmeniz için yalnız başınıza yürüyüp hareket etmeniz gerekiyor. Kendinizi sevgi sarmalının içine koyun ve kim olduğunuzu anımsamaya niyet edin.
Barbara Marciniak
...
24 – Yaşayan Kitaplığı Yeniden Düşlemek:
Kitaplık anlayışı içinizi doldurdukça
duyguların değerini ve onlarda saklı olan büyük bilginin nasıl bir anahtarı
olduğunuzu anlamaya başlayacaksınız.Bizler Zaman Bekçileri adı verilen ve evreninizi yönlendiren çok eski varlıklarla birlikte çalışıyoruz. Bunu hayal edebiliyor musunuz? Tıpkı sizin yoldan ayrılmamak için bir arabayı kullanmanız gibi Zaman Bekçileri de evrenin dümenini bir rotada tutar.
Zaman Bekçileri Yaşayan Kitaplıkların özgün başlatıcıları, yenilikçileridir. Oyun Ustaları tarafından yaratılmışlardır. Sizin insan terimlerinizi kullanalım; Zaman Bekçileri ile temasa geçmek için “ileri derecede evrimleşmiş” olmanız gerekmektedir. Onların var olduğunu çoğu varlık bilir ama nasıl bulur, iletişim kurarsınız Zaman Bekçileriyle? Gezegeninizde ileri derecede evrimleşmiş varlıklara ilişkin öyküler var. Ama onlarla nasıl karşılaşıp sizinle birlikte çalışmalarını sağlayacaksınız? Sırlarını size vermelerini nasıl sağlayacaksınız? Kolayı var; frekanslarına uyum sağlamayı öğrenmek zorundasınız. Dünyanızın yogi ve samanları gibi Zaman Bekçileri de çok yönlü, belirsiz kişiliklere sahiptir. Varlıkları bilinmezlikle sarmalanmıştır. Tanınıp saygı görmelerine karşın kimse onların nerede oturduğunu, onlarla nasıl temasa geçileceğini, neye benzediklerini bilmez. Zaman Bekçileriyle birlikte çalışma talihine eriştik. Bizim sizin öğretmenleriniz olduğumuz gibi onlar da bizim öğretmenlerimizdir.
Zaman Bekçileri bizi Yaşayan Kitaplıkların keşfine kandırdı. Ayrıca bu kitaplıkları nasıl harekete geçireceğimizi çözme konusuna da çeldiler aklımızı, çünkü Zaman Bekçileri evrenlerini yitirmek istemiyor. Zaman Bekçileri bütün evren bir olduğunu anlayana dek, bu varoluş noktasına kadar evreninizi ayrı tutacaklar. Bu gerçekleştiğinde evren İlk Yaratıcı ile bir olup onun ne olduğunu anlayarak deyim yerindeyse kendi içine çökecek.
Zaman Bekçileri bu evreni yitirmemek için bütün güçlerini kullanıyor, çünkü eğer evreniniz bütünlüğüne ulaşamadan yok olursa amacını yerine getiremeyecek. Bunun için sizin “zaman” dediğiniz şeyi yaratarak evreni ayırıyorlar. Zaman her şeyi ayırır. Bunu da evrenin kendini keşfini, her şeyin birlikte çalıştığını ortaya çıkarmasını ve bütün ve bir olduğu nihai anlayışına ulaşmasını sağlayarak yapar.
Zaman Bekçileri evrenlerine el konmasını izliyor. Yok oluş ve – aslında destekledikleri – ayrılışa doğru ilerlemesini izliyorlar. Evreninizi onun ve her bir dünyanın önemini keşfetmek üzere bütün diğer dünyalar için bütünden ayrılmış tutuyorlar. Zaman Bekçilerinin ilgilendiği ayrılık, var olan yaşam biçimlerinin özlerinden ayrılmasıdır. İşte bu yöntemle sürüngen enerjisi ya da diğer enerjiler zorbalığı yaratır. Geleceğinizin uzak bir anında Zaman Bekçilerinin sürecin aldığı yön konusunda çok tasalandıkları nokta da bu. Sizin için kavram yaratmak üzere kullanabildiğimiz en iyi terimleri kullanıyoruz.
Öğretme konusunda çoğu zaman kandırmacalara başvurarak ustalığa ulaşıldığını öğrendik. Aldatmaca başka birini algılamak üzere var olan inanç sisteminin karıştırılmasını gerektirir. Bizler de sizin gibi her şeyi anlamaya çalışan öğrencileriz. Bizim de kendi öğretmenlerimiz var. Bizi belli şeyleri yapmaya itmek üzere sizin gezegeninizle çalışmaya kandırmak gibi hilelere başvuruyorlar. Arayış içindeyiz, kendi yolculuk biletimizin peşindeyiz, serüvencileriz. Dünyayla nasıl ilişki kurduğumuza ilişkinse bütün bir öykümüz var. Arayışımız Yaşayan Kitaplıkları bulmayı içeriyor. Gezegeniniz bunun anahtarı oldu. “İlginç, değil mi, dedik. Atalarımız çağlar boyu sessizce girip çıktı buraya, aradığımız anahtar burada ve biz burnumuzun ucundakini bile görmüyoruz.” Şeylerin gerçekliklerin içine saklanma şekli ilginç. Biz de sizi gerçekliklere girmeye, kendi yaşamlarınız ve evrende değişim yaratabilmeniz için kendinizin başka bölümleriyle karşılaşmaya kandırmak için benzer stratejiler kullanıyoruz.
Gelecekten geliyor ve arayışımızı zamanın geçitlerinde sürdürüyoruz. Görevimiz bu. Pleiadesliler olarak geldiğimiz olası gelecekten geçmişi değiştirmeye niyetliyiz. Niyetimiz çalıştığımız olası geleceği değiştirmek çünkü, evreninizin yeni hareketinin bir yönündeki bu olası gelecek zorbalıkla dolmaya yöneldi. Bir özgür irade bölgesi, özgür irade evreni bu, yani her şeye izin var. Bu özel deneyde her şey İlk Yaratıcıdır. İkilem dünyasında gölgenin ışığı tanımladığını anımsatırız. Güneşli bir günde yürüyüşe çıkın ve gölgenin neler yaptığını görün. Dünyanızı görünür ve simgesel anlamlarıyla incelemeye başlayın, görün sizinle sürekli konuşmakta olduğunu.
Dünya varoluş içinde kesinlikle mucizevi bir yer, çünkü tıpkı insan bedeni gibi evrenin öyküsüyle dolu. İnsan, Yaşayan Kitaplık nedeniyle bu şekilde tasarlandı.
Evren, zorbalıktan uzak, uyum içinde işlediğinde bir uygarlık bir diğeriyle bilgi alışverişinde bulunmada özgürdür. Bu, tekil enerjilerin gelip inceleyeceği büyük bir düşünce alışverişi sağlar. Yaşayan Kitaplık dev bir türlü yemeği gibidir. Uyum içinde çalışan bir uygarlıklar birliği onu kurmak için enerji ve bilgisini cömertçe sundu. Bu uygarlıklar evrende bilginin depolandığı yerler yarattı. Bilgi, zamanı geldiğinde evrenin gelişimini kolaylaştırmak için erişilir olacaktı. Zaman şimdidir.
Uzayda Yaşayan Kitaplığa erişimi olmadığı için ölen uygarlıklar vardır. Aynı şekilde, kendi bedenlerini anlamadıkları, bilgeliğine ulaşamadıkları için insan kitleleri de ölüyor. Sizler bütünleyici anahtarlarsını z. Cesaret ve kendinize inancınız deneyimin seyrini bütün varoluş için belirleyecek. Dünya bir denge ve eşzamanlılık birliğine doğru ilerledikçe bu kitaplık sistemini oluşturan diğer on bir kitaplıkla geometrik bir hat yaratacak. Bu sıralanma gerçekleştiğinde on iki kitaplık bağlantı sinyalleri -bütün varoluş için belli bir zaferin sinyallerini- vererek evreninizi yeniden biçimlendirecek olan kendi ışık ayarlarını yaratacak.
Siz diğer on bir kitaplığa bağlısınız ve göreviniz on ikinin döngüsünü yaratarak bütün bu on ikisini birleştirmektir. Tıpkı açılmaya ve bilgi bağlantısını sağlamaya doğru on iki çakranızı çevirir gibi on iki kitaplığı da varoluşa geri döndüreceksiniz. Bu on iki sistemleri -on iki çakra, on iki kozmik kitaplık- birbirlerine karışarak pek çok bilgi merkezince ilerleyen enerjileri kendisine çekecek. Daha önce belki yersiz ve anlamsız görünmüş olan olaylar için yeni biçim ve anlamların doğuşuna neden olacak. Daha büyük bir resmin parçalarını bir araya getirdikçe eylem içindeki sözüm ona tanrıları, dünyanızı nasıl kullandıklarını anlamaya başlayacaksınız.
Işık Ailesi üyeleri olarak, rahatlıkla bir dizi biçime dönüşebilen esnek bir enerji birikimi gibi siz de oldukça yansız bir kaynaksınız. Ortaya koyduğunuz esneklik başkalarının sizi kullanmasını, sizinle birleşmesini, siz olmasını ve siz olmaksızın deneyimleyemeyecekleri gerçeklik sistemlerine girmelerini sağlıyor. Sizden kim olduğunuzu ve Işık Ailesinin ne kadar değerli olduğunu daha fazla anlamanızı istiyoruz. Sizler bilinç sistemlerine girer, sistemler kendi evrimlerinde takılıp kaldığında onları değiştirirsiniz. Sistemlerin kendi değişimlerini gerçekleştirmeleri çoğu zaman çok zordur.
Egemenliğinizi daha büyük ölçüde ele almanızı ve kimseye tapınmamanızı istiyoruz. Her şeyden çok onurlandırmanı z gereken ilkeler fiziksel aracınız (bedeniniz), Dünya ve Dünyada yaşayan her şeydir. Fiziksel bedeninizi size eşsiz bir mücevher armağan edilmişçesine onurlandırın ve evrendeki en değerli yaradılışın sahibiymişsiniz gibi hareket edin. Önce ve her şeyden çok Dünyayı onurlandırın. Görevin bir bölümüdür bu, değerinizin bağlı olduğu yerdir.
Yaşayan Kitaplık kavramının oldukça uygun olduğunu düşünüyoruz, çünkü bir kitaplığın nasıl olduğuna ilişkin çok temel bir anlayışınız var. Bu benzetme kolayca anlaşılıyor, sözünü ettiğimiz şey ise son derece karmaşık. Kavramı anlamanız için onu bebek maması gibi daha kolay sindirilir hale getiriyoruz. Siz değiştikçe öyküyü değiştireceğimiz için başka bir zaman başka bir hikaye anlatacağız. Gelecekte şimdi kavrayabildiğinizden başka bir şeye erişebileceksiniz.
DNA’nın on iki sarmalı ve on iki çakra, kendileriyle birlikte hareket eden pek çok koşut on ikiye sahip. On ikinin öyküsü gezegeninizde oldukça derin bir ifade bulmuştur. İnsan bilincinin kitle psişesine derinlemesine işlemiş, zaman boyunca sizin anlatımınızla bilginin bir sistemden diğerine yapılandırılıp iletilmesinde bir yöntem olarak kullanılmıştır. On ikinin öyküsü anlamlı varoluş fikrini dünyanıza yerleştiriyor.
Kadim on iki öğretisinin en erken kullanımı, elipsin her iki yanında on sekiz derece genişliğinde olan dar bir kemer, güneşin Dünya çevresinde dairesel görünen yolu, yani zodyak kavramıydı. Zodyak, yaradılış bilgisini on iki anlamlı bölümün karşılıklı bağımlılığı fikri ile ileten on iki evle on iki burca ayrıldı. Zodyağın hafızayla canlandığına inanılırdı. Sümer, Hindu, Çin, Mısır, Kaide, Yunan ve Roma uygarlıklarının ayrılmaz bir parçasıydı.
İnsanın gelişimi, yeni ifadelerin hayata geçtiği on iki zodyak enerjisini dağıtan evrensel döngülere derinden bağlıdır. Bugün, onlar da on ikinin anlamlı kullanımı aracılığıyla zamanı işaretledikleri için enerji bölümünün hatırlatıcıları olarak saat ve takvimleri kullanıyorsunuz.
İncil ve diğer kadim metinler on ikiyi temel olarak alan pek çok ilişkiden söz eder -on iki kapı, on iki kavim, on iki melek, on iki oğul, on iki havari/mürit, hatta yuvarlak masanın on iki şövalyesi ve bugün on ikinci gezegen. Bu simgeye yanıt vermek ve gerçekliğe onunla daha geniş bir bakışı anımsamaya deyim yerindeyse şifrelendiğiniz için on iki çakra, DNA’nın on iki sarmalı ve on iki kitaplık düşüncesini kullanıyoruz.
On iki çakranız olayların ortaya çıkabileceği enerji birikimi ya da cebidir. Hafıza ve kimlik barındırırlar ve her biri DNA’nın bir sarmalına karşılık gelir. Yedi ana çakra omurganın kökünden başlayıp yukarı doğru ilerleyecek şekilde bedenin içinde yer alır. Beş tane de bedenin dışında vardır ve toplamları on iki girdap merkezi ya da bizim vermekten hoşlandığımız ismiyle on iki güneş eder. Oksijenlenme, ışık ve bilinçli niyet bu merkezleri harekete geçirecektir ve bir kez düğmelerine basıldığında sizi bekleyen zorlu iş, çakraların taşıdığı bütün verileri DNA sarmallarına aktarmaktır.
Bedeninizin içindeki çakralar beden hafızanızı – bu yaşam boyunca yaşadığınız beden deneyimleri kadar bedenlendiğiniz diğer yolculukların deneyimlerini de – açığa çıkarabilir. Birinci çakra öz kimliğinizi saklar; konusu kim olduğunuz ve nasıl hayatta kaldığınızdır. Sizi içinize ve temel inançlarınızın oluşumuna doğru bir yolculuğa açar. İkinci çakra, yaratıcılık ve cinsellikle ilgilidir; bu alanlardaki inanç ve deneyimlerinizin kayıtlarını açar. İlk iki çakra DNA’nızın çifte sarmalının geleneksel bilgisine karşılık gelir. Kimlik, hayatta kalma, cinsellik ve yaratıcılıkla ilişkili konular binlerce yıl boyunca meydan okudu size.
Üçüncü çakra sizi solar plexus’unuza – barsaklarınıza – bağlar. Açık olduğunda yaşam yolunuzu hissedip sezinlemenize yardım eder. Aybaşı kanaması ve doğum nedeniyle bu bölge kadınlarda çoğunlukla açıktır ve büyük saygı görür. İradeniz, gücünüz ve duygularınız burada yatar. Dördüncü çakra açık olduğunda sizi bütün yaşamla bağlantınızı sağlayan yüreğinize bağlar. Bu merkezden, algıladığınızın nedenini anlamanızı sağlayan şefkat akar. Şefkat akışı bütünden ayırıcı bir tuzak olan yargının ötesine taşır sizi.
Beşinci çakra boğazınızda bulunur, gerçeğinizi dile getirmekte kullandığınız büyük bir armağan olan sesli ifadeyi açar. Altıncı çakra üç boyut doğrularının ötesini görme yeteneğinizi uyararak üçüncü gözünüzü harekete geçirir. Yedinci çakra başınızın tacıdır. Açık olduğunda ruhsal enerjilere bağlanır ve kafatası bölgenizde hareket ettirir onları. Bir kez uyarıldığında pineal ve hipofiz bezleri kadar hipotalamus da bağlantınızı sağlamada etkin bir rol oynar.
Sekizinci çakra fiziksel bedeninizin hemen yakınındadır -başınızdan otuz-kırk santimetre uzaklıkta bir yerde. Bedeninizin dışındaki görünmez alemlerle ilişkilidir. Dokuzuncu çakra Dünya atmosferinin dışında, belki ay uzaklığında yer alır ve Dünyanın yönetici ya da izleyicisi olarak bağlantınızı sağlar sizin. Onuncu çakra güneş sisteminizin içine ulaşır, buradaki her şeye erişiminizi sağlar. On birinci çakra, yerel yıldız etkileriniz hakkında bilgi sunan galaktik bir çakradır. On ikinci çakra galaksinizin ötesine ulaşır ve zihninizde canlandırdığınız şekliyle evrenin geri kalanında varolana erişiminizi sağlar. Bu zamanda genellikle evreniniz dışındaki bilgiye erişiminiz yok, çünkü bedeniniz böyle bir şeyi kaldırabilecek kadar gelişmiş değil. Günün birinde o noktaya kadar evrimleşebilirsiniz. Ancak bu zamanda burada, Dünyadaki bilinçli evrimi üstlenmeyi -başka herkesin kaldırabileceği bir ses ya da frekans yayınlayan bir radyo istasyonuna dönüşmeyi- kabul ettiniz.
Bu on iki enerji merkezine içeriden, verinin çakralarla uyum içinde olduğunu hissettiğiniz ve deneyimleri zihniniz bağlamında yorumladığınız yerden ulaşmak gerekir. Sizsiniz bu, çok boyutlu kimliğine doğru evrimleşen, kendinizin -galaksinin dışı ve ötesinde- bir versiyonu olanın kim olduğunu anımsayan siz.
Çoğunuza yeniden bedenlenerek evrimleştiğiniz ve birçok biçimi olan bir ruhunuz olduğu öğretildi. Bu, resmin yalnızca küçük bir parçası. Yeniden bedenlenmeye ilişkin benliklerinizi insan biçiminde anlıyorsunuz. Ancak, benliklerinizin bütünü insan değil. Farklı şekil, büyüklük ve kılıklarda varoluyor, hepsinin birin parçaları olduğunu gösteriyorlar.
Ruhunuzun bedenlenmelerinin her zaman insan biçiminde gerçekleştiği yeniden bedenlenme döngüsünde evrimleştiğinize inanmak, insan olduğunuz için son birkaç bin yıl boyunca en güvenli uygulama oldu. İnsan özelliği, kimliğinizin yalnızca bir yaradılışı ya da bir yönüdür. Çoğu yerde kısmen insan ve hayvan olan bir biçimde var oluyorsunuz. Şu anda yaşanmakta olan dramanın bir bölümü, boyutlar bu gezegende birleşirken kendinizin kendi evriminin arayışında olan diğer biçimleriyle ilgilidir. Çok boyutlu benliklerinizin bir araya gelişi gerçekleşmek üzeredir. Sizin inisiyasyon ve göreviniz ise bütün bunları birleştirmek.
Yaratıcı tanrılar, gezegeninizdeki bütün varlıkların bileşimleri olarak düşünülebilir. Bu tanrılar böcek ailesi, hayvan ailesi ve burada, Dünya düzlemindeki bütün bilinç ailelerinde temsil edilir. Sizi yaratan bu varlıkların çoğu insanlarla hayvanların bileşimlerine benzer.
Gezegenin yapısı belirlendiğinde zeki ırkların bileşik varlığı Yaşayan Kitaplıkta toplandı ve her bir kaya, bitki, hayvan, böcek ve diğer yaşayan şeylere dağıtıldı. Her şey canlı ve bilinçli olduğu için Yaşayan Kitaplık kum taneleri ve kömür parçalarında bile bulunur.
İnsan ırkı, Dünyanın yöneticisi, kitaplık kartı olarak düşünülebilir. Kitaplık kavramı içinizi doldurdukça duyguların değerini ve burada saklı büyük bilginin nasıl bir anahtarı olduğunuzu anlayacaksınız. Kitaplık anlayışı içinizi doldurdukça duyguların değerini ve onlarda saklı olan büyük bilginin nasıl bir anahtarı olduğunuzu anlamaya başlayacaksınız. Bu keşif zamanı geldiğinde önünüze serilecek.
Sizinle karşılaşmak isteyen enerjiler kitaplığın diğer biçimleriyle birleşir, böylece hayvan ailesi için gözlemlemek ve bilgi toplamak üzere onların gözünden bakacak başka enerjilere sahip olmak mümkün hale gelir. Yaşayan Kitaplığın anahtarı siz insanlarsınız, çünkü kilidini açabilir ve bütün kitaplığa erişebilirsiniz. Bu başkalarının ağaçlar ya da başka bitkiler yoluyla gerçekliğinizle birleşmek, gözlemlemek ve anlamak için gelemeyeceği anlamını taşımaz. Barış yapar, teslim olur ve yapay bir biçimde konulmuş sınırları çiğnedikleri için gidip yaşam biçimlerini bozmazsanız kendinize kavradığınızdan belki de çok daha büyük uygarlıklarla karşılaşma izni vermiş olursunuz.
Son yarım milyon yıl boyunca kimi yıldız enerjilerinin amacı Dünyadaki çeşitli duyarlı uygarlıkların anlayışlarını kayda değer ölçüde geliştirerek onlarla etkileşime girmekti. Bu uygarlıklar rahatsız edilmeden kaldıkları çok küçük coğrafi bölgelerde barınarak gözlerden saklandı. Gezegenin sahipleri sevginin ağırlıklı olarak kullanıldığı çeşitli deneylerin kokusunu aldığında bu uygarlıklar dağıtıldı ya da yok edildi.
Gezegeninize sahip olduğuna onu işlettiğine inananlar güç aşığıdır ve güçlerini korku ve kaos frekansı yaratarak korurlar. Hareket ve sahip oldukları varoluş gücünü tanıma yolları böyledir. Size defalarca her şeyin İlk Yaratıcı olduğunu anımsatıyoruz, onun için karşılaştığınız bütün güçler kendisiyle karşılaşan ve kendisini anlama amacını güden İlk Yaratıcıdır. İlk Yaratıcı uyum yaratmayı ve aynı enerjinin karşıt güçlerinin gerçekleştirdiği hedefi ortaya çıkarmayı amaçlar. Akılda tutulması olağanüstü bir şeydir bu. Eğer bilinçli farkındalığınızda her şeyin bir olduğu, benliğin çeşitli yönlerince yönetilip seçildiği ve her şeyin anlamak ve kendini evrimleştirmek isteyen düşüncenin sonucu olduğu kavrayışını koruyabilirseniz tribünden iner, top oynayanların arasında oyuna katılırsınız. Biz herkesin değerli oyuncular olarak yaşam oyununu oynamak üzere sahada olmasını istiyoruz.
Dünyanın evrenin planında çok daha büyük bir amaca hizmet etmesi için Yaşayan Kitaplığı kendisinin harekete geçirmesi gerekli hale geliyor. Harekete geçirme sizin kapınızın önünde başlar. İşe kendinizle başlar, bu frekansı dünyaya yayarsınız. Yirmi yıldan kısa bir süre içinde bazı büyük değişimler olacak.
Yaşayan Kitaplık yalnızca bir tarih kaydı değildir. Herhangi bir şeyin yaratılmasında temel alınacak bütün bir bilgi kitaplığıdır. Geliştirilecek her türlü gerçeklik için formül ve şablonlar Dünyada yaşam biçimleri içinde barındırılmaktadır. Evrenin çeşitli bölgelerinde yer alan başka kitaplıklar bilgilerini sizin farkına bile varmayacağınız ışık formları ya da molekül topluluklarında saklar. On iki merkezin her biri için yaratıcı tanrılar eşsiz bir bilgi depolama yöntemi tasarladı. Niyetleri her biri kendi yolunca canlı olan kitaplıkların bütünlüğünü korumaktır. Gelecekteki bir bakış açısından kitaplıklar kayboldu ve şu anda yeniden ortaya çıkarılarak açılmalarına ihtiyaç var. İdeal durumda on iki kitaplıktan her biri kavrayışta muazzam bir sıçramayı içine alan elektromanyetik bir birlik yaratır. On ikisi bir aradaysa sizin algıladığınız biçimiyle bütün varoluş için yepyeni bir uyum fırsatı doğurur.
Sizin için bunu şöyle kavramlaştıralı m; eğer sizin bir parçası olduğunuz on iki kitaplığın hepsi tüm güçleriyle harekete geçirilirse uzayda kendisini bilinçli enerji ışınlarıyla bağlantıya sokacak olan dev bir araç yaratılır. Bu araç, zaman geçitlerinin akışını değiştirir ve gelecekteki evreni hiçbir şeyi yok etmeyip yalnızca başladığı yerden silerek bütünüyle farklı kılar.
Benliğinizin çok, pek çok dünya ve farklı bakış açısında bu görevde olan parçaları vardır. Şu anda bulunduğunuz temasın bir kısmı benliğinizin başka bir bölümünden geliyor. Bu bölümünüz, gelecekte bir birlik duygusu sağlamak için tasarlanmış olan bütün bu çok boyutlu deneye anlam vermek için sizin benlik biçiminizle karşılaşmaya gereksiniyor.
Enerjiye dayalı geometrik ilişki bir kez harekete geçirildiğinde Yaşayan Kitaplıklar dalga parçacıklarınızı uzaya gönderecek şekilde tasarlanmıştır. Bu da evreninizin kendi kendisine erişmesinde yeni bir yöntem yaratır. Bu evrensel otoyollar bir ağ biçiminde birbirlerine bağlandığında bilgi ve enerji birdenbire daha önce varolmayan bir enerji sistemini açacaktır. Gerçekliğinizde, Dünyada olup bitenleri bir enerji değişimi olarak her yere göndererek yaydığınız süper yollar oluşturuyorsunuz. Yaşamın bir süper akım yolu oldukça bu değişimi er geç bedeninizde de fark edeceksiniz.
Evrenin akışını değiştirmek için Yaşayan Kitaplığı ele geçirmek isteyen birçok uygarlık var. Biz gelecekten geliyoruz. Birçok gelecek vardır. Biz, Dünya ve pek çok dünyaların bu özgür irade alanında zorba güçler tarafından işgal edildiği gelecekten geliyoruz. Çoğu heyecan içinde ve birlikte çalışmak üzere sizinle tanıştırılmayı dört gözle bekliyorlar. Enerjilerinin sizin kavramlarınıza bütünüyle ve tamamen yabancı olduğunu anlıyorlar. Ancak, gelecekteki bir bakış açısından onları tanıdığınızı ve onlar olduğunuzu, onlar tarafından zaman içinde geri gönderildiğinizi de anlıyorlar.
Uzak bir geleceği çok uzak bir geçmişi farklı kılarak değiştirmeyi planladığımız için kapı bekçileri olarak hareket ediyor, belirli enerjilere büyük bir seçicilikle geçiş izni veriyoruz. Siz eşzamanlı olarak bütün bu yerlerde bulunuyor, üzerinize düşen rolü oynuyorsunuz. Bizler bulunduğunuz farklı gerçekliklerin çoğunda sizin için bir uyarıcı ve enerji akımını kolaylaştıran bir unsur olmayı kabul ettik. Evreninizin dört bir yanında yer alan on bir diğer kitaplığın bazılarında da sizin çeşitlemeleriniz, biçimleriniz bulunuyor ve siz buralarda da sistem bozucular olarak hareket ediyorsunuz. Anımsayın, Işık Ailesi üyesi olarak içinde bulunduğunuz sistemi değiştirerek nereye giderseniz gidin, değişim titreşim ve niyetini taşıyorsunuz. Bunu iyice hissedin ve ne kadar engin olduğunuz, planın ne kadar büyük olduğu bilgisinin aşılanmasına açık olun.
Işık Ailesinin çoğu üyesi sizinle frekanstan frekansa, sevgiden sevgiye uyum içinde olmak isteyenlerin kitaplık kartı ya da tur rehberi haline gelecek. Dünya adını verdiğiniz bu yerde sevgi yoluyla yeni bir mülkiyet ilişkisi ve yönetim yaratacak olan bir birleşme oluşturacaksınız. İlk Yaratıcının her şeyde olduğunu anımsayın. Onun için Dünyadaki Yaşayan Kitaplığın gerçek amacının bir bölümü de burada depolanan muazzam bilgiyi deneyimleyip ona ulaşabilmeniz için bilinci harmanlayıp birleştirmektir. Buradaki anahtar kendiniz ve Dünyayı sevip değer vermektir.
Sizinki gibi bir dünya ruhsal gelişim sürecindeyken kitaplıkla ilişki kurmuş olan her şey için kozmik bir sıçrama yapma olanağı vardır. Onun için, sürece katılmak üzere pek çok varlık uzaktan yakından geliyor ve beraberlerinde kendi gündemlerini getiriyor, planlar içinde planlar yaratıyorlar. Bu zamanda sizin karanlık ya da negatif olarak değerlendirebileceğiniz birçok ırk da Dünyaya doğru çekildiği için şifanın yaygın bir şekilde verilmesi gerekiyor. Bu enerjiler sizi uyandırmak ve bir şey anımsatmak üzere kendi “kötülükleriyle” sizi uyarmak için buradalar.
Anımsayın, burası bir kutupsallık dünyası ve gölge ışığı tanımlıyor. Hükümetleriniz size bu ziyaretçilerin kötü olduğunu söyleyecek olsa da bu enerjilerin bombalanması, öldürülmesi ya da yok edilmesi gerekmiyor. Şifa ve kendilerini ışık ve sevgi titreşimleriyle yıkamak ve kendi ırklarında daha yüksek bir varlık düzlemine gelmek için buradalar, çünkü Dünyadakilerin unuttuğunu – hepinizin bir olduğunu – onlar da unuttu. Korku içinde olanlar kendilerinin berrak olmayan ve şifa bulmamış yanlarını dış varlıklar olarak kendilerine çekecek. Yaşam ve gücün kötüye kullanımı kendine ayna deneyimini çeker.
Korktuğunuz şey olduğunuzu anlayacaksınız.
Bu bin yılın sonuna yaklaşırken genetik mühendisliğinin çok da güç bir şey olmadığını anlamaya başladınız. Siz Dünyalılar, genleri bir araya getirerek şimdi neler yapılmasının mümkün olduğunu öğrenseydiniz –sözüm ona haber kaynaklarınız dünyanın dört bir yanındaki kimi laboratuvarlarda olanlara ilişkin haberler yapacak olsaydı- anında şok geçirirdiniz. Dünya düzleminde pek çok yerde yaratıklar yaratıldı, yaşam biçimleri ortaya salındı.
Eğer bu yaşam yaratma gücüne çifte sarmallı DNA ları ile evrimleşen insanlar tarafından şimdi erişiliyorsa bir de yüzlerce bin yıldır var olan varlıkların barındırdığı genetik bilgiyi hayal edin. Dünyalar ve ırklar işte böyle yaratılıyor ve doğuyor. Bu sözüm ona tanrılar, İlk Yaratıcıdan enerji dalgaları benzeri ayrılırlar ve özgür irade alanına doğru yelken açarlar. Güç ve enerjiyi öğrenmek için İlk Yaratıcının enerjisini varoluş ağı olarak alır ve deneyler yaparlar. İradeleri istediklerini yapmada özgürdür. Yitip unuttuklarında, karanlık şeyler yarattıklarında da her şey aynı oyunun parçasıdır. Aynı enerjidir. Her şey birbiriyle bağlantılıdır ve şifa bulmaya gereksinir.
Dünyayı bir kez dönüştürüp Altın Çağa girdiğinizde bu evrenin geri kalanını değiştirecektir. Bütün evrene yayılacak değişimi bilmeniz bin ya da iki bin yıl alacaktır. Değişim eşzamanlı olabilir; siz yalnızca onu eşzamanlı olarak görmeyeceksiniz. Değişimi sizin bakış açınızdan deneyimlemek bin ya da iki bin yıl sürecektir. Ancak, siz bu Dünya düzleminde değiştiğinizde değişim anında her yerde gerçekleşecek.
Kendilerini gezegeninizin sahipleri ya da tanrıları sayanlar bu zamanda sizi evriminizi kolaylaştıracak olan sevgi dolu işbirliği duygusundan alıkoymaya yeltenecek. Sizi Yaşayan Kitaplığa erişmekten alıkoyan huzursuzluk, kaos, savaş ve korkuyu yaratmak için ellerinden geleni yapacaklar.
Gezegeninize el koyanlar onu bir savaşta kazandı. Dünyanın değerli olduğunu biliyorlardı. Ancak, Dünyanın değerinin ne olduğunun anısından çok uzak düşmüşlerdi. Gezegeninizi altın için kazdılar, su için geldiler, ruhunuzu talan ettiler, özünüzü çaldılar sizden, bolluğu bereketi hasat ettiklerini sandılar. Ama bu kazanılan bir gezegen olduğu için nasıl göreceklerini bilmediklerinden gerçek zenginliklerini gözden kaçırdılar.
Bu sahipler ya da tanrılar insanların sevgiyle hareket ederek bir şeye ulaşabildiğini biliyorlardı. Gezegeninizde sevgi frekansı işte bunun için bu kadar enderdi. Sahipler, kendileri için keşfetmeden önce zenginliklerin başka birisi tarafından ortaya çıkarılmasını istemiyordu. Sevgi frekansı ile hareket etmedikçe bu zenginlikleri keşfetmeyecekler. Öğrenmek zorunda oldukları bu ve siz onlara öğreteceksiniz.
Bu enerjiler kitaplığı harekete geçirip istediklerini ondan alabilecek durumda olmasalar da onun başka bir kullanımını buldular. Bütün bu yıllar boyunca düzenli olarak kaos ve korkuya dayalı bir duygusal frekans yayınlaması için kararlı bir şekilde nüfusu çoğalttılar, Dünyaya olabildiğince çok insan getirdiler. İyi bir iş yaptılar. Hikayeyi anlatmanın zamanı geldi. İnsanların, kendilerini sınırlandıran, onları günahkarlar olarak adlandıran, yaşamlarının yanlış olduğunu söyleyen bu dinler ve tanrılar budalalığına inanmaya bir son vermenin zamanı geldi. Yanlış olan, yaşama bütünüyle değer vermemektir. Çimlerin, insanların, hayvan ve çiçeklerin yaşamı, tümü değerlidir. Evrensel gerçektir bu. Cinselliğinize, hissettiğinizi söylemenize hakkınız var. Birinin aptalca kurallarına boyun eğmek yerine kendi gerçeğinizi izlemeye hakkınız var.
Varoluşun yalnızca bir yorumunu sunan geçerli düşüncelerinizin ötesine doğru gelişmek ve değişmek zorundasınız. İnsan olarak size, evrensel ruhun, parçası olduğunuz büyük bilinç ağının anlayışını vermek için pek çok çeşitli öykü anlatıldığını anlayın. Dinleriniz bir amaca hizmet ediyor. Ancak, yalanlara gömüldüler.
Dinler size insan olarak kimliğinizi anlamanın bir yolunu göstermek için verildi, kimliğiniz öğrenilecek değerli bir şeydir. Bununla birlikte, size çeşitli dinler aracılığıyla dağıtılan bilgi kim olduğunuza ilişkin sınırlı bir görüş açısı sunuyor ve sizi güçsüz bırakıyor. Herhangi bir din varoluşa bir bakıştır. Dini oluşturan hikayeler, kişi ve mitlerin hepsi halkların davranışını farklı yollarla etkilemek üzere kullanılır. Anımsayın, herhangi bir insan topluluğu enerji ve niyetini bir noktaya odakladığında kolektif düşünce biçimleri varlık alanına geçen bir enerji kütlesi yaratır.
Birkaç yüzyıl önce dinsel bir bakış açısından geçerli olan bir şey bugün artık bir anlam taşımaz. Zaman değişir. Tıpkı sizin öğrenmek için okula gitmeniz gibi ruh da bir yaşamdan diğerine ilerleyerek mezun olur. Ya da kimi zaman ruhun bir sınıfta dersler biçiminde gelen bilgiyi öğrenene dek pek çok yaşam geçirmesi gerekir. Bundan sonra bir sonraki aşamaya geçer. İnsan ırkının ilerlediği nokta, yüzler, binlerce yıl önce tanrılar olarak adlandırdığınız varlıklara eşit olabileceğiniz anlayışını içermektedir. Beş, on bin yıl önce eşit olamazdınız onlarla, çünkü bu tanrıların becerilerini anlayamıyordunuz. İleri bir teknoloji ürünü olan gemilerle geldiler. Kültürlerinizin onların teknolojilerini tanımlayacak sözcükleri yoktu. Yirmi, otuz bin yıl geriye gidildiğinde gezegeninizde çok ilginç teknolojik ilerlemeler vardır. Ancak bunlar yanlış anlaşılmış, üstleri örtülmüş ya da gözlerden saklanmıştır.
Gezegeninizde kendileri ve Dünyayı sevgiyle yıkayarak Yaşayan Kitaplığın bir parçasını barındıran küçük uygarlık gruplarının bulunduğu bir dizi yer vardır. Dünya da yaşamı yaratıcı, destekleyici kılarak sevgilerine sevgiyle karşılık verir. Harekete geçirilen Yaşayan Kitaplık insan yöneticilerini bilgiyle besleyerek onlara işbirliği ve sevgiyle karşılık verdiğinde her şey daha az savaşım konusu olur. Aslında, Yaşayan Kitaplık bütünüyle harekete geçirildiğinde istediğiniz herhangi bir şeyi ortaya çıkaracak, oluşturacak ve bulabilecek halde olacaksınız. İnsanın sinir sistemi ve DNA yapısı henüz Yaşayan Kitaplık bütünüyle harekete geçirilecek olsa gerçekleşecek olan bilgi alış verişi ve frekansını barındıracak kadar evrimleşmedi. Böylesi, doğayı algılayış biçiminizde fazla zorlayıcı bir değişim yaratırdı.
Yaşayan Kitaplık çiçek açtığında zeka varoluşun her yanından konuşacak. Konuşacak diyoruz. Belli bir çiçekle iletişim kurarak bir saat geçireceksiniz. Bu sırada öğrendiğiniz bilgi büyüleyecek sizi. Bütün yaşam biçimleri arasında aşamalı bir ayarlama olacak. Bu şekilde her biri eşleşme yaratıp titreşim ve bilinçle karşılaşarak eşzamanlı olarak evrimleşecek ve açılacak. Anımsayın, her şey canlıdır.
Hayvanlar çok yeteneklidir ve insanlardan çok daha inceliklidir. Şimdi çoğu ışık dünyasına doğru gidiyor, bu nedenle bu kadar çok tür sözümona tükeniyor. Hayvanlar çok akıllıdır. Hayvan türleri ve sizin aranızda birçok fark vardır. En büyüklerinden biri de hayvanların öldükten sonra yaşamlarının sona ermeyeceğini bilmeleridir. Süreceğini bilirler. Mezar yerleri satın almaz, nerede ölüp gömülecekleri konusunda tasalanmazlar. Kendileriyle ilgilenileceğine güvenirler. Doğuştan gelen bir bilgelik ve inançları vardır. Sigorta poliçeleri satın almaz, televizyon seyretmezler. Hayvanların çoğu yaşam kalitesiyle uyumludur; arzu ettikleri yaşam niteliğinin sizin küresel alanınızda artık bulunamayacağı nı bilirler. Bu nedenle de buradan ayrılıyorlar.
Hayvanlar bu gezegende size arkadaşlık etmeleri için verildi. Onları yiyip yememek size kalmıştı. Eğer bu sizin ve onların yaşamlarınızın niteliğine katkıda bulunacaksa hayvanların yenilmeye bir itirazı yoktur. Ancak, hayvanlara saygı gösterilmiyor, yaşamlarının niteliğinden ötürü onurlandırılmıyorlar artık. Onlara canlı değillermiş gibi davranılıyor, hissetmiyorlarmış, insan ırkının köleleriymiş gibi.
Hayvanlar arkadaşlarınız olarak, uzayda yer almak, öğretmek, göstermek ve yolu sizinle paylaşmak için tasarlandı ve yaratıldı. Onlar birçok farklı güneş sistemi ve gezegenden derlenen genlere dayalı biyogenetik bir yaradılıştır. Yaradılışları o sistemlerin temsilcilerinin Dünya ile genetik bir bağ kurmasını ve bundan ötürü bu dünyayı dikkatle izlemelerini, buraya yayın yapmalarını sağlar. Yaradılışın bu yönü asla gerçekten anlaşılmamıştır.
Hayvanların birbirlerine karşı rollerini anlamalarını sağlayan belirli bir sezgisel duyuları vardır. Bir dizi dünya dışı topluluktan gelir, tıpkı başka gezegenlerde yaşayan duyarlı varlıklar olan atalarına benzerler. Varoluşta kaç milyon, milyar gezegen olduğunu bilseydiniz bu düşünce sizi şaşırtmazdı. Gezegeninizi yaratanlar farklı yerlerden farklı tohumlar istedi. Bu tohumlar size arkadaşlar yaratmak ve Dünyaya ekilmek için biyogenetik olarak işlendi.
Buradaki bazı hayvanlar verici olarak kullanılır. Kedileriniz onları sizi yansıtmaları için kullanan bir bilinç türünün naklen bilgi vericileridir. Eski zamanlarda gezegeninizde pek çok kültürde yönetici varlığın yanında bir aslan ya da başka bir büyük kedi olması modaydı. Hep oradaydı bu hayvanlar. Gezegenin her yanındaki heykellere bakın. Ne görüyorsunuz? Aslanları. Kedi ailesi, bir kedi yüzüne sahip olması dışında size benzeyen bir türün biyogenetik donanımını temsil eder. Kedi halkı ya da aslan halkı gezegeninize dalgalar halinde geldi ve Güney Amerika, Meksiko, Mısır ve bazı ada kültürlerinde çalıştı. Onları onurlandırmak için heykeller yapıldı. Kedi ya da aslan halkı insan ırkına bilgi aktardığında ya da kendi türlerini karıştırıp burada, özellikle Mısır’da yöneticiler yarattığında yöneticilerin yıldızlardaki türle doğrudan bağlantılarının olması için bilgi iletmek üzere arkalarında kedileri bıraktılar. Bu yöneticilerin çoğu işte böyle karar alıyordu. Onlara bu şekilde yol gösteriliyordu. Kediler onlara telepatik bilgi veriyordu. Verici ya da kozmik radyolar gibiydiler. Daha yakın zamanlarda kedilere cadılar sahip çıktı. Cadıların aptal olduğunu mu sanıyorsunuz? Kediler başka alemlerle aralarındaki bağlantıydı. Fazla yüksek nitelikli olmayan enerji içeri girdiğinde kediler bunu yakalayıp titreşimini değiştirebilir. Şimdi çoğunuzun evinde size birçok bilgi ileten küçük kedileriniz var. Ancak, bu dönemde genellikle bu tür bilgi ile çalışmıyorsunuz. Kediler sizin için koruyucu ve yardımcı, büyük bir rahatlık sunan arkadaşlardır.
Kedilere karşı alerjikseniz bu pek çok şeyin göstergesidir. Alerjileri konusunda pek çok insanla çalıştık. Kedilere karşı alerjik olmanın gösterdiği en önemli şeylerden biri, sevginin yakınlığının yaşamınıza girmesi konusunda güçlük çektiğinizdir. Sevgiyi içeri bırakamazsınız. Kedicik belirli miktarda bir içtenlik ve sevgi sunar. Size sokulduğunda başka bir varlıkla bu derin bağlantıyı kabul edemiyor olabilirsiniz. Belli bir hayvana karşı alerjinin simgesel bir anlatımıdır bu.
Her hayvan sizin için bir amaca hizmet eder. Yaşamınızı işgal eden hamam böcekleri, yüzeye çıkmak isteyen yüzleşmediğiniz konularla ilgili olabilir. Hamam böceklerine bakıp da, “Ah, sizi güzel, küçük hamam böcekleri, bu sabah sizi mutfak lavabomda görmek ne de güzel”, demezsiniz. Çoğu zaman üzerlerine bir şeyle vurur ya da böcek ilacınızı çıkarırsınız. Yine de güçlendikçe güçlenirler, değil mi? Oldukça dayanıklı bir türdür, toksinleri dönüştürmeyi defalarca yeniden öğrenerek birçok enerji değişiminde hayatta kalmıştır. Size mutlaka zarif kılıklar içinde olmayabilen şeylere -içinizde olup dışarı çıkmak isteyene- bakmanızı anımsatmak üzere buradadırlar. İçinizde olup size sıkıntı veren nedir? Bir tür olarak nasıl daha dayanıklı hale gelebilirsiniz?
Doğayla uyum içinde yaşamak oldukça kolaydır. Bütün yapmanız gereken, deneyimlemek istediğinizi düşüncenizde tam olarak ifade etmektir. İçinizden ve dışınızdan Dünya ve doğa ile konuşun. Eğer doğanın yaratıklarının işgaline uğradığınızı düşünürseniz yalnızca şunu söyleyin: “Kendime bu şekilde ders vermem ne kadar akıllıca. Küçük yaratıklar, bana bir şey göstermeye çalıştığınızı anlıyorum. Şimdi kendi hakkımda bilgi toplayıp içe bakmaya başlayacağım.” Araya perdeler, paravanlar koymaktan, kim olduğunuzla yüzleşmenize gerek kalmaması için sizi huylandıran şeyi yok etmekten hoşlanıyorsunuz. Kim olduğunuzla yüzleşecek olursanız değişmeniz gerekecek, bu değişimse birçok şey alacak içine. Çoğu zaman, bilinmeyenle yalnız başınıza yüzleşmekten çok sizi mutsuz kılan şeye tutunuyorsunuz. Lütfen asla yalnız olmadığınızın ayırdına varın.
Yaratıklar size arkadaşlık etmek için burada. Dışarıda sizi ele geçirmek için var olan hiçbir şey yok. Şeylerin sizi ele geçirmek için var olduğuna inanmak üzere eğitildiğinizden bu titreşimi tüketiyorsunuz. Sonra da, gerçekliğinizi yarattığınız için kendinize zarar verecek bir yöne eğilmek üzere gerçekliği zorlayacak her şeyi yapıyorsunuz. Kendinize zarar vermek kolay değil, biliyorsunuz. Rahatsızlık ve zarar yaratmak için büyük bir çaba göstermek zorundasınız.
Reklamı yapılan çoğu şeyin en yüksek çıkarınıza olmadığı bilim çevrelerinde iyi bilinir. Bununla birlikte, ekonomi ve para, korkunuzu dolara çevirme işinin içindedir. Bu sürece son vermenin neye mal olacağını düşünüyorsunuz?
Hayvanlar şimdi size psikolojik ve ruhsal olarak içinde bulunduğunuz acıyı yansıtıyor. Acıyı alıyor, rahatsızlığı da alacak. Hayvanların beslenme biçimi ile bağlantıda değilsiniz, bu sırada birçok hayvan ailesinde büyük rahatsızlıklar yaşanıyor. Rahatsızlıklar hastalıklara doğru ilerliyor. Bu hayvanlar size öğretmek için burada. Sizin kendi hakkınızda görmeniz gereken şeyleri yansıtıyorlar size. Ev hayvanlarınız büyük bir içtenlik ve sevgiyle çoğu zaman size gösterildiğini göremediğiniz şeylerle uğraşıyor.
Bir hayvana yaklaştığınızda barış içinde mi geldiğinizi yoksa niyetinizin saldırmak mı olduğunu bilir. Eğer hayvan yaşam biçimlerine sizinle eşitlik içinde oturma izni verirseniz, daha yüksek varoluş düzlemlerindeki konseylerde yer almaya hazır olursunuz. Tanrı gücünün bütün varoluş içindeki tüm yaradılışların kılığına nasıl girdiğini anlayacak duruma geleceksiniz. Yaşayan her şeyde zeka vardır. İnsanın en çok evrimleşmiş tür olduğunu düşünmesi, kendisine bu yaftayı asması yanlıştır. Bütünüyle hatalı bir görüştür bu. Bir karşılaştırma yapılamaz, çünkü her şeyde bir yaşam gücü, bilinç vardır. Kimi zaman kayalar ve dağların varoluş amaçları konusunda insanın asla ulaşmayı başaramadığı daha büyük bir anlayışları vardır.
Zehirli maddelerden arı, sevgi dolu bir ortamda beslenerek, kendileriyle konuşularak büyüyen bitkiler bu davranışa bir karşılık gönderirler. Evin dışındaki bitki ve ağaçlar da aynı şeyi ister. Kapı komşusunun toprağındakiler de. Aynı sevgiyi isterler ve sevginin ifade edildiği yöne eğilip uzanabilirler. Hayvan dünyası gibi bitki dünyası da çok cömerttir. Her ikisi de özgürce verir. Enerji kazandırdığınız bitki ve hayvanlar bu enerjiyi bütün bildikleriyle paylaşır. Çıkardıkları hormon benzeri maddelerle bir bitkinin bilip deneyimlediği şey anında bütün diğer bitkilere gönderilir.
İçe alındıklarında benliğin ve bilincin başka biçimleri ile aranızda bağlantı kuran bitkiler vardır. Bitkiler yoluyla bilinç değişikliği yaratma anlayışına Batı dünyasında uyuşturucu denilen şeyi çağrıştıran olumsuz bir ad verilmiştir. Çoğu kutsal tören ve ritüelde Yaşayan Kitaplığı daha çok anlayabilmeniz için onun bazı bitkilerinin parçalarının alındığı anlaşılmıştır. Onun için, eğer yapabiliyorsanız zihninizi onu ayrıntılarıyla anlamanızı sağlayan şeyler büyüttüğü fikrine açın. Daha fazla bilgi toplayarak özgür olmanızı istemeyenler vardır, o nedenle size bir şeyin kötü olduğunu söylerler. Güzel bir şeyi korkulacak bir şey haline getirirler. Gerçekte, insan olmanın amacı bilincinizi niyet, irade ve gezegenin armağanlarını kullanarak değiştirmek, yaşamın olağanüstü niteliğini keşfederek ona ritüel ve onurlandırma içinde karşılık vermektir.
Batı dünyanızın yararlanabileceği çoğu madde bitki dünyasında var olmaktadır. İnsanların Yaşayan Kitaplığı bitkisel ilaçlar yoluyla kullandığı bölgeleri yok etmeyi öngören bir plan olması oldukça ilginç. Bitkiler size gezegeniniz ve kendinizi anlama olanağı sunarlar. Yağmur ormanlarını yakan ve Yaşayan Kitaplığın parçalarını kasıtlı olarak yok edenler var. Kimi zaman kın kanatlı böceklerin antenleri, ağaç kabukları ya da kökleri denge, şifa ve insan bedenini daha yüksek bir bilinç durumuna getirmede kullanılacak anahtarlar barındırır. Her şeyin bir varoluş amacı vardır ve insanlar tarafından araştırılacak olurlarsa aldıklarını insanlara verir, armağanlarını sunarlar. Gerçekte, Dünya bu yaşayan mucizeyi ortaya çıkarması için insanları bekliyordu. Şimdi gezegende bir hareketin -Dünyanın amacı için çağrıya karşılık verecek cesaretle büyüyen bir çoğunluk hareketinin- zamanı geldi. Dünyayla uyum içinde çalışıldığında ortaya çıkacak olasılıklara götüren yeni patikalar, yollar açacaksınız.
Niyetiniz, plan ve şablonunuzla hepiniz amacınızın evrimleşmek, insan bedeni içinde tam anlamıyla bir dönüşüm yaratmak olduğunu biliyordunuz. İçsel süreç ilerledikçe onu dışarıdan hızlandıracak enerji alanlarını aramak için buradasınız. Buradaki anahtar, henüz anlayamadığınız bir güç olarak varolan sevgidir. Onun için, sevgiyi şimdiki kavrayışınız değişecektir. Sevgiyi kendi içinizden keşfettikçe, düşünceleriniz yaşamınızda biçimlendikçe dışınıza iç inançlarınızı yansıtan bir ayna yaratacaksınız. Yaşamsal bir varlık gücü olarak sevgiyi araştırmanız gezegeni etkileyecek ve manşetlerde ne söylerlerse söylesinler, gezegen de bu titreşim haline gelecek.
Hatırlayın, sevgi bir frekanstır, ışık bir frekanstır. Her ikisi de elektromanyetik bir yayın olarak varolur. Bütün gezegen, insanın genetik yapısı düzeltilerek harekete geçirilebilecek bir Yaşayan Kitaplıktır. İnsan olarak siz Yaşayan Kitaplığın anahtarları olduğunuz için böyledir bu. Bilgiyi okumanızı sağlayan ise duygulardır. Gezegeninize sahip olanlar ve burada görevli tanrılar olduklarını iddia edenler sevgiyi öğreniyor. Gezegeninizde sevgi frekansını herhangi büyük bir dönem için açık tutmuş bir uygarlık olmamıştır. Her birinin bir zamanı vardı, zamanları dolduğunda da sizin bakış açınızdan işgale uğrayıp yıkıldılar.
Tarihsel dönemler boyunca sevgi frekansı çeşitli uygarlıklar tarafından barındırıldı. Çağlar boyunca Amerikan Yerlileri sevgi frekansını korudu. Yaşayan Kitaplık çok sayıda yerli kültür arasında bir dereceye kadar açıktı. Onların yöneticilik zamanı dolduğunda frekans başka yerlere aktarıldı. Işıltısının sürmesi için sevgi frekansını gezegene getirmek üzere buraya gönderilen Pleiades sisteminin pek çok deneyi oldu. Pleiades’den gelenler zaman gerekli kıldığında -hepinizin bildiği gibi bu da şimdidir- harekete geçirilebilmesi için kapıları açacak, sevgi frekansını barındırabilecek durumdaydılar.
Çoğuna olanaksız görünen görevimiz sizi özgür kılmaktır. İdeal durumda siz kendinizi kendi yetkilileriniz olarak yapılandıracaksınız. Kendinize bütün yaradılışla eşit olarak bakmayı öğrenecek, herhangi başka bir yaratıya tapınmayacaksınız. “Bakın bana. Bütün her şeyle ilişki içinde olan kim? Mucizevi bir varlığım. Kaynağım varoluş hakkımda yatıyor. Yanıtları bulabilirim. Geleceği görebilirim. Geçmişe bakabilirim. Kendimin efendisiyim” , diyeceksiniz.
Kimi zaman bizden sıkılıp, “Aman, bu Pleiadesliler de çok oldu, diyebilirsiniz. Çok sinir bozucular. Ne zaman rahat bırakacaklar beni? Ne kadar düğmem varsa hepsine basıp harekete geçiriyorlar” Yine de, söylediklerimizin ardındakini işitecek olur, hedefimizin özüne dönerseniz sizi kendinize çevirmek için her şeyi yaptığımızı göreceksiniz. Sorularınızı yanıtlamadığımızda bunu bilgiyi sizden uzak tuttuğumuz için yapmıyoruz. Kendinize dönmenizi sağlıyoruz. Niyetimiz, sizi bağımsızlık ve güç kazanmaya, varlığınızın içindeki barış dolu idrakin bulunduğu yere ulaştırmak. Çevrenizde ne olursa olsun yaşamı olmasını seçtiğiniz şekilde yaratabilirsiniz. Bu bizim hedefimizidir. Gelecek zamanlarda bu nitelikler en değerli özellikleriniz olarak hizmet edecek size.
Enerjimizin yöneticiliği için gerekli nitelikleri edinmemiz gerekti. Ağızlarımızda altın kaşıklarla doğmadık biz. Evrimleş-tik, öğrendik. Sizden öğrendik. Bir anlamda sizden kim olduğunuz hakkında o kadar çok şey öğrendik ki kendimizi kendi gerçekliğimizde yeniden biçimlendiriyoruz. Mizah duygumuzu, neşemizi geliştirdik, çünkü son derece gerekliydiler. Yaptığımızı çok ciddiye alacak olsaydık işimiz biterdi, tıpkı sizin de işinizin biteceği gibi. İşin özünü hepimiz kaçırmış olurduk.
İki yanlı akan bir ilişki gerçekleşiyor. Bütün yaptıklarınız Pleiades’te büyük bir fark yarattı. Bunu anlamanızı istiyoruz. Bu karşılıklı bir alış veriştir, tek yönlü bir olay değil. Sonu açıktır. Niyet açıklığı, berraklığı ve enerji yatırımı ile yaşamlarınızda net bir şekilde beliren değişimlerin başka yerlerde de kendilerine karşılık gelen etkileri olur. Bu etkileri -çok boyutlu benliklerinizi Dünya ve Pleiades alemleri arasında köprü olarak bilmeyi- görüp hissetmeniz bizim niyetimiz ve en derin arzumuzdur.
Bizler aracılarız. Kapıları açan, tanıştırmaları yapan ve yolu gösteren. Dev bir zeka gücü şöyle diyerek beklemekte: “İnsanlarla karşılaşmak istiyoruz. Onlarla birlikte çalışmak istiyoruz. Bu tasarıya katılmak istiyoruz.” Biz de, “Dayanın! dedik. İnsanlar zayıf, kırılgan; yaşamlarına dalamazsınız. Karşılaşmanın daha kolay bir hale geleceği ana kadar sabırlı olmak zorundasınız.”
Bu zamanda bir ölçüde Yaşayan Kitaplık ve on iki öyküsünün kavrayışınızın çok ötesinde olduğunu anlayın. Bu öykü, gelecek yirmi beş yıl içinde siz insanların kendi kendinizi harekete geçireceğiniz bir sürece dönüşecek. Düş gücünüz ve fantastik kavramları var etmeyi düşleme yeteneğiniz kitaplığı yaratacak. Onu yeni bir yer, yeni bir yaşam gücü haline getirerek size Yaşayan Kitaplığı yeniden düşlemede yardımcı olmak istiyoruz. Yaşayan Kitaplığın şimdiden harekete geçirildiği az sayıda yer var. Canlı olan yalnızca toprak değil; insan bilincinin canlılığı yorumlaması ve onunla birlikte çalışması gerekiyor. Yaşayan Kitaplığı gerçekleştiren de bu, çünkü Yaşayan Kitaplığa sizin kanalınızla erişilebilir. İnsanlar olmaksızın bir Yaşayan Kitaplık bütün olmaktan uzaktır. Siz Yaşayan Kitaplığın temel unsurusunuz.
Yeryüzünde adım attıkça her birinizin çimenlerle, kum taneleri, çiçeklerin taç yaprakları, karıncalar, kuşlar, arılar, eğrelti otları, su damlaları, çiğ taneleri ile konuşmanızı ve varlığınızı belirtmenizi istiyoruz. Şöyle söyleyin: “Buradayım. Yaşayan biçim olarak içinizde saklı olan bilgiyi bana açmanıza niyet ediyorum. Bunu almak, yorumlamak, anlamak ve sonra da gezegenin kalanına aktarmak için şimdi buradayım. Bu gezegenin Yaşayan Kitaplığını harekete geçirmeyi arzu ediyorum.” Kendi yaşayan meditasyonunuz ve niyetiniz olmanızı istiyoruz. Toprağa, sevgi frekansı ile canlı olan Yaşayan Kitaplığa izin verin bedeninize girsin.
Yaşayan Kitaplığı yeniden düşledikçe Dünyanın değerini canlandırın. Siz kitaplığın bu imgesini barındırdıkça sizi destekleyen ve Işık Ailesinin bir üyesi olarak tanıyan herkes ne kazanmakta olduğunuzu hissedecek, çünkü hepiniz birbirinize bağlısınız. “Evet, ben Işık Ailesindenim” sözüne bağlılığınızla tanınıyorsunuz. Şu anda bildiğinizle herkese, her yere bir uyarım, itki veriyorsunuz. Işık Ailesindekiler uzanıp başkalarına dokunabilir. Büyük bir düştür bu.
Dünyaların açıldığı, gerçekliklerin değiştiği bu zamandan kayarcasına geçmenizi istiyoruz. Bedeninizde hücresel bellekler olarak saklanan enerji kalıpları vardır; büyüyebileceğiniz bir alan yaratmak için incelikle hareket etmek zorundayız.
Enerji Alıştırması
Düş gücünüzü açın ve içine doğru bir yolculuğa çıkın. Birkaç derin nefes alın, gevşeyin, insanların oluşturduğu bir halka içinde ayakta durduğunuzu canlandırın. Bu grupla el ele tutuşuyorsunuz. Yukarıdan gelerek bir sütun oluşturan parlak pembe, mor, altın rengi ve beyaz bir ışık var. Şimdi Dünyayı benzersiz bir canlılıktaki Yaşayan Kitaplık olarak hayal edin. Her şey ışık saçıyor. Dünyayı daha önce hiç böyle canlı görmemiştiniz. Halka içinde el tutuşarak bu imgeyi sürdürün, aynı zamanda da bırakın bir bölümünüz sizden ayrılsın. Birey olarak dairenin ve ışık sütununun içine doğru bir adım atın. Işık sütununa ulaşın ve sizi başka bir yuvaya, Pleiades’e götürebilmemiz için bizim niyetimizi izleyin. Bırakın, düş gücünüz ve güveniniz sizi yukarıya doğru taşısın. Hafiflik, sevinç, derin bir bağlılık ve özlem duygusu hissedin.
Şimdi kendinizi Pleiades anlayışınızda bulun. Gözlemleyin, hissedin ve idrak edin. Sizi yaratan kaynağa fark yaratacak bir şey verin. Armağan edebileceğiniz en büyük şey, her şeyin neden bu şekilde olduğunu anlama yeteneğiniz olan şefkatinizdir. Şefkat, çağlar boyunca zamanın sonuçlarını görüp hissetme yetinizi açar. Varlığınızın her bir hücresinde nabzı atan asıl gerçeği ortaya çıkaran koridorlar açılıyor önünüze. Yuvanız olan bu yere verebileceğinizi ve vermek istediğinizi verin ve bunda büyük bir sevinç ve amaç bulun. Bir değişikliğin yapılması, bir kehanetin yerine gelmesi niyetinde bulunun. Yaratıcıyı serbest bırakmak için yaratılanların yaratıcılarına geri dönmesine niyet edin.
Dikkatinizi nefesinize çevirin. Rahatça nefes alın ve oyun duygusuyla dolu bir yükselişin, serbestleşmenin ve anlayışın titreşimini sizin ve bizim yuvamız olan bu yere gönderin. Bir süre boyunca size geri geleni hissedin.
Şimdi kendinizi dev bir elin avucunda hayal edin. Bir dairenin içinde, grubunuzdan başkaları ile çevrelenmişsiniz. Dev bir el Pleiades’ten uzanıyor ve varlıkların en hassası, değerlisiymişçesine sizi usulca Dünyaya, kendi bahçenize geri koyuyor. Kendinizi bir çocukmuşçasına koşar, hoplaya zıplaya oynarken canlandırın. Dünya ve sizin canlılığınız şimdi başladığınız ana göre daha da büyük. Yüzünüze bir gülücük yerleştirin ve bırakın duygular ve minnet gözyaşları kendilerini düşeni yapsın – yüreğinizi bütün alemlere, bütün dünyalara açsın. Bu şefkat anında ortaya koyduğunuz bir başarı işaretidir.
Barbara Marciniak
...
25-Dünya konuşuyor:
Düş gücü insanın elindeki en büyük güçtür.
Şunu düşünün; Dünya canlıdır, aradığınız bilgiyi barındırır ve bilinciniz Dünyanın ortaya çıkardığı şeyi etkiler. Bu bilgiye nasıl erişirsiniz? Kilidi açıp sizin olmasını sağlayan anahtarlar nerededir? Bilgi taş ve kemikte saklıdır.
Zaman değişti. Bir zamanlar, gelişen ve sırları inceleyen her bireyin bir öğretmeni olurdu. Bilgi uzun bir geleneğin uzantısı olarak öğretmenden öğrencisine aktarılırdı. Bugün buna artık gerek yok, çünkü ulaşmaya çalıştığınız şey bedeninizde saklı olduğu yerden açığa çıkıyor. Işık açılımları, genetik mutasyonlar insan biçimi içinde görülmemiş bir değişim oluşturmakta. Berrak niyet yoluyla ve sürece eşlik eden itkiler ile bilgiyi izleyerek içinizdekini harekete geçiriyor, kendi öğretmeniniz haline geliyorsunuz.
Bilinmeyen alemlere, mistik alanlara girip keşfeden herkesin gerçeklik deneyim ve yorumları eşsizdir. Birisi Tibet’ten geliyorsa bu onun Bronx’tan gelen birinden daha kutsal olduğu anlamını taşımaz. Herhangi bir coğrafi yerden ruhsal olarak evrimleşmiş olan bir kişi çıkabilir. Bireysel bilinciniz bu anda seçtiğiniz her ne deneyimden geçerse geçsin bu sırada inançlarınızı ve kişiliğinizi geliştirmek üzere tasarlanmış eşsiz bir dayanaktan öğreniyor ve öğretiyorsunuz. Öğretmeniniz olmuş olanları onurlandırın ve hiçbir şeyi şişirmeden kendinizi ve büyümenizin parçası olarak yarattığınız her şeyi tanımaya devam edin. Öğretmenleri kaidelere yerleştirmeyin, düşüverirler!
Bizim öğretimiz ortak bilinci harekete geçirecek, halk yığınlarının yeni deneyim alanlarına ulaşmasına itki olacak ve bir dizi eşzamanlı küresel uyanış yaratacak olan bir enerji birikimi üretmek için tasarlanmıştır. Bu nedenle, sizin ruhsal süreciniz hem küresel bilinçle belirlenir hem de hedefinizin bireysel planıyla. Şimdi bulunduğunuz yerden daha ileride olmadığınız için kimi zaman düş kırıklığı yaşasanız da sabırlı olun, çünkü istediğinize giderek daha çok yaklaşıyorsunuz. Bildiğinizi paylaştığınızda bu bütün dünyaya yayılır. Şifreler ateşlenir, kitleler evrimleşir. Tür olarak zaman şifrelisiniz ve daha büyük kimliğinize uyanış kalıplarına cevap vermek üzere birbirinize bağlısınız. Siz kendi başınıza ilerlemeden önce geniş bir grubun belirli bir bilinç düzleminde toplanmasını bekleyerek kitlelerle birlikte yol alacak şekilde harekete geçiriliyorsunuz.
İnsan türü şifrelenmiştir, evrimleştikçe bir oluş biçimini izlersiniz. Planınız sizi içinizdeki bir gizli bilgi kitaplığına götürür. Dünyayı oluşturan tanrılar insan evrimini ölçen kronometre adı verilen aletler diktiler. Yeterince insan uyanıp kronometreleri harekete geçirdiğinde gezegende yeni bilgi açılır. Bir turnikeden geçen ve ödül kazanan milyonuncu insan gibi. Yalnız, ödülü kazanan bir kişi yerine gezegende yeterince kişi planlarını izleyip karşılık verdiği için kitle bilinci birden açılır.
Bu gezegende yaşayan eskiler sizin bugün kurduğunuzdan çok farklı bir yapıda kitaplıklar oluşturdular. Tapınaklar inşa etmeden önce kimi kültürlerin kabile büyücüleri ve önderleri özel bir taşa sahip olduğu bilinen yerlere giderlerdi. Bu taş temizlenir, insan zihinlerinden taş yapılarına telepatik olarak aktarılan bilgiyi barındıracak şekilde hazırlanırdı. Bir tapınağınki gibi bir biçim tasarlanmıştı ve tapınağı inşa edenler bildiklerinin bütününü yapının taşında saklamak için yerin doğal jeomansi ve enerji akışını kullanırlardı. Taş da Dünyanın kemikleri olduğu için bilgi taş ve kemiğe saklandı.
Sizin güç alanları dediğiniz kadim kutsal yerleri ziyaret ettiğinizde daha yüksek bilinç düzeyleri için olan elektromanyetik formüller deneyimlersiniz. Çoğu zaman, binlerce yıl önce geri istemek üzere oraya bırakmış olduğunuz şeyi algılıyorsunuzdur. Böyle yerlere yolculuk yaparak bedeniniz onların aracılığıyla evrimleşebileceğiniz bu enerjiler ve plana erişim noktalarına açık olur.
Eskiler tapmak ve megalitik yapıları girdaplar halinde biriken enerjiyi kullanmak için belirli yerlere inşa ederlerdi. Bu yerlerin her birinin bir özelliği vardı. İngiltere’deki Avebury’de büyük taş halka çeşitli yıldız sistemleri, özellikle Sirius, Pleiades ve Arcturus için boyutsal bir geçiş olarak kullanıldı. Taşlar, ışığı bu yıldız enerjilerini Dünyaya çekmede kullanan özel bir düzende yerleştirilmişti. Böylece, insan- – Dünya yıldız bağlantısıyla bilgi alış verişi mümkün hale geldi. Bu tür yerler bereket enerjisi sunuyordu. Kadının hamile kalması, girdapların enerji ve kimlik kazandırdığı yaşamlar yaratılması için çiftler sevişmek üzere buralara gelirlerdi. Verici istasyonu ve çeşitli takvimler olarak ya da geleceği okumak, gerçekliği genişletmek amaçlı kehanet merkezleri olarak tasarlanan başka yerler de vardı.
Çoğu uygarlık bilgiyi taşa yükledi. Siz onun üzerinde yaşayıp soluk aldıkça Dünya sizi okur ve gelişiminizin hangi aşamasında olduğunuzu, sorumluluk kabul etme yeteneğinizi bilir. Bu nedenle kutsal yerler, kendi bilinç anahtarlarını buraların kilidini açmak, saklanan bilgiyi açığa çıkarmak ve deneyimlemek için kullanan bireyler tarafından harekete geçirilir. Kutsal yerlere girip bilinçli bir şekilde çakralarınızı kişisel anılarınıza açılan enerji kapıları olarak düşlediğinizde bu yerler etkin hale gelir. Düş gücü insanın elindeki en büyük güçtür. Eskiler buralardaki enerji zenginliğini hissetme yeteneğine sahipti. Enerji hatlarının güçlerini birleştirdiği ve başka boyutlarla dünyaların birleşerek karşılaştığı yükseltilmiş bu yerlere girerek onları kullanırlardı.
Böyle bir yeri her ziyaret edişinizde bir hızlandırma ve tetiklemeye yol açarsınız. Aynı zamanda da dünyadaki insanları kendilerini ruhsal varlıklar olarak tanıma ve değerlendirmeye ya da yok etme felaketiyle yüzleşmeye iten olayların harekete geçirilmesine yardımcı olursunuz. Gelecek birkaç on yıl içinde adımlar hızlanacak. Dünyanın ritmini vuran çılgın bir davulcu olduğunu düşüneceksiniz. Bunun nedeni, ruhu doğmaya ve bütün insanlarda tanınmaya iten bir evrim döngüsünün içinde olmanızdır. Ruhsal bir varlık olduğunuzu kabul etmek, hedeflediğiniz geleceğin zaman geçidinin anahtarıdır.
Kutsal bir yere hiç gitmemişseniz, bütün zamanınızı arka bahçenizde geçiriyorsanız yine de bir şey kaçırmayacaksınız. Enerjileri uyandırışınızı deneyimlemek için gereksindiğiniz tek şey, hafıza bankalarınızı açma ve kolektif hafızayı harekete geçirme niyetiyle kendinizi bu yerlerde yaşamış insanların malzemesi, eski eserlerinin frekansına açmaktır.
Öyküler, güç kazandırılıp sesle beslenen taş yapılara işlenmiştir. Özel frekansları yayma yetisi olan kişiler bu frekansları taş yapılara aşılarlardı. Taşlar yalnızca yazılı biçimleri değil frekansları da tutmayı bugün de sürdürüyor. Dünya yüzeyinin altında boyutsal bir bileşimin gerçekleşmesini bekleyen sayısız kutsal yer bulunmakta. Bugün Amerika Birleşik Devletleri olan yerde geride bilgi kalıntıları bırakmış olan birçok eski uygarlık vardı. Bu kalıntılar zekice ve çoğunlukla büyük bir amaca hizmet edecek şekilde gömüldü, üstleri örtüldü. Gelecek yirmi yıl içinde yüzeye çıkmaya başlayacaklar. Kayıtlı tarihinizin başka hiçbir döneminde olmadığı kadar çok, sayısız keşif yapılacak. Dünya olağanüstü canlı bir yer ve siz anahtarların farkına varıp kendinizi yeniden tanımlar oldukça özünü size açacak.
Ruhsal bir evrimin gerçekleşmekte olduğunun bilincinde olmak size büyük bir avantaj sağlıyor. Gerçeklik çökmekte ve bu çoğunu rahatsız, altüst ediyor. Kutsal yerlerin ziyaretçisi olarak zaman kilitlerini bilinç anahtarlarıyla açıyor, siz onları almaya hazır olduğunuzu gösterene dek olayların hafızasını barındırmış olan enerji bileşimlerini harekete geçiriyorsunuz. Varlığınızı enerjiyle aşılayıp kendinizi güce bıraktığınızda, niyetli bir şekilde bu kutsal yerlerde çalıştığınızda dünyanın dört bir yanına tam anlamıyla büyük değişim okları yağdırırsınız.
Bütün insanların elinde değerlerinin nerede yattığına karar verme olanağı var. Ne yazık ki Toprak Anayı onurlandırmayı pek azı seçiyor. Bu nedenle en zorlu işlerin karşılarına çıktığını görecekler. Size bu zamanda Dünyada olmak gibi büyük bir armağan sunuldu. Sizin kendinize sunduğunuz bir armağan bu. îç rehberinize güvenin; o, yaşamın amacını ve varoluşun temel anlamını ortaya koyarak sizi kendini bilmenin çeşitli aşamalarından geçirecek. Yaşanan bu günlerde iç rehberinizin kendiniz için yaratmış olduğunuz en yararlı araç olduğunu göreceksiniz. Kullanın onu. Ondan yararlanın. Sizin kadar istekli olmayanları yargılamayın. Siz farklısınız, yine de, dünyanın dört bir yanında gerçekliğin yeni bir anlamı ile anlayışını barındıran sizin gibi milyonlarcası var. Ölmekte olan bir inanç sisteminin olduğu bir dünyadasınız. Sizler de yaşamlarınıza artık uymayanı bırakma sürecinden geçmektesiniz. Öğrendiğiniz şeyi, nasıl ve neden düşündüğünüzü yeniden gözden geçirin. Kendinize meydan okuyun ve Dünyayla iletişim kurmaya, bilgiyi paylaşmaya çalışın. Çünkü Dünya, söylenmemiş birçok gizem sunuyor ve konuşmanın eşsiz yollarına sahip.
1980′lerin başlarından itibaren günümüze birçok taş megalitik yapının kaldığı İngiltere’deki Witshire ve Salisbury düzlükleri ve çevresindeki tarlalardaki dairelerde dikkat çekici bir artış olmuştur. İngiltere’nin dört bir yanındaki ekin tarlalarında sihirli bir el tarafından yapılmışa benzeyen esrarengiz işaretler ortaya çıkıyor. Bunlar -tümü de gök cisimlerine ayarlı olduğu genel kabul gören- Stonehenge, Avebury ve Silbury Hill kutsal yerleriyle eşzamanlı bir düzen içindedir. Bu geometrik biçimleri ortaya çıkaran zeka biçimleri bu işi büyük bir oyun duygusuyla yapıyor. Geometri, okulda öğrendiğinizden çok daha geniş kapsamlıdır. Gerçekte bir zeka biçimidir o. Daha yüksek düzeylerdeki zekanın harika bir mizah anlayışı olduğunu göreceksiniz. Tarlalardaki daireler sesle oluşturulmuştur ve sessizce kitle bilincine hitap ettikleri için belirli bir amaçları vardır. Boyutsal olasılıkları değişime uğratmak ve başka enerjilerin girmesi için kapıları açmak üzere kendilerini Dünyaya iterler.
Tarlalardaki bu daire işaretleri kendi simgeselliklerini ve bilgi ansiklopedilerini barındırırlar. Bedeniniz tarlalardaki dairelerin verdiği mesajı mantıklı zihninizin şu anda kavrayabildiğinden çok daha iyi anlar. Tarlalardaki daireler pek çok şeyden söz eder ve gerçekten de Dünya insanları için hazırlık senfonileri yaratır. Gelecek olandan ve hepinizin yapması gereken büyük seçimden -hangi dünyada yaşamak istediğiniz seçiminden- söz eder. Tarlalardaki daire işaretleri ruhunuzu uyanmaya çağırarak evrim süreci ve evrimleşen DNA’yı hızlandırır.
İşaretlerin amacının bir bölümü de kitle bilincine şu anda anlaşılmaz olanı kavramanın yolunu açmaktır. Yalnız değilsiniz. İşaretler başka yaşam biçimlerine yönelik farkındalığınıza hız kazandırdıkça işaretlerin karmaşıklığı daha da belirgin bir hale gelecek. Kadim kehanetler Dünya ve göklerdeki işaretlerden söz eder. Plan içinde plan var. Gökler ve ötesinde, sizin şu anda kavradığınız şeyi her yönden etkileyen düzlemleri düzenleyen dostlar var. Tarlalardaki daireler içinde güç bileşimleri bulunuyor. Bunları havada dans eden ışık geometrisi olarak göreceksiniz. İşaretler bilgiyi size getirecek olan değişiklikler yaratıyor. Bilgiyi aldığınızda sizi bekleyen zorlu iş, bu yeni bilgiyi anlayarak aynı anda ayağınız yere basarken başınızla da evrenin doruğuna ulaşmak olacak. Hayal edebiliyor musunuz? Engin varlıklarsınız. Kozmosla en derinden bağ kurup bunu Dünya’da temellendirebilecek yetenektesiniz.
Tarihsel kayıtlar ve yazılara dikkatle bakacak olursanız tarlalardaki işaretlerin yalnızca bu yüzyılda rastlanan bir olgu olmadığını görürsünüz. Ses ve ışık geometrisinin bu işaretleri Dünya planına sık sık girip çıkar. Yaşam biçimleri arasındaki iletişimin incelikle sunulduğu bir yoldur bunlar. İşaretler, “Hey, biz geldik. Bırakın, size sıra dışı bir bilgi sunalım” diyen tuhaf yaratıklarla inen bir gemiden fazlasını yapar. Bilimsel çevrelerinizi şaşırtarak onların aptalca görünmesini -elbette mizah duygusuyla- sağlar ki kesinlikle gereklidir bu. Paçaları tutuşmuştur bilim insanlarınızın. İnsanlık içinse her şeyi sorgulamanın zamanıdır. Özellikle de her şeyin cevabına sahip olduğunu iddia edenleri sorgulamanın. Gerçeklikler birleşiyor ve Dünya, eski kutsal yerler, takvimler, taş diliyle konuşan kitaplıklar gibi pek çok alışılmadık olaya ev sahibeliği yapmakta. Tarlalardaki daireler, şaşırtıcı ve zarif bir yalınlıkla “Paradigma değişimi önünüzde” diyen bir haberci ve hızlandırıcı olarak hareket ediyor.
Gezegen ve yıldız bilgisiyle birleşmiş olan geometri ve matematik, boyutsal geçitlerin oluşturulmasını n temelidir. Sakız adasındaki Knossos, Stonehenge, Büyük Piramit, Akropol, Delfi, Maçu Piçu, Tiahuanaco ve pek çok diğeri başka boyutlara geçiş kapısı işlevini görür. Kutsal geometrinin kullanımıyla inşa edilen bu yapılar bugünkü bilimi allak bullak etmektedir.
Işık, gerçekliklerde belli bozunumlar yaratır. Işıkla çalışabilmek için geometriye hakim olmak gerekir. Çağdaş mimaride eksik olan şey ışık ve geometrinin bileşimidir. Diğer bir deyişle, ışığın üç boyutlu biçim üzerindeki etkisi hesaba katılmamaktadır. Yapılarınız çöküyor, çünkü yapılırlarken ışık içlerine katılmıyor. Bir süre sonra da savaş olmasa da aşınıyor ya da yıkılıyor.
Geometrik biçimlerin varoluşun bu düzleminde daha uzun süre yerleşmesine engel olan zihinsel bir çarpıklık var. İnsan kapasiteniz DNA’nıza bağlı olarak bütün olmaktan uzak olduğu için bir yapının kendi kendine var kalmasına zihinsel olarak yardımcı olamıyorsunuz. İç ve dış bütün etkilerin hesaba katılması gerekir. Toprak, hava, ateş ve su elemanlarının işin içine katılması, insan düşüncesi unsuru kadar yaşamsal önemdedir.
Fiziksel form içinde ifadesini bulan geometri kendi öğretisinin taşıyıcısıdır. Bir etkisi vardır ve geometrik biçimlerden fiziksel bedene anlıksal bir enerji iletimi olmaktadır. Bu, tanrılardan insanlara daha yüksek bir idealin yaratılması için sunulmuş bir armağandır. Tanrıların geometrisi üç boyutlu biçimde varolan geometriye dönüşür. Biçim ve büyüklük, boyuttan boyuta aktarılan bilgiyi yaratarak kutsal geometrinin özünü yansıtır.
Kendinizin de farklı fiziksel biçimleriniz olduğunun belki farkında değilsiniz. Sözgelimi yunuslar insanın başka bir biçimidir. Yunuslar sadece suda değil, toprak ve havada da, aynı anda pek çok boyutta varolur. Sevinç dolu bir yapı onların en göze çarpan ayırıcı özelliğidir. Hiçbir zaman yok edilmediğini bilen ama unutmuş olan, yok edildiğini sanan insan karşılığına derinden bağlı çok ileri düzeyde evrimleşmiş bir bilinçten kaynaklanır bu doğaları. Yunus ve balinalar gezegeninizi bir arada tutmak için özel sesler yaratır. Sizin gibi bu yaratıklar da kökeni yıldızlar olan eski varlıkların soyundan gelir ve siz insanlara gezegeninizi koruyup sevmek için kadim bilgelik ve gerçekleri iletmek üzere buradadırlar.
Yunus ve balinalar Işık Ailesi üyeleridir ve çağlar boyunca eski uygarlıklarınızdan kiminin frekanslarını taşımışlardır. Atlantis kültürünüzün yunusları bu uygarlığın çöküşünden önce şifrelendi. Yunuslara barındırmaları ve genetik, telepatik olarak iletmeleri için pek çok bilgi verildi. Onlar da size anlamı açık olan bir mesaj veriyor; Yaşam nitelikleri tehlikede ve eğer onların yaşam niteliği tehlikedeyse sizinki de öyle demektir. Yunuslar bu zamanda size ayna tutuyor.
Yunuslar gezegeninizi sürüler halinde terk ediyor. Kendilerini yalnızca kıyılarınıza vurmakla kalmıyor, kasten balıkçı ağlarınıza da yakalanıyorlar. Yunuslar son derece güçlü yaratıklardır, kurban değil. Gezegeni size terk ediyorlar, çünkü bu sizin yönetimi alma zamanınız. Hayvanlar kendilerine inanır ve öldüklerinde yalnızca biçim değiştirdiklerini bilirler. Yeni bir dünyanın kurulmakta olduğunu biliyorlar. “Soyu tükenen” pek çok tür gerçekte boyutsal frekanslardan geçerek eski Dünya öldükçe yeni Dünyaya doğru ilerliyor.
Aranızdan pek çoğu yunuslarla birlikte yüzmek ister, çünkü yunuslarla temasınızın sonucu yeni bir titreşimsel frekans yaratan bir iç şifreye cevap verirsiniz. Bu da frekans kalıtınız ve kim olduğunuzu bilme hakkınız ile bağlantınızı sağlar.
***
Yardım etmek için Dünyaya gelmek her zaman kolay olmadı. Yine de hileyle, aldatmacayla yıldızlardan gelip çeşitli kültürlerin tohumunu eken enerjiler vardı. Biyogenetik olarak yeniden düzenlenen insanları bilgi parçalarını beş yüz, beş bin, hatta on bin yıl boyunca gezegende barındırmalarını sağlayacak şekilde ışıkla şifreleyerek öğretiler sundular. Her uygarlık sona erdiğinde kalıntıları Dünyaya aktarılıyor ya da buraya gömülüyordu. Işık izi barındırmış her uygarlık bir şekilde her zaman öyküler anlatan eserler yaratıyordu. Bu eserlere ancak doğru bir şekilde yorumlanacakları zaman ortaya çıkmaları için el konuyordu.
Dünya, kimisi sizin gelecek olarak adlandıracağınız bir noktadan kaynaklanan birçok uygarlığın kalıntısını barındırır. Sizin “şimdi”nizin tohumu birçok yönden ekilip etkilenebilir. Sizin şimdiki dünya inançlarınızın sözümona “temel taşları”nın bir kısmı geçmişin kalıntıları değildir. Gelecekte şimdiye aşılanacak sapmalar yaratılabilir ve bunlar uzun bir geçmişten geliyor gibi görünebilir. Ekilen eserler sizi belki tanrılar olarak adlandırdığınız “görünmez” yöneticilerin kimliğini anlamaktan kasıtlı olarak alıkoyabilir.
Maddi dünyanın simgesel bir temsil olduğu anlayışına ulaşabilir ve yığınlar içinde yitip gitmezseniz o zaman birçok olağanüstü eski eser yeniden ortaya çıkabilecektir. Gezegeniniz gelecek yirmi yıl boyunca birçok değişimden geçecek ve şifrelenmiş bilgiyle yüklü bu eski eserler yeniden ortaya çıkmaya başlayacak. Bu zamanın sonunda, Maya takviminde belirlendiği gibi 2012′de pek çok boyutun yerleşmesi gerçekleşecek. Bu, varoluşun ardındaki gizemi ortaya çıkaracak ve bazı bölümlerinin görünürde yok olmasına karşın Dünya birden, bir gece içinde çiçek açmış gibi olacak.
Bu olayların vizyonlarına sahip olabilirsiniz. İnsanlar belirli yerlere karşı çekim duyacak ve biçimlerin ortaya çıkışını görecekler. Onları bu boyuta çekmek için özel bir farkındalık gerektiğinden belki bu eserleri başka kimse göremeyecek. Bütünüyle üçüncü boyutta temellenmek üzere bu tür enerjiyi bir kez daha varlık alanına çağırmak -Dünyaya saygınızı göstererek geri gelişlerini karşılamak- için kitle bilinci tarafından bir anlaşma yapılacak. Yuvanıza değer vermeyi öğrendikçe gizemleri ortaya çıkacak ve içinizi hayretle dolduracak.
Çeşitli kültürler dünyanın her yanına nüfuz edip titreşimlerini dil ve sesle olduğu kadar taş ve altın eserleriyle de yayarak izlerini dört bir yanda bıraktı. Amerika Birleşik Devletleri’nde, özellikle de doğu kıyısında bir Yunan uygarlığı etkisi var. Sözgelimi Rhode Island eyaleti, Rodos tarihiyle paralellikler gösteren bir yerdir. Syracuse, Ithaca ve Utica eski Yunan isimleridir ve pek çok Sparta ve Atina bulunur. İsimler, iç ve dış bilginiz su yüzüne çıktıkça canlanarak daha fazla anlam ifade edecek olan bir etkinin izini taşır.
Eski zamanların uyulan davranış kuralları vardı. Delfi’de “kendini bilmek” bir yaşam anahtarı olarak ele alındı. Kendinizi bilmek, içe dönme, çok boyutlu benlik biçimlerini araştırma, soru ve yanıtları keşfetme ve başka dünyalara ulaşma kavramını içeriyordu. Davranış kuralları sizin hiçbir şeyi aşırıya kaçırmayacağınız, çevrenize her zaman saygı göstereceğiniz ve gereğince değer vereceğiniz sonucuna varıyordu. Bugün, içindeki her şeyin bir anlamı olduğu bir dünyayı yeniden yaratmak üzere davranış kurallarını ele almaya itiliyorsunuz. Eşsizliğiniz çeşitliliğinizde ve insan olarak gerçekliği sayısız yoldan deneyimleyip yorumlama isteğinizde yatıyor.
Tibetliler Dünyanın pek çok kozmik anahtarını anlar. Tibet’te bir kapı, dev bir enerji açılımı vardır. Konuklar evinize gelmeyi arzu ettiğinde pencereden gelebilirler, ancak onlar için kapıdan girmek gerçekten daha kolaydır. Gezegenlerin de içeri girebileceğiniz kapıları vardır. Kapılar zaman geçitlerinden oluşur. Bundan dolayı, bir gezegene girdiğinizde bütün zamanın eşzamanlı olduğu hangi bölgeye çıkacağınızı nasıl bilirsiniz? Olayları zaman içinde konumlandırmak an içindeki benlik üzerinde büyük bir ustalık gerektirir, gerçekleştirilmesi kolay bir iş değildir. Tibetliler esas olarak 1950′lere kadar bir enerji geçidini özen ve kararlılıkla korudular. Yüzlerce yıl boyunca buradan geçmeye cesaret edenler için koruyucu ve özel görevliler olarak hareket ettiler.
Çağlar boyunca dünya dışı varlıklarla birlikte çalıştı Tibetliler. Bir zamanlar Himalaya diye bilinen bölge deniz seviyesindeydi. Tibet dağlarının altında dev altın damarları ve kristal dolu mağaralar vardı. Buralara saklanmış uygarlığın eskiliğini gösteren eserler bulunmaktadır. Bunların arasında pek çok korunmuş fiziksel beden vardır. Tıpkı Mısırlılar gibi Tibetliler de korumayı yeğler, ancak onların altın kullandıkları başka bir yöntemleri bulunmaktaydı. Mısırlılar, DNA’ları zarar görmemişse insanların gençleştirilip yeniden canlandırıldığı Atlantis anılarını içeren mumyalama sürecini kullanırlardı. Bu olasılık bugün yeniden keşfedilmiş ve uygulanmaktadır.
Eski Tibetliler farklı bir şey yapıyordu. Bedenin gençleştirilmesinden çok belli bir yaşamı boyunca ulaştığı bilinç frekansını koruyup barındırmakla ilgileniyorlardı. Bedeni içten ve dıştan altınla mumyalarlardı -bu deyimi geniş anlamında kullanıyoruz. Tamamlanması aylar alan karmaşık bir süreçti. Eğer kişi ender ulaşılır bir bilinç durumuna erişmiş ve bu frekansı yaşamı boyunca korumuşsa hayatı sona erdiğinde kişinin olağanüstü dağların derinlerinde inzivaya çekilmesini isteyen bir çağrı ortaya çıkardı. Ustaları tarafından çağrılan kişi belirli bir konumda oturur, ölümü beklerdi. Ölüm gelip de ruh bedeni terk ettiğinde ulaklar hemen bedeni koruma altına alma işlemine başlar, her şeyin üzerinde değer verilen nadide bilinç frekanslarını sabitleyip tutmak üzere bedeni altınla kaplarlardı. Böyle yüzlerce “heykel” Tibet dağlarının altında yer almaktadır. Bugün, bu bilginin sırrını paylaşanlar bu korunmuş titreşimlerle karışıp özel bilinç frekanslarına erişebileceklerini anlıyorlar.
En büyük Maya sırlarından biri de saklı altın rezervleri ve altının nasıl işlev gördüğüne ilişkin bilgileriydi. Aptal değildi Mayalar, altınlarını gözler önüne sermediler. Sanki altına ihtiyaçları yokmuş gibi yaptılar.
Altın, boyutlar arası geçitlerin açılmasını sağlayan şeylerin bir bölümüdür. Kapıları yerleştirir, dönüşümü gerçekleştirir ve giysiler, taçlar, maskeler, mücevherden ötesi için saklanır. En yüksek titreşimi barındırır ve elektrik akımının ana iletkenidir. Altın bol miktarda depolanacak ya da yaratılacak olursa ışık kapıları açılabilir ve başka boyutlara erişim ortaya çıkabilir.
Dünyanın dört bir yanındaki saklı altın rezervleri harcama ya da biriktirme için oluşturulmamıştı r. Bu rezervler, geçitleri açma ve enerjiyi yerleştirmede kullanılan büyük gizler içermektedirler. Yaşamın temel bir bölümü olan frekansları Dünyanın her tarafına ileten dev altın damar ve ırmakları vardır. Eski Mısırlılar tanrıların damarlarının altından olduğuna inanırlardı. Ortaçağ Avrupası boyunca simya altınının aranışı pek çok erkek ve kadını cezbetti. Dünyanın içlerinde altına çoğu kez, bütün iletişim araçlarınızda yer alan bugünün buluşu kuvars kristalleri eşlik eder. Altının uygarlıkların kilit taşı olduğunu anlamak önemlidir. Uygarlıklar varlık alanına bu maddenin etkisiyle çıkmıştır. Anımsayın, ırkınızın Sümer dönemi eski kayıtlarında onlar, yüzler, binlerce yıl önce burada altın arama girişiminde bulunmuş tanrı öyküleri kaydedilmiştir.
Mayaların pek çok gizi vardı. Dış dünyaya bıraktıkları ipuçları size yol gösterecek, -arkeologları n bir şey, ruhun gözlerininse başka bir şey görmesini sağlamak için- sizi kandırıp aldatacak ipuçlarıydı. Pek çok kültürün gerçek özü yeni yeni ortaya çıkmaya başlıyor. Hükümet ve üniversiteden insanların oluşturduğu, şifreleri çözen ve geçmişin yeni parçalarına rastlayan gruplar var. Yeni görüşlerini her zaman arkeologlara iletmiyorlar, çünkü belki de halkın en son keşifleri bilmesini istemiyorlar. Kapatılıp sınırlanmış bir bölge çoğunlukla bir şeylerin olup bittiğini gösterir. Hatırlayın, varlığınızın yaydığı değer ve niyet şifreleri neyin ortaya çıkarılacağını, deşifre edilip anlaşılacağını belirler.
İç ve dış iletişim sürecini anlamak barış içinde bir Dünyanın anahtarıdır. İçinizdeki siz, yüksek benliğiniz ya da iç öğretmeniniz olarak adlandırabileceğiniz bir sizle sürekli iletişim içindedir. Bu siz çeşitlemelerinden biridir ve şimdiki algılarınız için görünmez olmakla birlikte güçlü bir etkisi vardır. Yüksek benliğiniz gerçekliğe, deneyimlemek için seçtiğiniz her şeyin bir amacının olduğu geniş bir görüş açısından bakar. İdeal durumda yüksek benliğiniz daha geniş bakış açısını size itki, eşzamanlılık ve duygu yoluyla iletir. Kendi mesajlarınızı yorumlamak ve siz öyle istedikçe gerçekliğin uyum sağladığını fark etmek size bağlıdır. Bu size yüksek benliğiniz tarafından defalarca gösterilir. Ayrıca, özünüz ve varlığınızla enerji alanınızda sürekli yayılan kendi düşünce, duygu ve inançlarınız vardır. Psişik farkındalığınız geliştikçe birisinin ne yapmakta olduğunu bilmek bu duygu ve düşüncelerin varlığıyla güç kazanacağı için daha kolay hale gelecektir. İletişim yetiniz yeni yorumlama yollarını kullanacak şekilde geliştikçe enerjiyi okuyabilir olursunuz.
Sizi geleneksel yorumlamalardan özgürleştirecek bir iletişim yolu olan ses çıkarma (tonlama), sesin sizin içinizde hareket etmesine, sizi bir müzik aleti gibi çalmasına izin verme işlemidir. Ses çıkarma, saklı bir bilgiyi açığa çıkarmanın anahtarıdır. Bir kapı açar ve bilginin bedeninizi kaplamasını sağlar.
Ekin ve bahçeleriniz için ses çıkarma törenleri yapmanızı öneririz. Bitkiler onlar için ne yaptığınızı hisseder. Bahçede yürüyüp bir domates bitkisine dokunacak olursanız bitki hormonları hava dalgalarını kaplayıp bahçedeki yaşama “Domates bitkisine dokunuldu. Burada insanlar var”, dedikçe dışarıya bir bildiri salar. Siz daha yanlarına ulaşmadan bütün bitkiler geldiğinizi bilir. Aynı şey hayvanlar için de geçerlidir. Eğer çıkardığınız sesi hayvanlara, bitkilere ve Dünyaya adarsanız, zeki bir varlık olarak sizin Dünyaya bağınızı yeniden güçlendirip düzenleyen olağanüstü yanıtlarla karşılanırsınız.
Tibet tonlamasını dinlerseniz herkesin aynı anda bir dizi ses çıkardığını fark edersiniz. Ses çıkaranlar tek bir seste bir dizi ton ve nota seslendirebilirler. Üst üste binen bu tonlar algılarınızı değiştirerek enerji kapılarını açar. Esas olarak tonlamanın gerçekleştirdiği de budur -çok ince düzeyde algılarınızı değiştirmek.
Bir güç alanı ya da enerji girdabında burada saklanan ya da tutulan enerjiyi serbest bırakma niyetiyle ve güç alanıyla birleşmek için ses çıkarabilirsiniz. Ses çıkardığınızda çeşitli titreşimsel değerler yaratırsınız. Taş kullanılarak inşa edilmiş kutsal yerlerde hissettiğiniz sesler taşlar ve kemiklerinize yüklenen bilgiyi harekete geçirir. Taşlar kemiklerinizle çok iyi bir işbirliği yapar. Bilgiyi paylaşan taşlar kemikleri, kemikler de taşları besler.
Yaşadığınız bilgi çağında kendiniz için bilgi toplayacağınız doğal kaynaklardan uzak tutuluyorsunuz. Size televizyonun büyük bir bilgi kaynağı olduğu düşüncesi yutturuluyor. Bu sözümona araç yüzyılın en büyük buluşlarından biri olarak övülüyor. Ancak, medyanız sizi eğlendirip uyur durumda bırakmayı arzu edenlerin elinde, onlar tarafından da kontrol altında tutuluyor. Gerçekliğin seçilmiş çeşitlemelerinin pazarlamasını yaparken bunun dışında kalanları bütünüyle görmezden geliyorlar. Televizyon özellikle genç bir çocukken evrim sürecinizi yavaşlatır ve sınırlar sizi. Gençken ilk izlenim, imgelemler yaşamınızın nasıl olacağı konusunda anahtar rol oynar. Televizyon sizi çok sınırlı bir duygusal ifade -temel olarak kaos ve korku- içinde tutar. Bugün televizyon satışı, kablo yayını ve skandallarla şiddetin son görüntüleri karşısında koltuğunuza yapışıp kalmanıza yönelik. Eldeki yayın sanki en önemli şeymiş gibi görülmemiş büyüklükte bir kampanya yapılıyor. Televizyon seyrederken kendinizi nasıl hissettiğinizi gözlemlemeyi öğrenin. Bu, frekans kontrolünün bir biçimidir. Korku, televizyon aracılığıyla gezegenin her yerinde hızla destek bulurken kontrol müthiş bir şekilde hız kazanmaktadır.
Dünyadaki insanların büyük bir çoğunluğu tam şu anda televizyon tarafından hipnotize edilmiş durumdadır. Bizim kampanyamız sizi yaşamı ilk elden deneyimlemeye yüreklendirir, başkalarının imge yaratıcılığı ve görüşleri ile değil. Zamanınızı televizyona teslim ederseniz kendi bilinciniz ve bilinç potansiyelinize zarar verirsiniz. Düş gücünüzü bastırır, sahip olduğunuz en büyük armağanlardan birini kullanmamış olursunuz. Bundan yüzyıllarca sonra yirminci yüzyılın ikinci yarısında insanların televizyonla nasıl uyuşturulduğu, uysal ve uykulu kılındığı, hasta edildiği anlaşılacak.
Televizyon seyretmenin herhangi bir çeşidiyle zamanınızı harcıyorsunuz. Sizi yaşamdan uzak tutuyor televizyon ve sevgili dostlar, öğrenmenizin temel yolu olan deneyimlemenin yerine geçen bir şey olarak hareket ediyor. Kimileriniz, “Ama bazı iyi programlar var ve ben yalnız eğitim programlarını izliyorum”, diyebilir. Soruyoruz size; “İyi programların” üstü ya da altında bilinçli olarak göremediğiniz ne yayınlanıyor? Evinizde televizyonunuz olmasında ısrarlıysanız fişten çekili tutun. Frekans dalgaları televizyonunuzdan açmadığınız zamanlarda bile yayılır. Demek istediğimizi anlatabildik mi? Yaşam üzerine ne öğrenmiş olduğunuzu yeniden gözden geçirin ve doğanın yayınını -konuştuğunda Dünyanın sesini- dinlemeyi seçin.
***
Sürekli iş basındasınız. Varlığınızın bir bölümü olarak yapmayı kabul ettiğiniz şey bu. Deneyimin zorlaşabileceğini biliyorsunuz, çünkü böyle öğreniyorsunuz ve kimse size bunun kolay olduğunu söylemedi, her şeyin her zaman çabasızca ilerleyeceğine ilişkin güvence vermedi. Belki de gerçeklik sınırlarını aşmanın gerektirdiği adanmışlık derecesini anlamaya başlıyorsunuz. Siz bu sınırlara yaklaştıkça ayağınızın bir dünyada, parmağınızın başka bir dünyada, burnunuz ve ayak parmağınızın farklı dünyalarda olmasının neye benzediğini hissedebilirsiniz. Pek çok dünyadan gelen enerjilerin fiziksel bedeninizde bir araya toplanması oldukça alışılmadık bir duygudur.
Sevinç, güvenlik, uyum ve açıklık son derece ince sözcüklerdir. Kimi zaman bir kavramı gerçekten anlamak için karşıt kutbuna gitmeniz gerekir, çünkü bu aydınlık ve karanlık dünyasında gölge ışığı tanımlar. Karşıtlıkları böylece sizinle birlikte araştırıyoruz. Anımsayın, her zaman seçenekleriniz var ve Dünya üzerindeki çeşitli görüş ve etkileri daha fazla anladıkça seçenekleriniz de o ölçüde büyür.
Kendinizi bilme yolculuğuna çıkmışsanız etkisinden özgürleşeceğiniz pek çok paradigma vardır. Bu paradigmalar, sizi çevrelediğinin farkında olmadığınız sınırlar ve çitler gibidir. Kimliğinizin büyük ölçüde yükseltilmesini isteyin ve kendinizi genişlemiş hissetmenin -birçok algı düzeyinde deneyimlemenin – ne olduğunu öğrenin. Her şeyden çok, sürece güvenmeyi öğrenin. Bu zamanda canlı olma niyetinizi ifade edin ve Dünyaya hissettirin. Eğer kendinizden emin değilseniz bu bir amaç yaratıp kendinize inanmak için kesinlikle öncelikli bir nedendir. Bunu biz sizin için yapamayız. Yalnızca siz Dünya, yaşamınız ve kendi yanılsama biçiminiz üzerinde nihai bir etkiye sahipsiniz.
Ne yaptığınıza ilişkin pek çok yazı vardır. Çoğu insan kendisini parmaklarının ucunda, ürkek bir şekilde tuhaflıklar ülkesinde dolaşırmış gibi hissediyor. Kabul ediyoruz, sıra dışılıkta coşku ve sevincin yanı sıra belirli bir tuhaflık da var. Taşıdığınız, birlikte titreştiğiniz bir karizma da var.
Birbirinizin yeteneklerini keşfettikçe güçlenen bir nedenden ötürü burada olduğunuzu biliyorsunuz. Yapbozun parçaları ve iplikler birlikte bir anlam örtüsü dokuyor. Önünüze serilen öykü pek çok açıdan zamanının ötesinde olan bir öykü. Anlamlı bir yaşam sürdürmek, bir bilinç alanına sahip çıkmak, onun ustası haline gelmek ve daha önce kimsenin ayak basmadığı bir yere gitmek istiyorsunuz. Size bu yolda olduğunuzu söylüyoruz. Çoğunlukla, zorlu bir yolculuğun başlarında yolculuğun sakladıklarını her zaman anlamazsınız. Yüksek bilincin peşindeyken derinlere uzanan bir girişimin orta yerindesinizdir ve yolu henüz bütünlüğü içinde göremezsiniz.
Almakta olduğunuz eğitim iç öğretmeninizden geliyor. Sizi farklı bir yola götüren bir plan barındırıyorsunuz. Onu izleyerek içerden başlayan bir uyanışın ne olduğunu öğreniyorsunuz. Bütün bir ırk için yeni bir olasılık şablonu yaratmak üzere buradasınız. Kişisel uygulama yoluyla -bunu kendiniz gerçekleştirerek, bir yerlere bağlanıp kalmayarak- bilgi birikiminin doruğuna ulaşacaksınız. Sizi pek çok ayna aramaya yüreklendiriyoruz. Kayaların altına bakmaya, böceklerle konuşmaya cesaretlendiriyoruz. Yaşamınızda karşınıza çıkan her olaydan öğrenecek bir şeyiniz olduğunu bilin. Her kişi, kitap, karşınızda duran bir parça kağıt, parmaklarınızın arasındaki her parçalanmış, tozlu yaprak size bütünü oluşturan bir bilgi noktası sunar.
Kendinizi açık tutun. İnsan ırkı için yepyeni olan bir alana -sevinç, güvenlik ve uyumla kaplı bir Dünyaya- evrimleşmeye açıkça niyet edin, oraya götürüleceksiniz. Yeni benlik kavramları ve yaşam deneyimi oluşturmak üzere zihninizi kullanarak sürekli niyette bulunmanın önemini düşünün.
Size yalnızca tek bir dünya olmayacağını anımsatırız. Herkesin gerçekleşen olayları kabul edeceği bir dünya olmayacak. Bilinçte büyük bir geçişin yaşandığı bir zaman bu. Onun için her biriniz kendisini kendi yarattığı bir dünyada bulacak. Ele geçme öyküleri duyarsanız, kimilerinin belki de bunu deneyimleyeceğini bilin. Öğrenmeleri gereken şeyleri kendilerine çekecekler. Tıpkı bir açık büfenin önünden geçip istediğinizi seçerken yaptığınızı yaşamda da gerçekleştirdiğinizi bilin. Her zaman bir seçeneğiniz var. Deneyimlediğinizi belirleyen sizsiniz.
Size şunu söyleyelim; En cüretkar düşünüzde bile Dünyanın neye doğru ilerlemekte olduğunu şu anda hayal edemezsiniz. Kitleler bir olgular-ansiklopediler-televizyon- gazeteler dünyası ile büyülenmiş durumda. Çok boyutlu anormallikler ise henüz varlık planınıza fazla derinlemesine girmiş değil. Bu olduğunda, kavrayabileceğinizin ötesinde şeyler gerçekleşmeye başlayacak.
Enerji Alıştırması
Bedeninizi ve zihninizi rahatlatın. Bedeninizden akarak Dünyaya ışık lifleri gönderen bir ışık sütunu düşleyin. Bu ışık liflerinin Dünyanın içlerine doğru çekildiğini, kir, kurtçuk ve başka yaratıklar arasından ilerlediğini, toprak, kaya, su, mineraller, kristaller ve altın katmanlarının arasından geçtiğini hayal edin. Işık lifleriniz aşağı doğru ilerliyor. Bir altın damarı arıyorlar. Onun için onları köklerinin Dünyanın çok çok derinlerindeki eski bir altın damarına dokunduklarını hissedene dek aşağılara doğru göndermeyi sürdürün. Altın damarına dokunmanın nasıl bir duygu olduğunun ayırdına varın. Altın belli bir frekansı iletir. Sizin sevgi olarak adlandırdığınız, her şeyi destekleyen bağlayıcı enerjinin gücü ve titreşimi ile çok derinden bağlantılıdır. Damarlarınızın kanı bedeninizde dolaştırması gibi Dünyanın içindeki altın ve kristaller bu bilinci bütün Dünyaya yayar. Pek çok yaratık bu damarları tanır ve kullanır.
Dünyanın içine doğru yayılan ışık liflerine çok alçak, derin bir ses verin. Dünyanın çekirdek tabakası çevresini dolanması için altın damarı boyunca enerji göndererek ışığı gürleştirin, sabitleyin. Sesinizin Dünyanın çekirdeğinin derinliklerinde bir şeyi kararlılığa kavuşturacağını bilin. Yüreğinde bile Dünya sizi her zaman tanıyacak, kim olduğunuzu bilecek.
Kökleri kararlı bir hale getirdikten sonra bulunduğunuz yerin üzerinde bir ışık kubbe yaymak üzere yüksek perdeli bir ses çıkarın. Bu kubbe, altında ilham almakta olduğunuz bir enerji şemsiyesidir. Kubbenin içinde dışarıya beyaz ay ışığı ile gösterilen menekşe mavi bir alacakaranlık düşleyin.
Düşündüğünüz her şeyi biçim almaya doğru güçlendirirsiniz. Onun için lütfen, sevgili dostlar, yükleri üzerinizden atın ve Dünyayı varoluş içinde olağanüstü bir yer olarak yeniden düşleyin. Kendinizi uyum içinde, görkemin ortasında oturur halde görün.
Barbara Marciniak
...
26-Dünya yuvanızdır:
Dünya ve içindeki gizleri anlamak içinizdeki bilmecelerin üstesinden gelmenizi gerektirir, özellikle de bilinçdışı varlığınızın köklerinde gizli olan yanlarınızın.
Yolculuğunuz sürdükçe insan kimliğinizin seçtiğiniz yuva olan Dünyadaki köklerini ortaya çıkaracaksınız. Yakında bu yuvayı sizin şu anda tanıyıp kabul ettikleriniz dışındaki sayısız ilginç yaşam biçimi ile paylaştığınızı göreceksiniz. Büyüme ve kişisel gelişim olanakları zenginleşecek. Bu da, Dünyada saklı, kayıtlı ve hissedilen şekliyle hem insan köklerinizin hem de yıldızlara dayanan soyunuzun araştırılması ile gerçekleşecek. Şu anda sizlere genetik soyu başka gerçekliklerle zengin, canlı ve yakın bir şekilde bağlı olan Dünya sakinleri olarak sesleniyoruz. Size bu yuvanın öğrendiğinizden çok öte bir yer olduğunu anımsatıyoruz. Soyunuzun öyküsüne açık olun – ırk ve kültür toplulukları olarak sandığınızdan çok daha fazla ortak noktanız bulunuyor.
Gezgin varlıklar olarak, bu güneş sistemi içinde bulunan, yaşamın sahnelendiği, atalarınızın şifrelerini barındıran bir yer olan Dünyayı araştırmaya çağrıldınız. Dünyaya Yaşayan Kitaplık, büyük miktarlarda bilginin yaşamın yaratılmasında benzersiz yorum ve araçlar olarak saklandığı bir biyogenetik merkez olarak değindik. Bu bilgi sizin şu anda kavrayabileceğinizin ötesindeki kalıplarda var olmaktadır. Dünya yaşamın yaratılıp deneyimlendiği bir doğumevidir. Geleneksel olarak gezegeninizde ebeveynlik yapmak, iki karşıt cinsten insanın bir araya gelerek yaşam yaratmasına dayalı biyolojik bir süreçle ilgilidir. Bununla birlikte, artık laboratuvarlarda yaşam yaratma deneyleri yapıyorsunuz. Bu da sizi anlayışınızı genişletmeye, yaşama ebeveynlik yapıp hayat yaratmanın farklı yollarının olabileceğini düşünmeye kışkırtıyor.
Bir an için, Oyun Ustalarının kavramlaştırma yoluyla uygarlıklar doğurduğu fikrini anımsayın. Ustalar düşünce biçimleri yaratıp korur, sonra yaratılarına anlamlı bir yaşam çekmek üzere açıklanmamış planlarını yaymaya başlarlar. Varoluş ağını zeka ve yanıt niteliği taşıyan bir güç ve sınırsız farkındalık alanı olarak deneyimlerler. Siz bunu belki İlk Yaratıcı olarak canlandırıyorsunuz. Anımsayın, evrimleşmenizde kullanabileceğiniz öyküler yaratmak için elimizden geleni yapıyoruz. Size yeni kavramlar sunuyoruz. Amacımız, inanç olarak miras aldığınız, sorgulanmamış olgular halinde kalmış, örtülü temel varsayımlardan kurtulmanız. Dünya kavramınızı genişletin lütfen. Burada yaşam üretilebildiği için Dünya varoluş içinde eşsizdir. Yaşamın üretilebilmesi onu çekici kılan nedenlerden biridir. Belki yukarıdan yuvanızı izleyenlerin ve onu ziyaret edilecek ve gerçeklikle oynanacak bir yer olarak deneyimleyenlerin ayırdındasınız. Bu sizin kendi kendinizi tanımanızdır. Bir Oyun Ustası olarak kendinizin bilincine varmaya başlıyorsunuz. Bu kimliğinizde Dünyayı kendi yaradılışınızda yer alan bir yerli olarak deneyimliyorsunuz. Uygarlıklar yaratan, sonra -yalnızca bu bilgiyi uyandırmak için- kendi gerçeklik yapısının içine gömülen Oyun Ustaları kavramını anımsayın.
Zaman açısından Dünya oldukça eskidir. Ona ilişkin çoktan üzeri kapatılıp saklanmış öyküler vardır. Şu anda kendini ortaya çıkaran atalar soyu, kendini zaman içinde çeşitli deneyimlerle vurgulamak üzere yaklaşık yarım milyon yıl kadar önce olmuş olayların harekete geçirilmesini gerektiriyor. Sümer kayıtları, atalar soyunuza ilişkin daha geniş bir anlayışın sayısız anahtarını barındırıyor. Kayıtlar, çağlar boyu çoklu gündemleriyle göksel kişiliklerin Dünya sahnesini onurlandırmış olduğunu gösteriyor. Bu kadim kayıtlar yüzlerce bin yıl önce Dünya projesinin sorumluları olan iki yönetici kardeşin, Enki ve Enlil’in zamanını hatırlatıyor.
Anunnaki adı verilen ziyaretçiler göklerden Dünyaya geldi ve tanrı rolü oynadılar. Niyetlerine dayanarak Dünyada ne istiyorlarsa onu yarattılar. Aradıkları şeylerin arasında altın da vardı. Dünyada alınıp götürüldüğü yerde değerinin artacağı pek çok şey olduğunu anlayın lütfen. Dünya galaksilerdeki pek çok anahtarın evidir ve yalnızca sizin yuvanız olmaktan ötedir. Siz, Dünya üzerinde yaşayanlar bakıcılarısınız onun.
Yeri gökler olan ziyaretçi tanrılar, Anunnaki Dünyaya geldi ve bu evden kendi evlerine ürünler taşımaya başladı. Amaçlan yaşam konulu deneyler yapmak ve Dünyada yaşayacak insanlar yaratmaktı. Dünya genetik soyuna kendi etkileri altındaki bir çeşit ekleyen bu tanrılar sizin kadim ebeveyninizdir. Dünyada yaşamayı seçtiğinizde yaşayacağınız programın bu bölümünün biyogenetik bir kozmik deney çerçevesinde bağımsızlık ve özgür iradeyi keşfetmek olduğunu bilirsiniz.
Sayısız antropolojik keşif eski iskelet formlarını kullanarak geçmişinizin ipuçlarını sunar. İskelet biçimleri son birkaç milyon yıl boyunca yaşanmış bir insan değişim albümünü betimler. Bu arkeolojik bulgular bilim insanlarınızın insan yaşamının her yerde aynı olduğu varsayımına dayanarak insanın gelişim ya da evrim aşamaları olarak adlandırdığı şeyin portresini çizer. Gerçekteyse, tanrılar burada, kitaplıkta saklı olan genetik malzemeyi kullanarak çeşitli deneyler yaratmışlardır. Varoluşun bu belirli alanının temel bir ayırıcı özelliği mümkün olanın araştırılmasıdır. Sizin için gözetilmesi en önemli olan şey, tanrıların ebeveyn olduğu kavramıdır. Kim olduklarını ve tanınmayı bekleyen yıldız enerjileri bağlamında sizin de kim olduğunuzu gözden geçirin.
Dünyayı ve barındırdığı gizleri anlamak, içinizdeki bilmeceleri, özellikle de bilinçaltı benliğinizin köklerinde gizli olan yanlarınızı çözmeyi gerektirir. Dünya yüzeyi ve sizin varlığınızın derin katmanlarında dışarıdan getirilmiş nesneler gizli olabilir. Dünyayı eviniz hissedin ve daha iyi bir yer haline getirecek şekilde hareket edin. Biyolojik bir varlık olarak sizi Dünyaya bağlayan duygularınız, hisleriniz ve sezgisel bilginiz olduğunu kabul edin. Varlığınızı Dünyaya uyarlamayı öğrendikçe değişimlerin ortaya çıktığını hissedeceksiniz. Dünya size köklerinizin bilgisini genişletme ve yaşamın özüyle bağlantı kurma fırsatı sunuyor.
Nereden geldiniz? Yaratıcı ebeveyniniz kim? Sizi kim tasarladı ve ortaya çıkardı? Sümerler, yüzlerce bin yıl boyunca her kıtayı etkileyen ve yaşam deneyleriyle oynayan yıldızlardan gelen ziyaretçileri anlamışlardı. Temsili deneyler arasında kasıtlı etkileşim ve alışveriş çoğu zaman sınırlıydı. Neler olabileceğini görmek için yaşamın biyogenetiğini değiştirerek bir kıtadan diğerine geçen tanrılar isimlerini değiştirip yeni sesler yarattılar. Tanrılar, etki tepki yasası aracılığıyla kendi derslerini biriktirerek Dünya üzerindeki yaratılarını izledi, onlara katıldılar.
Uzmanların çoğu tarafından uygarlığın beşiği olarak kabul edilen Sümer kültürü yaklaşık altı bin yıl önce, kadim Fırat ve Dicle ırmakları arasında, bugünkü Irak ve Kuveyt’te yer alan Mezopotamya adı verilen bir bölgede yükseldi. Bu uygarlık son yüzyıl içinde yeniden ortaya çıkarıldı. Sümer kültürünün çok ileri bir aşamaya ulaştığı bölge, savaş ve yaşam gücü ve değerindeki aksaklıkların sürdüğü yirminci yüzyıl sonları Dünyasının siyasal açıdan hassas bir noktasıdır. Sümer kültürü yıldızlardan gelenler -yıldız kökenli sürüngen atalar- tarafından yönetildi. Bir uygarlık daha kuruyor, Dünyadaki biyolojik güçlerle nelerin yapılabileceğini görmek için bir deney daha yaratıyorlardı.
Yüzlerce bin yıl öncenin eski mit ve efsaneleri göklerden gelen yılan, ejder ve sürüngen konuklardan söz eder. Çağlar boyunca bu yaradılış öyküleri sözlü olarak bir kuşaktan diğerine aktarılmıştır. Önemli olaylar sözlü dille anımsanarak ataların dramlaştırılan öykülerini işitmek ya da görmek için toplanan gruplara aktarılmıştır. Çok sonraları, özel anlar, Sümerler tarafından gerçekliğin seçilmiş yönlerinin resim biçiminde kaydedildiği gereçler olan ünlü silindir mühürlerine raptedilmiştir. Bugün bu mühürler anlamlı simgelerin ipuçlarını veriyor. Simgeler insan elinden çıkma eserler olarak silindir mühürler üzerine resmedilmiş, oysa gerçekte başka bir niyetin dilini gözler önüne seren biçim içindeki anahtarlar bunlar.
Gezegenin dört bir yanındaki kültürler kitlelere yayılmayan içsel gerçeklerin taşıyıcısı oldu. Amaç, başkaları üzerinde güç sahibi olmaktı. Tanrılar, herkesi güçlendirmek yerine bu izni pek az kişiye tanıyarak gücü ellerinde tuttular. Bu, size eziyet etmeyi bugün de sürdüren büyük yanlış anlamanın parçası olan bir ayırım hiyerarşisi yarattı.
Gezegeninizin her tarafındaki insanlar -Aborijinler, Mayalar, İnkalar, Kuzey ve Güney Amerika yerlileri, Avrupa, Afrika ve Asya kıtalarındaki gruplar da dahil olmak üzere- yaşam yaratıcısı olarak ejderler ve yılanlar fikrini benimsemiştir. Ejderlerin soluğu alevlenebil irdi ve kimisinden korkulmakla birlikte kimine de güç, bolluk ve yaşam getirici nitelikler atfediliyordu. Zaman içinde mit ve masallar kimin güç sahibi olduğu ve hangi amacın arzulandığına bağlı olarak değiştirildi, yeniden yazıldı. Bu masallarda insanlara güç mü taşıdıklarına yoksa azınlığın çoğunluğa egemen olduğunu mu düşündürdüğüne bakarak mitolojik varlıkların doğalarını anlayabilirsiniz.
Yılların sizin ölçünüze göre anlar olduğu bir zaman genişliğinde yaşadığınızı hayal edin. Oyalanmak için ne yapardınız? Arada bir gözetlemek üzere ne tür sanal gerçeklikler yaratırdınız? Genetik ve yaşam yaratma anahtarlarına erişim yeneteğiniz olsaydı, insan olarak bunca özgürlük, boş zaman ve bilgiyle ne yapardınız?
Sürüngen ırkı ya da bizim onlara şefkatle verdiğimiz isimleriyle kertenkelecikler, sizin ata soyunuzun ayrılmaz bir parçasıdır. Birçok şeyin bileşimi oldukları için şaşırtıcı, yırtıcı ve ince bir bilinç topluluğudur onlar. Sürüngenleri sizi kendi mirasınızın, geçmişinizin derin köklerine bağlayan varlık özellikleri olarak anlamanız önemlidir. Kendinizi yaşam çarkının üzerinde gelişen, on iki öyküsünü gözler önüne seren bir varlık olarak kavrayabilmeniz için yuvanızı, köklerinizi ve genlerinizi anlamanız çok önemlidir.
Sürüngen enerjilerin yaratıcı tanrılar olduğunu anlayın. Onlar, Özgün Planlamacılara Yaşayan Kitaplığı tasarlamalarında yardım eden usta genetikçilerdir. Eski bir ırktırlar ve duyarlı biyolojik formlar yaratmada çok ilerlemişlerdir. İnsan türünü bu gezegende bir araya getiren ana ırklar arasında yer alırlar. Zanaatlarını eskilerden öğrenmişlerdi. Kertenkelecikler usta genetikçiler olarak işlerini bilir; genetik düzenleme ve yönlendirmede üstün beceri sahibidirler. Yaşamı genetik olarak düzenleme konusunda çoğu dahi varlığı hayli geride bırakırlar. Bu nedenle, engin varlık alanında sürüngen aileleri yaratıcılar olarak tanınır ve yaşam biçimlerinin genetik yapısının düzenlenmesinden sorumludurlar.
Bu düşünceler size hissetmeniz gereken şeyler sunuyor sevgili dostlar. Bu konuyu ele alırken soy ağacınızın dallarını araştırın. Sizi köklerinizin arasında daha ilerilere götürecek bir anahtar olarak sürüngen ailesine doğru yapacağınız bir yolculuğu düşünün. Sürüngen etkisi sizin biyolojik yapılanmanızda yer alıyor ve bugün bu yaratıklar sizin bilinçli farkındalığınıza geri dönüyor. Oyuncak, sinema ve televizyon kahramanları, reklamlardaki şık resimler olarak beliriyor, kendilerini anımsamaya cesaret eden herkese isimlerini ödünç veriyorlar. Benliğin ifade edilmek, anlaşılmak, sevilmek, şifa bulmak, bütünlenmek ve kabul edilmek gereksiniminde olan bir bölümü olarak bilinçaltından dışarı fışkırıyorlar. Ruhsal ve biyolojik benlikleriniz bu sürecin anahtarlarını barındırıyor.
Bir zamanlar, kendi tarihlerinin çok gerilerinde sürüngen ailesi çok iyi niyetli ve yüceltici bir ırktı. Bu ailenin üyeleri Dünyaya geldi ve kendilerini Yaşayan Kitaplığı yaratma eylemine verdi. Ancak, sonunda yaratıcı tanrı topluluğunun diğer üyeleri ve kendi aralarında bir iç savaş çıkardılar. Bütün savaşlar güç kazanmak için birbirinden ayrılmaktan kaynaklanır. Anımsayın, evrimleşen insanlar olarak yaptığınız yolculuğun bir bölümü, özgür iradeye sahip ayrı, eşsiz, klasik insan yaratıkları olduğunuzu anlamaktır. Özgür iradeye sahip diğer ayrı, eşsiz bir şekilde klasik varlıkları keşfediyor ve hepinizin bir olduğunuzun farkına varıyorsunuz. Duyulmamış varlıklar iç gerçeklerin engelinden süzülerek dünyanızda belirdikçe zekanın engin eşsizliğini kabul etme zamanınız geliyor.
Eski sürüngen atalar varoluşun yaratıları olarak görülüp kabul edildikten sonra oynadıkları rolden sizin tarafınızdan özgürleştirilebilirler. Sizler çok boyutlu yaratıklarsınız ve girdiğiniz çeşitlemelerden biri de Dünya üzerinde insan olarak sürdürdüğünüz yaşamdır. Eşzamanlı olarak gerçekliğin başka bir çeşitlemesinde sizi etkileyen bu varlıklar da olabilirsiniz. Sizin bu varlıklar olduğunuz bir kimliğe geçip deneyimleyebilir, onların çıkmazını, kendilerini kendi paradigmalarıyla kısıtlamalarını hissedebilirsiniz. Kendiniz ve yuvanıza ilişkin inançlarınız yeni bir bağımsızlığa yol açacak biçimde değiştikçe köklerinizi -geçmiş, şimdi ve gelecek zaman olmak üzere- her yönde etkilersiniz. Varlığın engin ağına sıkı bağlarla bağlısınız. Düşüncelerinizin anlamı siz değiştikçe ağın tümüne varoluşun her yönüne ilişkin olanaklar olarak yeni itkiler gönderir.
Pleiadesliler olarak gerçekliğe sizin şu andaki görüşünüzden daha geniş bir bakış açımız var. Bunu sizinle paylaşmak üzere buradayız. Açık bir bilet var elimizde, kozmosun her yerinde gerçekleşecek bir yeniden doğuş (rönesans) şenliği için altın bir bilet. Size ne gördüğümüzü söyleyebiliriz. Biz özellikle ilginç ve anlamlı bölümlerini vurgulayarak dev bir olayı yalnızca kıyısından köşesinden paylaşıyoruz. Siz ise çoğu zaman bizim beraberimizde taşıdığımız şeyin fuarın bütünü olduğunu düşünüyorsunuz. Bunun koca bir “şimdi” olduğunu anlamıyorsunuz. Hakim olan kaos ve özgür iradeymiş gibi görünebilir. Yine de bu süreçle enerjiler karışıyor ve yaşamın doğasından gelen değer ve işbirliğini deneyimlemek üzere yeniden bir araya geliyor.
Anımsayın, gerçekliğinizi aşırı ölçüde tanımlamak değil niyetimiz. Niyetimiz durup iyi bir bakış açısından bakabileceğiniz anahtar perspektifler taşımak size. Varlığın biyolojik yönüne bakmak gözlerinizin önüne serilen manzarayı anlamanıza yardımcı olabilir. Aile ağacına yaptığınız içsel yolculukta sürüngen bilinci soy ağacınızın bir dalı olarak tanınmaya değer. Bu olmaksızın, varoluşun bir gelişim aşaması anlamına gelen döngülerinden biri eksik kalacak, köklerinizi, nereden gelip nereye gittiğinizi anlamanıza yardımcı olamayacaktır. Aranızdan bazıları için, sürüngen kalıtı düşüncesi oldukça büyük bir korku kaynağı.
Gerçekte bu korku nereden geldiğinizi keşfetmemeniz için konuldu önünüze. Çağlar boyu sürüngen ata soyunuz kendisini bilincinizden uzak tutmaya gereksindi. Dünyanızı paylaşan, tohumunun görünmez denilen etkilerce ekildiği düşünce ve gerçeklikte birçok yan yola sapıldı. Bugün, sürüngen anıları -tümü de insan davranışı kalıplarıyla bağlantı sağlayan önemli bağlar olan düşler, belirsiz düşünceler, simgeler ve geçmiş yaşam senaryolarıyla birlikte bilinçaltı benliğinizden yüzeye çıkıyor.
Anılar hücrelerinizin derinliklerine gömülmüş. Bu derinliklerde neler olduğundan pek emin değilsiniz. Bedeninizi hissedin. Belkemiğinizi, çakralarınız ve DNA’nızın on iki sarmalını yukarı doğru büyüyen bir yaşam ağacı olarak canlandırın. Ağacın altında sizi bir kök gibi Dünyaya bağlayan bir yılan var. Bu canlandırma sizin sürüngen atalarınızla bağlantı kurmanızı sağlayacaktır. Bu şekilde, hiçbir şeyi etiketlendirmediğiniz yansız bir bakış edinebilirsiniz. Yılan enerjinin sizi elektriklendirerek ağacınıza tırmandığını, bedeninizde yükseldiğini canlandırın gözünüzde. Sürüngen ailesinin bir üyesi olarak yılan imgeleri sizi meydana çıkaran tanrıların hücresel hafızalarını harekete geçirir ve yılandan geldiğinizi, yılanın size hayat getirdiğini gösterir.
Sürüngen atalara ilişkin ipucu ve göstergeler bol sayıdadır. Taşa oyulup biçimlenmiş halde Dünyanın büyük ley (enerji) hatları boyunca yer alan pek çok kutsal alan ve yerde simgeler olarak görülebilirler. Yılan, ejder ve sürüngen mit ve efsaneleri neredeyse her yerli kültürün derin anlayış ve temel öğretilerinin özünde yatar. Totem olarak yılan, sürüngen ve ejder güçlü etkileri betimler. Çoğu zaman yanlış anlaşılan bu semboller yine de gücü ve insanların nereden geldiğini kabul eden ritüel simgeleri olarak saygı görür. Çağdaş dünyada tıp mesleğiniz, mirasının köklerinin bir göstergesi olarak çevresinde birbirine dolanmış yılanları gösteren eski bir sembol olan asayı kullanmaktadır.
Kimi zaman mitlerinizin ejder olarak adlandırdığı eski sürüngenler kristalleri saklar. Kristaller bilgi alıcı vericileridir. En yüksek uygarlıkların çoğu insan şablonuna erişimi olan ve bu şablonu başka bir sistemden bu sisteme taşıyan sürüngen enerjiler tarafından yerleştirilmiş tir. Sürüngenler bunu muazzam miktarlarda kristal enerjisini getirip operasyonun yeraltı üsleri olarak kullandıkları in ya da mağaralarda saklayarak, biriktirip depolayarak yapmışlardır. Sonra kendilerini temsil etmek üzere çoğu zaman yılan biçimindeki çeşitlemelerini dış dünyaya gönderdiler. Zarar görmeden dış dünyaya girebilmelerinin tek yolu buydu. Ejder doğaları içinde dışarı çıkacak olurlarsa o zaman varolan insanların bilinci bu karşılaşmayı kaldıramazdı.
Bugün sizler daha geniş bakış açıları ve daha büyük inanç sistemlerini araştırıyorsunuz. Gerçekliği ele alıp incelediğinizde size doğru eğilmeye başlar. Dünyanın canlılığı sizin tarafınızdan keşfedilmeyi bekliyor. Eğer onun kim olduğunu anlayabilirseniz size hayatta daha büyük bir bolluk sunabilir. Dünya Ana Tanrıça, varoluşun gereksinimlerinizi karşılayan, sizi besleyip doyuran ve barındıran bir yönü olarak düşünülebilir. O sizin yuvanız ve kaynağınız olan ananızdır.
***
Kendinizi her köşe başında sizi bekleyen bir fırsatla birlikte sınırsız bir varlık olarak düşleyin, yaratacağınız da bu olacaktır. Sınır koyarsanız bulacağınız da bu olur. Anımsayın, sizin yaşam anlayışınızı destekleyen enerjileri çabasızca kendinize çekersiniz. Kendinize inandığınız her an, sürekli olarak ışık ve parlak yaşam seçenekleri geliştireceğiniz bir momentum yaratır. Bu süreç, kendinizi yıldız ailenizle eşit göreceğiniz şekilde gelişmenizi gerektirir.
Sanki artık yaşamaya değer bir yer olmaktan çıkmış gibi çoğu insan bu zamanda Dünyayı terk etmek istiyor. Öfkeli sesler sanki bunları yaratan Dünyaymış gibi kentlerin ya da suların durumundan hoşnut olmadığını söylüyor. Size şunu soralım: Nerede daha iyi bir yer bulacaksınız? Eviniz, ondan ortaya çıkardığınız şeydir.
Dünyanın işbirliği olmaksızın sahip olamayacağınız pek çok şey vardır. Suların öngörülmez hareketleri kural haline gelir; beklenmedik su baskınları ve olaylar ortaya çıkıverir. Gerçeklik sağlam ve kararlı bir şekilde planlanamaz olur. Yaşadığınız olaylarda yinelenip duran ana konu, sorumsuzluk ve kurban oluştur. Dönüp dolaşıp insanın güçsüz olduğu temel varsayımına geri geliyorsunuz. Fazlasıyla uzun bir zamandır kurban oluş ve güçsüzlük inançlarını kabul etmişsiniz.
Yüreğinizi açmak ve yuvanızı dönüştürmek için Dünyayla bir anlaşma yapın. Bilincinizi sorumluluk üstleneceğiniz bir yaşama biçimine yöneltmeniz son derece önemli. Yaşamak için kararlı, güvenilir bir yer olan Dünyanın işbirliğinin esas olduğunu unutuyor, size bundan sonra para, mal, ve hizmet biçiminde sahip olacak şeyi bekleyerek koşuşturup duruyorsunuz. Niyetin küresel şablonu içinde sizi bekleyen sınav, Dünyanın canlı olduğunu, ona iyi bakmak ve bir aile gibi geçinmek zorunda olduğunuzu görmektir.
Harekete geçirdiğiniz şeyin yinelenmesi sorumluluk üstlenerek yaşama derslerinin yeniden sahnelenmesine yol açacak. Yeniden sahnelenen bu dersler insanlık dramasının tiyatrolarında hız kazanacak. Eğer oturduğunuz yerden hoşlanmıyorsanız durumu yeniden değerlendirin ve Dünyayla yüreğinizi açarak konuşun. Varlığınızın hücreleriyle konuşun, ışığı kendiniz kanalıyla çekin ve Dünyaya, “Niyet ve sevincim, seni bu yaşamım boyunca bütün gücümle deneyimlemektir. Senden bana rahatlık, sevinç, güvenlik ve serüven dolu bir yer -kendimi ve yuva olarak seni tanıyabileceğim bir yer- belirlemede yanımda olmanı ve bana yardım etmeni istiyorum büyük Dünya”, deyin. Dünya sizin kim olduğunuzu bilir. Bundan ötürü onunla konuşmak, onu kabul etmek iyi bir fikirdir.
Çoğunuz öldürmeyi ve savaşa gitmeyi seçmeye devam eden insan kitlelerinden büyük bir rahatsızlık duyuyorsunuz. Bu deneyime inananların onu yaratıp ulaşmak isteyeceklerini size anımsatıyoruz. Eşzamanlı olarak koşut bir gerçeklikte var olabilir ve rahatsızlık duyduğunuz şeyi kendinize çekmezsiniz. Önüne geçemeyeceğiniz büyük bir arınma gerçekleşmekte. Dünyanın enerjisi hızlandırılıyor. Bu şekilde, varlığınızın özünde birlikte titreştiğiniz enerjiler ve soyunuzun ortaya çıkardığınız gerçeklerini ifade edeceksiniz. Aile ve uygarlığı temsil eden sistemler birbirlerinden kopuyormuş gibi göründüğü için travmatik bir zaman bu. Çalışmayan sistemler gerçekten de bütünden ayrılıyor, işe yarayacak ve Dünya ile kendinize değer verecek bir şeylere ulaşmanız için varlığınızın ta özünden sarsılacaksınız. Eğer yuvanızın bakımını üstlenmiyorsanız belki de bir yuvayı hak etmiyorsunuzdur.
Dünyanızda başkalarına bakmanızı destekleyen çok sayıda sistem mevcuttur. Bakım gerçekten de soylu bir iştir. Yine de çoğu zaman, başkaları için balık avlamayı sürdürecek olursanız sizin balıkçılığınıza bağımlı hale gelirler. Başkalarına kendileri için balık tutmayı, bahçecilik yapıp besin üretmeyi öğretmek en iyisidir. Başkalarına bakmayı sürdürenler çoğu zaman gereksinim karşılama rolüne sıkışır kalır ve bunu kimlikleri ve hedefleri olarak kabul etme yanlışına düşerler. Tanrılar, sizin atalarınız, bir dereceye kadar bu tuzağa düştüler. Yaratıları onlara tapıp onlar için varoldukça kendi oyunlarında güç kazandılar. Ama tanrılar sonunda tuzağa düştüklerini, artık ilerleyemediklerini anladı. Dünya çevresi ve insanlık ailesini yükseltmek için en iyisi keşfettiğinizi armağan etmektir.
Dünyaya bağlanmanız gereken yer, yuva olarak değiniyoruz. Anımsayın, Dünya pek çok varlık için bir yuvadır. Gerçekliğinizi karşılaşmanız gereken yaşam biçimleriyle paylaşıyorsunuz. Dünyanın size açıkladığı şeyin bir parçası bu; sizinle aynı uzay içinde paralel kaç boyut var olmakta? Bu boyutlarda hareket eden enerji ya da varlıklar kimler? Doğrulanmadıkları için zihinlerden atılan pek çok mit ve efsane yuvanızın gerçek hikayeleridir.
Dünya eşsiz bir mücevherdir, sizlerse çoğu varlık tarafından onun ayrılmaz bir parçası, anahtarı olarak görülürsünüz. Ancak, kendinize saptadığınız yanlış amaçlar doğrultusunda benliği, yaşamı araştırabileceğiniz sahnesini, Dünyayı onurlandırmaksızın yüceltmek istediniz. Bugünün önceliği doğrultusunda kitle bilinci içinde çatışmalar var. Birkaç yıl içinde pek çok insan, sizi birbirinize yaklaştırıp insanlığı büyük bir aile gibi deneyimlemenizi sağlayacak şekilde evlerini kaybedecek ve/veya terk edecekler. Belki karşılaştığınız durumlara meydan okuyarak bir araya geldiğinizde ailenizin dışındakileri de anlayacaksınız. Boyutlar açıldıkça bütünün parçası kılınmayı bekleyen bu diğer yaşam biçimleri gerçekliğin olağanüstü yaratıcılığı ve çeşitliliğini gözler önüne serecek.
Çok önemli bir aşama gerçekleştirdiğiniz ve anlamaya hazır olduğunuz için Dünyanın öğretisi bilincinize açılmaya hazır. Yuvanızı yeniden tanımlıyorsunuz. Bu da Dünya tarafından hissedildi. “Oo, burada elimdekileri arayan insanlar var” diyen Dünya şifre ve öykülerini ortaya çıkarıyor. Ne istediğinizi düşünün. Dünya okuyor sizi. Yaşayan, biyolojik bir varlık o. Canlı.
Sizin, bedeniniz içinde yaşayıp bilinçli yönetiminiz olmaksızın birtakım işlevleri yerine getiren milyonlarca bakteriye gereksindiğiniz gibi Dünya da size gereksiniyor. Tek bir mikroorganizma oldukça toksik olabilir. Ancak hep birlikte ne yaptıklarını bilirler. Sizi zehirlemez, ölmemeniz için her şeyi yerler. Eğer bedeninizde olmasalardı yediğiniz besinler içinizden geçmezdi. Toksik denilen bu varlıkların içinizde yaşamasına izin verirsiniz. Gerçekte onlar olmaksızın yaşayamazsınız. Aynı şekilde Dünya da siz ve bütün yaşam olmaksızın yaşayamaz.
Yaşam burada, Dünyada ortaya çıkarılmıştır. Bu güneş sisteminde Dünya yaşamın evi, yaşamın yaratıldığı büyük laboratuvardır. Dünyayı sevmenin amacını lütfen anlayın. Çünkü Dünyanın buna verdiği karşılık sizin burada evinizde olmanız için gereksindiğiniz her şeyi ortaya koymak olacaktır.
Dünyanın olağanüstü güzelliğini gözler önüne serecek şekilde yeniden canlandırıldığını düşleyin. Görkemli ağaçlar masmavi göğe ulaşıyor, bulut dalgaları haşmetli doruklar oluşturuyor. Kuşların şarkısı her biri o an için düzenlenmiş senfoni üzerine senfoniler yaratarak dolduruyor her yeri.
Kendinizi canlı hissetmeyi öğrenin. Bilinçaltı benliğiniz olarak ayrı bir yerde saklanan yönünüzü araştırırken yaşamınızın anlamını keşfedin. Köklerinizi bir yılan gibi Dünyanın kayıtlarına gönderin. Zihninize sizin, bu yerin hak sahibi sakininin yuvası olmak üzere görkemli bir Dünyayı geri çağırın.
Enerji Alıştırması
Derin bir soluk alın. Çevrenizde boşluk yaratarak bedeninize bir canlılık ve rahatlık dalgası gönderin. Soluğunuzu bir araç olarak kullanın. Bu araçla düş gücünüzün derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkın. Kendi içinizde girdiğiniz yeri bulun. Orası sizin düş gücünüz. Dünyanızı uzayda asılı duran, ışık yansıtıp yayan güzel bir mücevher olarak canlandırın. Uzayla olan bağlantınızı yüreğinizden, varlığınızın özünden hissedin. Bu yerin eviniz olduğunu hissedin. Uzayın derinliklerinde yolculuk yapan birisi olsaydınız Dünyayla karşılaştığınızda coşkuya kapılırdınız.
Yüreğinizden dışarıya ışık dolu büyük bir sevgi ışını yollayın. Dünyaya gönderin onu. Sonra kendinizi uzayın derinliklerinden bir gök dalışı yapıyormuşsunuz gibi yeryüzüne giderek daha da yaklaşacak şekilde süzülmeye, Dünya tarafından çekilmeye bırakın. Gözlerinizin önünde büyüdükçe Dünyanın olağanüstülüğünü ve canlılığını hissedin. İnceliği ve enginliği her şeye açık olmakla birlikte bu gezegenin isimlendirilemez bir canlılığı ve gücü olduğunu duyumsayın.
Kendinizi Dünyaya doğru çekilir hissederken titreşiminin sizi uzaydan çekmesine izin verin. Bir kuştüyü gibi olabilecek en iyi yere doğru kaydığınızı canlandırın. Bir kuştüyü inceliğinde süzülerek Dünyanın titreşiminin yumuşaklığına inin.
Dünyanın neresine indiğinizi görmek için çevrenize bakın. Dünya sizi çağırdığı yer hakkında ne gösteriyor? Bunu düşlerken kendinizi Dünya sizinle konuştuğu, size bir serüven sunduğu için minnet ve coşku dolu hissedin. Derin bir soluk alın, çevrenize bakın ve bulduğunuz şeyle esinlendiğinizi hissedin. Dünyaya barış dolu bir yaşama hazır olduğunuz mesajını gönderin. Bu zamanda niyetinizin Dünyanın bütünlüğünü yeniden canlandırmak ve burada yaşadığınız her gün ona yakın yaşayıp varlığını onurlandırmak olduğunu belirtin. Dünya üzerinde yaşar, sever, inançla yürürken kendinizi ahenk yaratma niyetinizle uyum ve varoluşun bütün unsurlarıyla büyük bir barış içinde görün. Şimdi, Dünyayı gözden geçirip derin bir soluk alın. Gerçekten canlı olmak ve evinizi sevmenin ne demek olduğunu hissederek çok yavaş bir şekilde yürümeye başlayın. Hissedin bu minneti, size destek olacaktır. Kendinize inanın. Dünya yuvanızdır.
Barbara Marciniak
...
27-Tanrıçanın harekete geçirilmesi:
Tanrıçayı kucaklamak size Yaşayan Kitaplığı açacak ve Toprak Ananın bağrında saklı gizleri öğretecektir. Çünkü kimdir Toprak Ana, Tanrıçanın ta kendisi değilse?
İlk Yaratıcıyı düşündüğünüzde ne ya da kim canlanıyor gözünüzde? Toplumunuzda tanrı enerjisinin kaynak olduğu, dişi enerjininse onun kullanımı ya da eylemi olduğu öğretildi size. Bizse tam tersini söyleyebiliriz. Dişi kaynağı, erkekse kaynağın nasıl kullanıldığını temsil eder.
İlk Yaratıcının bir dişi titreşim olduğu doğrudur. Kaynak, bildiğimiz gibi dişi bir titreşimdir. Bu dişi ilkeye eşlik eden erkek titreşim Tanrıça aşkının rekabeti içinde milyonlarca yıl önce enerjiyi kötüye kullanarak bölünmeye başladı. Siz kötüye kullanılan bu enerjinin parçalanmış bir bölümüsünüz. Sıradan bir tanrının Pleiadesli iki oğlu Dünyanın egemenliğini ele geçirdi, aralarında savaşa tutuşup bugünkü çıkmazı yaratmış oldular. Geniş bir açıdan bakıldığında önemsiz bir aile kavgasıydı bu. Kutsal Ana Tanrıça sayısız tanrıya eşlik etmek için bölündü ve kendini pek çok biçime soktu. Tanrılar ananın bu titreşimini yatıştırmak, sevmek ve onunla olmak istiyorlardı, çünkü bütün yaratıcı, yaşamsal güçler buradan geliyordu.
Tanrıça öyle bir bilinç sahibidir ki her şeye izin verir. Şeyleri bir arada tutan kaynak, yaradılışın tutkalıdır o. Kimileri için, bırakın değerlendirmeyi, anlamanın bile zor olduğu bir kavramdır. Kadınlar için güçlü bir varlığın kendilerine benzer bir şekilde kendi kanlarında aktığını düşünmek zordur. Erkekler için, her şeyin ardında belki de dişi bir titreşim olduğunu düşünmek sarsıcıdır.
Kimliğinizin ta özünde ananın besleyiciliğini, armağan ve gizemini hissedin. Bunun bir karşılığı olacak. Ana Tanrıça uyanacak. On yıl içinde bütün dinlerinizin yanlış bir temele dayandığını göreceksiniz. Gerçekte her şeyin arkasında olan Ana Tanrıça iken hepsi de denetimci, sevgisiz, ataerkil hareketlere dayanıyor. Biz Pleiades’te enerjiyi kötüye kullanmamızın temel nedenini ortaya çıkardık. Anayı onurlandırmamış tık. Ananın dikkatini çekmek için bir şeyler yapmış ancak ananın yaratısını, ananın armağanını değerlendirmemiştik.
Gezegeniniz bir yaratıcı olarak Tanrıçanın kim olduğunu öğrenmek zorunda. Siz zorundasınız. Tanrıçanın karanlık yüzünü anlamak enerjisini araştırmanın bir parçası. Çünkü Tanrıça gücünü kaybedeceği bir şey yaptı. Varlığınızın hücrelerinde o. Çünkü hem kadın hem erkek hepinizin içinde Tanrıça var.
Erkek olun, kadın olun Tanrıça sizden doğacak. Çok önemli nedenlerden dolayı Tanrıça bir düşüş yaşadı. Tanrıça enerjisi her zaman doğurganlık yasalarını kabul etmiştir. Tanrıça enerjisi sizin Batı dünyanız gibi değildir; cinsellik onun için utanç kaynağı değildir. Tanrıça cinselliği sevdi. Cinsellik elbette sizin doğal hakkınızdır. Bununla birlikte, her şey gibi cinsel enerji de kötüye kullanıldı.
Tanrıça alemi içinde erkek titreşimin olağanüstü ölçülerde kötüye kullanıldığı bir zaman geldi. Dış kaynaklardan etkilenen kadınlar erkeği onurlandırmak ve onunla ortak olmaya son verdiler, erkekle kadın arasındaki birliği yitirdiler. Tanrıça aleminde bir zaman sonra erkekler dölleme hizmetlerinden ibaret kaldılar. Kadınlar kendilerini Tanrıça gücü içinde öylesine yitirmişlerdi ki erkekleri eşit olarak görmüyorlardı. Erkeklere doğurganlık yasalarını yerine getirecek nesneler olarak bakılıyordu.
Tanrıçanın yerel temsilcileriyle bir defalık bir doğurganlık töreninden sonra pek çok erkek öldürülüyordu. Erkekler hadım ediliyor, Tanrıçaya başka kurbanlar da sunuluyordu. Bu gerçektir. Kadınlar, bugünkü tepkiyi yaratarak erkeğin cinsel enerjisini kötüye kullandı. Bütün bunlar değişiyor. Tanrıçanın, onu hissetmek isteyenlerin yaşamına şefkatle girdiğini göreceksiniz.
Bir zaman geldi, Tanrıça enerjisine olağanüstü negatif bir güç sızdı ve enerji hedefinden saptı. Hıristiyanlıktan önceydi bu. Sonra sarkaç karşı uca hareket etti ve erkek titreşimler kendi rollerini oynamaya başladılar, bazı dişilerin yaptığına şiddetle karşılık verdiler. Anılarınız hücreleriniz ve kanınızda saklıdır. Deneyiminizi yaptığınız seçimle belirlediniz.
Negatif, denetleyici tanrı benzeri bir enerjiyle doluydunuz. Şimdiyse Tanrıçayı tanıma, kabul etme zamanı. Hiçbir titreşime diğerinin üzerinde tapınılmadığı bir denge gerekiyor. Erkekler Tanrıçayı onurlandırarak yaşamı onurlandırmayı öğrenecek. Kadınlar yaşam var etmeyi yeniden tanımlamayı öğrenecek. Yaşam kahrolası bir orgazmla çocuğun doğumunda gelebilir. Bu sizin inançlarınızı ve deneyiminizi yeniden yapılandıracağını z bir alan.
Tanrıçayı incelediğinizde yaşama değer vermeye başlarsınız. Yaşama değer verdiğinizde Dünya nüfusunu çoğaltmaz, öldürmezsiniz. Dünya paradigmasında öne çıkması gereken şey, yaşamın, ölümün, bütün türlerin ve her şeyin birbirine -her şeyin aynı kaynağa- bağlı olduğu olgusunun anlayışıdır.
Ataerkil hareket Tanrıçayı sürgüne gönderdi. Mit ve efsane fısıltıyla anlatılır oldu. Tarihiniz değişti. İnciliniz, Kuranınız, Tevratınızın neresinde Tanrıça? Tanrıça ve ataerkillik arasındaki savaş sürüyor. Bugün Tanrıça enerjisinden öylesine uzaksınız ki Tanrıçanın kim olduğuna ilişkin önünüze koyacağınız bir imge ya da rol modeli bile yok. Bildiğiniz hangi Batı toplumu Tanrıçayı onurlandırıyor? Yine de, Birleşik Devletlerin Doğu Kıyısındaki ana girişi ışık taşıyan bir kadın tarafından simgeleniyor.
Tanrıça çok cömerttir. Ataerkillik savaşında sahnenin arkasında kaldı, çünkü her şeydeki yaratıcı güç olduğunu ve her şeyin en sonunda onu bulmak zorunda olduğunu bilir. Cömertliğiyle izin verir. Doğurmak, yarattığınızı sevmek ve müdahale etmeksizin yaradılışın evrim sürecini sağlamak ne demektir? Sevgi koruyucu mudur, izin verici mi? Eğer tanrısal bir güç yaratılarına karşı koruyucu olsaydı yaratılarından öğrendiği şeyleri kontrol altına almış olur, bu nedenle de ancak o ölçüde -izin verdiği kadarıyla- öğrenebilirdi. Her şeye izin veren bir güç sınırsız bir şekilde öğrenme fırsatına sahiptir. Çünkü, ‘Göster bana. Öğret bana. Ben senim. Sen bensin’, diyebilme yeteneğine sahiptir. Bu bir bilinç durumudur.
Tanrıçayı tanımanızı istiyoruz. Tanrıçayı bir yolla kendinize çağırma arayışına girin. Tanrıçayı size yaşamı öğretmeye davet edin. Sizinle derin bir işbirliği yapacaktır. Çoğunuz biz Pleiades’lileri yaşamınıza çağırdınız. Sizinle oynuyoruz, titreşimimizi, mizahımızı, başvurduğumuz numaraları tanıyorsunuz -Tanrıçayla bile oynuyoruz.
Her şey değişmek zorunda. Gerçekten de Tanrıça çözümün bir bölümü olarak olayları düzenliyor. Tanrıça enerjisi, açık tutmak için yüreğinizle çalışıyor. Sizden yüreğinizi açık tutmanızı istiyoruz, sadece kendiniz için değil, büyük derslerin bu zamanında yollan sizinkiyle çakışanlar için de açık tutmanızı. İçiniz ve gezegendeki dişi ilkeyi onurlandırırsanız bu onayınız, topluluklarını z ve uygarlıklarınızı n yeni temeli olarak hizmet edecektir.
Yaşam gücüne göz atmanızı istiyoruz. Size öğretilenin ötesine bakın. Tanrıçanın bu yönünü, hem erkek hem kadında olan, doğmayı bekleyen dişi enerjiyi ortaya çıkarın. Bir oyun duygusuyla başkalarını nasıl etkileyebildiğinizi ve sizin ortaya çıkardığınız şeyler hakkında nasıl konuşacaklarını gözlemleyin. Öğrendiğiniz her şey gelişecek ve bu yolculuğu sizinle paylaşanlara güçlü telepatik bir iletim olarak aktarılacak.
Ana Tanrıça sevgi ilkesini temsil eder. Işık frekansından söz etmiştik, ışığın bilgi oluşundan, sevgi frekansının ise yaradılışı harekete geçirmesinden. Pleiades bilgisinin derin özü tenselliği ve cinselliği, Tanrıçaya sevgi titreşiminden yaratılmış olmasıdır. Tanrıça enerjisiyle çalışmak dişi ilkenin daha derinden incelenmesini gerektirir.
Kadının bilgisinin sihirli, mistik bir şekilde konuşulmasının, gösterilmesinin ve paylaşılmasının zamanıdır. Kadınların kendi gizemleri -aybaşı, doğum ve duygularının döngüselliği- konusunda daha fazla şey keşfetmelerinin zamanıdır. Bunu erkeklerle paylaşmanın zamanıdır. Çoğu kadın, ‘Neyi paylaşabilirim ki? Ben bile anlamaktan uzağım’, der. Pekala, sizin için içinize dönüp, ‘Yaşadığım bu duygular da ne? Eğer başka birisine kadın olmanın ne olduğunu açıklamam gerekse ne anlatırdım? Bir kadının bedeninde tanrıçayı, büyüyü yaratanı biraz daha fazla ifade edebilmek için ne yapabilirim?’ demenin zamanıdır. İçinizdeki Tanrıça bilen ve bilgiyi bir sistemden diğerine taşıyandır.
On yılın sonlarında Tanrıça kadın öğretmen ve liderlerde cisimlenecek. Böylece kadın lider ve öğretmenlerin sayısında belirgin bir artış olacak. Bu, Tanrıçanın erkek titreşimlerle birlikte çalışmayacağı anlamına gelmiyor. Çünkü erkekler de Tanrıçayı içlerine nasıl alacaklarını öğrenecekler. Tanrıçada ayırımcılık, öfke yoktur. Tanrıça son derece izin verici bir varlıktır. Herkesin öğrenebilmesi için çağlar boyunca çok şeyin olmasına izin verdi. Şimdi Tanrıça sizi, kanın özündeki gizem – kendi rahminin gerçek armağanı – yoluyla yaratılmasına izin verdiği şeyi onurlandırmaya çağırıyor.
Kan ve gizemleri kendinizi, genetik soyunuzu ve Yaşayan Kitaplığın kendisini anlamanın anahtarıdır. Siz kanınızın -deyim yerindeyse zaman içinde ileriye ve geriye doğru- bütün yolculuğunun bir parçasısınız. Atalarınız ve sizden sonra geleceklere, kanınıza yönelen bilinçli bir dikkatle erişmek olasıdır. Onlar bu yolla deneyimleyip etkilenebilir. Siz insanlar annelerinizin kanıyla beslenerek büyür ve varlık sahnesindeki yerinizi alırsınız. Kadınlar aracılığıyla bu zengin ve yaşamsal madde sanki bir sihir gibi ortaya çıkar. Hem erkek, hem de dişi tarafından kadının kanaması hem bir güç eylemi hem de utanç ve gülünç düşme laneti olarak kabul edilmiştir.
Kan, atalarınıza bağınızın döngüsel kanıtını ve bütün varlıklarda saklı olan bilinç şifrelerini gösteren yaşayan bir simgedir. Siz genetik bir kitaplıksınız. Ruhunuzun özünde kişisel, gezegensel ve göksel deneyim arşivleri sınıflandırılmış durumda. Bu deneyimler size üç boyutlu biçiminizde kanınız aracılığıyla eşlik ediyor.
Kanınız öykülerden yana çok zengindir. Kendilerini sizin bilinç durumunuz ve niyetinize göre yeniden düzenleyen geometrik yapılı kalıp ve tasarımlarla doludur. Yaşama yeni bir gözle bakmak için yaklaşımınızı gözden geçirmeye ve değişiklikler yapmaya istekli olmak zorundasınız. Düşünceleriniz kanınız tarafından kaydedilir. Duygularınıza uygun olarak beliren açık seçik bir yazıyla yazılır, sonra da bütün dünyaların okuması için dışa yansıtılırlar. Kanınız fiziksel varoluş içindeki bütünlüğünüzü taşıyor.
İskeletiniz olarak işlev gören kemiklerinizin mağarasında kan üretilir. Niyetinizin özelliğine göre kanınız zengin ya da yoksuldur. Sizin yaşamı bir dizi kendi yarattığınız ders olarak kavrama yeteneğinize eşlik eder. Kanınız kolaylıkla zenginleştirilip yeniden yapılandırılabilir.
Kanınızın farklılaştırılma ve zenginleştirilme yolu niyetten geçer. Beyninizin içinde güneş ışınlarından etkilenen mıknatıs gibi ince parçacıklar bulunur. Pleiades’ten güneşinize kozmik yollar boyunca uygarlıklar için büyük enerji dalgaları ve telepatik şifreler gönderiliyor. Güneşiniz enerjiyi size ve aya iletiyor. Enerjiler kafatasınıza giriyor ve elektromanyetik bir işlemle beyninizdeki bu küçük mıknatıslar tarafından tutuluyor.
Beden çalışması kanınızın yapısını değiştirebilir. Bilincinizi bütünleşmeye yaklaşacak şekilde uyarladıkça kanınız daha arı bir hale gelir. Son derece kutsal bir şeye dönüşür. Bilgi taş ve kemiğe depolanmıştır. Alyuvar hücreleri kemik iliğinde üretilir. Kemiği yeniden düzenlediğinizde kemiğin bedenin geri kalanı için yerine getirdiği şeyler değişmeye başlar. Yeniden düzenlenen kemik, daha erişilebilir bir kan yapısı yaratıp kimliğin iç gizlerini sınıflandırarak kanı arındırır.
Kadınlar çoğunlukla aybaşı kanlarını güçlerinin kaynağı olarak görmek yerine küçümsemişlerdir. Kan genetik şifreyi taşır ve Ana Tanrıça her şeyin kaynağı olduğu için şifre de ondan gelir. Öykünün saklı olduğu yer burasıdır. Aybaşı kanaması bitki yaşamını beslemek, Dünyayı işaretlemek ve Dünyaya Tanrıçanın yeniden yaşadığını bildirmek için kullanılabilir. Genel olarak kadınlar kanlarını artık Toprağa bırakmıyorlar. Böyle yapmak, Tanrıça enerjisinin doğrudan aktarımıdır. Kadınlar kanlarını Toprağa akıttığında Toprak bununla beslenir. Çağlar boyunca kadınlara kanlarının lanetli olduğu söylendi. Kendi kanlarından korkar oldular. Kanlarının kaynakları ve güçleri olduğunu anlamıyorlar. Eski tabuları bir yana bırakıp aybaşı kanaması üzerinde çalıştığınızda Yaşayan Kitaplığın hayvanları ve bitkileri üzerinde farklı bir etkiniz olduğunu göreceksiniz.
Kadınlar, eğer kanamanız sürüyorsa bedeninizi ve kanınızı onurlandırarak bilgeleşin. Kanınız başvurabileceğiniz en büyük doğurganlık ve alan işaretleme kaynaklarından biridir. Kanın gizemlerini anlamak, gücünüzün kaynağı ve derin iç bilgiyle bağlantı kurmanın anahtarıdır.
Yaşadığınız toprağı aybaşı kanınızla işaretleyebilirsiniz. Ana yönlerden başlayabilirsiniz; kuzey, güney, doğu ve batı. Daha sonra zamanla tuvale fırça darbeleri vuran bir ressam gibi Dünyayı, Toprağı işaretlemeye devam edebilirsiniz. Kanı sulandırarak çoğaltabilirsiniz. Kutsayabilir, titreşimini saklamak için kristalleri kullanabilirsiniz. Bu süreç, Tanrıçanın alanını işaretleme olarak ele alınabilir. Uygulama, yeni bir canlılığa sahip olan ve Tanrıçayla bir olduklarını hisseden bitki ve hayvanları kendisine çekecektir.
Bir kısım eski hikayenizde kan kötülüğe karşı ve niyet belirtme aracı olarak kullanılmıştır. Sözgelimi belki bir kapı aybaşı kanıyla işaretleniyordu. Buradan, Tanrıçanın burada hüküm sürdüğü anlaşıldığı için kimse bu kapı ya da ardında yaşayanlara dokunmaya cesaret edemezdi. Eski zamanlarda Tanrıça henüz saygı görmekteydi. Tanrıçaya karşı aptalca ya da itaatsiz bir tavır içine girecek olursanız bundan işinizin kutsal olmayacağı sonucu çıkarılırdı.
Sizler yeni topluluklar kurup geliştirirken her yaştan kadının toplanmasını ve aybaşı zamanını anlamaya, güç ve bilgilerini erkeklerle ilişkinin anahtarı olarak paylaşmaya niyet etmelerini öneririz. Kanın gizemlerini bir ortak yaşam süreci olarak inceleyin. Bedeniniz ve döngüleri yaşam imgesini yaratır. Güç, sizin için anlaşılması büyük önem taşıyan bir şeydir. Bebeği olan bir kadının yaşamındaki dinamikleri düşünün. Kadın, hareket yaratan ve doğmayı arzu eden bir yaşam gücünü korur. Bunda gizemli bir güç vardır. Öylesine bir güç ki erkek titreşim doğum süreç ve büyüsünden korkar olmuştur. Erkek, gezegene yaşamı bedeniyle nasıl getireceğini unuttuğu için kadının gücüyle tehdit edilir hale gelmiştir. Erkeklerin, kadınların aybaşı kanamasına alışıp desteklemeleri gerek. Bir zaman gelecek, yaşam büyük değer kazanacağı için soyunuz ile uygun ve zamanlı bir şekilde çocuk sahibi olma konularında bilgi edinmek isteyeceksiniz.
Kadının aybaşı kanaması topluluğun çok önemli bir parçası haline gelecek. Kadınlar bu güç yoluyla anlayış kazandıkça Tanrıça harekete geçecek ve size geri dönecek.
Eğer bereketli bir bahçeniz olsun, bahçeniz şehrin en iyisi olsun isterseniz sulandırılmış kanınızı kullanın. Bahçeniz çiçek açacaktır. Kanınızın besinin büyümesini hızlandırabildiğini göreceksiniz. Kan çok, pek çok şeyi hızlandıracaktı r. Kadınların aybaşı kanaması bir hata değildir. Verilmiş en büyük armağanlardan biridir. Tanrıların iksiridir.
Aborijin kadınlar aybaşı kanlarını torbalarda saklar, yaraları iyileştirmede kullanırlardı. Kadınların kanlarıyla yapabileceği çok şey vardır. Kiminiz kadın olmak düşüncesinden hoşlanmıyor. Aybaşı dönemini nahoş, rahatsız, acılı ve uygunsuz bir zaman ve deneyim olarak algılıyor. Erkekler olup biteni çoğunlukla anlamadığı için bu onlar için de tuhaf bir zaman. Gelecek günlerde Tanrıçayla temas kurun, yüreğinizi açın, kanamanın sizi nereye götürüp ne öğretebileceğini keşfedin. Çünkü aybaşı sürecinde Tanrıçayı gezegene getirecek pek çok anahtar yatıyor. Gücün yeniden birliktelik içinde paylaşılmasına ihtiyaç var.
Üzerindeki perdenin kaldırılacağı, açılacak, yeniden yorumlanacak daha pek çok gizem bulunuyor. Bazılarınız bu konuyu neden ele aldığımızı merak edebilir. Bu çok önemlidir. Tanrıça enerjisi ve kanın gizemleriyle ilgilenmeyecek olursanız size yaşamın ayrılmaz bir bölümünü kaçıracağınızı ve gezegende olanları anlamayacağınızı söyleyeceğiz. Eğer karşısında kayıtsız kalıyor, konuyu ilgisiz buluyorsanız ana fikri anlayamıyorsunuz demektir. Yaşayacağınız şeyi kavramanıza yardımcı olmak için verebileceğimiz en güçlü öğretilerden biri de budur. Erkek ve kadın olarak bütünüyle ve tamamen yapmanız gereken, yürekleriniz aracılığıyla gelip kalplerinizi açmanıza yardım eden Tanrıça titreşimini onurlandırmaktır.
Aybaşı kanı yüksek oranda oksijenlidir, kanın en safıdır ve deşifre olmuş DNA’yı taşır. Sarmalları deşifre edip verinin yeniden yapılanmasını sağlayan oksijendir. Bilim insanlarınız şimdi DNA’nın üçüncü bir sarmalıyla oynuyor. Foton ışınlarına -bedendeki bizim ışık şifreli iplikçik olarak adlandırdığımız liflere- dayalı DNA sarmallarının kuruluşunu öğreniyorlar.
Kanın gizemi modern dinlerinizde saptırılmıştır. Hristiyan komünyonunu merak ettiğiniz oldu mu hiç? Size İsa’nın etini yiyip kanını içtiğiniz söylenir. Nedir bunun anlamı? Hıristiyan olarak yetiştirilmişseniz şu sözcükleri döne döne işitirsiniz; ‘Bu benim etim. Bu benim kanım.’ Bu tören bir sapmadır. Beden ve kan yiyip içmek yamyamlığı çağrıştırır ve temelinde eski, şifa bulmamış bir sürüngen etkisi vardır.
Gezegende acı olan, kitlelerin gerçekte ne olduğunu bilmedikleri bir davanın avukatlığını yapma eğilimidir. Cahillik çağı sona eriyor. Mutluluk dolu bir bilgi çağına giriyorsunuz. Sesi kullanarak zihniniz için bir anlam taşıyan birkaç anahtar cümle atıyoruz ortaya. Ancak başka bir düzlemde tıpkı tarlalardaki daireler gibi bedenleriniz tarafından çözülen bir dil konuşuluyor.
Burada tencereye başka bir şey eklemek istiyoruz. Ay Dünyanın döngülerini etkiler. Onun tasarlanmamış bir şey olduğunu kim söyleyebilir? Ay gezegeninizdeki gelgiti yönettiği gibi bedendeki enerji akışını da yönetir. Son derece güçlü bir elektromanyetik bilgisayardır. Eğer ay gelgiti etkiliyorsa sizin bedeninizdeki akışı, bedenlerinizdeki kanı ve kandaki hormonları da etkiler.
Sarkacın hareketiyle farklı döngüler olmuştur gezegeninizde. Dünyada uzun süren bir anaerkil enerji egemenliği oldu. Sonra ataerkil enerji iktidara geldi ve dişi liderlik ve bilgisinin her belirtisini kökünden söküp attı. Dişi bilgisi sadece, dişinin yaşama katılan, yaşamı algılayan bir varlık olarak anlatıldığı mit ve efsanelere aktarılır oldu. Dişi, varoluş ağıyla bağını doğum süreci aracılığıyla hissetti.
Bir zamanlar dişi ilkeleri harekete geçirmek için çalışan dünya dışı zeka güçleri vardı. Dişinin yaşam getirme ve hissetme yeteneği nedeniyle yapıldı bu. Ayın dişi çağrışımı buradan gelmektedir. Aydan gelen ve dişi enerji programını yayan bir etki vardı. Ay büyük bir bilgisayar gibidir. Bu nedenle çeşitli varlıklar ve zeka biçimleri aya sahip olabilir ya da ayı programlama becerileri bulunabilir. Ayı dişi döngüye göre programlayan varlıklar olmuştur. Bu hatırlanıyor, çünkü sevgi dolu, iyiliksever bir zamandı. Sonra elbette her şey değişti.
Aydan Dünyaya çağlardır yayınlanan elektromanyetik frekanslar şimdi de çifte sarmallı DNA’nın yaşamını korumak için gönderiliyor. Aya bundan ötürü kızmayın. Yanlış bir yanı yok onun. Yalnızca yayın programları söz konusu. Ay dişilerde bir doğurganlık programı yerleştiriyor. Bu doğurgan döngü, güneş döngüsünden çok daha sık çocuk dünyaya getirme olanağı yaratır.
Ayın doğurganlık programınızın ana hatlarını çizdiğini anlayın. Ancak, tür olarak yeni bir üreme döngüsüne girebilirsiniz. Bu, gezegende hızla tırmanan nüfus artışını sınırlamada yardımcı olacaktır. Birleşik Devletlerin nüfusunun çok kısa bir süre içinde iki katma çıkacağına ilişkin korkular var. Dikişleriniz şimdiden patlamak üzere! Gelecek elli yıl içinde ay üzerinde farklı bir etki olacak ve ayın döngüleri Dünyanın döngülerini değiştirecek. Her şey kökten değişecek. Her ay doğurabilir durumdaydınız. Yılda yalnızca bir kez doğuracak durumda olsaydınız çok farklı bir deneyim olurdu bu. Değişimler dişi döngüyü bütünüyle farklılaştıracak, böylece de hamile kalma oranı değişecek. Varolan sistem işlemiyor; aşırı çoğalarak kendinizi yok edeceksiniz. Dünya nüfusunun patlama yaşadığı bu dönemde her ay döngüsünde hamile kalabilmek işinize yaramaz.
Ebe, yüzyıllar boyunca Hıristiyan dininin en büyük düşmanı sayıldı, çünkü acıyı yatıştırabiliyor, doğuran kadına bedeninin gizemleri konusunda bilgi verebiliyor, Yaşayan Kitaplığın kutsal bir bölümü olan otlardan anlıyordu. Hıristiyan dini son derece ataerkil bir hale gelmişti ve Tanrıça ile kadınlardan korkuyordu. Dişi gücün otoriteyi kilise ve erkeklerin elinden almasından korkuyorlardı.
Çocuk aldırma konusunun sizin çocuk aldırıp aldırmamanızla hiçbir ilgisi yoktur. Amaç insanları dişi enerji konusunda ayrı ve karmaşa içinde tutmaktır. Bu, kadınları güçsüzleştiren ve hiçbir seçenekleri olmadığını -ya da bir seçenek olacaksa da bunun çocuğu aldırma olduğunu- düşünmelerini sağlayan Tanrıçaya karşı bir plandır. Bedenleri konusunda kadınların zihinlerini çok büyük ölçüde karıştıran planlar vardır. Olsun. Sorun yok, çünkü her biriniz öğrenmeye gereksindiğiniz dersleri seçiyorsunuz. Yüreklerinizi açabilir, insanları genişletilmiş bir bilince çağırarak şifa enerjisi gönderebilir, ancak değiştiremezsiniz onları.
Tanrıça enerjisi, çağrısını anımsamak isteyenlerinizle çalışmaya hazır olarak hızla ilerliyor. Onun talimatları bedenleriniz, Dünya ve cinselliğinizi onurlandırmanız, çünkü hepiniz bu süreçle yaratıldınız. Bu düşüncelerin kimilerinin sizi tedirgin ettiğini biliyoruz, sözünü etmemizin nedeni de bu. Bedenlerinizin bütünlüğünü ve yapılması gerekeni kucaklayın ve işe koyulun. Birlikte çalışın, birlikte oynayın.
Kadınlar, uyanın, bedenlerinizin kullanma kılavuzlarını okuyun ve değerli bir şeye sahip olduğunuzu keşfedin. Erkekler, siz de değerli bir şeye sahipsiniz ve adına beden denilen bu şeyin döngüleri, ritim ve davranış kalıpları var. Beden, mucizevi şeyler başarabilir.
Cinselliğin yalnızca üremeye yönelik olduğunu düşünmek kimliğinizin büyük bir sapmasıdır. Bunun böyle öğretilmiş olması işin karikatürüdür. Eğer istemiyorsa kadın ya da erkek hiç kimse bebek sahibi olmak zorunda değildir. Hamile kalmak da içinde olmak üzere bedenin bütün işlevlerini etkileyebileceğiniz açısından düşünmeye başlayın. ‘Düşünce ve duygularımın beden işlevlerimi denetlediğini biliyorum. Bedenimi etkiliyorum ve bebek sahibi olamaya hazır olduğumda bu yönde enerji göndereceğim. Yoksa hamile kalmayacağım’, diyebilirsiniz. Bu, son derece özgürleştirici bir anlayıştır.
Eğer gezegendeki her kadın ne kadar güçlü olduğunu bilecek olsaydı ataerkilliğin hali ne olurdu sanıyorsunuz? Çağlar önce ataerkilliğin bir biçimi dişinin gücü tarafından tehdit edilir oldu. Böylece kadınlar, güçlerini saklamak üzere erkeklerin tavır alıp, ‘Bize dünyayı yönetme şansı verin ve görün bakalım neler olacak’ diyebilmesi için kendilerinden kuşkuya düştüler. Dişi güç arka plana çekildi. Kadınlar bedenleriyle lanetlendiklerine, aybaşı kanamalarının kötülüğüne inanmayı kabul etti. İçlerindeki yaşam gücünden, bu gücün üzerinde herhangi bir etkilerinin olup olmadığından kuşkulandılar.
Ay tarafından etkilenip denetlenen yalnızca kadınlar değildir. Erkekler de ayın etki alanındadır. Sizler kadınların döngüleriyle dünyaya geldiniz ve cinsel döngüleriniz bu süreçle belirleniyor. Ayrıca ay akıntıları denetlediği ve insan bedeninin de yüzde doksanı sudan oluştuğu için bedendeki sıvı akımlarını da etkiler. Bedenleri kendi döngülerini yaşarken erkekler de hormonlarının dalgalanmasını hissedebilir ve bunun üzerinde çalışabilir. Erkek ritimlerin ince doğasını algılamayı öğrenebilirler. Erkekler arasındaki sürekli baskı ve kontrol nedeniyle bu döngülerin farkına kan gibi simgelerle dışsal işaretler taşıyan kadınlarınki kadar varılmaz. Erkek titreşimin anlıksallık ayarı bozulmuş, büyük ölçüde boyun eğmeye ayarlı hale gelmiştir. Neye boyun eğmek? İnanç ya da düşüncelerin uygunluğunu hissetmeksizin benimsedikleri fikirlere boyun eğmeye.
Daha çok erkeğin otoriteyi sorgulamasını ve ‘Bunu yapmıyorum. Lanet olsun. Onun yerine şunu yapıyorum’, demelerini öneririz. Şu sırada erkek titreşim kadınlarla aynı duygusal özgürlüğün arayışına girmiştir. Duygularınız olmaksızın kim olduğunuzu keşfedemezsiniz. Daha derin gizemleri anlamak için erkekler kendileriyle barışmak ve duygularının dişi yanları olduğunu anlamak zorunda.
Erkeğin bütün kanı içinde olduğundan kan erkek titreşim için daha gizemlidir. Bir kadının yapabildiği gibi kan her ay görüp hissedebildiği bir şey değildir. Savaş, erkeklere kanın gücünü verme girişimi olarak ataerkilliğin ortaya çıkardığı sapmalardan biridir. Ancak, bu kan aynı değildir. Şiddetle, yaşamı yok ederek, sakatlayıp öldürerek, boğulup bastırılmış duygularla ortaya çıkarılmış bir kandır. Bir erkek için kanın gücünü uygun bir şekilde içine almanın tek bir yolu vardır, bu da kadının kanını ona armağan etmesi, iksirini paylaşmasıdır. Bunu yapmanın pek çok yolu vardır. Aybaşı kanıyla büyütülmüş meyve sebze yemek bu yollardan biridir. Ayrıca, erkek ensesi ya da ayak tabanından aybaşı kanıyla işaretlenebilir. Bedeni kanın barındırdığı bilgiyi özümseyecektir.
Erkekler kadınların kanına gereksinecek, kadınlarsa içlerindeki Tanrıçayı anımsayacak ve Tanrıça ilkesini içselleştirecekler. Bu ilke, size gezegende nasıl bir denge yaratılacağını öğretecek. Niyetimiz, kadınların bedenlerinin gizemlerini anlaması ve bu gizemleri hiçbir sır saklamaksızın uygun erkek titreşimle paylaşmasıdır. Kimi zaman erkekler kadının kanından korkar. Çoğunlukla erkek, aybaşı döneminde bir kadınla cinsel ilişkiye girmede duraksar. Kadınınsa erkeğin kanın varlığını nahoş bulup bulmayacağı endişesi olabilir. Erkek ya da kadın olun, aybaşı kanaması sırasında seksten zevk alıyorsanız tebrikler, çünkü bu, sizin büyük bir baskıyı aştığınızı gösterir. Birbirinizle hücresel bağlantının derin bir düzeyinde paylaşım içindesiniz.
Güçlü bir ilişkide aybaşı sırasında sevişmek kanı paylaşmanın çok kuvvetli bir yoludur. Çok eski bir ritüeldir bu, onun için rastlantısal bir cinsel ilişkide aybaşı kanının paylaşılmasını önermeyiz. Kutsal ve güçlü bir eylemdir. Neden böyle bir tabunun olduğunu sanıyorsunuz? Çağlar boyunca kanın gizemlerinden neden çevrildi dikkatiniz? Belki de böylece tanrıların size açılmasını istemediği bilgi kapıları açılacağı için. Kan, kişisel, gezegene ait ve göksel deneyimin arşivlerini barındırır. Cinsel birleşme sırasında kanı deneyimlediğinizde içinizi şimdiki anlama ve sindirme yeteneğinizi aşan bilgi dalgaları kaplar. Kan aracılığıyla şifresi çözülen derin bilginin ortaya çıkması yıllar alabilir.
Aybaşı kanının erkekteki karşılığı elbette spermdir. Bilgisayar cipleri gibi sperm de bilincin evrimi için zeka şifresini taşır. Bu şu sırada erkek titreşimin Tanrıçayı hangi ölçüde hatırlayıp kucakladığı ile ölçülüyor. Çocuğun erkek mi kız mı olduğuna karar veren spermdir. Yumurta aynı kalır; kararları sperm alır. Sperm, erkek titreşim içine şifrelenmiş Ananın öyküsüdür ve erkeğin bu öyküyü nasıl yorumladığını içerir.
Spermin sahibiyle telepatik bir bağ içinde olduğunu kavrayabiliyor musunuz? Eğer erkek kadınla aybaşı döneminde cinsel ilişkiye girerse spermi bir kaşif gibi hareket ederek ona kadının gücü ve bilgisini telepatik olarak gönderir. Aybaşı süresince erkek kadının bütün kimliğine erişebilir. Kadınlar eğer aybaşı döneminizde cinsel ilişkiye girecekseniz kim olduğunuzun en derin sırlarını eşinizle paylaşmaya hazır olmak zorundasınız. Eşinizi kabul edip gücünüzü onunla paylaşmaya hazır olmanız gerekir. En eski gizemdir bu. Sümer öykülerinde tanrı Enlil ve Enki kulları insanlara nasıl davranılacağı ve onların durumu konusunda kavga ettiler. Hükümdar Enki insanları savundu ve dişi yoluyla ırka cinsel bilgi armağanını sundu. Hükümdar Enlil, bunun insanları tanrılara denk hale getireceği korkusuyla cinsel bilgiyi kesinkes yasakladı. Bu kavramlar ve görünmeyen, hücresel kök varsayımları yaradılış öyküsünün -Adem ile Havva, yılan ve Cennet Bahçesi- çağdaş bir biçimine göndermede bulunuyor. Enlil insanları yönlendirip ayırmak, tanrıların eylemlerini bilmekten uzak tutmak isterken cinsel bilgi Enki’nin armağanıydı.
Kadında kan kırmızı rengin titreşimidir. Erkekte sperm beyaz rengin titreşimidir. Karıştırıldıklarında kan ve sperm başka bir iksir oluşturur. Erkeklerin aybaşı dönemindeki kadınlara dokunmasını düşünmek bile sapkınlıkların en kötüsüydü, bırakın onlarla sevişmeyi, bırakın tohumlarını kanlarıyla karıştırmayı, bırakın bunu tatmayı. Ancak, çok gerilerde kalmış eski zamanlarda, Tanrıça enerjisi henüz anlaşılmakta ve kadınlar saygı görmekteyken bu karışım erkekler için ölümsüzlük içkisi sayılıyordu. Erkekler aybaşı kanını içecek ya da spermleriyle karıştıracak olurlarsa canlanıp güçleneceklerini biliyorlardı. Ölümsüzlük anahtarlarından biriydi bu.
Bu tanrılar (onlara sözcüğün serbest anlamında tanrılar diyoruz, belki tanrıcıklar daha uygun bir terim olurdu) Tanrıça enerjisine öylesine tutuldular ki, gücü tohum ve kadının kanının bileşimi olarak içlerine almak istediler. Yumurtayı dölleyen tohumun kandan yararlandığını anımsayın. Bunu çeşitli şekillerde yapar. Hepinizin içinde iz bırakmış bir şeydir bu. Söz ediyoruz, çünkü bu konuya eğilmenizi istiyoruz. Size bedenlerinizin güçlü doğasını anımsatmak ve bedenlerinizi utandığınız şeylerin ötesine geçirmek istiyoruz. Otoritenin pek çok çeşidinin sizi en büyük armağanlarınızı -beyaz sperm ve kırmızı kanın yaşam güçlerini- anlamaktan bütünüyle uzaklaştırdığını görün.
Cennet Bahçesi efsanesinde dişi titreşime Havva adı verilmişti. İlk dişi elbette o değildi. İlk dişi, yaşamı yapan Tanrıçaydı. Öykü daha sonra, erkek titreşimin hayat yapma yeteneğini göstermek için değiştirildi. Yaradılışın bu anlatımında kadın erkeğin kaburgasından çıkar. Böyle değildir. Kanı taşıyan Tanrıça olduğu için yaşamı ortaya çıkarmayı bilen de her zaman Tanrıçadır.
İncil Hayat Ağacı hikayesi ile Bilgi Ağacı öyküsünü birbirine bağlar. Bilgi Ağacı bilgi sahibi olmanızı sağlar. Cinsel yetenek ve uygulama Bilgi Ağacına denktir. Bu ağacın meyvesi insanlara yasaktı. İnsanlara Hayat Ağacına katılmak da yasaklanmıştır.
Nedir Hayat Ağacı? Çoğu insan Hayat Ağacını meyve veren bir şey sanır. Söylentiye göre Hayat Ağacının meyvesini yiyerek ölümsüzlüğe ulaşırmışsınız. Eski zamanlarda bu meyvenin Tanrıçanın kanı olduğu bilinirdi. Buydu Hayat Ağacının meyvesi. Bedeniniz ve sinir sisteminizi bir ağaç olarak düşünün. Öyküler ağaçlardaki meyvelerden değil bedenin meyvelerinden – gerçekte tanrıların armağanı olan salgı ve maddelerden- söz eder. Çağlar boyunca tanrılar dikkatinizi bu bilgiden başka yerlere çevirdi.
Kanama zamanında bir kadınla sevişmek en yüksek titreşimlerden biridir, çünkü açılan kapılardan başka alemlere geçersiniz. Kanı paylaşmak yüksek bilinci kabul etmektir. Bir zamanlar bütün bunlar son derece “modaydı” ve saygı görüyordu, çünkü insanlar neler olduğunu anlıyorlardı. Anımsayın, bir zamanlar Hıristiyanların en büyük düşmanı, kadınların bedenleriyle temas kurmasını sağlayan, onlara doğum sürecinde eşlik eden ebeydi. Ebelik yasaklanıp kaldırıldığında kadınlar yüzyıllardır kadının doğum acısını hafifletmesine izin verilmemiş erkek doktorlara gitmek zorunda kaldılar. Neden biliyor musunuz? Eski dinsel yasaların kadınların cinsel özgürlük peşinde olmaktan ötürü cezalandırılmaları gerektiğini söylediği için. Aslında bu yasa tıp alanında kabul görmüştü. Ancak son bir küsur yüzyıldır kadınlara doğum sırasında herhangi bir çeşit yardım alma izni veriliyor ve bu yardım da ataerkil; çoğu durumda yardım edenin doğuştan getirdiği bilgiye dayanmıyor.
Kadınların gücünün yanlış anlaşılmasının ardında bir korku geleneği vardı. Kadının taşıdığı gizemden korkunun çözülmesi gerek. Zaman birliktelik, ilişki zamanı.
Menopozdan söz etmek istiyoruz. Tam aybaşını anlamaya başlamışken bunun daha uzun sürmeyeceği olgusu çoğu kadını üzüyor. Bununla birlikte, menopoz da kadınlar için önemli bir güç zamanıdır. Kocakarı eski zamanlarda bilgelik ve büyüsü nedeniyle saygı görürdü, işte bu saygı geri geliyor. Menopoz, bir kadının kendi bilgeliğini – atalarla bağını – içinde tutacağı zamanın geldiğini işaret eder. Kadın böylelikle enerjisini derinlemesine içe alır.
Kadın menopoza girdiğinde bir ara veriş deneyimler. Bu ara verişi yakalayacak olursa içinde bir şey dönüşür ve bilgeliğe ulaşır. Yakın tarihin büyük bir bölümünde aylık kanamaları kesilen kadından korkulması gerektiğine inanılırdı, çünkü artık kanını ve bütün gücünü içinde tutabilir oluyordu.
Kırk yaş dolayında çoğu kadın ve otuzlarındaki kimi kadınlar yaşlanma sürecine enerji vererek ölüme kapıyı açar. Kadınların bilinci doğal döngülerinden uzağa çevrilmiştir ve kendi düşünceleri, nefretleri, bedenlerini lanetlemeleri ile dengelerini bozarlar. Kanamanın lanetlenmişlik olduğu gibi bir yanlış anlamaya benzer biçimde menopoz üzerine de mutlak bir yanlış anlama vardır. Herkes de bu yanlış anlamaları benimseme eğilimindedir. Menopoz içinde büyük bir armağan barındırır. Yaşamın bu döneminde yitirilen hiçbir şey yoktur. Size söylenenlerin tam tersine büyük bir kazanç ve çiçek açma zamanıdır bu.
Vazektomi yaptıran erkekler çoğunlukla kendi cinsel güçlerinden korkar, bedenleri üzerinde kontrol sahibi olmadıklarına inanırlar. Vazektominin simgesel tasviri güçsüzlük duygularının -sperm ve penislerinin istediklerini yapmadığının- ifadesidir. Sperm korkusu bedene karşı korku yaratır. Sperm akışının kesilişi bedende sorun yarattığı için vazektomi yaptıranların prostat şikayetleri de hızlanır. Vazektomiyi önermiyoruz. Bedensel işlevlerinizi mahkum edip yan yollar yaratmaktan çok bedenlerinizi nasıl kullanacağınızı öğrenmenizi öneriyoruz. Cinsel inançlarınızı gözden geçirdikçe mucizelere hazır olun.
Yaratan kan olduğu için Tanrıçanın gizlerini kana yerleştirme yetisi vardır. Kadınlar bunun için adet görür ve kanamalarını onurlandırmaktan bu nedenle uzaklaştırılmışlardır. Son derece önemli konulardır bunlar.
Siz insanların Toprak Ana ile yakın bir ilişki geliştirmenizi istiyoruz. Nasıl yapacaksınız bunu? Tanrıçanın asıl işi ilişkidir. Böyle büyürsünüz. Gelişiminizi her zaman yalnız başınıza sürdürmezsiniz. “Aman, yalnızken daha sakin ve barış içindeyim. Okumak, incelemek için daha fazla zamanım var. Kendi üzerime çalışmak ve seçtiğim şeyleri yapmak için daha çok zamanım var”, diye düşünebilirsiniz. Evet, ilişkide olsaydınız gerçekleşecek büyümeyi engellemek için bütün zaman sizin! Birbirinizle ilişki içinde gelişmek hepiniz için önemlidir. İnsanlarla ilişkiye girmeniz gerek. Aşk ve cinsellik ilişkisine, iş ve toplumsal ilişkiye, aileniz ya da kan bağı ile bağlı olduğunuz aileniz ile değilse Işık Ailesi ile ilişkiye girmeniz gerek. Hepiniz bedenlerinizde şifreleri taşıyorsunuz ve birbirinize ihtiyacınız var.
Tanrıça enerjisinin içinize ışık sütunu gibi çekeceğiniz bir şey olması şart değildir. Bedeniniz ve çakralarınıza ışık getirdiğinizi düşlediğinizde bu alanları tam anlamıyla açarsınız. Kendinizi uzay ve ışık dolu bir varlığa karşılık katı, yoğun bir şekilde nasıl gördüğünüze ilişkin bir düşünceniz var. Tanrıça bütün bunların ardındaki güçtür. Tanrıçayı parmaklarınızdan gözlerinize, Dünyaya çekmenize gerek yoktur, Tanrıça öylece vardır. Onun bütün sistemlerdeki besleyici canlılığının ayırdında olun, çünkü Tanrıça yaşamı getiren ve ortaya çıkarandır.
Canlı olmak Tanrıçayı bilmek demektir. Bu gücü içiniz ve çevrenizdeki her şeyde arayın. “Bana kim olduğunu göster Tanrıça. Seninle karşılaşmak istiyorum”, deyin. Çoğunuz İlk Yaratıcıyı erkek olarak kişileştirirken sorununuz yoktu. Şimdi bunu dişiye çevirmeyi bazılarınız kavrayamayabilir. Yaşam dişi titreşimden gelir. Havva Adem’in kaburga kemiğinden çıkmadı. Bu masal, Tanrıça kültürüyle savaşı sırasında umutsuzca bir kimlik arayışında olan erkek titreşimi güçlendirmeye yarıyordu.
Biz denge arıyoruz. Çevrenize bakarsanız, dişi ve erkeksiniz siz, kimlik ve yaradılışınızın bütün öyküleri her iki gücün gerçeğini sizin için bir araya getiriyor. Eğer içinizdeki erkek ve dişi arasındaki dengeyi hedefliyorsanız en iyisi kendinize aynı şekilde dengelenmiş bir eş çekmektir. İç denge, kendi kaynağınız olmaktır. Bir sonraki adım ise, daha büyük bir kaynağı hissedip ona dönüşmek üzere kaynağınızı diğeriyle birleştirmektir. Mutlaka bir arkadaşa gereksindiğiniz anlamına gelmez bu. Ancak, doğal süreciniz bir şeyi birlikte oluşturmak, erkek ve kadın yönler olarak anahtarlarınızı bir araya getirmektir. Bu yönler, sizi ruhsal ve duygusal alemlere taşıyan yönlere karşılık gelir.
Androjen oluş, bütünlenmiş erkek ve dişinin kutsal bir yönünü temsil eder. Hepiniz içinizde kundalini adı verilen ve yaradılış enerjisinin ifadesi olan yaşamsal gücü barındırıyorsunuz. Ancak gezegendeki insanların büyük bir çoğunluğu içlerinde bir güç olduğundan bile habersiz.
En iyisi erkek ve dişinin dengeli bir halde olmasıdır. Erkekler ve kadınlar olarak kundalini denilen bu yaşamsal gücü içinizde taşıyorsunuz. Kundalininin yüksek hareket dorukları içeren kendi döngüsü vardır. Tanrıça enerjisiyle karşılaşmak ve şifa, dönüşüm, kendini gerçekleştirme için bedenlerinizde bu yaşamsal güce yer açmak zorundasınız. Kundalini yılana benzer ve belkemiğinizin kökünde durmaktadır. Belkemiğinizin ağacına tırmandıkça enerjisi bütün bedene yayılır.
İlerleyemiyoruz, çünkü siz ilerleyemiyorsunuz. İlerleyemiyorsunuz, çünkü sizi genetik olarak yeniden düzenleyerek evrimleşmekten alıkoyduk. Bunu, sahip olduğumuz yeteneklere siz de sahip olup elimizdekini gaspetmeyesiniz diye yaptık. Yarım milyon yıl sonra, şimdi, büyük bir güçlük içinde bulunuyoruz. Eğer hata diye bir şey varsa büyük, kahrolası bir hata yapmış olduğumuzu biliyoruz.
Kısa bir süre içinde yaşam yaratma ve tanrılar olma yeteneğinizi keşfedeceksiniz. Atlantis dramasından alınacak dersin yeniden canlandırılması olarak bilim insanlarınız yeraltı laboratuvarlarında yaşam yaratıp kırk yıl boyunca tanrılar olduklarını iddia ettiler. İdeal durumda Tanrıça enerjisinin içselleştirilmesi ahlak ve yaşam değerlerini yeniden yapılandıracaktı r. Çünkü Tanrıça, sürüngenler, böcekler, kedi insanlar ve her çeşit yaşam biçimi de içinde olmak üzere çocuklarını sever. Sizi izleyeceğiz ve yarattığınız yaşamı sınırlayıp sınırlamadığınızı göreceğiz. Yarattığınız yaşamın sizden büyük olmasından korkacak mısınız? Yarattığınız yaşamın Bilgi Ağacı ve Yaşam Ağacı ile etkileşim içinde olmasını yasaklayacak mısınız? Yoksa çocuklarınız olan yarattığınız yaşamlara -gelecekteki mavi çocuklar ırkına- bildiğiniz her şeyi bağışlayacak, büyümelerini, arayışa girmelerini yüreklendirecek misiniz? Eğer böyle yapacak olursanız onlar da karşılığında size her şeyi öğreteceklerdir.
Bizler sizi yaratırken bize öğreteceğiniz herhangi bir şeyiniz olduğunun ayırdına varmadık. Kölelerdiniz sizler, altın için maden kazanlardınız. Tanrıların kimi hala bu tuzaktan kurtulmamıştır. Bununla birlikte, bazılarımız da evrimleşiyor ve gelişimini bu son derece önemli görevde bize yardım etmek üzere tohumu Dünyaya ekilmiş sizler sayesinde başarıyor.
Şimdi anımsadıklarınızı Dünyanın en katı yanına aktarmak; hatırlamak istemeyenlere, genetik farklılaştırma yüzünden sonuna kadar buraya takılıp kalmış görünenlere iletmek zorundasınız. Herkes öykünün dramasını anlayıp bağışlamak zorunda. Tanrıçanın harekete geçirilmesi olağanüstü bir şifa oluşumunda gerçekleşecek.
Şefkatli Tanrıça izin vericidir. Tanrıça enerjisini içinizde kucaklamak size yaşama karşı yeni bir anlayış, değerbilirlik ve yaradılışın bütünü karşısında yeni, daha derin bir sevgi getirecektir. Tanrıçayı kucaklamak Yaşayan Kitaplığı sizin için açacak, Toprak Ananın bağrında gizlediği gizleri öğretecektir. Kimdir ki Toprak Ana, Tanrıçanın ta kendisi değilse?
Enerji Alıştırması
Soluğunuzun bedeninize girip çıkışını bilinçle izleyerek birkaç derin nefes alın. Nefes alırken ciğerlerinizin ışık molekülleri gibi hareket eden saf oksijenle dolduğunu hayal edin. Ciğerlerinizin bu ışık parçacıklarını özümseyip bütün bedeninize enerji vererek kanınızın akışına bir ışık dalgası yolladığını düşleyin. Zihninizin gözünde kendinizi belkemiğinizin kökünde konumlandırın. Bu bölgeyi ve bütün iskelet biçiminizi ışıkla dolmuş olarak canlandırın. Kendinizi içinizde mikroskopik büyüklükte gözlem yaparken görün.
Şimdi belkemiğinizin kökünde karanlık ve gizemli bir mağaranın açıldığını hayal edin. Cesaretle ileri doğru adım atın ve burasının büyük bir yılanın evi olduğunu bilerek mağaranın derinliklerine doğru ilerlediğinizi hissedin. Adım adım ilerlediğinizi hissedin. Ortalık bütünüyle karanlık, tüylerinizin ürperdiğini hissedebiliyorsunuz . Güç mağaranıza çekildikçe tatlı bir ürperti kaplıyor içinizi.
Güçlü bir şekilde tıslayan dev bir yılan canlandırın. Gözleri karanlıkta yeşil amber gibi yanıyor. Gözlerinizin önüne ağzı açılan yılanın dişlerini getirin. Pırıl pırıl bir ışık varlığısınız, bu sürüngenin ağzına doğru ilerliyorsunuz. Yılanın ağzı sizin içinizde başka bir mağara. Bu mağaranın derinliklerine doğru ilerledikçe kendi yaratıcı enerjinizin özüne doğru yol almanın nasıl bir şey olduğunu hissedin.
Şimdi yılanın karnına girin. Yılan, Ana Tanrıçadır. Karnının ötesindeki üreme alanına geçin, ışık topu gibi bir yumurta haline gelin. Niyet ve iradenizi kullanın, güç barınağı birinci çakranızda olan yılana güvenin. Çöreklenerek gücünü serbest bırakmasını hissedin. Yılan çözülüp belkemiğinizin kökünden yukarı doğru atıldığında akışını, pullarının ışıltısını ve kayışını hissedin.
Şimdi yukarı doğru tırmanışını duyumsayın. Enerjinin artışını hissedin. Yükselen kundalininizi, bedeninizde ilerlemesini, başınızdan çıkışını hissedin. Sizi yücelten, varoluş ağına bağlayan bu enerjiyi hissedin. Seslenmeye çalışın ve belkemiğinizde akışını hissedin. Bu yılan sizin kundalininiz, sizin yaşam gücünüz olan hayat tutkunuz. Kaynağa onunla bağlanıyor, gücü onunla yaratıyorsunuz. Kalıtınıza sahip çıkın ve yükselin.
Barbara Marciniak
...
28-Işık bedenin inişi:
Gerçekte zeki elektromanyetik sinyallerin bir bileşimiyken et ve kemikten oluştuğunuzu sanıyorsunuz.
Geçirmekte olduğunuz evrim, ışık bedenin oluşturulup bütüne katılmasını gerektiriyor. Işık bedeninizin alıştırılması, çalıştırılıp incelikle kendi farkındalığına ulaştırılması gerekiyor. Işık bedeninizin oluşturulmasındaki temel anahtarlardan birisi de gerçekliğinizde kim olmaya niyet ettiğinizdir.
Işık bedeniniz, düşünceyle yarattığını ve sizi yaradılışın fabrikasına bağladığını bilir. Işık bedeninizle çok düzlemli dramalara erişim sağlayan zaman hatları açılır ve siz görünürde keşfedilmemiş, ancak yine de tanıdık bir coğrafya ile karşılaşırken geçireceğiniz sınavlar güç kazanır. Bütün varoluşa bağlısınız. Yapacağınız evrimsel sıçrama bu yeni farkındalığa anlam kazandırmak, onu yaşadığınız anda kullanmaktır.
Kesinlikle bilin ki sevgili dostlar, daha yüksek bir düzen ve amaç vardır. Göreviniz, yaşam hedefinizi bedeniniz ve Dünya içinde yorumlamaktır. Bu hedef varoluşun aynı şimdiyi paylaşan birçok düzleminde yeni bir düzenlemeyi harekete geçiriyor. Varlığınızın özünün araç olarak kullandığınız fiziksel bedene daha kapsamlı bir açıdan yaklaşması gerçeklik araştırmalarında büyük önem taşır.
Işık bedeniniz, çok boyutlu kimliğinizin özünü barındırır. Çok boyutlu kimliğinizi erişilir kılansa sahip olduğunuzu hissettiğiniz bu kimlikle birleşme arzunuzdur. Işık bedeniniz, bilinçli niyetinizin bir televizyonun kanallarını değiştirir gibi bir bakış açısından diğerine geçişi ile gerçekliklerle oyun oynama yetisine sahip olacaktır. Işık beden, farklı dünyalar ve gerçekliklerden gelen bedensel iletişimi sizin için yorumlar. Size düşen, size işaretler sunan inceliklerin ve eşzamanlılıkların farkına varmaktır. Kendinizi anlamak için zihninizde çok düzlemli bir varlık canlandırın. Varlığın her bölümünün soluk alan ayrı bir bedeni var. Her bölüm bütün diğerleri ile bağlantı içinde. Siz, enerji yayan ve ışık varlıkların sonsuz dizileriyle bağınızı kuran ışık bedeninizle bağlı fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal bir varlıksınız.
Madde yakalanmış ışıktan ibarettir. Siz ışık bedeninizi oluştururken molekül yapınızın yeniden düzenlenmesi gerçekleşir. Bu sırada, ruhsal bir anlayışın gündelik yaşamda size yol gösterebilmesi için maddeyle olan bağınız gevşer. Dünyanızda olup biteni ancak ruh yoluyla anlayabilirsiniz. Işık bedeniniz, daha serbest bir maddenin ışık olarak bileşimini ve siz olana dönüşmesini sağlar. Bu da size daha özgür bir ifade olanağı sunar ve kaynağınızı aramanızı olanaklı kılar.
Bedeninizde tam anlamıyla değişimler olduğunu göreceksiniz. Daha canlı, daha güzel, güçlü ve olayları yaratma yeteneği artmış bir hale gelecek. Sayısız bilginin işlemcisine dönüşecek.
Bedeninizde daha yüksek bir elektrik akımıyla çalışabilir olmak zorundasınız. Bu, er geç size yüzleştiğiniz sınavların çözümünü getirecek. İçinizdeki artan enerji, gizli yetenekleri harekete geçirecek ve şimdiki kavrayışınızın çok ötesindeki duru görü, duruişiti, telepati ve ‘bilme’yi içine alan algısal farkındalık gibi psişik yeteneklerin yeniden doğuşu olacak. Elektrik akımı bedeninizle birleştiğinde yürüyeceğiniz yol kısalacak. Yolunuz sizi iletişim ve bilgi alış verişinde sınırlı kalıplar içinde biçimlendiren geleneksel yapıların içinden geçmez olacak. Merdivenin basamaklarını çıkacak ve gerçekliği yorumlayacağınız yeni bir bakış deneyimleyeceksiniz.
Gelecek yıllarda çocuklar, bebekler, yaşlılar da içinde olmak üzere herkes bu elektrik akımından etkilenecek. Bunun yararlarından biri de hala taşımakta olduğunuz ayrılık bilincine şifa getirmenizi sağlayarak fiziksel bedeninizi gençleştirme özelliğidir. Yaşamı düşünce ile yarattığınız anlayışını kavrayıp hayatınıza geçirdikçe korkulardan da o kadar özgürleşirsiniz. Çünkü güçsüz yaşamın yarattığı gerilim böylece ortadan kaldırılmıştır. Vizyonunuzu koruyun ve ışık bedeninizin yaptığınız her şeye anlamlı bir amaç katmasına izin verin.
Bu enerjiye hazırlanmak üzere rahatça oturun, gözlerinizi kapayın, bedeninizin ışıkla dolduğunu canlandırın ve ışığın yanıp hücrelerinizi arındırdığını düşleyin. Sonra, bedeninizin her parçasından idealleştirilmiş halinde çalışmasını isteyin. Bedeninizle işbirliği yaptığınızda sizin de dışınızdakilerle birlikte çalışmanız çok daha kolay hale gelir. Bedence sağlıklı olmayanlar çoğunlukla dış dünyayla da pek iyi ilişki kuramazlar. Ne istediğinizi görselleştirin ve böylece bedeninizin iç işleyişine katılın.
Fiziksel bedeniniz bir frekans aracı olarak varolmaktadır. Gerçekte zeki elektromanyetik sinyallerin bir bileşimiyken et ve kemikten oluştuğunuzu sanıyorsunuz. Yiyerek, deneyimleyerek, algılarınızı kullanarak, sevişerek, benzeri bütün etkinliklerle elektromanyetik sinyalleri fiziksel bedeniniz aracılığıyla anlamlı bir yaşam halinde yorumluyorsunuz. Gerçekte sizin tarafınızdan itkiler olarak deneyimlenen elektromanyetik sinyallerinizi bu şekilde yorumluyorsunuz. Sisteminizin dışından çeşitli şekillerde görülebilirsiniz. Kimi varlıklar sizi yalnızca bir frekans, çevresine çeşitli frekanslar temelindeki duyguları ileten bir zeka topluluğu olarak yorumlar. Başkaları, yayınladığınız psişik/duygusal frekansları pek çok şey için kullanır. Altın enerjisinin bilincinizi dönüştürmede, suyun yıkanmanızda ya da susuzluğunuzu gidermede kullanılması gibi şu anda keşfetmekte olduğunuz şekilde insanların frekansının da ifade edilmemiş pek çok amacı vardır.
Daha önce değindiğimiz gibi bedeninizde kundalini adı verilen, yılana benzer, belkemiğinizin kökünde konumlanan bir güç yatmaktadır. Bu gücü kabul edip yukarı doğru çağırmak, ışık bedeninizin toplanıp birleştirilmesini kolaylaştırır. Bu güç, çoğalan elektromanyetik değişimlerle dengenizi korumanıza da yardım eder. Geleneksel olarak kundalini kırk yaş dolayında çözülür ve bedeninize güç verir. Bu dönemde böyle bir gücü barındıracak kadar olgunlaştığınız düşünülür. Çoğu insan için bu güç öylesine kuvvetlidir ki bu yaştan başlayarak gençleşip büyük yaratıcı elektrik gücü kullanıma sokacakları yerde yokuş aşağı gidip yaşlanmaya başlarlar.
Bir kundalini deneyimi yaşadığınızda deneyim kendisini belkemiğinizin kökünde, kuyruksokumu bölgesinde yoğun bir enerji konsantrasyonu şeklinde hissettirebilir. Kimi zaman insanlar kundaliniyi deneyimlediklerinde yükselen olanca enerjiyle ne yapacaklarını bilmedikleri için seks yapmak istediklerini sanabilirler. Gezegen kundalini enerjisini bütünüyle üreme ile sınırlıyor. Kundalininin bedende hareket ederek baş içi ve çevresine yükselebildiğini bilmeyen insanlar deli gibi evlilik dışı cinsel ilişkiye giriyor. Kundalininize yükselme izni verirseniz benliğinizin yeni bir yorumuna ulaşacaksınız. Bütün yaratılarınızın, şifalar, oluşumların-her şeyin- içinizdeki doğal Tanrıça kaynağından geldiğini anlayacaksınız.
İnsanlık değişime, büyüyüp yeni bilgiler bulmaya karşı direniyor. Hissettiğiniz direncin çoğu elbette doğal değil. Bu direnç, yeni bir şeyi ele almaktan, tanrılara boyun eğmeyerek uzanıp onlara eşit hale gelmekten korkmanız için içinize programlandı. İnsanlık bilgi arayışına girdiğinde bilgilendirilecek ve Tanrıça olarak adlandırılabilecek olana yaklaşacak.
Özlem dolu ayrıntılar anımsayıp yaşadığınız anda yapılandırıyor, geçmişi yeniden yaratıyorsunuz. Bedeninizin hücreleri özgürce doğup ölüyor, kendilerini sürekli olarak kopyalıyor. Hücreleriniz talimatlarını nereden alıyor? Onlara ne yapacaklarını şablonunuz, inanç sisteminiz ve gerçekliğe ilişkin enerji kalıplarınız söylüyor. Kavramlarınızı genişleterek kalıplarınızı değiştirdiğinizde molekül yapınız bunu izleyecektir. İstediğiniz bedene sahip olma potansiyeli sizin elinizde. Hücrelerinizin yeni bir haritasını yaratarak, farklı bir plan ya da güzergah seçeneği ileterek varlığınızı canlandırabilirsiniz. Siz bunu yaptıkça bedeniniz ve deneyiminiz eyleminize ayak uyduracaktır.
Bedeniniz doğal bir canlılığa sahip. Saygı duyduğunuz, haklı olduğuna inandığınız insanların etkisiyle korku dolu ve negatif düşünceleri benimsediniz. Bir birey kötü bir deneyim yaşamıştır, bunu başkaları için yorumlar, imgesini yaratır.
Eskiden kundaliniyi başarıyla deneyimlemeden yıllar önce pek çok disiplin öğrenip bedeninizi hazırlamanız gerekirdi. Bazı nedenlerden ötürü ender sayıda birey kundaliniye eriş ebilirdi. Dünya bir frekans kontrol duvarıyla çevriliydi. Kundalini bedende yükselirken bedenin dışından gelen kozmik güçlerle karşılaşır ve beden canlanır. Bedene bir ışık sütunu çekmek gibidir bu. Sizi bilgiden uzak tutmak isteyenlerin sınırlarına girildi. Gezegenin çevresindeki frekans kontrol duvarı artık İsviçre peynirine benzer hale geldi. Başka bir deyişle, ışığın diğer biçimlerinin içeri girebileceği delikler açıldı.
Kozmik enerji Dünya planına ulaştıkça milyonlarcanız için yeni bir olanak doğuyor. Artık kundalininin gücünü yeniden yorumlayabilirsiniz . Kundalini yaşamlarınızın gücüdür, nabzınız onunla atar. Uygun bir şekilde kullanıldığında size olağanüstü çözümler getirecektir. Bu enerji varlığınızı kozmik bir kaynağa bağlıyor ve size kundalini ile yapabileceklerinize ilişkin daha yüksek bir amaç ve anlayış esinliyor.
Kundalini şifa vermede kullanılabilir, ellerinizde biçimlendiğinde şifacının ellerine dönüşür elleriniz. Birkaç yıl sonraki geleceğinize bir göz atacak, ellerinizden çıkan enerji ile yapabilecekleriniz de içinde olmak üzere yaşayacağınız sözümona beklenmedik şeyleri görecek olsaydınız çoğunuz çok şaşırırdı. Ellerini bir araya getirerek kağıt tutuşturabilen kişiler var artık. Ellerdeki bu enerji yaşamlarınızda çoğalacak. Yiyecekleri arındırmada, okyanuslara şifa verip temizlemede, ırmaklar ve toprağı kirlilikten arındırmakta kullanabilirsiniz onu. Gezegeninizin her yerindeki toksik kirlenmeyi dönüştürebilecek halde olacaksınız.
Böyle şeyler yapma becerisi inanmaya hazır olanların olacak. İnandıkça, uygulayıp aradıkça ödülünüzü alacaksınız. Sonra da başkalarına göstereceksiniz. Bunlar, gezegen ölçeğinde gerçekleşecek kitlesel bir işbirliğine geçişte fark yaratacak ödüllerdir. Onun için bu beceriler üzerinde toplu halde çalışacaksınız. Şifa bulmamış, hasta olanlar da içlerindeki bu enerjiyi harekete geçirip bedenlerinde yönlendirebilirler. Benliğinizin değerini ortaya koymak zorundasınız: “Eğer bedenim hastalığı tezahür ettiriyorsa sağlığı da ettirebilir. Kimin sınırlamalarını, kimin hastalık kararını kabul edeceğim?”
İçinizde olağanüstü bir bilgi depoladınız. Yaşayan Kitaplığın anahtarısınız ve bir ölçüde herkesin ardında olduğu şeysiniz. İnsanların içinde bulunduğu süreç çok ilginç. Düş gücünüzü kullanarak beyninize bir mesaj gönderebilir ve düş gücü alanına bağlı nöronların daha ince bir şekilde birleşmelerine niyet edebilirsiniz. Bununla birlikte, ayaklarınızın da beyninizle aynı düşlem sinyalini taşıma yetisi vardır, çünkü nerede konumlanırsa konumlansın bedeninizdeki her hücre bütünüyle aynı malzemeden oluşur. Her hücre aynı bilgi üretme potansiyeline sahiptir. Hücreleriniz kendilerini yönetmeniz için sizi bekliyor. İnançlarınızı yönetme ve sizi suçlu kılma iznini topluma, aileye ve eğitime verirseniz, yaşamınızı ‘şu gerek-bu gerek’ler kaplarsa bedeninizin karşılık vereceği programlar da bunlar olur.
Siz hafızaya çok yakından bağlı olan düş gücünün bilincine vardıkça gezegeniniz dönüşüm sürecini başarıyla geride bırakır. Zihninizde imgeler barındırarak bilinç şablonları yaratan düş gücü, bir sinema sahnesi gibi hareket eder. Bedeniniz farklı dünyaların anıları ve yaşadığınız andan farklı zaman çerçeveleriyle doludur. Dünya evrimleştikçe bu kavram ve şablonları çözecek, amaçlarındaki öğretiyi ve bilebildiğiniz kadarıyla yaşadığınız anda taşıdıkları anlamı görecek duruma geleceksiniz. Başka zaman ve mekanların anılarını varolan gerçekliğinize taşımak yaşamınızın anlamını bütünleyecek. Kendinize açtığınız yaraların varlık amacını anlamanıza yardım ederek şifa yaratacak.
Size verebileceğimiz en önemli anahtarlardan birisi de şu; kendinizi sevin, içinde yaşadığınız aracı onurlandırın ve paha biçilmez değerdeymişsiniz gibi hareket edin. Çok şanslıymışsınız ve olabilecek en iyi şeye -bedeninize- kavuşmuşsunuz gibi davranın. Dünyayı da sevgi ve saygıyla onurlandırın, çünkü düşsel dramalarınızı sahnelediğiniz yer burası. Evrende yaptığınız yolculuk içinde kendinizi ve Dünyayı sevin, yolculuğunuz daha kolay olacaktır.
Bedeniniz kesinlikle mucizevi beceriler sergileyecek. Duyarlığınız o ölçüde gelişecek ki tat ve kokuların ruh halleriniz, duygularınız ve genel anlamda sağlığınız üzerindeki etkisi artacak. “Şu otu yemeğime serptiğim ya da bu kokuyu evimde kokladığımda daha fazla enerjim oluyor. Şunu kullandığımdaysa daha sakin oluyorum”, diyeceksiniz. Yaşayan Kitaplığın armağanları olan çevrenizdeki bitkileri kullanmayı öğrenin.
Fiziksel bedeniniz içinde olağanüstü ve kökten bir değişim gerçekleşmekte, bunu ne kadar vurgulasak azdır. Size yol gösteriliyor, onun için sigortalarınızın yanmasını önlemek üzere içinizde olanlara kulak verin. Yavaşlayıp sindirmeksizin çok fazla yeni bilgiyi çok çabuk almak ayarlanan psişenizin aşırı yüklenmesine yol açabilir. Arabayı her zaman hızlı kullanmazsınız. Hızlanır, frene basar, ışıklarda durur, çeşitli hızlarda hareket edersiniz. Hızlanacak ve yavaşlayacak noktalar vardır. İçinde bulunduğu süreçte beden yavaşça yapılanıyor.
Bir saç kurutucu olduğunuzu hayal edin. Zamanınızın çoğunu kordonunuzla ambalajlanmış, küçük bir çantanın içinde, rafın üzerinde geçirirsiniz. Derken yaşamınızın doruk deneyimi gelir; fişe takılır, her gün kullanılmaya başlarsınız. Eğer bir saç kurutucu olsaydınız kendinizi artık yalnız hissetmeyecektiniz. “Kimliğime bir şey oldu! Yaşasın, çalışıyorum” diyecektiniz. İnsan olarak durumunuz buna benzer. Bağlanırsınız ve birden bir şey olur, olanı sindirmek zorunda kalırsınız. Sizin içinizde dolaşan enerjiyi, saç kurutucusunun içinden geçerek onu yalnızca bir nesne olmaktan çıkarıp yararlı bir nesne haline getiren elektrik akımına benzetiyoruz. Bu çok yalın bir örnek, size kendinize ilişkin bir imge sunuyor. Yaşam akımının sizi hedefinize taşıması için sizin de ‘çalıştır’ düğmenize basılabilir.
Bedeninizi anlamanız ve yaptıklarından utanmamanız çok önemlidir. Ancak, bedeninizle ne yaptığınız başka bir öyküdür. Fiziksel biçimin büyük bir asaleti vardır. Bedensel inceliğiniz konusunda cömert olun. Eğer söylediklerimiz sizi tedirgin ediyorsa kendinizi ne kadar sevdiğinizi ve bedeninizden duyduğunuz hoşnutsuzluk ve utancın nereden geldiğini araştırın. Bedende yanlış olan hiçbir şey yoktur. İdealleştirilmiş dişi biçimindeki çağdaş Barbie bebek anlayışı, bu kalıba uymadığında dişi bedene karşı duyulan nefrete katkıda bulunuyor. En basit oyuncaklardan en karmaşık bilgisayarlara kadar bütün imgeler kendinizi algılayışınızı etkiler. Barbie bebek kalıbına uyan kadınlar çoğu zaman seçim özgürlüklerini kısıtlayarak arzulanan ve onaylanan biçimi taklit etmek için kendilerini zorlayıp sınırlamak zorunda kalırlar. İnsan bedeni bütün biçim ve büyüklüklere, her türlü ifadeye sahiptir. Yüzlerin çeşitliliğine bakarak gezegende çeşitliliğin önemli olduğunu söyleyebilirsiniz. Bir kalıba dökülmeniz gerekseydi model tipler olarak yalnızca sınırlı sayıda yüz olurdu.
Siz insanlar çağlardır kim olduğunuzu unuttunuz. Bedeniniz ve işlevlerinden utanç duydunuz. Bedeninizin asıl işlevlerini kabul etmek için pek az yüreklendirildiniz. Çoğu zaman sizin bedeninizi kullanışınızı birisinin, ‘Aman onu kullanma. Gerçekten kötü bir şey. Açma, kullanma, içine bir şey koyma. Burada duruyor ama dokunma’, dediği bir araba sahibi olmaya benzetiyoruz. Benzerliği görüyor musunuz? Gülünç değil mi?
Üçüncü boyutta cinsellik üst bilinç seviyelerine çıkabileceğiniz enerjiyi sağlayabilir. Sizi çok boyutlu gelişiminizin önemli bir bölümüne ulaştırabilir. Kimi zaman cinsellik konusunu dinlemek güçtür, çünkü utanç duyduğunuz travmatik olayların yargısına asılır kalır ya da cinselliğinize ilişkin olarak kendinizi kötü hissedersiniz. Herkesin cinselliğine ilişkin sakladığı şeyler vardır. Sizi cinselliğiniz ve bedeninizden utanç duyma yönünde etkileyecek geniş ölçekte bir plan vardı. Bu plan sizi gücünüz, hedefiniz, sevinç ve özgürlüğünüzden alıkoydu.
Bedeniniz yeni enerjiyi alıp bütünledikçe içinizdeki hafıza uyanacak. Kozmik hatıralar kadar bu yaşamın anıları da galaktik tarihte kim olmuş olduğunuzu gösterecekler. Anımsamaya yer açmanız önemli. Kimileriniz, ‘Eh, o zaman ben de arabanın teybine bir müzik koyar bir yere gidip anımsama çalışması yaparım’, diye düşünebilir. Hafızaya gelebileceği bir yer bırakın. Hatırlamanın en iyi yollarından birisi de doğayı kullanmaktır; doğada oturmak, doğayı izlemek, bir şeyle meşgul olmamak, yaşanan anda olmak ve şimdiyi sürekli, anlıksal, eşzamanlı ana, sonsuz şimdiye doğru genişletmek.
Doğa size kuşların ötüşü, kelebek kanatları, çekirge ve kurbağaların senfonisi, deve bağırtısı, çöl tozunun kokusu ve taze bahar yağmuru ile öğretir. Eğer ses ve kokuların fiziksel bedeninize nüfuz etmesine zaman tanırsanız bütün bunlar anıları harekete geçirir.
Hafızayı harekete geçirmek, kendiniz için biriktirdiğiniz bütün zorunluluklardan kopmanızı gerektirir. Hiç bir yere çıkmayan bir koşuşturmayla mı meşgulsünüz? Gerçekten mümkün olan en anlamlı yaşamı mı sürdürüyorsunuz? Kendi gerçeğinizi ısıtma gücünün ebedi gölgesi olarak başkalarının onayını mı bekliyorsunuz? Lütfen kendiniz ya da başkalarından saklanmayın. Yaşayın!
Size bütün bunları neden söylüyoruz. Niyetimiz, içinizdeki hücresel zekayı harekete geçirmek. Siz bedenlenmeden önce kimi anılar erişilir kılınarak genetik olarak içinizde depolandı. Günün birinde bunun nasıl yapıldığını ortaya çıkaracak, uykudayken üzerinizde çalışıldığını anlayacaksınız. Bedeninizdeki bu hızlı elektrik akımı ya da kayışını çoğu zaman hissediyorsunuz. Bunlar sizi gelecek serüvene hazırlamak için içinize yerleştirilen hatıra aşılamalarıdır.
Bir hafıza aşılaması deneyimi ile gerçek yaşam deneyimi arasında az bir fark olduğunu anlayın lütfen. Bunun nedeni gerçekliğin son derece oynanabilir olmasıdır. Gerçeklik geçip gitmek üzere tasarlanmaz. Gerçeklikler ve kültürler defalarca yeniden yaratılabilir. Henüz doğmuş bir ruhsanız ve evrenin bütün heyecan verici olaylarını kaçırdığınızı hissediyorsanız hafıza aşılamaları yaşayabilirsiniz. Nüfus artışına yol açmaksızın kendinize kültürler içinde yer yaratabilirsiniz. Sözgelimi, herkes Mısırlı ya da Maya olmak ister. Oysa bu uygarlıklarda ancak sınırlı sayıda insana yer olmuştur. Onun yerine bu kültürlerin yapay hafızalarına sahip olabilirsiniz. Sizin için üretilen anıyla varolanın üzerinde başka bir Maya kültürü kurabilir, Mayaların bir parçası haline gelebilirsiniz. Bu kavram size gerçekliğinizin esnekliği üzerine bir ipucu verebilir.
Hafıza, bedeninizdeki bir havuz ya da ayna gibidir, suyun yansıtma özelliği ile canlandırılıp tazelenmesig erekir. Fiziksel bedende hafızayı yükselten sudur. Kundalini ışık şifreli iplikçikleri harekete geçirip ışığa getirerek şifreleri ateşler. Bu ince iplikçikler bilgi doludur ve bedeninizde dolaşan kundalini kendi anılarınıza sahip çıkma fırsatı sunar size.
Çoğunuz manipülasyon, belki sürüngenler tarafından yenilme ya da sürüngenlerle çiftleşme gibi acı dolu anılar, genetik deneylere ilişkin hatıralar yaşıyorsunuz. Belli bir şeyi deneyimlememiş bile olsanız kanınızda her şeyin bütün tarihini taşıyan iplikçikler var. Bu iplikçikleri size yaşanabilir bir film gösterecekleri şekilde nasıl bir araya getireceğiniz ayrı bir hikayedir. Sinema filmlerinin neye benzediğini bilir misiniz? Küçük kare ya da çerçevelerden oluşur. Her bir parçanızın bütün diğerlerinden koparıldığı şekilde çerçeve çerçeve kesilip ayrılmış büyük bir film gibisiniz. Biz sizinle çalıştıkça size getirdiğimiz enerji bu küçücük film karelerini yeniden düzenliyor.
Karanlığa bakmak için buradasınız, çünkü karanlıkta hem ışığı hem de ışığın geri dönüş nedenini bulacaksınız. Işığa doğru öylesine gidip, ‘Baksana, karanlık kötü. Negatif. Görmek istemiyorum’, diyemezsiniz. Görmek istemediğiniz şeye açık olun. Yüreğinizi açık tutun ve hafıza düzeyinde işlendikten sonra serbest bırakılması için deneyimleyebileceğiniz acının incelenmesi gerektiğine inanın. Anıların derinlerdeki inlerden çıkıp yüzeye vurduğu bir zamandasınız. Hatıralar duygusal karşılıklar getirebilir. Gördüğünüz ne olursa olsun bakmayı gerektirir. Gördüğünüz şey sizsiniz. Kabul edin ve ‘Hah işte! Bildiğime ve bilincimin hazır oluşuna dayanarak önümdekine bakabilir ve enerjinin kötüye kullanımı olduğunu görebilirim. Her şey yolunda. Dönüştürebilir, sevinç veren bir şeye çevirebilirim onu’, deyin.
Kaç kişinin negatiflik ve karanlığa bakmaya razı olduğunu biliyor musunuz? Çok fazla sayıda değil. Kaç kişinin karanlıkta yaşadığını biliyor musunuz? Yaşamın gölgesinden kaçmayın. Hayatın daha karanlık yüzünün acısı bir kez hissedilip, farkına varıldığı ve anlaşıldığında gerçekleştirilecek büyük bir iyileşmeye gereksinim var orada.
Duygular insan olarak servetinizin bütünüdür. Duygular bedeninizin kişisel eczanesini harekete geçirir. Bedeninizin eczanesinde eczacı sizsiniz. Olaylara duygusal yanıt ya da tepkinize göre reçete yazarsınız. Duygularınız fiziksel biçiminiz içinde uygun bir kimyasal süreç yaratır. Duygusal tercihlerinize verilen kimyasal karşılıklardan sorumlu olan endokrin sistemi evrimleşecektir. Bedeninizde değişmenize yardım eden yeni kimyasallar üretilecek. Başka bir algı ya da gerçekliği yorumlama yolunun seçilmesi iç kapıları açacak ve sizi daha yüksek alemlere götürecek olan maddeler üretilecek.
Atomaltı bir düzlemde yeniden düzenleniyorsunuz. Bedeninizin, ışık şifreli iplikçiklerin -ince ipliksi lifler- her şeyi birbirine bağlayan ince enerji biçimleri bulunuyor. Bu incecik iplikler, gezegene kozmik enerji getiren ışın ve fotonların harekete geçirilmesiyle bedeninizde yeniden düzenleniyor. Eğer arı, temiz su içerseniz bedeninizi gençleştirecek şekilde yeniden düzenleniyorlar. Özellikle oksijenlenme ve derin solunum süreciyle harekete geçiriliyorlar. Kan temizleyici olarak bilinen otları yemek de oksijenlenme yoludur. Kanınızı temizlerseniz daha büyük miktarlarda oksijen taşıyacak hale gelir. Liflerin hücre düzeyinden yeniden düzenlenmesi başlar, gelişir ve bu lifler bedeninizi çeşitli yollardan canlandırıp güçlendirir. Bütün bunlar beyninizin harekete geçirilmesini gerektirir. Uykudaki bu alanın geri kalanını açacak anahtar ve şifrelere sahipsiniz.
İnsan için temeli ışık olan plan, çoklu yeteneklere sahip varlıklara dönüşmek üzere gelişmektir. Bazıları beyin kapasitelerinin yüzde altı ile sekiz arasını kullanır. Beyninin Einstein gibi daha fazlasını kullanan birisi en iyi durumda potansiyelinden yüzde on beş ile yirmi arasında yararlanır. Kendinize şu soruları sorun; Beynimin geri kalan yüzde sekseni ne yapıyor? Neden uyur durumda? Bütünlenmemiş olan ne?
DNA evrimleştikçe endokrin sistemi de gelişecek, zeki geometrik biçimler olan kimyasal maddeler üretecek. Bu biçimler bedenin bütününde yer alacak ve yalnızca beyinde konumlandırılmayacak. Her şey eşzamanlı olarak gerçekleşecek.
Endokrin sistemi sizi yeni zeka formlarına doğru fırlatan psikodelik benzeri kimyasal maddeler salgılayabilir. Toplumunuzda uyuşturuculara bakış konusunda çatışma var. Zihnin genişletilmesiyle ilgili her şey çok kötü ve korkutucu olarak tanıtıldı. Bununla birlikte, aynı zamanda dünyanın önemli bir kısmı da insanları uyuşmuş bir halde tutan uyuşturucu ilaçların bağımlısı. Toplumunuzda zihni harekete geçirip başka gerçeklikleri açan uyuşturucular kötüyken doğal kimyasal süreci baskılayan reçeteli ilaçlar iyi sayılıyor. Ana kontrol bedeninize neyi alıp neyi alamayacağınıza dair düşüncelerinize ilişkin. Bu konuya bir göz atın.
Endokrin sisteminiz yoğun bir karmaşadan geçecek. Karmaşanın erken aşamaları başlamış durumda. Küçük, eski, döküntü, raflarında yirmi yıldır aynı tür yiyeceklerin olduğu bir bakkal düşünün; zamanı geçmiş, çağdaş alışkanlıklara, zevk ve isteklere uymuyor. Birisi gelip, ‘Bu bakkal çok eski. Toplumun gereksinimlerine göre düzenleyeceğim. Ürünleri değiştireceğim’, diyor. Süpermarketler belirli gereksinimlere hizmet eder ve insanların gereksinimleriyle zevkleri değişir. Süpermarketin raflarındaki yiyecekler yeni zevk ve taleplere karşılık vermek zorundadır.
Endokrin sisteminiz de aynı şeyi yapar. Endokrin sistemine yeni gıda sunma kararını aldıran nedir? Siz. Kendini seven, ışık sütununu bedenine çeken, kim olduğunuzun temel genetik yapısını yeniden düzenleyen siz. DNA sarmalları kimliklerini ortaya çıkarmaya başlayıp canlandıkça endokrin sistemini değiştirecekler. Yaşadığınız anda olma, kendinizi sevme, gezegende kendiniz ve başkalarıyla sevgi ile çalışma kararınız içinizde olanları bütünüyle değiştirecek. Bu kesinlikle gençleşmenin anahtarıdır. Kendinizi, yaşamınızı, bedeninizi kendi yaratılarınız olarak deneyimlemeye istekli olun.
Hızlandırılan enerji kökten, devrimci, ani değişikliklerin eşlik ettiği büyük bir karmaşaya yol açarak gezegeninize zarar verecek. Kayıtlı tarihinizde gezegende asla bu kadar çok enerji ve enerjinin burada olduğu bilinci olmamıştı, bu nedenle hazırlığını yapabileceğiniz hiçbir şey yok -hiçbir şey. Bu hareketlerin oluşturacağı kökten değişim kavrayışınızın ötesinde.
Çevrenizdeki pek çok olasılığı etkileyeceğinizi bilerek olabileceğiniz en iyi şeye odaklanın. Bunun sizin için büyük bir değişimi harekete geçirme fırsatı olduğunu bilin. Işık enerjilerinin verilişiyle pineal beziniz harekete geçiriliyor. Bu da barış ve özgürlüğün içten hissedilerek fark edileceği yeni olasılıkların vizyonunu oluşturacak.
Timüs beziniz bedeninize gençleşme sinyalinin gönderilmesinde son derece önemli bir rol oynar. Siz yaşlandıkça timüs beziniz küçülür, büzüşür. Ense kökünüzde yukarıdan ve aşağıdan gelenleri düzenleyen bir kapı bekçisi gibidir. Daha yukarıdaki bezleriniz, hipofiz ve pineal, tam olarak harekete geçmemiştir, esas olarak uyur durumdadırlar. Timüs beziniz bedeninize idealleştirilmiş şablonunu sürekli olarak anımsatma işlevini yerine getirmiyor, çünkü bunu yapma komutunu almıyor. Bunun nedeni de şakaklarınızın DNA sarmallarının bütününden kopmuş olması. Timüs beziniz, bedeninizin hazırlığını yaptığını, bilincinizin hazır olduğu mesajını aldığında yeniden canlanacak. Ömrün uzatılması açısından bakacak olursanız kimileriniz işe henüz başladı. Başkaları sizi bir sonraki değişime hazırlayacak çalışmayı yaptı. Çalışmanız gezegene, uygarlığa sunulmuş bir armağandır.
Kendinizi hırpalıyor ya da negatif düşüncelerle besliyorsanız ikilem taşıyan içtenliğinizi gözden geçirmeniz gerekir. Bu anda burada olmanız bize insan ırkının beslenegeldiği düşünceleri aşma konusunda niyetli, coşkulu ve samimi olduğunuzu söylüyor. Eğer bununla kavga halindeyseniz -aynaya bakıp, “Aman Tanrım, şu suratıma bak, nasılda görünüyor! Kötü haber”, diyorsanız- ikilem, kuşku, çatışma içindesiniz demektir. Eğer böyle bir çatışma içindeyseniz enerji çoğaldıkça kendinizi daha da çok gerilip gerilip bırakılan lastik bir şerit gibi hissedeceksinizdir. Kendinizi böyle bir lastik şerit gibi hissediyorsanız buna karşılık gelen ve göz atılması gereken şey de, sessiz ya da açıkça ifade ettiğiniz inançlarınızın kararsızlığıdır.
Hipotalamusunuz bedeninizin ısı ve suyunu düzenler. Siz susunuz, anlıyor musunuz, elektriklenmiş su. Okyanus suyunun elemanları ve dengesi insan bedenindeki kana benzer. İnsanlar okyanustan yapılmıştır. Yaradılışın en büyük gizlerinden biri budur. Pleiadesli tanrılar gelip hidrojen ve oksijen moleküllerinin enerjisini kullandılar. Sizin içinden çıktığınız budur. Temel anahtardır bu. Gök yaratıldı, gökten de yaşam geldi. Sizin ortaya çıkarılışınızda temel alınan ilkelerden birisi de budur. İnsan oluşturmanın pek çok yolu olduğunu anlamanızı istiyoruz. Toz ve çamurdan oluşturulduğunuza ilişkin hikayeler duydunuz. Bu öykülerden kimi doğru değil; sizi gerçeklerden uzaklaştırmak için anlatılıyorlar. Sudan çok katı maddelere yakın olduğunuzu bilmek sizin için daha anlamlıdır. Kimliğinizin gerçeğini ortaya çıkarmamanız için her şeyin değiştirilmiş olduğunu çok sık söylediğimizi anımsayın.
Hipotalamusunuz fiziksel beden ve dış çakralarınız arasında bir kapı bekçisi olarak düşünülebilir. Zamanı henüz gelmedi.
Evriminizin şu andaki aşamasında onun işlevini anlayamazsınız. Evet, beden ısınızı ve suyun akışını düzenliyor. Su ise yaşamınızın özü. Sizi her zaman suyun yakınında, içinde olmaya, hipotalamus bezinizin işleyişini artırdığı için suyu kullanmaya teşvik ediyoruz. Hipotalamus, suyu ısınması gerektiği zaman için ılık tutar. Hipotalamusu incelemeye devam edilecek zaman gelecek.
Hipotalamusu uyarmanın (craniosacral) yolları vardır. Bunlar keşfedilecek ve bilinçlerini bu bezden gelecek büyük enerji patlamasına hazır olacakları ölçüde geliştirdiklerinde bu bilgi insanlarla paylaşılacak. O zamana kadar bilgi tehlikeli olacaktır. İnsanlar bazen ölçüyü bilmez ve yaşadıkları deneyimin bütün iksirini gerekli bilinç hazırlığı yapılmadan içmek zorunda olduklarını düşünürler.
Hipotalamus salgılamalarınız bir kez başladığında artık asla eskisi gibi olmayacaksınız. Şimdiye kadar psikodelik bir madde kullandınız mı hiç? O gerçekliği yirmi dört saat boyunca dengeleyerek nasıl yaşayabilirdiniz? Olmazdı; aşırı kafa karıştırıcı bir şey olurdu.
Psikodelikler trip (yolculuk) denilen deneyim için uygundur. Öğrenmeye, Şamanik, gizemli Yaşayan Kitaplık alemlerini öğrenmeye doğru yapılacak bir yolculuk için uygundur. Ancak, kuşkusuz her sabah kahvaltıda almak isteyeceğiniz bir şey değildir. Sinir sisteminin geri kalanı bu farkındalıkla eşzamanlık içinde çalışmaz. Bir tripe çıktığınızda gerçekleşen de tam olarak budur – hafta sonunda kent dışına çıkmak, sahile gitmek gibi. Gider, deneyimler, sonra geri döner ve anısını aklınızdan geçirirsiniz.
Hipotalamusunuz sizi varlığınızın yeni bir kıyısına, kimyasal olarak aşılanacak olan yeni bir alanına doğru ilerletecek. Endokrin sisteminin yaptığı budur. Siz herhangi birşey almaksızın çeşitli kimyasalları bedeninize vermek. Kimyasallar yalnızca kendilerini salgılamaya başlar ve sizin gerçekliği algı ve yorumlama biçiminizi etkiler.
Yenilenen hipotalamusunuz sizi bir yolculuğa çıkaracak ve her şeyi öyle değiştirecek ki olduğunuz yerde bulunmaktan mutluluk duyacaksınız. Eski yerinizde olmak istemeyeceksiniz. Dünyadan ayrılmaksızın yeni bir ülkeye, yeni bir gezegene taşınmış gibi olacaksınız. Dünyanız bölünecek. Dünya ve Dünyanın Yaşayan Kitaplıktaki gerçekliği gözünüzün önünde değişecek, çünkü hipotalamustan salgılanan kimyasallar size gerçekliğin yeni bir yorumunu verecek.
Henüz buna hazır olmaktan çok uzaksınız. Önce kendinizi sevildiğinize ve sevginizin kaynağının siz olduğuna inandırmanız gerekir. Endokrin sisteminizde sizi hipotalamusun uyanışına hazırlayacak olan ince düzeyli değişimlere başlamadan önce bu duyguyu içinizde kararlı bir şekilde yerleştirmek zorundasınız. Eğer her şey ortaklaşa gerçekleşecekse Işık Ailesi hipotalamusun uyanışını ne zaman karşılayacak? Biz bunun 1999-2009 arasındaki on yıllık dönemde artarak gerçekleşeceğini öne sürüyoruz.
Birleşik Devletlerinizde sağlık sistemi konusunda koparılan bütün o yaygaraya karşın size sağlığın bedelsiz olduğunu anımsatırız. Sağlığın gerçek maliyeti, bedeninize karşı doğru tavrı geliştirmek için zamanınızdan ayırdığınız birkaç dakikadır. Sağlık ya da hastalığınızı siz yaratırsınız, kimseye de sağlıklı olup olmadığınızı söylemeniz gerekmez. Her şeyden önce, bedeninizle temas halinde olduğunuzda-duş yaptığınızda ya da yıkandığınızda sağlık düzeyinizi hissedebilir, bilebilirsiniz- sağlıklı bir durumda olup olmadığınızı bilirsiniz. Tasalı olmayı seçip bedeninize güvenmeyebilirsiniz. Sağlığınız konusunda tasalanırsanız belli bir şey yaratmış olursunuz. Bedeniniz, içselleştirilen imgeleri izler.
Yakalanabileceğiniz hastalık, kanserin nasıl büyüdüğü, AİDS, difteri, verem ya da tasalanmayı arzu ettiğiniz her ne ise bu konularda tasaya yatırım yaparsanız olasılıklar, eğer şu anda bir şeyiniz yoksa da hastalığı yaratacağınız ve ilerleteceğiniz yönündedir. Sağlıklı olduğunuzu bilirseniz sağlıklı olursunuz. Bu kadar basit.
Korku öldürür. Size gücünüzün korkunuzun başladığı yerde bittiğini anımsatırız. Bir şeyden korkmanız, başınızın üzerine bir işaret koyup, “Hoş geldin. Seni bekliyorum”,demek gibidir. Korkunun amacı yaşamınızı kurtarmak, sizi harekete geçmek üzere şimdiye fırlatmaktır. Çoğunlukla sizi tehlikeli olandan yaşamsal varlığınızın özüne doğru yönlendirmeye yarar. Bununla birlikte, bir yaşama biçimi olarak korkuya takılır, çevrenize yaşam korkusu saçarsanız bedeninizi kapatır ve yaşam gücünüzü öldürürsünüz. Bu da stres, hastalık ve yaşlanma yaratır. Düşünceleriniz gerçekliğinizi yaratır. Bilinç inisiyasyonunun bir bölümü toksik, zehirli olandan geçmektir; bedeniniz, niyet ve cesaret olarak adlandırılabilecek olan daha fazla arınma ve hazırlıktan geçmek zorundadır. Korkuya yerleşirseniz herşeyi dağıtırsınız. Kendi gücünüzü dağıtırsınız. Onun için, son derece yabancı gelen bir şeyi mantıklı zihninize sokmak için niyetinizin açıklığını korumak ve olağanüstü bir cesaret, güvenlik ve soğukkanlılık göstermek zorundasınız. Sizi bir şeyi başarmaktan alıkoyan her şey yalnızca bir düşüncedir. Gelecek yirmiyıl -herkesin Dünya amfitiyatrosyunun ön sıralarının pahalı biletlerini aldığı dönem- içinde pek çok değişiklik olacak.
Çocukken panayıra gidip de o büyük atlıkarıncaları ilk kez gördüğünüz zamanı anımsıyor musunuz? Anneniz, babanız ya da ablanız ağabeyinizden serüven dolu ve dev gibi görünen o atlıkarıncalara sizi götürmesini istemiş miydiniz? Dünya da koca bir panayıra benzeyecek. Hepiniz kavrayamadığınız atlıkarıncalara doğru gidiyorsunuz, onun için belli bir arınma ve niyet belirleme işine girişmeniz gerek.
Büyük çoğunluğunuz bu işi iyi yapacak. Yolunuzu bulacaksınız. Ağlayıp sızlamanıza bir göz atın – enerji kaybıdır bu. Yarattığınız her şeyi kabul edin ve her şeyde bir fırsat olduğunu bilin.
Bizim açımızdan, sizin fırsat demek olana korku ile yaklaşmanız bizi hayrete düşürüyor. Bir düzlemde kim olduğunuzu, buraya gelmek için nelerden geçtiğinizi biliyoruz. Neden burada, Dünyada olduğunuzu ve yalnız başınıza bata çıka ilerlemek için gönderilmediğinizi biliyoruz. Sizinle çalışan güçler, siz onların varolduğundan bile habersiz olsanız kavrayışınızın ötesinde bir şekilde gerçekliğinizi etkileme kapasitesine sahiptir. Şu ya da bu kişiyi dürtüp ‘Şuraya git. Şunu yap. Yok, bunu yapma’, demek üzere parmaklarını nasıl hareket ettirdiklerini anlamıyorsunuz. Olaylar ayarlanıyor.
Tıpkı AİDS fikrinin tohumlarının atılması ve teşvik edilmesi gibi gezegende kanserli fikir ve düşüncelerin de tohumlarının derinlere atıldığını bilin. İnsanlar bunları bulup bağlanıyor. Şu anda güneşten korkuyor insanlar. Sanki doğanın bir yanlışı varmış gibi dışarı çıkmaktan korkuyor. Doğanın yanlışlığı düşüncesini yutanlar kendilerine zarar vermede korkularının güneş ışınlarından çok daha hızlı hareket edeceğini görecekler.
Korku öldürür. Bu, Amerika’nın erken dönemlerinde bağırarak sokaklarda at koşturan Paul Revere gibi insanı etkisi altına alan bir düşüncedir. Korku bedeninizde dolaştığında ona eşlik eden kimyasallara ortaya çıkıp bedeni doldurmalarını hatırlatır. Aşağı doğru giden bir sarmalı ve ölüm düşüncesini harekete geçirir bunlar. Temel olarak bu kadar basittir.
AİDS’i ve ona HIV virüsünün neden olduğunu duydunuz. Bununla birlikte, şimdi ortada HIV yokken AİDS var. Şimdi AİDS, bir çok rahatsızlığın elektromanyetik olarak yayılması gibi elektromanyetik olarak yayılıyor. Anımsayın, elektromanyetizma içine çevrenizdeki, insanlık ve diğer kaynaklarca üretilen büyük elektrik akımlarını alır. Manyetizma, elbette her şeyi bir arada tutan güçtür. Beyninizde de manyetik parçacıklar bulunmaktadır.
Bu düşünceyi başkalarına yüreklerini açmalarına yardım ederken kullanabilirsiniz. AİDS, kendini bir taşıyıcıdan diğerine şöyle bir tavır ya da titreşimle çekerek elektromanyetik olarak yayılır; ‘Senin gibi düşünüyorum. Düşüncelerini bana gönder.’ İzleyebiliyor musunuz? ‘Aynı korku inançlarına sahibim. Olduğumu düşündüğüm şeye ilişkin olarak kafam karışık. Değersizim. Bedenim üzerinde gücüm yok.’ Bu şekilde düşünmek, sanki aura alanınızda kim olduğunuzu duyuran işaretler, posterler, çıkartmalar taşıyormuşsunuz gibi büyütülür. Virüsler elektromanyetik olarak dağıtılabilir, böylece büyük kent bölgeleriniz er geç etkilenebilir. Neden? İnsanların geri kalanının karma ve titreşimi nedeniyle belli bir kent yada yerde yaşamaya doğru çekilirsiniz. Çoğunuzun yer değiştirme ve taşınma itkisi hissetmesinin nedeni budur.
Aynı ilke yürek için de geçerlidir. Eğer AİDS elektromanyetik olarak yayılabiliyorsa yüreğin açılması ve tanrıça da aynı yoldan diğer insanlara yayılabilir. Her zaman çok, pek çok planın hareket halinde olduğunu bilmenizi isteriz. İnsanlar, “Neden kötü, negatif, düşük titreşimli planların hareket halinde olması gerek?” diyor. Çünkü insanlar bunları bekliyor. Oturup başlarına heyecan verici ve iyi şeylerin gelmesini beklemiyorlar. Sandalyelerinde sallanarak, sigara içerek, bir arabanın ne zaman oturma odalarına dalacağını merak ederek oturuyorlar. Neden? Çünkü televizyon seyrediyorlar. Üzerinizdeki ana etki sizi esas olarak korkuyla damgalayan bu zihin kontrol aracından geliyor. Kronik korku katile dönüşecek. Size çok korktuğunuz ve başınıza geleceğinden emin olduğunuz şeyleri çekecek. Dünyanın bütün olasılıkları arasından neden bu yaptığınızı seçiyorsunuz?
Başkaları için duyduğunuz şefkat arttıkça kitle bilinci de o kadar çabuk değişecek. Sizden bu yürek oyununu yalnızca boş zamanlarınızın dışında da çok daha sık oynamanızı istiyoruz. Yüreğinizin açılması için bir anlaşma yapın ve açık kalmasına, Ana Tanrıçanın kalp enerjisini kullanmaya dikkat edin. Bu çok şey fark ettirecek, çünkü burada söz konusu olan yalnız sizin yüreğiniz değil, Tanrıçanınki de. Bununla birlikte, Tanrıçanın yüreğinizi açmanız ve enerjisinin sizin kanalınızdan dolaşması için size ihtiyacı var.
Bugün, gezegeninizde sevgi frekansını yayınlayan pek az yer var. Bu elbette değişmek üzere. Gayet iyi bildiğiniz gibi Dünya, yumuşatılarak ifade edilecek olursa bazı güçlüklerden geçiyor. Ancak, yaşananların yoğun olduğunu düşünüyorsanız sıkı tutunun. Büyük bir yolculuk için buradasınız. Çok kısa bir süre içinde sizi gezegeninizin yıkımı gibi görünecek bir şeyin derinliklerine sürükleyecek enerjiler küresel ölçekte ortaya çıkacak. Bunu bilmenizi istiyoruz. Kimi zaman, enerji geliştiğinde siz evrim süreçlerinizden geçiyor olsanız da bir yönsüzleşme, kaos, karmaşa ve kimliksizleşmenin olduğunu anlamanızı istiyoruz. Zehirlenme sizi hasta ederek bedeninizden çıkabilir. Bağırsaklarınızda sorununuz, hasta bir mideniz ya da tıkanan bağırsaklarınız olabilir. Pek çok şey yaşanmakta olan değişimin göstergesidir.
Dünyayı insanların içindeki oluşumları yansıtan dev bir ayna olarak düşünebilirsiniz. Dünya bu zamanda kirliliğin kötü kokularını yayıyor. Bunca zaman dayandı. Yıllar ve yıllar boyunca Dünya yalnızca radyoaktif atıklar ve her türlü çöple değil, artan insanlık öfkesiyle de doldu. İnsanlar enerji varlıklarıdır, duygularınız yayılan ortak bir güç oluşturur. Siz yalnızca uzun zaman boyunca ortak yaşamlarınızın ana temaları olan kaos ve korkuyu değil, öfkeyi de yayıyorsunuz. Öfkenin nedeni, olduğunuzu bildiğiniz şeyin varlığınızın derinliklerinde inkar edilmesi.
Neredeyse altı milyarınız – ikiye katlanmanın sınırında bir sayı- gezegende öfkeyi çoğaltmakta. Bunun neye yol açacağını düşünüyorsunuz? Gezegenin özen gösterilip sevilmemekten gelen kendi öfkesi böylece harekete geçiyor. Şimdi bütün bu birikim fışkırmakta. Bu şekilde uzun vadede bir arınmadan geçeceksiniz. Yeni bir bilince ulaşıyorsunuz. İnsanlar ve gezegen olarak sınırlarınıza doğru itiliyorsunuz. Ne istediğiniz, neye izin vermeyeceğiniz konusunda yeni sınırlar ifade etmeye zorlanacaksınız. Kimse tembel tembel evinde oturup olanları kaçırmayacak. Hepiniz katılmak zorundasınız; katılmazsanız büyük olasılıkla şu ya da bu şekilde silinip gideceksiniz.
Size gerçekliğinizi kendinizin yarattığını ve hissettiğiniz kolektif korkunun düş gücünüzün değer kaybetmiş olmasıyla ilgili olduğunu anımsatırız. Bunu birkaç dakika boyunca hissedin. Düş gücü dehanın, kavramlaştırmaların ve düşünceleri gerçekleştirmenin anahtarıdır. Düzenli olarak düş gücünüze yatırım yapmaya en son ne zaman teşvik edildiniz? Doğuştan gelen ve kullanarak kendinizi kurtarabileceğiniz, değiştirebileceğiniz ve özgürlüğü yeniden tanımlayabileceğiniz niteliklerinizi kendinizden çalıyorsunuz. Düş gücü gerçekten de capcanlı Dünya panayırına giriş biletinizdir.
Dünyada bu zamanda yalnızca insanlar değil, pek çok zeki güç de bulunuyor. Çeşitli yaşam biçimlerini birbirinden ayrı ve yalıtılmış halde tutan boyutsal kilitler var. Zamanın çöküşüyle insanlar Dünya ağını harekete geçirmeye itiliyor. Kozmik ışık enerjisiyle aşılandığınızda bu, enerji itkilerinin beyninizi dolaşması için otoyol görevini gören sinir sisteminizi değişikliğe uğratır. Bedeninizin doğal dolaşımlarına benzeyen bilgi akımında artış sağlamak için sinir sisteminiz yol yapımını andırır şekilde yeniden inşa ediliyor, genişletilip güçlendiriliyor. Normların dışında, bilinen sınıflamasına uymayan bir deneyimle karşı karşıya kaldığınızda sinir sisteminiz kapanma eğilimi gösterir. Alışılmış dışı gerçekliği sindirme becerisi gösteremeyen bedeniniz şoka girer.
Gezegendeki enerji çoğaldıkça fiziksel, zihinsel ve ruhsal bedenlerinizdeki blokajlar da büyür. İfade edilmemiş duygu ve düşünceler amacı sizi kaynağa bağlamak olan enerji akışında engeller yaratır. Nerede “Bilmek istemiyorum! Kendimde şundan nefret ediyorum. Bunu sevmiyorum”, gibi bir önyargınız varsa ya da zorluk yaşıyorsanız üzerine büyüteç yerleştirileceğinden emin olabilirsiniz. Durumu düzeltene kadar kıvranıp duracaksınız. Düzeltemeyecek olursanız blokaj zorlu bir meydan okuma şeklinde belirecektir önünüzde. İnsanlara sorumluluğu ve hedef, niyet açıklığını öğretmek için her şey yoğunlaştırılıyor. Bugün ve bu çağda çeşitli beden çalışmaları yapmak hayatta kalmanız açısından çok önemli. Beden çalışması aracılığıyla keşif yollarını izlemek kimliğinizi tanımanızı kolaylaştırıp hızlandırır.
Kim olduğunuz ortaya çıktıkça sizi tutsak eden dramalar daha derinden anlaşılabilir. Dramalar hücrelerin barındırdığı, sizi şaşmaz bir şekilde çözümlenip bağışlanmadan bırakılan durumlara yönlendiren davranış kalıpları tarafından ortaya çıkarılır. Gerçekte bütün oyuncuları yaşamınıza siz davet edersiniz ve yönetmen olarak siz rolleri bölüştürüp gösteriyi yönetirsiniz. Artık bu senaryodan yorulduysanız onu sizin yazdığınızı anımsayın! Suçlama ve kurbanlık hali güçsüzleşmenizi güvenceye alan nihai tuzaklardır. Anımsayın, dramalarınız sizi şimdi etkisi altına alan eski tanrıların dramalarıdır. Bütün gerçeklik bağlantı içindedir ve birliğin şifa bulmasını ister.
Yüksek oranda evrimleşmiş enerjilerin, özellikle de sevgi enerjisiyle çalışanların gelişmiş bir mizah duygusu vardır. Bu onların ayırıcı işareti olarak görülebilir. Karşılaştığınız enerjilerde engin bir mizah duygusu olduğundan emin olun, çünkü gülmek özgürlüğün anahtarıdır. Varoluşun bütününde sevinç için pek çok yer var ve bu da sizin idrak etmeye çalıştığınız bir kavram.
Sizi hissetme merkezinizden – solar plexus ya da bağırsak-hareket etmeye yüreklendiriyoruz. Midenizin içyüzünde beyin hücrelerinizle aynı oranda bir kapasite ve etkinliğe sahipsiniz. Kendinizi yeniden değerlendirin. Yarattığınız her olaya inanıp onda bir fırsat gördüğünüzde deneyiminizi değişikliğe uğrattığınızı anında göreceksiniz. Size bu fırsatın çoğu zaman kayıp kılığında göründüğünü anımsatırız.
Solar plexus, bedeninizde gücü barındırdığınız ve gücünüzü dünyaya uzattığınız bölgedir. Hissetme merkezidir. Bilgiyi aldığınız yer burasıdır, çünkü solar plexus yoluyla mantıklı zihniniz için bir anlam ifade etmeyecek olaylar arasındaki yolunuzu hissedersiniz. Bir adım geri çekilin ve bir bakın. Bedeniniz içinde izlediği yolu değiştirerek karar alma sürecinize yeni bir güzergah çizin. Siz kulak verecek olduğunuzda bedeninizde doğuştan varolan bilgeliğin size nasıl sevgi dolu bir danışman gibi seslendiğini hissedişinizi ve benimsediğinizi görün. Bedeniniz sizinle birlikte çalışmak istiyor, çoğu zaman bedeninize karşı çalışansa siz ve düşüncelerinizdir. Anımsayın, mantıklı zihniniz, sizin çok sınırlı bir paradigma ve sınırlı bir frekans içinde hareket etmenizi isteyenler tarafından eğitilmiştir.
Son derece anlamlı olduğunuz fikrini kabul etmenizi istiyoruz. Kim olduğunuz, niyetiniz ve kendinize deneyimleme izni verdiğiniz şey büyük bir değer taşıyor. Çok düzlemli bilinç gerçekliklerini birbirine bağlama ve çoğu insanın kaldıramayacağı bir alana sıçrama yeteneğiniz var. Bu yeteneğiniz karşısında olağanüstü bir yükseliş ve kişisel değer duygusuyla dolu olmanızı istiyoruz. Size gözü pek olmaya yeltenmeniz için altın bir yıldız veriyoruz. Çünkü yaşam dönemlerinizi inceledikçe algılamadan kaynaklanan engellerden bir oyun duygusu içinde kurtuluyorsunuz. Size hangi zaman dilimlerinde gelişip ilerlemiş olduğunuzu, karşılıklı bağlantılar içinde olan gerçekliği nerede etkilediğinizi ve bu zaman ve yerlerin şimdi ile nasıl bir ilgisi olduğunu gösterecek olan pek çok öğretmen vardır. Günün birinde, bu diğer zamanların şimdi olduğunu anlayacaksınız. Her şey şimdide gerçekleşir. Varoluşun ana anı -nerede bulunduğunuz- gerçekten de sürekli, anlıksal ve anlamlı olan andır. Bu an kendinizi her zaman bulabileceğiniz yerdir.
Başka uygarlıklardan eş zamanlı bilgiler alma konusunda uyanık olun. Farkına varın ve eşzamanlı olarak neleri birbirine bağlayabileceğinizi ortaya çıkarın. Çoğu zaman sizi güdüleyen bir bilgi olur. Ancak bu her ne kadar alışılmış bir şekilde gerçekleşse de gerçekten bir şey bilmekte olduğunuza kendinizi inandırmanız belli bir zaman alır. Düzeltme dönemleri vardır. Sabırlı olun, seçtiğiniz her yere gidebilirsiniz. Niyetinize açıklık kazandırın ve serbest bırakın.
Yunuslar birbirlerinden sır saklamaz. Ellerindeki bilgi birikimini isteyerek paylaşırlar. İnsanların evrimleşme düzeyini bildiklerini paylaşmaya ne ölçüde hazır olduklarıyla ölçebilirsiniz. Bildiğinizi paylaştıkça daha fazla bilgiyle dolarsınız. Size verilen bilgiye ne kadar yapışır, kendinize saklarsanız ellerinizin arasından o kadar çabuk akıp gider, yitirirsiniz. Açın ellerinizi, bilgeliğiniz bir kelebek gibi uçup gidecek, yeni kelebekler konacaktır.
Bütün yaşamın çakra sistemleri vardır. Bir kentin üzerinde arabaların hareket ettiği yolları, enerjinin depolandığı yakıt yerleri vardır. Çakra sistemleri de böyledir. Yaşam biçimlerinin çevresi ve içindeki enerji depolarıdır onlar. Çakralar iç işleyişleri -fizyolojik üçüncü boyut işlemlerini- çok boyutlu, eterik katlı süreçlere bağlar. Gereğince kullanılırlarsa enerjiyi fizik ötesi alemlerden fiziksel olana taşırlar.
Bütün yaşam biçimleri yeniden enerjiyle doldukları geçitler olarak işlev gören enerji kapıları ve yerlerine sahiptir. Her bir yaşam biçiminin enerjiyle dolma biçimi kendi yaşam biçiminin şablonu ya da DNA’sı içinde yer alır. DNA’nız kendisinin yeni bir ifadesine doğru yeniden düzenlendikçe taşıdığınız frekans ya da kimlik, fizikötesi düzeyde belli bir şey dile getirir. Nereye giderseniz gidin, kendi varlığını duyuran dönüşüm enerjisini de taşırsınız. Bilinciniz kendisini bütün yaşam biçimlerine duyurur. Belki bir alışveriş merkezi ya da restoranda yanınızda bulunanlar bilinç düzeyinde kim olduklarının pek farkında değillerdir. Ancak ormanlarda, tarlalarda bir yürüyüşe çıkacak olsanız ya da okyanuslara gitseniz çevrenizdeki yaşam biçimlerinin sizin kim olduğunuzun çok daha farkında olduğunu göreceksiniz. Siz değiştiğiniz için onlar da yanıtları ve DNA’larını değiştirir. Sizin aracılığınızla bütün doğa Yaşayan Kitaplık olarak daha erişilebilir bir hale gelir.
Sizin açınızdan binlerce yıl boyunca yaşamış pek az insan vardır, ancak yaratıcı tanrılar hücresel bedenin ömrünü uzatma yeteneğine sahiptir. Ömür uzatma ve hücresel yaşamın gençleştirilmesi yeniden moda haline geliyor. O kadar yoğun olmayan, böylece de kendi kendisini yok etmeyen, kendi kendisini canlandırıp güçlendiren bir beden olan ışık bedeni oluşturmanın bir parçası bu. Yapmaya çalıştığınız da bu. Mantıklı zihniniz neyin olası olduğu konusunda bu kadar tasalanmayacak olsa o noktaya ulaşır ve hissedebilirdiniz. Topluma ve gerçekliğin resmi biçimlerine kulak vermeyi bir yana bırakmanız gerektiğinin üzerinde ne kadar dursak azdır. Bu, seçim demektir, saygısızlık değil. Toplumsal benliğiniz ile ruhsal benliğiniz arasındaki köprüyü aşmak sizin en zorlu işiniz, en büyük adımınız olacaktır. Hangisi kutsal bir hale gelecek? Hangisi sizin otorite kaynağınız olacak? Bu sıçrayışı ne kadar erken yaparsanız o kadar çok zevk alırsınız. Sezgisel benliğinizin deneyiminizin sancaktarı olmasına izin verin. Başka hiç kimsenin değerlendirmeyeceği, bilseniz de anımsayamadığınız bir anlaşmadan kaynaklanan deneyimdir bu.
Enerji Alıştırması
Rahatça ve sakin bir şekilde oturun. Bedeninize gevşemesi, rahatlaması ve kendini serbest bırakması için bir mesaj gönderin. Derin bir soluk alın. Verdiğinizde bir dinginlik dalgasının bedeninizde hareket ettiğini hissedin. Ritminizi bularak bilinçli bir şekilde soluk almaya devam edin. Göğsünüzün genişleyip açıldığını hissedin. Kalp bölgenizin ısındığını hissedin. Boğazınızı gevşetin. Zihninizi arındırıp görüşünüzü merkezleyin. Birkaç dakika boyunca soluklarınızı izleyin. Bir ışık sütununun başınıza dokunduğunu, sonra bedeninize girdiğini hayal edin. Derin nefesler alıp verin. Soluğunuzu izleyerek kendinizi yapabildiğiniz kadar hafif, sakin ve barış içinde kılın.
Dinginliği bulduğunuz yere ulaştığınızda enerjinizi üçüncü gözünüze odaklayın ve Dünyanızı gözünüzün önüne getirin. Hayal ettiğiniz her şey iyidir. Zihin gözünüzde Dünyanın resmini tutarken Dünyada bütün yaşayanlar için bireysel bir şablon ve hedefin var olduğunu hissedin. Bu şablonları ışık kıvılcımları ve geometrik biçimler olarak görebilirsiniz.
Bilincin evrimleşmesi için gerekli olan derslerin eşsizliği ve çokluğunu hissedin, ilerleyen yalnızca her bir bireyin bilinci değil. Dünyanın kolektif bilinci de eşsiz bir biçimde bütünle bağlantıya geçmekte. Her bir bireyin küresel plana yaptığı katkıyı hissedin ve yaşadığınız andan hayatın insan biçimine sevgi ve inanç esinleyen bir niyet dalgası gönderin.
Şimdi, sanki bilinciniz kendisine benzer bilinçleri çeken bir mıknatısmış gibi varoluş şablonunuzdan altın bir ışık topu olarak yükseldiğinizi hissedin. Sizinle birlikte çalışmaya uyarlanmış başka şablonlar var. Amaçları insanlık için yeni bir küresel şablonu harekete geçirmek. Bırakın, şablonunuz onları arayarak Dünyayı kuşatan ağ etrafında dönsün. Bu küresel arayışı hissedin. Kendinizi altın bir ışık küresi olmaya, bir yerden başka bir yere giderek gezegenin çevresinde dönmeye bırakın. Altın top, kendisine benzer bilinçler çektikçe bırakın büyüsün, bir ışık örtüsü oluştursun. Bilinçlerin çakışımıyla uyanışa geçmek üzere tasarlanmış olan bir enerji ağını harekete geçirsin. Altın ışık topunuzun Dünyanın dört bir yanındaki farklı yerler tarafından çekildiğini hissedin. Kendinizi orada görün. Nereye giderseniz gidin varlığınızın değişiklik yarattığını, açılıp yayıldığını görün.
Bedenlerinin içinden bu küresel şablona bağlı olan altı milyar insan hayal edin. Gelmekte olan değişimle yaşama çok daha farklı bir açıdan bakma özgürlüğüne sahip olduklarını biliyorlar. Böylece daha sevinç dolu ve genişlemiş yaşamlar sürme fırsatına sahipler.
Bilincinizi fiziksel bedeninize geri getirin. Işığın içinizde dolaştığını, içinize aktığını, sizi bağlantıya geçirdiğini canlandırın. Enerji akışını yüksek hızda izleyin ve nabzınızı atmaya bırakın. Kendinizi daha güçlü ve yeni bilgi, sağlık ve canlılıkla dolmuş hissedin. Işık sütununun sürekli sizinle birlikte olduğunu, içinizi doldurup sizi kaynağınıza bağladığını hissedin. Işık sütununu her zaman fizik bedeninize girer biçimde tutun. Işık sütunu sizin daha yüksek alemlere davetiyenizdir.
Düşünce vardır. Dünyanızı farklılaştırmak ve gerçekliğin yepyeni bir paradigmasını yaratabilmeniz için düşüncenizi üretken bir biçimde kullanmayı öğrenme yolunda evrimleşiyorsunuz. Kendinize güvenin ve keşfettiğinizin ne olduğuna iyi kulak verin. Önünüzde beliren yol çok ilginç olabilir. Onu sürekli olarak yarattığınızı anımsayın. Senaryoyu beğenmeyecek olursanız da yeni bir yola koyulabilirsiniz. İyi yolculuklar.
Barbara Marciniak
...
29-Boyutların dansı:
Size İlk Yaratıcının bütün ekipleri oluşturduğunu ve eğer İlk Yaratıcının evrenindeyseniz aynı zamanda bütün ekiplerde de yer aldığınızı anımsatırız.
Siz insanlar, kitaplık kartları, Yaşayan Kitaplığın anahtarlarısınız. Dünya’nın kitaplığında saklanan bütün bilgiye sizin aracılığınızla erişilebilir. Yaşayan Kitaplıkla birleşecek, ondan etkilenip içinizin onunla dolacağı şekilde tasarlandınız. Ruhsal evrim sürecinin insan biçiminde ustalaşmak üzere buraya geldiniz. Amacınız evrimle birlikte yaşamak, pek çok farklı gerçeklikle birleşmek ve gerçekliklerin sizin kanalınızla birleşmesini sağlamak. Er geç, kaynağınız olan yaratıcı tanrıların bilincine uyumlu hale geleceksiniz. Bir radyoyu çeşitli frekansları alacak şekilde ayarlamak gibi olacak bu. İşgal etmekte olduğunuz belirli fiziksel bedenlerin pek çok gerçeklikte varolan alıcı verici istasyonları, yayın birimleri olduğunu bilin. Bütün yaradılış, etkilenmek, yapboz oyununun birbirlerine uyan parçaları gibi olmak üzere tasarlanmıştır. Siz insanlar sizi başka gerçekliklere kenetleyen ne kadar çok uzantınız olduğu konusunda bilgisiz kılındınız. Başka gerçekliklerdeki size ayarlı ve sizi etkileyen zeki kaynaklar hakkında en ufak bir fikriniz yok.
Bütünün parçası olmayan hiçbir şey yoktur ve bütün, etkileşimin belirsiz sonluluğunu yaratan bir özgür irade alanı olarak tasarlanmıştır. Görev ve sorumluluğunu birleşme ve seçimler gerçekleştirmektir. Anne babalarınız, “İyi çocuklarla oyna. Vuran, tüküren, ısıran, tekme atan ya da küfreden çocuklarla oynama”, diyebilir. Anne babalık sürecinin bir bölümü de size insanlarda nelerin aranacağını öğretmektir. Ancak, size şimdiye dek hiç kimse çevrenizdeki görünmez dünyalarla arkadaşlık ve ortaklık kurmayı öğretmedi.
İnsan olarak göreviniz, Yaşayan Kitaplığı benimseyip korumaktır. Geçmişte, Yaşayan Kitaplığı deneyimlemek isteyenler izin alarak kitaplığa insanların gözlerinden bakardı. Onlar baktıkça insanlar sorumlu tanrı ve tanrıçalar, deyim yerindeyse bu gerçekliğin tur rehberleri haline geleceklerdi. Bir zamanlar Dünyadaki insanlar çok onurlu ve ileri ölçüde evrimleşmiş konumlara getiriliyordu. Enerji ve ışık yayan olağanüstü, canlı biçimleriniz vardı. Aşçıbaşılarının kendilerine özgü yemeklerinin olması gibi insanlar da Yaşayan Kitaplığı deneyimleme ve bilgiye erişme yolları konusunda uzmanlaşmışlardı . Bilgi arzu edenler Dünyanın kitaplığım deneyimleyip keşfetmeye gelirdi. Bu ziyaretçiler Dünya ve bütün görkemi için giriş kartı olan insanlarla birleştiler. Diğer enerjilerle birleşmek ve onlara daha fazla deneyimlemeleri için gözlerinizden bakma izni vermek kutsal bir amaçtı. İnsanlar kendilerini bu sürece sundu.
Uzak yıldız sistemlerinden gelip kitaplığa katkıda bulunan enerjiler, ‘Bir şeyleri incelemek ve bazı bilgiler almak için kitaplığa erişim istiyoruz’, dediler. İnsanlarla birleşmek için izin alıp sevgi frekansını içselleştirmeleri gerekiyordu. İnsanlar başka bir türle bir birleşme, sevgi frekansıyla bir karşılaşma yaşayacaklarını biliyorlardı. Diğer enerjiler, Yaşayan Kitaplığa kayıt yaptırmak için insanların bedenlerini, gözlerini, duyuları ve bütün varlığını kullanıyordu. Elbette farklı insanlar Yaşayan Kitaplığın farklı yönlerini tercih ediyordu. Ziyaretçi tanrı ve tanrıçalar da belirli bir bilginin arayışındaydı. Bundan dolayı Yaşayan Kitaplık yöneticisi olmak oldukça ilginç bir işti, çünkü tanrı ve tanrıçaların neyi ziyaret edeceğini, hangi bilginin ardında olduklarını bilmiyordunuz. Tur rehberi olmak gibiydi, gelenler arzu ettikleri bilgiye erişmek üzere sizi yönlendiriyorlardı. Ortak yaşam üzerine kurulu bir ilişkiydi. Başarısının temeli sevgi frekansıydı.
Varoluşta umutsuzca gereksinilen görkemli bir bilgi var ve o burada, Dünyada saklı. Dünyada ışığın yeniden düzenlenmesi gerçekleştikçe son derece iyi niyetli, yükseltici ve sevgi dolu varlıkların kitlesel bileşimi yaşanacak. Gelecek ve sizin bedenleriniz aracılığıyla çalışacaklar. Kendi bütünlüğünüzü ve kimliğinizi korumaya devam edeceksiniz; bununla birlikte bizim aracımızla birleşmemiz gibi onlar da sizinle birleşecek. Bedenlerinizde barındırdığınız şifre ve ustalıklara erişebilecek durumda olacaklar.
Dünya Yaşayan Kitaplığın bütün işlerliğine yeniden kavuşmasını sağlayacak bir frekansa doğru fırlatıldıkça gerekli deneyimler herkes tarafından paylaşılacak. Pek çok kozmik bakış açısından Yaşayan Kitaplığa erişimin anahtarları olarak bir kez daha büyük değerler haline gelmek için on iki sarmallı DNA ve beynin bütün kapasitesine sahip olacaksınız. Kitaplık kartları olarak ilişkiye girmek için insandan fazlası olduğunuzu anlamak zorundasınız. En gerçek şeklinizde çok boyutlu olduğunuz varoluş içinde birçok farklı biçiminiz, büründüğünüz kılık var. Bütün bu evrensel sisteme tohumu ekilmiş duyarlı enerji topluluklarısınız. Niyetleri, amaçları olan ve keşfe çıkan diğer bilinçleri bir araya getiren bir bilinç topluluğu oluşturuyorsunuz.
Dünya, yönü kökten bir değişim geçiren bir yolda. Hızlandırılmış bir evrim sürecine girişi deneyimliyor. Bir döngü sona eriyor ve yeni bir çağ ya da yeni bir tema öne çıkmak üzere. Toplum içinde bu yeni çağın gelmesine yardım ediyorsunuz. Bırakın benliğin daha pek çok kimliği olduğu olgusunu kavrayabilmek, insanlar şu anda insan olarak birçok kez yaşadıklarını bile ancak anlayabiliyorlar.
Benlik, hepsi merkezdeki bir ruhu oluşturan farklı yaşam biçimlerinden meydana gelir. Dünya yeni bir yöne doğru fırlatıldıkça üzerinde yaşayanlar Dünyanın titreşeceği yeni titreşime ayak uyduramayacağı için yok olabilirler. Ya da onları, ruhu oluşturan çeşitli kişiliklere göz açıp kapayıncaya kadar girip çıkma yeteneğine hazırlayacak olan değişimlere girişeceklerdir. Bu alanda öncüsünüz ve benliğinizin en önemli bölümleriyle karşılaşıyorsunuz. Karşılaşacağınız daha pek çok benliğiniz var.
Anımsayın, siz, kendini birçok gerçeklikte ifade etme arayışında olan daha büyük bir bilinç topluluğunun parçasısınız. Gerçekliğin bütün biçimlerini daha fazla anlamak üzere merkez ruhunuz pek çok çeşitli kimliğe, kol ve uzantıya sahip. Onun için gerçekliğin bütün biçimlerinde ‘iyi’ olduğunuzu düşünmeyin. Aslında, ‘kötü’ olduğunuz kimi zamanlar ‘iyi’ olduğunuz zamanlara göre daha çok bilgi kazanırsınız. İyi insanlar olduğunuzda bazen o kadar safsınızdır ki olan biten hakkında hiçbir fikriniz olmaz. Keşiflerinizin sizi zorluklarla etkilemesine gerek yoktur. Size kazanç, daha çok bilgi getirmelerine, sizin için çok yararlı bir şey ortaya koymalarına niyet edin.
Kendi zekanızı kendinizden saklıyorsunuz. Gerçekliğinizi nasıl yarattığınızın, kaç düşünce boyutunda birden yer aldığınızın ve sadece bir şeylerin bekleyişinde olduğunuzu iddia ederek nasıl ortalarda dolaştığınızın ayırdında olmayı öğrenmek zorundasınız. Düşünceler bütün bu bilgileri taşıyarak an be an kafanızda yarış yapıyor ve siz gerçekliğinizi her an kendinizin yarattığınızın farkında değilsiniz. İnançlarınızı kendinizden saklıyorsunuz. Gücünüzü kendinizden saklıyorsunuz. Anımsayın, tür olarak televizyonlarınız ve eğitim sistemleriniz aracılığıyla güçsüzlüğünüze inanmaya programlandınız.
Gerçekliğinizi ancak kimi zaman yaratıp başka zamanlar ve belirli durumlarda gücünüzün olmadığını düşünme tuzağına düşmeyin. Deneyiminizin enginliğini hatırlamak zorundasınız. Zor ya da kötü görünen şeylere katılmak üzere bazı anlaşmalar yaptığınızı hatırlamak zorundasınız. Gerçekte, yükseltici olaylar çoğu zaman sizin zor dediğiniz deneyimlerin arkasındadır. Anımsayın, yarattığınız her şeyde bir fırsat vardır.
Sizler, Dünya barışını düzenleyip yeniden yapılandıran ve uygarlıkların tohumunu atan Oyun Ustalarının kendisisiniz. Bu uygarlıklar canlanıyor, harekete geçiriliyor ve siz şimdi varoluşun en heyecan verici mekan ve zamanlarından birindesiniz. Sizi destekleyen, sizinle birleşmek, sizin kanalınızla çalışmak, önünüzdeki işte size yardım eli uzatmak isteyen pek çok varlık var. Bu işi yerine getirmek için bir yığın metin okuyup bilgisayar çıktıları yutmak zorunda değilsiniz. Bütün yapmanız gereken kendinize güvenmek ve gerçekliğinizi, insan olarak başarmak istediğiniz şeye niyet ederek kendi öykülerinize göre tasarlamak. İmzanızın bu dünyadaki işaretinizin ne olmasına niyet ederseniz o olacak. O halde düşünüzü büyük tutun.
Kitaplık kartları olarak insanlar böcekler, bitki ya da hayvan alemlerince deneyimlenenden çok farklı bir bilgiye ulaşırlar. Yaşayan Kitaplık kendisiyle birleşilmek üzere tasarlanmıştır ve gerçekte onun ortaya çıkan yaşam biçimleriyle başka varlıklar Dünya gerçekliğinin bir biçimini deneyimleyip bilgi toplayabilir. Aranmaya niyet edilen şey, yapılan birleşme seçimiyle ortaya çıkar.
İnsanlar Yaşayan Kitaplığa tam erişim verecek şekilde şifrelidir. Başka enerjiler insanlarla birleştiğinde onların sözgelimi kurbağalarla birleşmeyeceğini gösteren formül ve şablonlar bulunur. İnsanlar, insan aracının nasıl hareket ettiğinin tam anlayışına sahip olmayan enerjiler tarafından kitaplık kartı olarak kullanılmıştır. Bu da insanlarda dengesizlik ve deliliğe yol açtı. Bazı varlıklar insanlara zarar vermeye niyetli olsa da çoğu yalnızca bilgisizliğiyle zarar verir. Bedenlerinizin birleşme enerjisini almaya hazırlanması, ne için erişilebilir olduğunuzun standardını belirlemek ve anlayış son derece önemlidir. Anımsayın, deneyiminizin evrensel neden sonuç yasaları boyunca ilerlemesini sağlayan yüksek benliğinizin yardımına sahipsiniz. Yüksek benliğiniz ayrıca kapı bekçisi ve gerçeklik bir alandan diğerine sürekli olarak yorumlanırken üçüncü boyuttaki eylem ve inançlarınız temelinde neden olduğunuz karşılaşmaları düzenleyen bir sekreter gibi hareket eder.
Uranüs ve Neptün’ün 1993′de Galaktik Işık Dalgası gelgiti olarak çakışım yapması gezegeninize bir elektrik akımı gönderdi ve insanlarda üçüncü bir sarmal olasılığını harekete geçirdi. Çakışım, ışık şifreli iplikçikleri birbirlerini çekip bu üçüncü sarmalı bir araya getirmek üzere tetikledi. Bu da, bildiğiniz benliğinizi çok boyutlu benliğe ulaştıracak olan bedenlerinizin içindeki elektrik akımını sağladı.
Büyük ölçüde hızlandırılmış bir zamandasınız. Sizler, her biriniz kişisel birer enerji girdabısınız. Bizimle bu on iki çakra oyununu oynarken çakralarınızı açıyor ve sınırsız sayıdaki bütün çok boyutlu kişiliklerinizin geçeceği kapılar yaratıyorsunuz. Bu kişilikler karışıp tek bir ahenkli birim haline gelebilir. Benliğinizin sizinle uyum içinde olmadığını hisseden farklı şekilleri var. Bunlar alanınıza girdiğinde sizi bekleyen sınav, bu ahenkli birimi yaratmak için onlara uyumlu olmayı öğretmektir. Kim olduğunuzu ve çok boyutlu bir kişilik haline gelen üç boyutlu bir varlık olarak standardınızın ne olduğunu varlığınızın özünden bilmek zorundasınız. Standardı belirlediğinizde deneyiminiz ve sizinle birleşmesini istediğiniz bütün varlıklar bu seçim doğrultusunda düzene girer.
Çok boyutlu bir birleşim deneyimlediğinizde, “Bakın, dinleyin. Onlardan birisi olduğum için insan ırkının iyileştirilmesine çalışıyorum. Evrimleşmeye, daha büyük yeteneklere sahip olmaya, daha büyük rahatlık içinde olmaya çalışıyorum. Bu yetenekleri kendime, temasta olduğum insanlara, yani bütün insan ırkına, bu gezegene, bize evrimleşeceğimiz bir yer veren Toprak Anaya yarar getirecek şekilde kullanmaya niyet ediyorum”, demek iyi bir uygulamadır. Eğer başka bir enerji bu tasarıya uymayacak olursa gider ya da en iyisi değişmeye ve durumu yeniden değerlendirmeye hazır olur. Çoğu zaman bir enerji şifa bulmak, sevgiyi aramak ve bilmediğini öğrenmek için gelir. Mum ışığı gibisiniz, benliğinizin farklı biçimleri böcekler gibi size çekiliyor. Alevin içine uçuyorlar, dönüştürüyorsunuz, yeniden doğuyorlar.
Şöyle söyleyebilirsiniz; “Niyetim, bu çok boyutlu deneyimleri nasıl kullanacağıma ilişkin daha büyük bir anlayış edinmektir. Niyetim, bundan nasıl çok daha fazla yaralanabileceğimi ve bununla daha fazla nasıl eğlenebileceğimi ortaya çıkarmaktır.” Bu niyet, onun kanalıyla yaşanan deneyimin yapısını belirler. Niyet, gerçeklikte neyi görünür kılmak istediğinize ilişkin bilinçli bir saptamadır. Bundan ötürü, herhangi bir şey istediğinizde önce niyet edin, çünkü bu, gerçekliğinizi nasıl oluşturacağınızı belirleyecektir.
Gerçekliğin yeniden tanımlandığı bir zamanda yaşıyorsunuz. Onu yeniden tanımlayan sizsiniz. İstediğinizi talep ettikten sonra deneyimlediğiniz şeyi yorumlamak için bilgi ve yardım isteyerek kendinizi bir serüvenin içlerine doğru izleyin.
Bir kitaplık kartı olmak ne demektir? Kabul edilmeye doğru ilk adımınızı atıyorsunuz demektir. Başka enerjileri anlayış, anlarla bir araya gelme, birleşim, karışım ve onların sizin kanalınızla Yaşayan Kitaplığa erişmesini sağlamaya doğru bir adım attığınız anlamına gelir. Belirli bilinç durumlarına ulaştığınızda başkalarının da ayarlanabileceği bir radyo programı gibi bir elektromanyetik sinyal yayınlarsınız. O zaman da çok değerli bir hale gelirsiniz, çünkü başkalarıyla birleşebilirsiniz ve başkaları şifrelere bu şekilde ulaşabilir. Şifreler yaşamı yeniden üretmenin formüllerini içerir. İnsanlarda saklı en önemli bilginin ancak belirli bir bilinç durumunda varolup erişilebilir olması için birçok koruyucu önlem tasarlanmıştır. Bu olmaksızın kendilerini varoluşa sunamazlar bile. Formüller insanların içindeki yüksek düzeyli bir bilincin korunmasıyla varolur. Eğer yaşam ve varoluş niteliği değiştirilerek bozulacak olursa insanlar formülleri üretemezler.
Sizinle birleşmek isteyen bu varlıkların enerjisini hissetmenizi istiyoruz. Bir işaret vermelerini isteyin onlardan. “İşim kendim ve gezegenin yükselişini sağlamak. Eğer bu hedefle uyum içindeyseniz hoş geldiniz. Değilseniz yanıma bile yaklaşmayın. Bu saçmalık için ben yokum”, deyin. Bu saptamayı yapmanız gerekiyor.
Şöyle de söyleyebilirsiniz; “Benim kanalımla çalışmak isteyen enerji, sizin gezegendeki yaşam ifadelerinizden biri olmaya razıyım. Kim olduğunuz öğrenmek, sizi anlamak istiyorum. Varlığınızın bana enerji vermesini istiyorum. Eğer enerjiye benim sahip olmadığım erişim olanaklarınız varsa bedenimde bu enerjiye yer açmaya hazırım. Lütfen bu olanakları benimle paylaşın.”
Beliren enerjiler size seslenmeyecek olurlarsa şöyle söylemekten korkmayın; “Kapılar kapalı. Siz bana göre değilsiniz. Başka birini bulacağım.” Başka birisini de bulacaksınız, çünkü standardınız deneyiminizi yaratır. Bir kez namı diğer görünmezlerle rahatça dostluk kurar hale geldikten sonra “bana göre olmayan tipler”i daha iyi anlayıp inceleyebilirsiniz. Gerçekte hepsi bütün ilişkinin parçalarıdır.
Daha fazla sorumluluk alın. Bedeninizi çok boyutlu enerjinin farkındalığını barındırmaya hazırlamak için gerekli olan pek çok şey vardır. Yoga, esneme hareketleri, nefes egzersizleri, bedeninizi destekleyici yosun ve otlar enerjinin hareket edebileceği bir alan yaratır. Çok boyutlu zeka titreşimini barındırmak için bir beden gereklidir, onun için işinizin bir bölümü de belki bu hazırlığa ilişkin olacaktır.
Sizinle çalışmak isteyen enerjilere sorun. Dünyada bir tanrı ya da tanrıçaya soru sormak çocukken bir yetişkine soru sormak gibi terbiyesizlik sayılır. “Çocuklar ayak altında dolaşmaz, sesleri çıkmaz.” Tanrıların çocukları olarak büyükler karşısındaki aynı görünmezlik ve sorgusuzluk ilkesini uyguluyorsunuz. Size her şeyi sorgulamanızı öneriyoruz bizim söylediklerimiz de içinde olmak üzere çünkü bu yalnızca hakkınız değil, sorumluluğunuz da. Kendi kendinizin hakimi olmanın, bedeninize sahip çıkmanın ve gerçekliğinize varolma komutunu vermenin anahtarı bu.
Solar plexusunuzdan çıkan ve çeşitli benliklerinizin vizyonuna ulaşan sarmallar yaratmayı öğrenin. Sarmalların sizi amacınıza bağlayacağını göreceksiniz. Üçüncü boyuta ait bakış açınızdan gördüğünüz benlikleri yargılamayın. Çünkü yargılar, aynı temayı zaman içinde farklı kostümlerde tekrarlayan gerçeklik tuzak ve döngüleri yaratır. Çoğunuzun yaptığı anlaşmalardan biri de bu yolculukta yargının ötesine geçmekti. Bu tavrı korumak çok önemlidir.
Çok boyutlu benlikleriniz evriminiz sırasında sizi tedirgin edebilir. Siz kendi ışığınız ve kendi gölgenizsiniz. Ayrı olduğunuz oyununu oynuyorsunuz elbette. Şimdi de Işık Ailesi üyesi ve iyi çocuk olduğunuz oyununu oynuyorsunuz. Ekipler olduğunu söylüyoruz ışık giysili ekiplerle kara giysililer ve siz sadece bir beyaz giysili, ışık bedenli olduğunuzu düşünebilirsiniz. Size İlk Yaratıcının bütün bu ekipleri oluşturduğunu ve eğer İlk Yaratıcının evrenindeyseniz aynı zamanda bütün bu ekiplerde de olduğunuzu anımsatırız.
Sizin doğal durumunuz ve evriminizin yönü, bu gezegende barış yapmak, barışı başka dünyalara da götürmek isteyen çok boyutlu bir kişiliktir. Anımsayın, barış, yaşamınız için seçilen standart demek olan kararı içerir. Günün birinde bütünlenecek pek çok koşut anı ve ortaya birdenbire çıkan fikirler olacak. Bir yanınız hiçbir şeyin olmadığından o kadar eminken benliğinizin pek çok deneyimleyen katmanı olduğunun bilincine varacaksınız. Bu gerçeklik düzlemleri bölünüp ayrılmaya başlıyor ve siz beceriler ve ifadenizin yeni yönlerine doğru ilerliyorsunuz. İş şimdi bu şeyleri yakalamak yıllar boyunca ortaya çıkarmaya esinlendiğiniz şeyin yolundan gitmeye daha fazla zaman ayırmak.
Buraya Dünyanın elindeki olasılıkları değiştirmeye geldiniz. Farkında olduğunuzdan çok daha fazla şeyi bedeninizle yapıyorsunuz. İçiniz geçtiğinde, daldığınız ya da uyuduğunuzda nereleri gezdiğinizin birdenbire bilincine varacağınız gün gelecek. Çağlar önce bu becerileri geliştirmek esaslı bir eğitim gerektiriyordu. Bugünse sürekli ışıkla yıkanıyorsunuz ve bedeninizdeki ışık arttıkça daha büyük benliğinizin yeniden düzenlenmesi de o kadar etkinlik kazanacak. Bu süreç boyunca güçlü bir benlik şu anda olduğunuz varlık anlayışını koruyun. Yarattığınız araca karşı sevgi ve iyilik anlayışını sürdürün.
Dünyanın bu değişimden kimseye bir yarar sağlamaksızın mı geçtiğini sanıyorsunuz? Işık olup sevgiyle gelerek burada olana erişmek ve olayların akışını değiştirmek üzere sabırla Dünyayı bekleyen milyonlarca varlık var. Bu değere erişebilmeniz için kim olduğunuzu bilmeniz ve bunun herkes tarafından hissedilmesi gerekiyor. Heyecan ve değişimin içeriden yaratılması için Dünyaya enerji gönderiliyor. Bu, zamanların tasarımının bir bölümü. Bir araya geldikçe bilmeye, anımsayıp hissetmeye başlıyorsunuz. Birdenbire artık her şey eskisi gibi olmaktan çıkıyor.
İçinizde harekete geçirilen hafıza bedensel tepkiler yaratabilir. Çünkü fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal bedenlerinizin hücrelerinde yer almakta ve anlaşılmaya gereksinim duymaktadır. Yeni bir şeye doğru gelişiyorsunuz ve bunun çerçevesini oluşturmaktasınız. Sizi bedeninizi fantazinize uygun herhangi bir deneyim biçimiyle duruma uyarlamaya teşvik etmek isteriz. Şiatsu, masaj, masaj terapisi ya da zihinsel, fiziksel, ruhsal ve duygusal bütün bedenlerinize ulaşabileceğiniz herhangi bir yöntem uygulayabilirsiniz. . Enerjinin takılıp kaldığı yerden hareket etmesi için bu yöntemleri kullanın.
Büyük miktarlarda su içmenizi, nefes alıştırmaları ve hava almaya zaman ayırmanızı, ses çıkarma ve sınıflandırılmamış sesin kendisini sizin bedeniniz aracılığıyla ifade etmesi uygulaması yapmanızı öneriyoruz. Bedeninizi etkin ve canlı tutun. İletişim kurmaya, barış içinde meditasyon yapmaya, size içinizden seslenen her şeye kulak vermeye zaman ayırın. Keşiflerinizi hayata geçirin ve yol boyunca istediğinizin ne olduğunu niyetinizle ifade edin.
Bu oyunlarla bir çocuk gibi oynayabilir, güzel bir zaman geçirebilirsiniz. Ancak, daha derin bir düzlemde Şamanizm sanatını birçok dünyayı anlayıp etkileme yetisi icra etmekte olduğunuzu bilin. Şaman tek bir dünyada yaşamaz. Başka dünyaları nasıl yardıma çağıracağınızı öğrenip uyum ve işbirliği içinde yaratıcı bir enerji alışverişinde bulundukça değişirsiniz. Varolan her şeyle ortaya çıkan ilişkisini keşfeden güçlü, bireysel kimlikler olarak siz Dünyalılar, her zaman yuvaya geri dönün.
Ne kadar kararlı, güvenilir ve istikrarlı olduğunuzun görülmesi için sınanıyorsunuz. Çünkü gelecek yirmi yıl içinde başka boyutlardan beliren anormallikler karşısında çok sarsılacaksınız.
Çeşitli boyutsal kapılar ardına dek açılıyor ve ayrı tutulmuş olan şeyler süzülüyor, ilerliyor, yer değiştiriyor. Onun için, bulundukları yerde hiçbir işi olmayan nesne, yaratık, yaradılış ve olayları ortaya çıkarabilirsiniz. Soyu tükenmiş sayılan yaratıkların geri döndüğünü, hayvanların birdenbire, hiçbir iz bırakmaksızın kaybolduğunu ve gezegenin dört bir yanında çeşitli bitki türlerinin ortaya çıktığını görebilirsiniz. Kişisel eşyalarınız sahip olduğunuz şeyler günün birinde yer yarılıp içine girebilir. Siz kim olduğunuzu ve bütün varoluşla ilişkinizin ne olduğunu ele alırken gerçekleşecek olan tuhaflıkların birkaçı bunlar.
Negatif düşünce biçimlerinin etkisi altına girmeniz hiç olmadığı kadar kolay. Neden? Çünkü insanlar hiç olmadığı kadar çok negatiflik yaratıyor. Gazeteleriniz sizi sevince mi teşvik ediyor, olumsuzluğa mı? Gezegene gelmekte olan daha yüksek enerji frekansı, korkunun düşünce formu ile aşırı yüklenmiş, artık kendisine yetemez olmuş astral alemi paramparça ediyor.
Astral dünyanın kendi nüfus patlamasıyla çöküşü gezegeni kesin olarak yoğunlaştırıyor. İnsanlar daha da korkmuş durumda ve yükün ağırlaştığını hissediyorlar. Düşünce biçimleri negativiteye bağlanmaya çalışıyor; çoğu zaman sevinçten çok acı, yükseliş, güven ve tanrısal soğukkanlılıktan çok tasa içinde oluyorsunuz. Ancak bu bir seçim sorunu. Neyi seçmek istiyorsunuz? Neye odaklanacaksınız?
Buradaki oyunun adı berraklık. Eğer benliğinizi berraklık olmaksızın açacak olursanız titreşiminize uymayan enerjiler çekmeniz çok kolay olur. Böyle enerjilerin kötü olduğu anlamına gelmez bu; yalnızca titreşimsel niyetinizle uyum içinde titreşmedikleri anlamına gelir ki bu da elbette sizin tarafınızdan anlaşılmayabilir. Tavrınızda kararlı değilseniz enerjiler bütünleşmediği için karmaşa doğabilir. Düşünce biçimleri size takıldığında duygularınız deneyiminizin niteliğini belirler. Her zaman mutluluk içinde ve kusursuz bir şekilde hareket etmek çözüm değildir.
Kendinize duygusal deneyimlerden geçme ve ders alma izni verin. Tutunduğunuz karanlık ruh halleri ve enerjiler son derece büyük zorluklar yaratabilen alışkanlık ya da kalıplara dönüşür. Bizim verdiğimiz adla kozmik bir çekici, bütün niteliksiz enerjilere açık bir kapı haline gelebilirsiniz. İlk Yaratıcının her şeyde olduğunu bilgisiyle de bu gerçekten bir açmaz yaratabilir.
Varolan her şeyle ilişki içindeki öz keşif sürecine doğru açıldığınızın bilincinde olun. Gerçeklik ve düşünceler sizin kanalınızla ortaya çıktıkça sevgi, şefkat ve anlayışla varoluşun bir yönünü temsil eden büyük ikilem ve kutuplaşmayı daha fazla deneyimleyebilecek hale geleceksiniz. Anahtar, keşif yolculuğundan zevk almak ve içindeki mücevheri bulmaktır.
Kendinizi bir kapı, duygularınızı da siz diğer boyutlar için kapı bekçisi olduğunuz için bu zamanda Dünya düzlemine hangi tür enerjinin girmesine izin verildiğini belirleyen koruyucular olarak düşünün. Kendinizi sevmek zorundasınız, çünkü kendi içinizden ve bu gerçeklik içinde hareket etmektesiniz. İşgal ettiğiniz fiziksel beden sizin evinizin durağını temsil ediyor. Fiziksel bedeninizin bütün öyküsü sizi anlamlı olduğunuzun farkına vardığınız bu belli bilinç noktasına getirdi. Bedeniniz sizin taşıma aracınız, Mercedes’iniz ve bedeli daha düşük bir şeymiş gibi davranamazsınız ona, en azından bu rauntta davranamazsını z. Sınırlarınızı belirleyen, “Bu iyi geliyor, şu gelmiyor. Şuna peki, buna değil”, diyen sizsiniz. Kendinizi sevin ve yarattığınız ne olursa olsun ruhsal büyümeniz için bir fırsat taşıdığına inanarak suçluluk duymaksızın hareket edin.
Hamur açıp pastalara biçim veren bir fırıncı gibi düşündüğünüz her bir düşünce yaşama geçer, biçim bulur. Bir şey düşündüğünüz her zaman ortaya bir düşünce formu çıkar. Bu düşünce formu sizinle birlikte çalışır ve kitlesel düşünce biçimlerinin eterik alanında can bulur. Harekete geçirdiğiniz şey, iyi ya da kötü, deneyimleyeceğiniz şeydir. Yaratıcı sizsiniz. Belki artık temel düşünce ve inançlarınızla harekete geçirdiğiniz şeyin ne kadar derin olduğunun bilincine varıyorsunuz. Kıskanç olmanın, nefret, öç alma ya da benzeri şeylere güç kazandırmanın yararı yoktur. Çünkü onlara yaşam verdiğinizde yaratıcı gücünüzü kişisel olarak deneyimlemeniz için size dadanmak üzere geri dönerler.
Bedeninizi ve kendinizi sevdiğinizde neye açık olduğunuz konusunda belirli sonuçlara varırsınız. Niyetiniz varlığınızın hücrelerinden ifade edildiği için moleküllerinizin neye açık olduğu konusunda düdüğü öttüren olmayı öğrenirsiniz.
Size, sahip olmanın kurallarını öğretiyoruz. Çok boyutlu benliğinizin bir araya gelişini içinizde barındıracak kadar güçlü olmak için kendinizin hakimi olmak zorundasınız.
Eğer niyet titreşiminiz açık ve güçlüyse bununla uyuşmayacak olan size doğru çekilemez bile. Anımsayın, inançlarınız temelinde kendi gerçekliğinizi yaratıyorsunuz.
Enerjiler sizin yaşam gücünüz, belkemiğinizin temelinde yer alan ve yukarı doğru, en iyi durumda bütün fiziksel bedeniniz boyunca yükselen kundalininizle yaşar.
Çoğunlukla insanların kundaliniyi anlamaya en çok yaklaştıkları alan cinsel tutkudur. Anımsayın, cinsel arzu denilen bu güç yaşam yaratabilir. Tutkunuz kendi yolundan içinize sızıp sizi yaşamı sürdüren insan kılabilir. Siz canlılığının ve yaşam yaratıcı özelliklerinin farkına varmasanız bile çeşitli şekillerde emilebilir ya da çekilebilir. Size düşen sorumluluk, kundalininizi bütün çakralarınız boyunca önce bedeninizde ve sonra da dışında yükseltmek ve bu gücü yaratmada kullanmaktır. İçinizdeki yaşamsallık size cesaret, incelik ve zihninizle ekeceklerinizde bahçıvanlık becerilerinizi kullanma güveni verecektir.
Posede (ele geçirilmiş) kişiler çoğunlukla kendilerine geri dönen düşünce formlarını deneyimlerler. Ruhsal krizler, onları rahatsız etmek üzere başkalarına kasıtlı olarak bir şeyler gönderen insanları içine alır; sürecin yaradılışı her iki tarafın da varlığını gerektirir. Her evrimsel yolculuğun toplamı yaptığınız her şeyin bütünlenmesi ve gölgeyle karanlığın kabul edilmesidir. Yarattığınız şeyin sorumluluğunu üstlenmek zorundasınız. Bilmediğiniz sürece bundan başka türlü nasıl sorumluluk alabilirsiniz ki?
Bazen bunu size bildirmek isteyen bir enerji olur, olağan durumunuzda olmadığınızı anlamanız için bir şeyler yapar. Ortada bir varlık olduğunu anlamanız ve sizin dikkatinizi çekip çekemediğini görmek için hareketini abartır. Şöyle karşılık verebilirsiniz bu varlığa; “Tamam, peki, burada olduğunu biliyorum. Anladım. Varlığını hissediyorum. Bu kadar abartmana gerek kalmadı artık.” Enerji sizinle birleştikçe kendisini nasıl değiştireceğini öğrenecektir. İletişim kanallarınızı açık tutmak zorundasınız. Üçüncü boyutta karşınızda belirmiyor diye enerjinin sizin onunla iletişim kurduğunuzu anlamadığını düşünmeyin.
Çok boyutluluk ve birleşim aleminde hayvanlar ustadır. Hayvanlar boyutlar arasında hareket eder. Hiçbir hayvan ya da kuşu bir görüp bir kaybettiğiniz oldu mu? Hayvanlar yaşam niteliğiyle çok ilgilidir sizden çok daha fazla. Yaşam niteliği kuşkulu bir haldeyse hayvanlar kendiliğinden daha destekleyici bir gerçekliğe göçer. Hayatta kalma için programlandıklarından varoluşun başka alanlarına doğru hareket ederler.
Hayvanlar zeki ve esnektir. İnsanlardan çok daha fazla serüvenleri vardır. Alışveriş merkezleri, mezarlıklar inşa etmeye, televizyon ve sinema seyretmeye, kendilerini yüzeysel eğlence çeşitleriyle oyalamaya gereksinmezler. Hayvanların canının sıkıldığını mı sanıyorsunuz? Ne yapacaklarını bilmediklerini mi düşünüyorsunuz? Anlayamadığınız çok, pek çok serüven yaşar onlar. Ama günün birinde anlayacaksınız.
Sözgelimi böcek ve kurbağalar çıkardıkları seslerle boyutsal arterlerin kapılarını açar. Kimi hayvanlar sesi kullanarak yolculuklara çıkabilir. Bütün varlıklar pek çok gerçekliğe yolculuk yaparak düş görür. Rüya kavramını anlamanın en iyi yolu, uyuduğunuzda varolmayan başka bir dünyaya gittiğinizi bilmektir. Hafıza açık olsun olmasın, her şey birbiriyle bağlantılı olduğu için varlığını sürdürür. Böcekler, solucanlar ve kurbağalar bir gerçeklikten diğerine geçtiklerini bilirler. Başka dünyalara giderler, bununla birlikte hemen buracıkta, bu dünyadadırlar.
Böcekler bu gezegende herhangi diğer bir hayvan sınıfından daha büyük sayılarda temsil edilir ve daha az yer kaplarlar. Dengeyi korurlar, çünkü böcekler olmasa gezegeniniz varolamazdı. Kimi yaratıcı tanrılar görünüm ve kişilik olarak böceklere benzer. Yan insan, yarı böcek olan varlıklarla karşılaşıp fotoğraflarını çekmiş kişiler vardır. Yaratıcı tanrılar kendi türlerinin sessiz temsilcileri olarak burada bulunmak üzere kendilerini kopyalamışlardır.
Böcekler şu anda kavrayamayacağınız bir şekilde sizinle birlikte çalışmaktadır. Tesadüfen size konduklarını ya da üzerinizde yürüdüklerini sanıyorsunuz ama gerçekte onlar sizin elektromanyetik frekansınızı denetler. Böceklere kendinize göründüğünüz gibi görünmezsiniz. Siz bir güç alanısınız ve çıkardığınız salgılar nedeniyle bazı bölümleriniz böceklere çok çekici geliyor. Sizi oranızdan buranızdan şöyle bir soktuklarında belki de onların varlığına alışıyorsunuzdur.
Bilinç ve varoluşta belirecek olan pek çok yaşam biçimi vardır. Siz bu yaşam formlarını yakalayıp hayvanat bahçesine koymak istiyorsunuz. Onlar için sizler demir parmaklıkların ardında hapishane gibi bir hayvanat bahçesindesiniz. Onlar size yardımcı olmak ve türler arası iletişimi yeniden öğretmek istiyorlar. Sizin belirli hayvan ya da türleri anlayıp anlayamadığınızı görmek için bekliyorlar. Siz zekayı bütün yaşam biçimlerinde tanıdığınızı gösterdikçe çeşitli türlerin elçisi ya da diplomatik temsilcisi olma niteliklerini edinmeye başlıyorsunuz. Yaşam gerçekten de çok tuhaf bir hale gelecek.
Kurbağa öttüğünde hayvanlar alemi özellikle böcekler, ama bunun yanında hayvanlar aleminin pek çok üyesi için başka boyutlara bir açılım yaratılır. Kurbağa ve böcekler frekansı yakalar. Belirli becerileri vardır. Gece ya da günün sessizliği içinde öten kurbağalar ahenkli ve döngüsel bir momentum yaratırlar. Çevredeki enerjiler bu sesin içine girip oldukça kolay bir şekilde başka yaşam biçimleri halinde varolmanın nasıl olduğunu deneyimlerler.
Bütün hayvanlar çok düzlemli gerçekliklerle insanlardan çok daha fazla uyum içindedir ve size bu gerçeklikleri öğretebilirler. Kimi insanlar Yaşayan Kitaplıkta olmanın nasıl olduğunu keşfetmek üzere hayvanlarla birleşip hayvanlar alemini inceleyebilirler.
Pek çok son derece zeki yaşam biçimi hayvan ya da bitki alemleriyle birleşerek kendilerini tezahür ettirebilir. Bu şekilde sizin gerçekliğinize bir göz atabilirler. Şimdi bu son derece zeki yaşam biçimleri, sizlerle, kitaplığın kartlarıyla birleşmek istiyor. Kitaplığa insan olarak sizin kanalınızla ulaşmaları, sincap olarak gelip erişmelerinden oldukça farklıdır. Sizler karmaşıksınız. İçinizde olağanüstü bir bilgi taşıyorsunuz. Siz kendinizi başka duyarlı varlık biçimleriyle birleşmeye hazırladıkça gezegeninize barış getirebileceksiniz. Olağanüstü bir yeni yükseliş, yeni bir varoluş biçimi, yeni bir dua getirebilir hale geleceksiniz. Sanki sizin içinizden geliyormuş gibi olacak bütün bunlar, ancak siz işin içinde sizden fazlasının olduğunu bileceksiniz. Bütün yaşam biçimlerinde büyük bir zeka olduğunu ve bütün yaşam deneyiminin sizi beklediğini bilin. Duygusal benliklerinizi açın ve sevginin yaşamsal gücünü ruhsal evriminizin anahtarı olarak kullanın.
Enerji Alıştırması
Rahatça oturun, birkaç derin, merkezlenmiş nefes alın, gev şeyin ve yaşadığınız ana gelin. Kendinizi bir grup sevdiğiniz ve güvendiğiniz insan içinde canlandırın. Başka dünyalarla karşılaşmak üzere bir ışık kapısını açmak için toplanmışsınız. Yukarıdan gelen bir ışık sütununun bedeniniz ve gruba nüfuz ettiğini hayal edin. Bu ışık sütunun üzerinde gerçekliklerin karşılaşacağı bir açılışı oluşturan pek çok enerji yolculuk ediyor.
Bu kapının açılışına niyetinizi iletin ve varlığınızı bildirin. Bütün enerji ve gerçekliklere sizinle birleşmeleri için şu anda anladığınız şekliyle sevgi frekansının sizin yorumunuza uyan titreşimsel bir uyumun gerekli olduğunu belirtin.
Kendinizi gruptaki diğerleriyle birlikte açılışın çevresinde halka oluşturmuş bir şekilde canlandırın. El ele, kol kola ayakta duruyorsunuz. Sevinç dolusunuz ve birliğin ilerlemenizi sağladığını hissederek birlikte başardığınız işe gülüyorsunuz.
Şimdi, grup olarak ışık kapısından geçin. Yukarı gidin ve kapınızın gezegeninizdeki diğer kapılarla bağlantınızı kuracağı yeri konumlandırın. Kendinizi başka boyutsal kapılara ilerler ve ışık çemberleri oluştururken görün. Işığınızı alın ve onunla algılayabildiğiniz kadar çok kapıyı birbirine bağlayın. Enerjilerin Dünyaya girebilmeleri için keşfetmekte ve barındırmakta olduğunuz frekansla, sevgi frekansıyla karşılaşıp uyum sağlamaları gerektiği düşüncesini hayal edin ve çevrenize yayın.
Siz ve grubunuzun rüzgarlarla yayıldığını, ışık çemberleri oluşturup başka ışık çemberlerine katıldığını ve Dünyanın her yerinde olduğunu canlandırın. Şimdi artık tutkuyla taşıdığınız sevgi frekansı tarafından desteklendiğinizi hissediyorsunuz.
Dünyanın çevresinde böyle çemberler oluşturarak yolculuk yaparken yolculuğunuzu destekleyen enerjileri hissedin. Gezegeninizin ötesini hissedin. Kim olduğumuzu hissedin. Pleiades enerjisinin kişisel çakra sistemine girip onu sarmaladığını hissedin. Bırakın sevgimiz şu anda anladığınız sevgi frekansıyla birleşsin. Kendinize birkaç dakikalığına varlığınızı onurlandı ran enerjiler tarafından desteklendiğinizi, beslendiğinizi ve esirgendiğinizi hissetme izni verin. Biz varlığınızın özünü seviyoruz.
Şimdi de galaksinizde bizim sahip olup işlettiğimiz bir kapı düşleyin. Sizin Pleiadesli dostlarınız olarak buradan geçecek olan frekansın kapı bekçisi olarak hareket ediyoruz. Bırakın bu zamanda bu kapıyı sizin için açık tutalım ve başka sistemlerden gelen sevgiyi süzelim. Gezegeninize kapılar açıldıkça sevginin aşağıya süzüldüğünü hissedin. Altın akışlı ışık ışınlarını hayal edin ve bedeninizdeki bütün hücrelerin ürperişini hissedin. Bu ışık tarafından kucaklanıp çevrelendiğinizi duyumsayın. Sevginin gezegene girmesine ve onunla karşılaşan sizlere alternatif bir yaşama biçimini anımsatmasına izin verin. Bırakın yeni bir varoluş şablonu, yeni bir ideal önersinler.
Keşfetmek ve anlamak istediğiniz kimliğinizin içinde kendinizi şimdi de bir aynanın karşısında ayakta dururken canlandırın. Fiziksel bedeninizin değiştiğini görün. Sevgi sizi dönüştürürken moleküllerin hareket ettiğini görün. Koruyun bu sevgiyi, o sizin varlık ve değeriniz. Bu sevgi yaşam biçimi içindeki sizsiniz. Korumaya yöneltildiğiniz sevgi, enerjinin çeşitli gruplarının birleşmesinin, bu enerjileri evreninizin yeni bir yaratıcı ifadesi haline getirmenin anahtardır.
Ağırlıksız bir şekilde enerji dalgaları, açılım kapıları arasında ilerlediğinizi düşleyin. İnsan biçiminde, bir sevgi anlaşmasının taşıyıcısı olarak varoluşun ön planına fırlatıldığınızı canlandırın. Nefes alın, soluğunuz içinizi doldururken çevrenizdeki sevgi frekansını hissedin. Sevgi frekansı bedeninizin her yanına gönderiliyor ve onunla ne yapmayı seçeceğiniz size kalmış. Frekansın sizi şimdi de engin bir sakinlikle doldurduğunu hissedin. Siz frekansınızı gezegeninizin dört bir yanındaki kapılarda korurken gezegenin sizin kanalınızdan akan sevgiyle çevrelendiğini canlandırın.
Şimdi kendinizi olduğunuz yerde sarmallar çizer, dönerken hayal edin. Giderek hız kazanan bu dönüsü her neredeyseniz fiziksel bedeninizle birleştiriri. Sevginin sizin içinizde döndüğünü ve nereye giderseniz gidin her şeye dokunduğunu hissedin. Dönüşün giderek hızlandığını, bilginizin giderek berraklaştığını canlandırın.
Bir süre bu enerji içinde kalın. Sevgiyi hissedin arayın, bilin, paylaşın, merak edin, isteyin, sizin olacaktır. Dünyanızı ifade ettiğiniz her düşünceyle değiştirdiğinizi bildiğinize inanıyoruz. Dünyaya böylesine gönülden sevgi ve barış düşünceleri bağışladığınız için size teşekkür ediyoruz. Bu, bütün varoluşu etkileyecektir.
Barbara Marciniak
...
30-Tanrıların armağanı:
Orgazm deneyimi bedeninize şifa ve canlılık enerjileri gönderir.
Yaşayan Kitaplığın bedeninizdeki kapısı cinsel organlarınızdır ve bu kapıyı nasıl kullanacağınızı öğrenecek olursanız zaman kayıtlarına açılan bir kapı işlevi görür. Genellikle insanlar bir araya gelir ve birkaç dakika içinde çiftleşirler. Çoğunlukla birbirlerini cinsel olarak incelemeye vakit ayırmazlar, çünkü haz dolu zevk kimi zaman derin duygusal acıyla birlikte anılır. Çoğunuz, bu zevki aramaya karşı duyduğunuz utançla damgalanmışsınız. Anımsayın, öykü ilerledikçe size tanrıların armağanı sunulur.
Dünyadaki kaç düşünce okulunun başarıyı cinselliğin ötesine geçmekle değerlendirdiği bizim için ilginç. Sizi kimliğinizin özünden uzaklaştıran düşüncelere karşı uyanık olun. Bu düşünceler, kavramlar kulağa yüce gelebilir, ancak sizi dünyevi oluş ve fiziksel biçiminizin zenginliğinden de uzaklaştırırlar. Salgılarınız ve gizemleriniz, derin bir ilişki aracılığıyla dinginlik, incelik, huşu ve saygıyla incelenecek armağanlardır.
Niyetimiz, içinizdeki cinselliği yeniden yorumlama esini vermek. Lütfen şunu anlayın, Dünya değişimlerinden geçtikçe her alanda ilerleyecek ve düzene sokulacaksınız. Yalnızlıktan korkmanıza gerek yok -arzuladığınız en derin ilişkiyi ortaya çıkarma yeteneğine sahipsiniz.
Cinsellik bedeninizi bir şifa durumuna getirir ve kapıları yıldızlara açar. Bağlı, sevgi dolu bir ilişkideki cinsellik derin olabilir ve sizi başka dünyalara götürür, bedeninizi canlandırır, bedeninize en yüksek ideallere getirilmiş davranış kalıplarını anımsatır.
Cinsel ifade hem ruhsal hem de fiziksel alemlerin araştırılması olanağını sunar. Denge gereklidir. Özünde ebeveyninizin cinsel ifadesiyle oluşmuş fiziksel bir beden içinde yaşıyorsunuz. Cinsel enerjinizde rahat olun; içinizden akan bu yaşamsal gücü onurlandırıp kabul edin. Sizi yükselmiş, zenginleşmiş ve siz olan aracınızı anlamış olarak görmek istiyoruz.
Gezegeninizde cinsellik konusunda cehalet içinde tutuldunuz. Gerçekte kozmik bir olayken sizin için cinsellik en iyi olasılıkla iyi gelen bölgesel bir harekettir. Ne zaman başka birisiyle seks yapacak olsanız bir enerji kalıbı hemen sizi birbirinize bağlar ve görünmeyen enerjileri kendine çeker. Tanrı ve tanrıçalar hormonlarınıza deli gibi aşıktır -o kadar ki bir zamanlar hormon salgılamasının belirli bir aşamasında sizi canlı canlı yerlerdi. Bu bilgiden hoşlanmayabilirsiniz, çünkü sizi kendinize karşı daha da sorumlu kılar. Dönüp yaşamınızla ne yaptığınıza bakmaya iter. Yapmış olduklarınızı, bulunduğunuz yeri yargılamazsınız. Bu ya da başka bir yaşamda, anımsadığınız kadarıyla yaptıklarınızdan ders alacaksınız.
Gerçekleştirmeye çalıştığınız ideal, cinsel ifadenizi bozulmada değil canlanmada kullanmak olacak. Cinsellikle ilgilenmek, hormonlarla ilgilenmek demektir. Cinsellik hücrelerinizin özünü uyarır, ışık şifreli iplikçikler birbirine dolanır. Bir mıknatısta enerjilerin hepsi bir hizaya girer ve aynı yöne döner. Cinsel açıdan uyarıldığınızda hormonlarınızda başlayan dansı ettiğinizde bütün bedeniniz belli bir yöne doğru yönlenir. Siz ve birlikte olduğunuz kişi bu düzene girdiğinizde kuzey ve güney kutupları gibi olursunuz. Normal olarak bedeninizdeki hücreler insanların her yöne hareket ettiği Büyük Ana İstasyon ya da benzeri yerlerdeki başıboş kalabalık gibidir. Sonra, cinsel etkinlik sırasında sanki bir düdük öttürülür de herkes dönüp aynı yöne bakar gibi olur. Cinsel etkinlik sırasında diğer kişiyle gerçek bir bağ kurduğunuz duruma eriştiğinizde birbirinizi harekete geçirirsiniz ve hücrelerinizin enerjisi bir yönde dizilir. Bedeniniz bir mıknatısa dönüşür. Siz ve diğer birey yüksek bir elektromanyetik güç durumuna ulaştığınızda birbirinizi çeker ve aranızda bir denge yaratırsınız. Bunda ustalık kazandığınızda birbirinize dokunmanız bile gerekmeyecektir. Aranızda bu sevgi ağını yaratabilirsiniz. Bu güç alanı yoluyla iç bedenleriniz gelişir ve başka dünyalara gider.
Çoğunuz yedikleriniz konusunda seçicisiniz. Bedeninize nasıl zevk vermek istediğiniz konusunda da seçici olun. Kendinize zevki keşfetme, onun hakkında konuşma ve hissetme izni verin. Bedeninize bakın -çıplak ayakta durun, sahip olduğunuz her girintide kutsal olanı bulmak üzere her konumda bakın ona. Anımsayın, araba kullandığınızda “Aman bagaja bakmayın!” gibi bir şey söylemezsiniz. Olduğu gibi kabul edersiniz. Sizi bir yerden bir yere götürmek için arabanın her parçası birlikte çalışır. Bedeniniz için de aynı şey geçerlidir.
Cinselliğin size verilmiş en heyecan uyandırıcı armağanlardan biri olduğunu düşünüyoruz. Dünyada daha iyi bir zaman geçirebilmeniz için sizlere bu yolculuğun içlerine doğru rehberlik etmek istiyoruz. Kendinizi ve Dünyayı sevin. Çünkü siz bir ve aynı şeysiniz. Bu bedeninizin her bölümü için geçerli. Cinsellik üzerine konuşmanız gerek. Bedeninizin her bölümünü sevmeye ve kendinize bedeninizin her bölümünü onurlandıracak bir eş seçmeye ilişkin bir anlaşma yapın. Eşinizin sizin tanrı/tanrıça gücünüzün bu görkemli bölümünün yolunu açmak için istek ve arzulu olacağını bilin.
Sizinle cinsellik üzerine konuşmak bizim için çok önemli. Atalarımız sizi cinselliğinizden uzaklaştırmak ve onu yanlış anlamanıza yardımcı olmaktan sorumluydu. Siz yaşam önceliklerinizi anladıkça gelecek olan şifa, cinsellik adı verilen bu yaşamsal gücü anlamakla gerçekleşecektir. Bu, gezegende gerçekleşmesi gereken temel şifa olgularından biridir.
Sizin için bazı önerilerimiz var. Bunlar bir eşle nasıl bir araya gelineceği ve gizemleri araştırdıkça bedeninizi ve eşinizin bedenini onurlandırmakla ilgili. Anımsayın, siz ve eşiniz arasında ne kadar enerji barındırabileceğinizi ve bu enerjinin sizi nasıl bir yere taşıyacağını araştırmaktasınız.
Çekim hormonları hareket ettiğinde çakralarınızın bütünü ve eşiniz arasındaki enerji alış verişini deneyimlersiniz. Enerjileriniz birbirine geçer. Enerjiyi cinsel organlarınızda tutmak yerine yukarı doğru yükselttiğinizde enerji akımını artırabilir ve yeni bir bilinçle çalışırsınız. Orgazmı geciktirerek enerjiyi birbirinizin omurgası ve bedenleriniz boyunca yükseltmeyi öğrenin. Cinsel eylemin kendisi sırasında zamanın çöküşüne doğru ilerlediğinizi deneyimleyebilirsiniz.
Cinsel enerjiyi bir çift olarak paylaştığınızda kendinizi sizinle birleşmeleri için başka güçlere açarsınız. Dış enerjiler için siz sevişirken insanlarla birleşmek Yaşayan Kitaplığın özel ve heyecan verici bir bölümüdür. Bir zamanlar, cinsel deneyiminiz sırasında bir tanrı ya da tanrıçanın siz ve eşinizle birleşmesi mutlak bir onur sayılırdı. Nihai deneyim sizi onurlandıran ileri derecede evrimleşmiş varlıklarla birleşmek ve bunun çok boyutlu bir cinsel deneyim haline gelmesi için sizin sevgi frekansını taşımanızdı. Sevişmeden önce yüksek titreşimleri kendisine çeken kaç kişi tanıyorsunuz? Bazı insanlar sarhoş olur, uyuşturucu alır ya da sevişmek için birlikte cesaret toplamak üzere neye gereksiniyorlarsa onu yaparlar. Yalnızca standardınıza uyanların size gelmesi için cinselliğiniz konusunda değerlerinizi, standartlar ve koşullarınızı fizik ötesi alana belirtmeniz gerekiyor.
Sizinle çalışmak isteyen bu enerjilerle açık olun. Ne için açıklık yaratıyorsanız ona uymalarını söyleyin. Pleiadesliler, bütün dünya dışı varlıklar, tanrı ve tanrıçalara karşı boruyu öttüren sizsiniz. Karar veriyor ve “Bakın, dinleyin, varlığınızı öğreniyorum. Henüz anlamıyorum. Sizi tanımak istiyorum. Bunlar benim standartlarım. Ben yalnız sevdiğim birisiyle sevişirim. Bedenimi onurlandırırım. Dünyayı onurlandırırım. Benim için bütünlük önde gelir. Eğer değerlerime uyabiliyorsanız bana insan cinselliği konusunda ders vermek üzere yaşamıma hoş geldiniz”, deyin. Bu bir yaklaşımdır.
Bizim Pleiadesli titreşimlerimizi nasıl tanıyacağınızı öğrendiniz, değil mi? Eğer birisi içeri girip biz olduğunu iddia edecek olursa anlarsınız. Ancak belki diğer enerjileri nasıl tanıyacağınızı öğrenmediniz, onun için kim olduklarını bilmiyorsunuz. Daha yüksek alemler aldatmanın ötesinde değildir. Dünyada bir dost edindiğinizde bu dostun iyi birisi olduğunu nereden bilirsiniz? O kişiye karşı belli bir duygu beslersiniz. Sizden aynı algı yeteneğini fizik ötesi dünyalar için de kullanmanızı istiyoruz.
Biçim almaları için bir insanın yardımını bekleyen varlıklarla çalışma ve oynama olanaklarını araştırırken değerlerinizi korumanızı ve neye açık olduğunuz konusunda son derece net olmanızı öneririz. Değerler ve açıklığınızı döne döne tekrarlayın. Bedeninizi onurlandırın, eşinizin bedenini onurlandırın ve yalnızca sevginin eşlik ettiği bir cinsellik yaşayın -anahtar budur.
Bedeninizdeki cinsel enerji yaşam gücünüzdür. İçinizdeki tanrı ya da tanrıça gücüdür. Gizlerin gizini taşır, yaratıcı güçtür.
Çoğu insan cinselliğini kendisini canlandıracak bir şekilde kullanmak yerine yozlaştıracak bir şekilde kullanır. Uzun zaman önce Tanrıça doğanın güçleriyle öylesine bir uyum içindeydi ki doğa güçlerinin besleneceği titreşimsel değerler yaratırdı. Anımsayın, her şey birbirine bağlıdır, hiçbir şey ayrı değildir ve her şey diğer her şeyle ilişki içindedir. Bugün burada yaptığınız bütün Dünyayı etkiler.
Seviştiğiniz herkesin varoluş şablonu size aktarılır. Böylece sizinkinin yanında bir kişinin daha “malzemesiyle” baş etmek durumunda olursunuz. Bedeniniz karşınızdakinin bedeniyle bir araya geldiğinde çakralarınız uyarılır, kundalininiz hareket eder. Eğer kundalininiz yalnızca iki alt çakranızda hareket ediyor ve bütün bedene yayılamıyorsa sizden ilişki kurduğunuz insanın aura alanına uzanan “kancalar” olabilir, onun da sizin alanınızda “kancalan” olacaktır. Sevişeceğiniz insan konusunda son derece seçici olmanız işte bundan ötürü çok önemlidir. Eğer birisiyle sevişecekseniz aranızda bir tür bağlılık ve uzlaşma olduğundan ve bu konular üzerinde çalışmayı planlıyor olduğunuzdan emin olun. Çünkü hızlandırılmış zaman ve enerjinin bugününde başka birisinden size her şey aktarılabilir.
Bedeninizden bütün eski bağlılıkları temizlemenizi öneririz. Bedeninizin arınmış, kutsanmış ve bütün eski ilişkilerin cinsel enerjisini serbest bırakmış olmasına dikkat edin. Yaşamınıza sahip çıkarak önceki cinsel ilişkileri sevgi dolu bir tavırla serbest bırakmak için elinizden geleni yapın. Geçmişten söz edip eski eşlerinize güç kazandırmaya son verin. Bırakın akıp gitsin birikim. Eğer yıllar önce ilişkinizin olduğu insanlardan söz etmeyi sürdürürseniz özellikle de cinsel ilişkiniz olduysa aura alanınızda onların düşünce biçimlerine güç vermeye devam etmiş olursunuz. Bu da sizi yeni bir şimdiyi deneyimlemekten alıkoyar.
O insanlarla yirmi yıldır hiçbir ilişkinizin olmamasına karşın enerjilerini çekecek bir mıknatıs ya da paspas yerleştirmeye benzer bu. Onların enerjisiyle bir döngüye girersiniz. Sizin anımsadığınız halleriyle hiçbir benzerlikleri kalmamış bile olsa onlarla yaşadığınız deneyimi yeniden yaratırsınız. Bunlar son derece incelik isteyen zamanlar. Yirmi yıl önce her şey nostaljikti. Radyoyu açar, ortalarda dolanırdınız. Pazar öğleden sonraları arabayla dolaşır, Coca Cola içer, sarhoş olur, plaja gider, piyasa yapardınız. Yaşam tek bir otoyol şeridinden, büyük bir partiden ibaretti. Her şey değişti. Gündüz düşlerine dalıp fantaziler kurmak için zamanınız vardı. Bir şeyi düşünmenizle ona ulaşmanız arasında büyük bir zaman aralığı vardı. Oluşmasını istediğiniz şeye sahip olmak çağlar alırdı. Artık öyle değil. Şimdi düşündüğünüz ne olursa olsun onunla göz açıp kapayıncaya kadar burun buruna geliyorsunuz. Karşınıza bu kadar hızlı çıkıyor. Seçici olun. İçinde bulunduğunuz zaman kapsülüne saygılı olun. Zamanda çöküş yaşanıyor, insanların gerçekliği görüş biçimi değişime uğruyor.
Kağıt mendil kullanırken alır, burnunuzu siler, kaldırır atarsınız. İnsanlar böyle değildir. Süreç insanlarla bu kadar yumuşak ve çabuk yaşanmaz. Birisiyle cinsel ilişki kurduğunuz her zaman bu insanla aranızda bir bağ oluşturursunuz. Bir geceliğine bile olsa iki beden bir araya geldiğinde birbirinizin aura alanlarını yüklenirsiniz. Bunu belki şimdiye kadar anlamamıştınız.
Seks olağanüstüdür. Kimliğinizi keşfetmeniz için insan olarak sahip olduğunuz kesinlikle en görkemli armağanlardan birisidir. Ancak, onu kullanmayı öğrenmeniz gerekir. Kimse sizi insanlarla sevişmenin oluşturduğu enerji hattının yansımaları konusunda eğitmedi. İnsanların enerjilerini auranızdan silmek niyetiyle bir dizi tören ya da ritüel uygulamak isteyebilirsiniz. Enerji alanınızı temizlemenin çok iyi bir ritüeli yaymadır (smudgjng). Bütün kiliseler bunu kullanır. Pek çok kurum enerjiyi arındırmak için tütsü ya da bir tür duman kullanır. Duman çok boyutludur. Yayma yaptığınızda bu, geriye hiçbir bağlılığın kalmayacağı şekilde temizlik, arınma ve enerjiyi serbest bırakmaya doğru bir adım attığınızın işaretidir. Bu uygulamayı bedeniniz ve eviniz için yapmak isteyebilirsiniz.
İnsanlardan ayrıldığınızda bir araya gelmek için harcadığınız şekilde enerji harcamanız gerekir. Kağıt mendil uygulaması burada geçerli değildir, yaşamınızdaki insanları buruşturup atamazsınız. Süreci sona erdirmek gerekir. Bunu nasıl yaparsınız? Özellikle de insanlar sizinle birlikte çalışmaya gönülsüzse? İnsanların enerjileriyle eterik düzlemde çalışırsınız. Sevgiyle kutsar, serbest bırakır, alanınızdan çıkmalarını ister, paylaştığınız dersler için teşekkürlerinizi sunarsınız.
Eğer farkına varmadıysanız bugünlerde seks yapmak daha yoğun bir anlam içeriyor. Ve eğer seks yapmıyorsanız olasılıkla gelişiminizin bunu gerektiren bir aşamasında olduğunuz içindir. Ancak, çok çok uzun zamandır cinsellikten uzak bir yaşamınız varsa size şunu sormak isteriz; Neden saklanıyorsunuz, kendiniz konusunda artık sekse uygun olmadığınıza sizi inandıran ne gibi inançlarınız var? Orgazm deneyimleri bedeninize şifa ve gençlik enerjileri gönderir. Çoğu zaman yoğun bir duygusal boşalıma neden olur, duygularla dolar taşarsınız.
Endokrin sistemi bedeninizde her tür hormon ve kimyasal madde açığa çıkarır. Bu maddelerin kiminin dağılması, kimininse bedende tutulması gerekir. Bedende tutulduklarında bedeniniz onları özümser ve daha yüksek bir düzene ulaşır. Daha özerk, daha her şeyi bilir hale gelirsiniz. Yaşam gücü tohumlar biçiminde sürekli olarak dışa yönelirse döllemede kullanılır. Tıpkı kadınlara çocuk sahibi olmak istemiyorlarsa hamileliği önleyemeyecekleri fikrinin yutturulması gibi erkeklere de boşalım işleminin orgazmın yegane yolu olduğu fikri yutturuluyor. Bedene dağıtılan sıvılarla orgazm, içte tutulabilen bir süreçtir.
Bu da cinselliğin Doğuda çağlar boyunca uygulanagelmiş daha yüksek bir biçimidir. Erkekler her orgazma ulaştıklarında boşalacak olurlarsa gerçekliğin bir biçiminde yaşam güçlerini yitirmiş olurlar.
Erkekseniz, seviştiğinizde spermlerinizi geri çekip boşalmamayı öğrenebilirsiniz. Bunu yapmanın belirli teknikleri vardır. Perineum’a, anüs ve scrotum arasındaki küçük alana baskı uygulamak yaşam gücünü bedenin içinde tutar ve orgazm değişime uğrar. İnsanlar bütün bedeni içine alan kozmik deneyimler yerine belirli bölgelerle sınırlandırılmış cinsel organ orgazmı fikriyle kandırıldı. Kaç bedeniniz olduğunu düşünecek olursanız orgazmı bu bedenlerin hepsinde deneyimleyebileceğinizi görürsünüz. Böylece, zevke ulaşmanızı yeniden gözden geçirip tanımladıkça zevk almanın yeni yollarını deneyimlemeye başlar ve cinsel bölge sınırlamasından çıkarsınız.
Sperm varoluşun katalizörüdür. Spermlerini bıraktığı her seferinde erkek bir ölçüde bedenini tüketir. İdeal durumda erkek, üreme gereği ya da deneyim arzusu olduğunda bunu yapmayı seçerek spermini bırakacaktır. Sizi canlandırmak yerine yozlaştırarak çok düşük titreşimsel bir durumda tutacak düşünceler aşılandı. Önce içinize cinselliğin kötü olduğu fikri zerk edildi. Sonra bu kötü şeyi yaptığınız için sizi bağışlayacak kurumlar yaratıldı. Gerçekliğinize her yandan süzülen böyle bir ikilem içindesiniz. Özellikle Batı dünyasında pek çok erkek ve kadın, cinselliğin kötü olduğu düşüncesinin iliklerine işlediğini anlamaktan uzak yaşıyor. Bu düşünce davranışlarını öylesine içine almış ki o kötü şeyi yaparken yakalanmamak için cinsel deneyimi büyük bir aceleyle geçiştiriyorlar.
Doğru yeri bulacağınız bir denge var. Cinselliğin ardından suçluluk ya da utanç duymayın. İşte bunun için eşinizle derin bir sevgi bağı içinde olmanın son derece önemli olduğunu söylüyoruz. Eşinizle paylaştığınız sevgi genel olarak utanç ve suçluluğu önler. Sevgi olmadığında çoğunlukla fazlasıyla utanç ve suçluluk vardır ve duygusal yıkım büyük olabilir.
Erkek ve kadının cinsel bölgesinde araştırılacak pek çok şey vardır. Açılım olarak bulundurduğunuz ağızların uyarılabilecek farklı yerleri ya da akupunktur noktaları vardır. Bunun da cinsel birleşme ile ilgisi pek azdır.
DNA sarmallarının değiş tokuşunu yaparak birbirinizin gözünün içine bakmak da olağanüstü bir heyecan kaynağıdır. Bu, ruhun gözleriyle -ruhun yüreğiyle- kurulan gönül bağıdır. Elbette gözlerinizi kapayabilirsiniz, ancak yoğun göz teması deneyimi değişime uğratır. Özellikle birbirinizin yürek çakrasına dokunarak çakralarla çalışmak da isteyebilirsiniz. Elinizi eşinizin yürek çakrası üzerine koyun ve yüreklerinizi açık tutun.
Cinsel bölgedeki akupres noktalarını gözlerinizle uyarır, çakralarınızı kullanarak harekete geçirirken bu noktalar etkin bir hale gelir. Bu noktalara dokunurken kimyasal bir tepki oluşur, farklı bedenlerinize doğru yayılan bir orgazm ortaya çıkar. Bu da daha yüksek bilginin basamaklarını tırmanıp kutsallığınıza ulaşmanızı sağlar. Aynı zamanda birbirinizin bedenlerini incelemenize -bedenlerinizin biçim ve ifadelerinden bütünüyle özgür olmanıza- yardım eder. Bu bir sonraki yoldur.
Kim olduğunuzu araştırın, hedefinize ilişkin bir niyette bulunun ve cinselliğinizi ifade zamanını bir coşku zamanı kılın. Seks bir güç gösterisi değil, olabilecek en derin bağ ve paylaşıma ilişkin bir deneyimdir. “Oh! Harikaydın”dan ibaret değildir. Kendi kendinizin efendisi olmayı sürdürürken yakınlaşmak ve birbirinizle iç içe geçmektir. Desteklenmek ve desteklemektir. Kendi kendinizin efendisi kalır, zevk ve coşkunun ne olduğunu yeniden keşfederken çok önemli bir hale gelecektir. Bedeniniz anımsamaya başlayacaktır.
Doruğa hemen ulaşmamak için ilişki sırasında belki odak noktanızı değiştirebilirsiniz. Tadını çıkararak doruğun hemen öncesine kadar yükselin, sonra bu frekansı tutun, bir noktaya kadar gerilimi düşürün, derken yeniden yükselin. Bunu tekrar tekrar uygulayın. Deneyime zaman tanıyın. Süreci onurlandırdığınızda böylece saatler geçirin. Çünkü bu derin bir yakınlık yaratır ve bu şekilde deneyim de çok daha uzun sürecektir. Gözleriniz açık bir şekilde bedeninize istediğiniz şeyi yaptırmayı öğrenirken saatler, saatler boyu süren bir yakınlaşma yaşandığında yaşam gücü gençleşip canlanır.
Orgazm bölgesel bir olay değildir. Kulakları gıdıklandığında orgazm olabilen insanlar vardır. Bilekleri gıdıklandığında orgazm olabilen insanlar vardır. Düş görürken orgazm olabilirsiniz. Bedeninizin dışındayken orgazm olabilirsiniz. Orgazm yanlış anlaşılmıştır. Cinsel bölgenin yerel olayı olduğunu düşünüyorsunuz. Öyle değildir. Esas olanı gözden kaçırmanız için yerel olarak yorumlanmış kozmik bir olaydır. Tanrılık ve tanrıçalığın -zevk ve varoluşun yüreğine bağlanmanın- sürekli atan nabzıdır. Onun için herhangi bir yerde olabilir. Cinselliğinizle gerçekten uyum içindeyseniz, bu kadar özgürseniz bu lezzetli yiyecekten bir lokma almak varlığınızı kat eden bir orgazm doğurabilir. Kutsallığı her şeyde takdir etmenin doruğudur bu.
Mastürbasyon yanlış bir şey değildir. Bedeninizi nasıl onurlandıracağınızı ve bedeninizdeki kimi duyguları nasıl uyaracağınızı öğrenirseniz ince bir uygulamadır. Hayal kurmadan, utanç duymadan ve düşünce yoluyla bedeninize çeşitli bilinmeyenleri çekmeksizin mastürbasyon yapın. Her şey gibi o da incelik ister. Bir çeşit sanattır ama rahatlama amacından ibaret uygulanmamalı dır. Eğer mastürbasyonu gerilim boşaltmak için kullanıyorsanız yeniden gözden geçirmeniz gerekir. Eğer hiç mastürbasyon yapmamışsanız, siz daha kendi bedeninizi tanımıyorken başka birisiyle sevişirken ondan sizin bedeninizi tanımasını nasıl bekleyebilirsiniz?
Cinsel enerjinizi ifade etme güdüsü hissettiğinizde kendinizi “Şimdi dürtüye uyup, mastürbasyon sanatını icra edecek olursam bu kez yalnızca bir rahatlama istiyor olacağım. Gerilimi azaltmak istiyorum”, der gibi hissedebilirsiniz. Hissettiğiniz buysa kendinize, “Pekala, bu enerji yükselişiyle nasıl baş edeceğim? Neyse ben yine eski mastürbasyon biçimini kullanarak enerjiyi boşaltıp birkaç dakikalığına rahatlamak yerine altın aramaya çıkacak, biraz rahatsızlık duyacağım. Bu enerjiyi tutacağım. Mastürbasyon yapmak yerine bir yere oturup kristalleri, nefes egzersizlerini kullanıp ışık sütununu çekeceğim” deyin. Zihin gözünüzde ışığı aşağı çekin ve bedeninizi doldurmasını hissedin.
Bu size olağanüstü bir şekilde yardımcı olacak, çünkü siz bilgiye ve öz değere ulaşmak ve sınırlarınızın nerede olduğunu bilmek istiyorsunuz. Daha büyük bir rahatlama ve daha geniş bir bakış açısı istiyorsunuz, ancak yine de enerjinizi sürekli olarak ancak belirli düzeylere alıyorsunuz. Cinsel enerjinizi tutarak solar plexusunuzu, yürek, gırtlak ve üçüncü gözü kullanmaya başlayacaksınız. Taç çakranız açılacak ve “Bak sen! Daha akıllı olmaya başlıyorum. Nasıl oluyor da daha zeki oluyorum?” diyeceksiniz. Yanıt, yaşam gücünüzü yalnızca tek bir reçete kullanarak değil bir çok yoldan kullandığınız içindir. Adına cinsellik dediğiniz güç için yalnızca bir reçeteniz var. O sizin yaşam gücünüz. Kullanmanın pek çok yolu bulunuyor.
Kendinizi iyi hissederek kim olduğunuzu bilmek için cinselliğinizi anlamak arzusuyla tenselliğinizi araştırmak ve orgazm deneyimlemek bir şeydir. Kendinizi abaza (sizin deyiminizle) hissedip bütün bu cinsel yükselişi gerilimi atıp boşalmak için mastürbasyon yapmada kullanmak başka şey. Cinsellik bedenin kutsal bir sunuşudur, özel ve tenseldir. Size zevki sunan içinizdeki gücü anlamanıza yardım eder.
Daha önce uyguladıkları şekliyle cinsel etkinliğin enerjilerini boşalttığını fark eden çoğu insan bugünlerde cinsel perhiz uyguluyor. Bunun böyle olmuş olmasının nedeni belki de sevgi, bağlılık ve onları bir araya getiren ruhsal bir bağlantı olmaksızın seks yapmış olmaları. Dediğimiz gibi elektromanyetik bedenlerinizle aura alanlarınız birleşir. Eterik alanda karşılıklı bir telepati sergilenmektedir: “Sen bana sahip oldun.” “Ben sana sahip oldum.”
Cinsel perhiz dönemleriniz oluyorsa harika. Çünkü bu şekilde yaptığınız enerjinizi içinizde tutmaktır. Cinsel bir deneyim yaşadığınızda çakralarınızda tam bir bütünlük içinde değilseniz bu çok tüketicidir. Heyecan verici olsa da enerji DNA’nızın bir ve iki numaralı sarmallarıyla işlev gören birinci ve ikinci çakmalarınızla çalışıyordur.
Seks yapmaya son verdiğinizde kendinizi cinsel olarak uyarılmış hissetmeye devam edebilirsiniz. Seksi istersiniz ama sadece boşaltmak için seks yapmak yerine bu enerjiyi içinizde tutarak bedeninize yaymayı öğrenirsiniz. Enerjiyi bedeninize yaydıkça bedeninize daha fazla değer verirsiniz. Çünkü enerji size aniden sandığınızdan daha değerli olduğunuzu ve düşünebildiğinizden çok daha fazlasını yapabildiğinizi gösterir.
İdeal, cinsellikten kaçmak ya da onu aşmak değildir. İdeal, cinselliğinizi -seks ve orgazm deneyimleri sırasında fiziksel bedeninizin yapmakta olduğunun özünü- yeniden değerlendirmektir. Cinsel ifade için çok daha fazla alan ve deney olacaktır. 1960′ları anımsıyor musunuz? Kim unutabilir ki? Kadınlar sutyenlerini kaldırıp attı, göğüsler moda oldu. Son onbeş, otuz yılda kadınlar kendilerini üstsüz ve çıplak denize girerken daha rahat hissetmeye başladılar. Kendinizi cinsel açıdan incelediniz ve cinsel özellikli şeyler gelişip ilerlemeye başladı.
Yakın zamanda bir geri çekiliş, cinselliğe karşı korku yaşandı- insanlar cinsellik karşısında kendilerini geri çekiyorlar; “Bu gücü anlamıyorum. Birisiyle bir araya geliyorum. O an bu son derece heyecan verici oluyor. Sanki yüz tane sıcak dondurma yiyormuşum da tek bir kilo bile almıyormuşum gibi. Ama ardından kendimi o kadar iyi hissetmiyorum. ” Yakınlık, dürüstlük ve bağlılık iyi cinsel deneyimler yaşamanın en önemli parçalarıdır. Kırılgan ve birbirinize karşı açık olabilmelisiniz, çünkü cinsel etkinlik yüksek bir titreşim taşır. 1960′larda açığa çıkan enerjinin sonucu olarak büyük bir deney yaşanmış olması gibi cinsellikle 1990′larda da büyük bir deney yaşanacak ve bu büyük ölçüde ruhsal araştırma da içerecek.
Cinselliğin sizin için bittiği anlamına gelmedikçe cinsel perhiz uygulamak iyidir. Cinsel deneyimin gözden geçirilmesi ve yeniden ele alınması anlamını taşıyorsa iyidir. Yanlış anlaşılmış olduğu için bir süreliğine rafa kaldırılıyordur ve uzaklaşılarak gözlemlenebilir hale gelebilir. Dağa tırmanmışsanız dağın tepesinde olmanın düzlükten dağa bakmaktan çok farklı olduğunu bilirsiniz. Bazılarının yaptığı budur. Dağa bakıyorlar ve dağın üzerinde olmamakla kendilerini yoksun bırakılmış hissetmiyorlar. Cinselliğin, sevginin ne olduğunu, kim olduklarını, kendileri için hangi değerleri oluşturacaklarını yeniden değerlendiriyorlar.
Cinsellik yaşamlarınızın en mahrem yönlerinden biri. Ancak bu gezegendeki insanların çoğu herhangi bir yakınlık olmaksızın seks yapıyor. Araba yağlamak gibi bir işlev bu; “Sekse ihtiyacım var, gel buraya”. Erkekler ve kadınlar bu konuda benzer. Bizim iddiamız her zaman, cinselliğinizden uzaklaştırılmanızın nedeninin korkusuzca yaşamaya başlayacak olursanız bunun daha yüksek bilinç durumlarına açılan bir kapı olduğunu keşfedeceğinizdir. Bebek dünyaya getirmekte kullandığınız yaşam gücü, varoluşun başka alemlerine gidebileceğiniz uçan halı gibi de kullanılabilir. Sonunda DNA sarmalları gözün iris tabakasında okunacaktır. Birisiyle sevişir, birbirinizin gözlerine bakarken birbirinizi başka gerçekliklere doğru harekete geçirirsiniz. Enerji çevrimi için nefes ya da görselleştirmeyi de kullanabilirsiniz. Enerjiler uzay mekiğini gezegeniniz çevresindeki yörüngesine gönderen – uzay aracı denilen araçları kaldırıp yolculuğa çıkaran- güce benzer. Cinsel ifade enerjisi sizi özgürleştirip bir yolculuğa çıkarabilir.
Cinsellik özel kılınacak ve enine boyuna planlanacak en yüksek olaydır. Aynı zamanda son derece anlıksal olmayı gerektirir, ancak anlıksallığında kendine özgü ritüel benzeri bir değerlendirme ve yaklaşım vardır.
Sevgi, erkek erkeğe, kadın kadına ya da erkek ve kadın olarak bedenleri bir araya getiren malzemedir. Beden erkek ve kadın arkadaşı olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu çok açıktır, karşıt kutuplar bir araya gelir. Biyolojik bir konu olmakla birlikte benzer titreşimlerin birbirine çekilmesinde yanlış bir şey olmadığını söyleyeceğiz. Kendileri hakkında bilgi sahibi olmak üzere üzerinde çalıştıkları şeydir bu, yargılamanın yarar sağlayacağı bir şey değil. Sevgi olduğunda, gözler açıkken ve arada bir bağ varsa en yüce deneyim gelir. İşte o zaman yolculuğa çıkabilirsiniz.
Cinsellik sizi bütünüyle farklı bir değere ulaştıracak ve Dünya değişimleri daha belirgin hale geldikçe tartışılan en büyük güçlerden bir haline gelecektir. Toplumunuz çözülmeye uğradıkça her şeyi yeniden değerlendirmek isteyeceksiniz. Yakın, bağlı olmak ve güvenebileceğiniz bir eşe sahip olmak isteyeceksiniz. Ömrün uzadığının farkına varıp hız kazanan her şeyi anladıkça sonunda büyük gençleşme hareketleri deneyimleyeceksiniz. Seçtiğiniz eşler şimdi ve on binlerce yıldır tanıdığınız eşler olacaktır.
Yakınlaşmak kadınlar için çoğu durumda erkekler için olduğundan daha kolaydır, çünkü kadınlar duygularını daha rahat yaşarlar. Siz insanlar duygunun ifade edilmesinden kaynaklanan coşku, sevgi ve bağlantı titreşiminin sonsuz arayışındasınız. Duygu olmaksızın coşku ve sevginin cinsel frekansına ulaşamazsınız, çünkü cinsellik duygudur. Çoğu insan umutsuzca frekansını arıyor ve aradığının bu olduğunu bile bilmiyor. Deneyimsizlikleriyle tanıdıkları tek yol cinsel ifadenin peşinden gitmek.
Dişiyseniz, kendinizi ve kendi bedeninizi kabul ederek ve ne tür erkekle ilişkiye hazır olduğunuza ilişkin bir standart oluşturarak erkek eşinizin açılmasına yardımcı olabilirsiniz. İstediğiniz tür bir erkeği kendinize çekeceksiniz. Çünkü bu erkek öğrenip değişmeye hazır olacaktır. Bu zamanda erkek titreşimler genellikle büyük bir karmaşa içinde, çünkü kimliklerinin ne olduğunu kesinlikle bilmiyorlar. Kendilerine bu değişimlerle bütünleşmelerini sağlayacak kişileri çekmeleri gerektiğini anlayacaklar. Bedeninize duyduğunuz sevgi ve ne istediğinizi, niyetlerinizin ne olduğunu bilme arzunuz ne kadar süreklilik kazanırsa süreç erkekler için de o kadar kolaylaşacaktır.
Pek çok kadın fazlasıyla uzun zaman boyunca ağzını kapadı ve Cumartesi akşamı erkeklerle dışarı çıkmakla yetindi. Kadınlar erkeklerin ulaşacağı standartlar yaratmadı. Tanrıça enerjisinin harekete geçirilmesi ve dişinin potansiyel biçiminin anlaşılmasıyla yeni bir standart yaratıldı. Yeni bir deneyim standardı yaratmak üzere kadınlar duygu ve arzuları hakkında konuşmayı öğrenmek zorundalar. O zaman erkekler için duygu merkezlerini açmak, duygularını deneyimlemek, cinsel enerjilerini çakraları boyunca yükseltmek ve mümkün olduğunu düşündüklerinden çok daha büyük bir yakınlığı rahatça yaşamak daha kolay bir hale gelecektir. Bunlar zaman alacak şeylerdir. Kadınlar konuşmamaya, erkeklerse hissetmemeye o kadar tutsak kalmış ki bu değişimler bir gecede gerçekleşmeyecek. Birbirinize karşı sabırlı olun. Herkes ve geçirmekte oldukları için derin bir şefkat besleyin. Birbirinizle paylaşacak, birbirinize öğretecek çok şeyiniz var.
Toplumunuzdaki en büyük tabulardan birisi de oral seksti. Erkeklerin güç maddesi spermken kadınların güç maddesinin kan olduğunu söylemiştik. Kan bir şifa iksirine, yaşam kaynağına benzetilebilir, sperm ise olağanüstü miktarlarda bilgi taşır; her ikisi de canlılık ve gençlik sunar. Bağlı, sevgi dolu bir ilişkide bu maddeleri paylaştığınızda gizli gücünüzü paylaşımın doruğuna erişirsiniz. Kim olduğunuzu ve neden bu yaşamda bir araya geldiğinizi anımsayabilmeniz için kimliklerinizi birbiriyle harmanlamanın doruk noktasıdır bu.
Kadınlar kanın gizemleri konusunda bilinçlendikçe pek çoğu kanlarıyla çarpıcı bir şekilde yaratıcı şeyler yapacak. Kanın korkunç, pis kokan, çirkin, kötü bir şey olmadığını ve birçok giz barındırdığını öğrenecekler. Onunla ne yapabileceklerini görmek için bu maddeyle yaratıcı bir şekilde, saygı dolu ve utanç duymaksızın oynayacaklar. Aynı şey sperm için de geçerli olacak.
Bu maddeleri içinize aldığınızda çok derin bir bağ yaratırsınız. Kökeniniz olan bireylerin gizlerini ve bütününü içmek ya da içinize almak gibidir. Burada bir kez daha, sevgi olmaksızın başarının bu coşku dolu aşamasına asla ulaşamayacağınızı belirteceğiz.
Sevgi ve güven halinde olduğunuzda bu sıvıları paylaşmak, içe almak ve kullanmak hafıza, bağlılık ve yakınlığın en derindeki kapılarını açar. Sır denen şeyin ötesine geçersiniz. Çoğu insan bu hali sürdürebilecek durumda değildir. Yakınlaşır ve deneyimleyebilirler bunu. Ancak, yakınlığın fiziksel olanın ötesine geçen bir sonraki aşamasını kaldıracak durumda değillerdir.
Bu paylaşımdan kaynaklanan yakınlık derindir. Deneyimlediğiniz ve ortaya çıkardığınız şey çok derindir. Bu maddeleri gereği gibi kullanmak sevgi ve büyük bir hazırlık gerektirir. Onlarla deneyler yaparken niyetinizi açıklıkla ortaya koyun, işte o zaman yolculuğun yeni yollarına açılacaksınız.
Cinsel ilişkileri olan çiftlerin cinsel etkinliklerine ilişkin niyette bulunmalarını öneririz. Bu, eylemin anlıksallığını yok etmez. Sizin organize olmanız, buna göre hazırlanmanız, birbirinizden randevu almanız, bir araya gelmeden önceki bütün işlemlerden geçmeniz anlamına gelmez. Yakınlığınızı geliştirdikçe cinsel eylem yalnızca hormonlarınız canlandığı zaman gerçekleşmez. Cinsel ifade sürekli gerçekleşir. Alışverişe giderken cinselliğiniz konulu bir konuşma sürdürebilirsiniz. Bu deneyimi yatak odasına, içki içtiğiniz zamana ya da eylemin belirli dar alanlarına kapamanız gerekmez. Bu enerjiyle aşılanacaksınız. Sizi tanrısallığınız konusunda eğitecek olan şeyin bir parçası o. Yaşamsal önemde.
Cinsel deneyiminiz olmaksızın tanrı ya da tanrıçalar olmanın ne olduğunu tam olarak anlamayacaksınız. Çünkü siz insansınız ve bu da bedenlerinizin tasarlanma biçiminin bir parçasını oluşturuyor. Bu gezegendeki bütün yaratıkların bir tür cinsel ifadesi, zevkini okşayıp çoğalmasını sağlayacak bir yöntemi var. İki sineğin yalnızca antenlerini dokundurarak birbirlerine nasıl zevk verdiklerini anlamıyorsunuz. Dünyadaki yaratıklar -bitki ve hayvanlar- birbirlerini uyarır ve üremeksizin cinsel eylemin yüksek aşamalarına ulaşmalarını sağlarlar.
Bu imgeyi koruyun; cinselliğinizi anlamanız ve ondan korkmamanız için gerekli. Sahip olduğunuz yaşam gücünden korktuğunuz için cinselliğinizi bir yana atmayın.
Çiftler halinde bir araya geldiğinizde cinsellik konusunda çok daha özgürce konuşacak, keşiflerde bulunacaksınız. Zamanla bunun çok rahatlatıcı olduğunu göreceksiniz. Kimse bu konuya ilişkin sözüm ona ahlaki bakışı sorgulamayacak, çünkü neyin söz konusu olduğunu anlamamış olmanız halinde böyle bir eğitim toplantısında hazır bulunmak için bile uygun bulunmayacaksınız. Konu ruhsal cinselliktir.
Cinsel alanda dört gözle bekleyeceğiniz pek çok şey var. Açıklığınızı koruyun, cinsellik konusundaki varolan inançlarınızı değerlendirin ve sınırlarınızı araştırın. Cinsellik insan olarak sizin doğuştan hakkınız ve kalıtmızdır. Size tanrıların armağanıdır o.
Enerji Alıştırması
Derin bir soluk alıp gevşeyin. Parçacıklar dolu ışığın ciğerlerinizi doldurup bedeniniz içinde hareket ettiğini düşleyin. Dikkatinizle uyum içinde olduğunuz yeri ve benliğinizin kim olduğunuzu gözlemleyen kısmını bulun. Şimdi de enerjiyi kullanarak nefesinizden bedeninizin içine, atomaltı bir düzleme doğru ilerleyin. Burayı ışıkla doldurun.
Sakin bir şekilde oturur, ideallerinize ev sahipliği yaparken aynı anda da çevrenizdeki enerjiyi hissedin. Renk ve ışıkla çiçek açan on iki çakrayı, bedeninizin içi ve dışında dönüşlerini canlandırın. Çakralarınız arasında akan enerjiyi algılayın ve altının dönüştürücü nitelikleri aracılığıyla varlığınızda saklı olan cinsel şifrelere, gizem ve sırlara açılmaya niyet edin.
Bedeninizin birlikte titreştiği bütün sesleri dikkatle dinleyin ve ayırt edin. Bu sesleri izleyin ve kendinizi yirmi dört ayar altından yapılmış bir masaya uzanmış olarak canlandırın. Zihninize nasıl bir imge gelirse gelsin, tutun. Masaya bütün ayrıntılarıyla bakın. Bedeninizin altının sıcaklığını içine alarak masanın üzerinde yatışını hissedin. Altın ana iletkendir. Altın masanın elektrik uyarımlarının şifrelerini bedeninizin hücrelerine taşıdığını hayal edin. Bu masanın üzerinde yattığınız sürece barış içindesiniz. Çevrenizde sizi gözetip izleyen rehberleriniz var.
Bedeninizin içinde, uzayın derinliklerinin yer aldığı bir yerde son derece gevşemiş bir haldesiniz. Burada altın ışığı hissediyor ve siz altın masada yatarken bedeninizdeki iyi aydınlatılmış yerde hareket eden elektrik uyarımlarını izliyorsunuz. Dikdörtgen biçimli masanın dört köşesi enerjinin girdiği noktalar olarak hareket ediyor. Kendinizi bu atomaltı bilinçte tutun ve elektrik enerjisinin atomaltı bir düzeydeki iletimini deneyimleyin. Sanki dev yıldırımlar gezegenden gezegene ilerliyor gibi bir şey bu. Bunlar atomlar arasında hareket eden elektrik şoklarıdır. Sizi çağıran ve ninni benzeri bir etki yapan bir sesle ısınıyor, uyarılıyorsunuz. Uçsuz bucaksız bir kırda yıldırımlarıyla bir fırtınayı izliyormuşçasına bedeninizdeki bu alanı izleyerek büyüleniyorsunuz.
Elektrik enerjisinin ışık ve çakışları bedeninizin en küçük parçacıklarını güçle dolduruyor. Bu parçacıklar canlanmaya, size bilinç sahibi olduklarını bildirerek kimliklerini anımsamaya başlıyor. Bedeniniz boyunca helezonlar çizerek döndüğünüzü, uyanan atomlarla heyecanla karşılaştığınızı canlandırın. Bedeninizin belirlediğiniz herhangi bir yönde birlikte çalışmak için heves, zeka ve arzusunu dile getirişini hissedin. Yeni olasılıklar kendilerini sonu gelmez bir biçimde sunarken bu keşfin verdiği coşkuyu hissedin. Sizi yeniden düzenleyecek ve cinsel, tensel benliğinize daha büyük bir anlam ve hedef sunacak olan bu sürece kendinizi teslim ederek daha da derinden gevşeyin, güven duyun. Değerli olduğunuzu, kendi değeriniz ile başkalarının beğenisini yansıttığınızı deneyimleyin. Kendinizi yumuşak bir hafıza yastığına doğru sürüklenmeye bırakın. Kendini bırakışın bu anında yaşamınıza anlam getirecek, birçok insana coşku vererek gezegene katkıda bulunacak bir şey hayal edin. Usulca süregiden elektrik uyarımını hissedin ve bu akşam uyuduğunuzda altın masa üzerinde olduğunuzun ve cinsel değerin dönüştürücü manzaralarında yolculuk ettiğinizin düşünü görün.
Barbara Marciniak
...
31-Zaman koridorlarında akmak:
Dünyadaki Yaşayan Kitaplık enerjiyi paylaşarak onunla birlikte akacağınız bir titreşimsel geçiş yapmanızı kolaylaştıracaktır. Dünyanın görkemli oyun alanı olan doğadan zaman koridorlarını birleştirip bu koridorlara çıkmayı öğreneceksiniz.
Zaman bir yapıdır. Dünyada şimdiki zamanın geçmişten doğduğu varsayımının etkisi altındaydınız. Biz şimdiki zamanın gelecekten de doğduğunu ileri sürüyoruz. Zamanın pek çok kapısı vardır. Geçmiş de, gelecek de kendi geçerliği ve değerine sahiptir. Bunların hepsi sonsuza genişleyen şimdinin parçalarıdır. Yaşanan anda geçmiş süregiden şimdiyi etkilemeye devam eder. Süregiden bu şimdiler tıpkı gelecekteki karşılıkları gibi büyüyüp olgunlaşmayı sürdürür. Göreviniz, farklı bir şimdiki zaman yaratmak için gelecekten hareket ederken geçmişinizi değiştirmenizi gerektiriyor.
Zaman kendi içine çöküyor. Şu anda uzay size uzaklık getiriyormuş, sizi bütünden ayırıyormuş gibi geliyor. Dünyanın öbür ucundaki bir dostunuzu düşündüğünüzde aranızda uzay vardır. Zamanın çöküşü, içinde çalıştığınız dünyayı tanımlayan frekans kontrolünün sınırlarında boşluk anlamına gelir. Kozmik ışınlar güneşiniz tarafından yakalanıp güneş sisteminize çekildikçe her şey ivme kazanıyor. Bu da yaşanan ana daha fazla olanak sunuyor ve olayların geçtiği sahneyi belirleyen üç boyutlu zamanın sınırlarını yarıyor. Üç boyutlu zamanın yapısı sizi tutsak eder ve zamanın ötesine hareket eden psişik benliğinizden ayırır. Psişik benliğiniz, içinde bulunduğunuz zamanda görünenin ötesindeki şeyleri bilir.
Döngüler ve ritimler tarafından yönetiliyorsunuz. Yaşamın nabzını kurgulayan temel bir etki aydan gelir. Zamanı ayın döngüleri, kendi aksı çevresinde dönen Dünya ve Dünyanın güneş etrafında dönüşü ile oluşturur ve tanımlarsınız. Dünyanın yörüngesindeki ay elbette döngüsel yolculuklarında Dünyanın göksel yol arkadaşı gibi hareket eder. Elektriğin gelişine kadar yaşamı binlerce yıl boyunca belirleyen, hayatın ölçüsü olan bu ritimlerdi. İnsanlar zamanın geçişini izleyebiliyordu. Gün gece oluyor, gece güne dönüşüyordu. Zamanın ayrımları vardı. İnsanlar mevsimlerin geçişini izleyebiliyordu, zamansa doğrulanabilir bir şey üzerine oturmuştu. Elektrikle birlikte karanlığı aşan bir ışık geldiği için bu ritimler kırıldı. İnsanlar zamanı farklı bir biçimde kullanmaya başladılar; karanlıkta ışıkla çalışmak, yirmi dört saatlik güne kökten farklı bir yaklaşımın habercisi olmuştu, elektrik ışığı yaşanacak daha fazla an sunuyordu.
Bilgisayarın gelişiyle algılamada yeni bir kapsamlı değişim oluştu. Zaman öyle bir ölçüde yoğunlaştırıldı ki bir makine tarafından saniyenin çok küçük parçaları içinde zamanın milyonlarca ayrı parçası deneyimleniyordu. Saniye insan gözü tarafından bölünemez. Giderek artan sayıda insan bilgisayarlarda çalıştı ve bilgisayarlar hız kazanmaya başladı.
İnsanlar ilk kez bilgisayarlarla çalıştığında zaman anlayışları bütünüyle değişti. O zamanlar böylesine bir bozunumla ancak baş edebiliyorlardı. İnsanların bilgisayarlar konusunda eğitim kazandığı şimdiyse farklılaşmış zaman algıları kuşaktan kuşağa aktarılıyor ve zaman da hızlanıyor. Bununla birlikte, bilgisayar zamanın çöküş ve bozunumunu yansıtan üç boyutlu bir oluşumdur. İnsanlar kitle ruhunu bu oluşumun sonuçlarıyla beslediler. Bu da sizin gibilerin şeyleri bir araya getirip gerçekliği anlamlı bir psişik bakış açısından -zamanda farklı bir noktadan- algılamasını sağladı. Saniyenin bölünüşü ve bilgisayarın yaşama girişi her şeyi bütünüyle değiştirip bilincinize görülmemiş olanaklara doğru hız kazandırarak bu yüzyılın teknoloji patlamasının habercisi oldu. Saniye ve an giderek daha çok şey barındırır hale geliyor.
Zaman çöküş halinde olduğu için üç boyutlu yapı yerinde değil artık. An başına daha fazla olay sizi psişik keşiflere hazırlayarak akıp gidiyor. Şu anda her şey büyük ölçüde son derece oyunsu bir nitelikte. Gündelik yaşamlarınızda çevrenizde pek çok enerji var. Aklınızı kendileriyle karşılaşıp gerçekliğe ilişkin temel inançlarınızı yeniden yorumlamaya çeliyorlar.
Zamanın saatle ölçülebilir olduğu düşüncesini paylaşıyorsunuz. Zamanın varolduğunu herkes kabul ediyor. Biz onun bir yapı olduğunu söylüyoruz. Aslında birkaç yılda bir artan ya da eksik kalan zaman yüzünden Greenwich zamanınızda düzeltmeler yapmanız gerekiyor. Yararınıza çevirebileceğiniz şeylerden birisi de zaman anlayışınızın bütünü. Zamanınızı başkalarının belirlemesine bir son verin ve şu “yeterli zamanım yok”, hikayesini bırakın. Zaman çökerken zamanın dışına atılıyormuşsunuz gibi gelebilir. Bedeninize zamanın dışına atıldığınız mesajını verdiğinizde bedeniniz, saati durdurmuşsunuzcasına zamanın dışına çıkmaya başlar. Bu günlerde çoğu insan çılgınca bir koşturma içinde, çünkü zamanın çöküşünü hissediyor, nasıl yorumlayacakları nı bilmiyorlar. Kendinizi keşfedip dengenizi korumak için yaşadığınız anda, sonsuza genişleyen şimdide olmanız gerektiğini anımsayın. Kozmik ışınların sunduğu yön budur. Yaşadığınız dünyaya ilişkin algı ve kavramları yeniden düzenleyen kaosa dayalı bir ilksel karışıklıktır bu.
Zaman değişken bir şimdiye sahiptir. Artık daha uzun süre ölçülemez ve saatle ifade edilemez. Zamanı değiştirebilir, eğip bükebilir, hareket ettirebilirsiniz. Zaman çöktükçe kısa süreler içinde gezegen yeni kavramlar, düşünce, keşif ve seçeneklerin bombardımanına uğruyor. Kendinizi gerçekleştirme deneyiminizle anın sunabilecekleri olasılıklar uyanıyor ve genişliyor. Dünya dışı zeka ile bağlantı kurmaya karşı duyduğunuz çekimde belli bir noktaya geldiniz. Onun için gezegen kolektif olarak daha yüksek bir zeka ve sorumluluk derecesine doğru ilerliyor. Dünyanız yozlaşmanın kötü kokularını saçıyor gibi görünebilse de lütfen her iki karşıt ucun da aynı anda yaşanmakta olduğunun bilincinde olun. Işığı taşıyanlar son derece güçlenecek ve birkaç yıl içinde bu insanların gücü karşısında hayrete kapılacaksınız, çünkü onlar sizsiniz. Paylaştığınız bir inanç da, gerçekliğin yeni bir biçimine duyduğunuz inanç. Gerçekliğin bu yeni biçiminde insanlar özgürlüklerini saygı, uyum ve işbirliği içinde ifade eder, Dünya ve her bir yaşam biçimi -hayvan, bitki, mineral, insan- değerlidir.
Anımsayın, Zaman Bekçileri evreninizi belirli bir rotaya yönlendirir ve zaman engelleri olarak adlandırılabilecek olanın içinden geçebilirler. Evreninizin bütünle bağlantı halinde olmasını sağlayan dilim ya da bölümlerini yaratırlar. Enerji bir bölümden diğerine hareket eder ve bazı bölümler ayrı tutulur -bu da tanıdığınız biçimiyle zamandır. Enerjinin her şeyde olduğunu, sizin de İlk Yaratıcının parçası olduğunuzu hatırlayın. İlk Yaratıcı kendisinin daha geniş bir anlayışına ulaşmak için bir bölünmüşlük yolculuğunda. Onun için Zaman Bekçileri parçaları bütünden ayrı tutarak evrenin canlılığını sürdürüyorlar.
Mayalar kendilerine Gün Bekçileri derlerdi. Biz onlara Zaman Bekçileri diyoruz. Elbette Pleiades sistemiyle ilişkileri vardır. Zaman olaylarının içine girip çıkmada ustadırlar. Zaman kilitleri yaratmada da ustadırlar -her şeyi öyle bir kordon altına alırlar ki olaylar hemen karşınızda gerçekleşebilir ama zaman kilitleri yüzünden olanları görmezsiniz. Zaman kilitleri bilincinizi eşzamanlı zamanı algılamaktan alıkoyar.
Mayalar bugün ortaya çıkan olayların zaman açısından ön / hazırlıklarını yaptılar. Mısırlılar başka bir çeşit ön hazırlık yaptılar. İnka ve Amerikan yerlilerinin her biri başka şeylerin hazırlığını ortaya koydu. Her bir uygarlık şimdi, içinde bulunduğunuz varoluş bölümü ya da çekirdeğinde açılmaya hazır olmak üzere zaman kilitli olaylar yaratmada kendi rolünü oynadı. Şimdiki zaman çerçevesi için bir bilgi ağı hazırlayan başka bir uygarlık da Atlantis’tir. Hatırlayın, her şey süreklidir ve uygarlıklar asla son bulmaz. Atlantis’in yok edildiğini, artık varolmadığını yani geçmişte olması gerektiğini düşünüyorsunuz. Bu, gerçekliğin bir biçimidir. Gerçekte, hiçbir zaman yok edilmemiş bir Atlantis uygarlığı var. Kendi çıkmazlarını çözmüş, çözümler bulmuş ve enerjinin kötüye kullanımı yüzünden varlığına son vermek zorunda kalmamış bir Atlantis. Aynı şekilde, sizin dünyanızın da bazı biçimleri yok olurken diğer biçimleri çözümlerini bularak Altın Çağa ilerleyecek.
Atlantis ya da herhangi başka bir uygarlık işte bu şekilde gelecekte varolabilir. Uygarlıklar süreklidir, zaman yapılarının dışındadırlar. Bu şekilde aslında Atlantis’in çözümlerini bulmuş olan gelecekteki biçimi geçmişteki Atlantis enerjisine yardım etmek istiyor, çünkü bunların hepsi aynı enerji ve benliğin yeniden bedenlenme biçimleri. Geçmişe geri dönmenin amacı şifa götürmek, bütünleştirmek ve enerjinin doğru kullanımını öğretmek. Varlıklarının bütün biçimlerinde oldukça başarılı olan uygarlıklar, aynı fırsatlara sahip olamamış ya da çözüm bulamamış biçimlerine yardım etmek için, deyim yerindeyse her zaman geri dönerler. Başarılı bir uygarlık, varlığın büyük ağındaki amacı ve etkisinin bilincinde olan bir bilinç topluluğu olarak tanımlanabilir.
Olayları düzenleyen Zaman Bekçileri ışınları pek çok farklı gerçeklik ve yönde yolculuk eden ışık topları gibidir. Maya Zaman Bekçileri, çok boyutlu olduğundan gelecek kuşaklar için bir anlamı olacak bilgiyi Dünyaya yerleştirme becerisine sahiptiler. Zaman içinde geriye, ileriye ve yana doğru yolculuk yapabiliyorlardı, uygarlıkları da zamanda yolculuk üzerine kuruluydu. Meksiko topraklarında bu hikayenin pek çok ipucunu bıraktılar. Onların şimdisi daha anlamlı bir hale geldi, çünkü amaçları kendi şimdileri dışındaki şimdilerin de yararına olacak bir şimdi oluşturmaktı. Mayalar bir paradigma yaratmayı amaçlamıştı. Bu paradigma, olacak olanın tanımını, Dünyanızın geçirdiği döngüleri ve kozmik kapılar temelindeki zaman döngülerini içeriyordu. Dünyanın güneş, ay ve güneş sisteminizin gezegenleriyle ilişkili döngüleri fiziksel elektromanyetik bedeniniz üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Mayalar, Dünyanın güneş sistemiyle sınırlanmamış daha büyük bir dönüş sisteminde yer aldığını anlamışlardı. Bu dönüş sistemi çeşitli nümerik bölümlere dayalıdır. Mayalar sizin sisteminizdeki zamanı çok daha geniş döngülerin parçası olduğunuz bilgisine dayanarak yaratıp tanımladılar.
Maya uygarlığının pek çok biçimi vardır. Bunlar, üç boyutlu zamanla oynamak üzere farklı dönüm noktalarında devreye giren pek çok Zaman Bekçisi grubudur. Mayalar hiçbir şekilde ilk kez zamanın sizin varolduklarını sanmanız sağlanan periyodunda ortaya çıkmadılar. Bundan çok daha önce, binler ve binlerce yıl önceden Dünyadaydı onlar. Gerçekte, evrenin başlangıcına doğru hareket ettikleri kadar rahat bir şekilde evrenin tamamlanması yönünde de ilerleyebilirler. İşleri, zamanı geldiğinde evrenin bütün parçalarının çalışmasını ve çökmesini sağlamaktır. Çöküşün zamanından önce gelmemesini de onlar sağlar. Maya Zaman Bekçileri ile bağınızı hissedin ve dikkatinizi keşfetmeniz için hazırladıkları anahtarlara açın.
Gerçekliklerin çevresindeki zaman kilitleri evinizdeki aydınlatmanın siz istediğinizde açılıp kapanacağı şekilde düzenlendiği mekanizmalara benzer. Elektromanyetik olarak bilincin, nerede olursa olsun varlığını duyuran bir uyarı sistemi vardır. Bilinç her şeydedir ve neyle sarmalandığına bağlı olarak çevresine eşsiz, kesin bir sinyal yayınlar.
Bilinci nasıl zaman kilidi altına alacağını bilenler vardır. Frekanslarını değiştirirler ve böylece enerji alanını tarayan varlıkların kendilerini bulamamalarını sağlarlar. Gezegendeki kapılara yerleştirilen zaman kilitleri ve zaman koridorları nedeniyle kozmostakiler Dünyayı bulamaz; varlık ışığı silinmiştir. Gezegenin bulunamaması için farklı, üzerinde Dünyadaki bilinç türünün kayıtlı olmadığı zararsız bir elektromanyetik spektrum yerleştirilmiş tir. Dünya örtülmüş, karantinaya alınmıştır.
Mayaların amacı gelecek için bir paradigma yapılandırmak üzere Dünyaya gelmekti. Çeşitli uygarlıklar ortak bilinçler yoluyla enerji kapılarını açık tuttular. Başka gerçeklik türlerini destekleyebilen ya da kaldırabilen enerjiler sınırlı sayılarda gezegene çekildi. Ancak, ışık sütununu yerleştirmesi için bir uygarlığın hazırlıklı ve eğitimli olması gerekir. Nerede ışık varsa orada bilgi vardır.
Maya uygarlığı bu uygarlıklardan biriydi. Bugün bu uygarlıklardan bir diğeri Bali uygarlığıdır. Bu uygarlıklar Dünyanın dört bir yanında, kıyıda köşede varolmaktadır. Eyaletler ya da kent alanlarındaki büyük bir uyum, işbirliği, karşılıklı destek ve yaratıcılık sergileyen topluluklar olabilirler. Maya uygarlığı geleceği etkilemek ve tohumunu çok uzun bir zaman dilimi boyunca son derece karanlık olmuş olan bu gezegene atmak amacını güden bir deneydi.
Mayalar amaçlarının ne olduğunu biliyorlardı. Tıpkı Tibetlilerin ülkelerinin işgal edileceğini önceden görerek Çinlilerin gelip görünürde korkunç bir cinayet işlemesinden yıllar önce en önemli belge ve eserlerinin çoğunu saklamaları gibi Mayalar da sonlarının ne zaman geleceğini biliyorlardı. Mayalar Zaman Bekçileri olduğu için amaçlarının yerine geldiğini bilerek Dünyayı boşaltabildiler. Mayaların en derin gizlerinden biri budur -tarih ve zamanı tanıyordu onlar.
Maya takvimi cennet ve cehennemlerin döngülerini kesinlik içinde gösterir. Mayalar gidiş tarihlerini biliyorlardı, bu sona hazırlandılar. Onların açısından bakıldığında başka bir fiziksel boyuta geçmişlerdi. Gerçekte Maya uygarlığı hala son derece canlıdır. Altın çağını yaşıyor bu uygarlık.
Mayalar günün birinde zamanlarının geleceğini, gezegeni terk edeceklerini biliyorlardı. Günün birinde bilgilerinin, anahtarlarının Işık Ailesi -sizler- tarafından ortaya çıkarılıp keşfedileceğini biliyorlardı. Bazı kişilerin bu anahtarları şimdiden keşfetmiş olduğunu ileri sürüyoruz. Mayalar amaçlarının bütün öyküsünü ve şimdi olan bir gelecek için neden ipuçları ektiklerini biliyorlardı.
Bilinç anahtarlarınız Mayaların sizin için kaldırdığı zaman kilitlerinin arasından hareket ediyor. Zaman Bekçileri oldukları için Mayalar gezegenin dört bir yanındaki pek çok zaman kilidini açıyor.
Bu gizlerin sizden nasıl saklandığını merak edebilirsiniz. Nasıl böylesine denetlenip yalıtılmış olabildiğinizi bilmek isteyebilirsiniz. Eğer bütün o başka yaratıklar ve gerçeklikler varsa neden onlarla karşı karşıya gelmiyorsunuz? Bunun nedeni ağ ve içinde bulunduğunuz ağın çevresindeki zaman kilitleri. Uygarlığınız büyük bir bölümüyle zaman koridorlarına sahip olan ana ağ içinde kilit altında tutuluyordu. Geçidiniz üçüncü boyutta kilitliydi.
Bu belirli koridorun geliştirilebileceği pek çok başka yol vardır; yalnızca bir ana yapı hattı kurulabilir ya da tıpkı sizin kentlerinize, çevre yerleşimlerinize giden yollar gibi çeşitli küçük yollardan bir ağ oluşturulabilir. Eğer içeri ve dışarı giden tek bir yol varsa ve o da kilit altındaysa bu zaman koridoruna giriş çıkış yasaklanmış, koridor bütün diğer etkilerden koparılmıştır. Gerçekliğinizde hükümetler başka ülkelere karşı çoğu zaman cezalandırıcı bir önlem olarak yalıtma ve boykot yaptırımı uygularlar. Zaman oyuncularının zaman koridorunda yaptıkları da buna benzer.
Yol açıldığında -zaman kilitleri kaldırıldığında- gerçeklikler birleşecek, birbirleriyle harmanlanıp değişecek ve siz daha yüksek kimliğinizle yoğun bir bağlantı içinde olacaksınız. Gelecek birkaç yıl boyunca kendinizi bu bilgi aşılamasına hazırlamak zorundasınız. Sizi zaman kilitlerinin açılması, kimliklerinizin bileşimine hazırlayan hızlandırılmış bir yolculuktasınız.
Zaman kilitleri uygarlık ya da gerçeklikleri birleşmekten alıkoyan Zaman kilitleri açılıp yeni dünyanın doğuşuna geldiğinizde birçok gerçekliğin birleşimi gerçekleşecek. Bu olgun bir şekilde ve ışığın kullanımı anlaşılarak yapılacak olursa oldukça yükseltici bir dönem olabilir.
Bütün zaman eşzamanlıdır. Bir gezegenin çevresinde onun çeşitli zaman çerçevelerinden deneyimlenmesini sağlayan enerji ağları vardır. Bir gezegene girmek için sizi gezegenin duyarlı yaşamın varolduğu gerçekliklerine ulaştıran kapı ya da açılımları bulmak zorundasınızdır. Eğer bir kapıdan geçmezseniz size bomboş görünen bir dünyaya inebilirsiniz. Kapıdan geçerek ise bu kapıdan kaçan bütün farklı gerçeklikler ya da zaman çerçevelerine ulaşırsınız. Böylece birisi iki ya da beş yüz yıl önce varolmuş olan bir Dünyaya geri dönebilir -bu gerçeklikler varolmaktadır.
Katmanlar halinde ağlar dünyaları çevrelemektedir. Bu ağlar yer değiştirip kımıldadıklarında çeşitli gerçeklik ve enerjiler yaratırlar. Ağları hareket ettirdiğinizde, yerlerinden oynatıp bir kapıdan geçtiğinizde eşzamanlı olarak geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekteki dünyalara girebilirsiniz.
Kapılar gezegenlerin çevresine yerleştirilen koruyucu araçlardır. Bir kapıya sahip olmak, onu yaratmak, yapmak müthiş bir iştir. Kapıyı açık tutmak için bir frekans enerjisi vardır. Dünya üzerinde pek çok kapı bulunur. Birkaçından söz edeceğiz. Bir tanesi Meksiko/Orta Amerika bölgesindedir. Sina yarımadası ile Tibet üzerinde de başka kapılar vardır. Bunlar enerjinin gezegene gelip gittiği üç ana kapıdır. Eski kristal kurukafalar çoğunlukla kapı bölgelerinde ortaya çıkarılmış ya da tutulmuştur. İnsanlar bir kapının bekçiliği ya da sahipliğini ellerinde tuttuklarında zaman koridorlarına erişimleri de vardır. Tibet’tekiler geleceğe bakabilip işgale uğrayacaklarını görebildiler, böylece gelecek zamanlar için hazırlandılar. Tohumlarının -Tibetli keşişlerin spermleri- nerede kullanılabileceğini görebildiler. Eserlerinin neden saklanması, kendilerinin de sürgüne gitmeleri gerektiğini de görebildiler.
Ortadoğu’daki kapı gezegene ana açılımlardan birini oluşturuyordu. Eski Atlantis bölgesindeki Bermuda Üçgeni de gezegenin ana kapılarından biriydi. Ancak, buradaki enerjiler karmaşa içinde olduğu için kapı güvenli bir erişim sağlamıyor. Burada oluşan çatışma ve kaos nedeniyle sıkışıp kalabilir ya da kaybolabilirsiniz. Diğer kapı bölgeleri içine Paskalya adasını, Fuji dağını, Shasta dağını, Titicaca gölü, Nazca çizgileri ve Uluru’yu alır.
Zaman koridorlarını okuyup yolculuk yapabilenler olduğu gibi bunları yapamayanlar da vardır. Kozmos ve evrenin her yanındaki farklı varlık bölümlerine el koymak üzere bilinç imparatorlukları oluşuyor. Bunların zaman koridorlarından akma becerisi varsa olasılıklar ve kendilerini elektromanyetik kapı değişkenlerinden aşılamaya ilişkin inanılmaz bir bilgileri de vardır. Zaman koridorlarında bilgi olmaksızın yolculuk edilecek olursa zaman adı verilen şey varoluşu toz haline getiren büyük bir dalga gibi bir yerden bir yere hareket eden körlemesine birçok olayın akınına uğrar. Bu olaylar hangi kapı ya da olasılıktan girdiklerine aldırmıyor gibidirler. Amaçsızca her şeye çarparlar. Ancak, olayların eşzamanlı olarak derin bir düzene, anlamlı bir plana -gerçekten de Tanrıça tarafından sahnelenmiş bir gösteriye- bağlı olduklarını biliyorsunuz.
Yeni bir zaman çizgisi ve yepyeni bir ağ oluşturmak, ağı yerleştirmek için bütün varoluşu etkileyecek ölçüde derinden patlayacak temel bir olay olması gerekir. Yoksa ağın gidebileceği bir yer olmaz. Dünyaya uzanan zaman hattına sahip olanlar, bu zaman hattı boyunca serbest alış verişe izin vermeyerek Dünyayı ayrı tuttular. Gelecekte ikincil ve üçüncül ağları oluşturanlar var. İkincil bir ağ enerjiyi ana zaman koridorunun çevresinden bir yan yola yönlendirmeye yarayan ikinci bir dokudur. Üçüncül bir ağ ise ikincisinin işe yaramadığı durumlarda devreye giren ağdır.
Zaman hatları, zaman dokusu ve bu zaman dokusu üzerindeki kanalların hepsi temel olaylara bağlıdır. Temel bir olay olmaksızın bir zaman hattına kanca atamazsınız. Başka bir deyişle, diğer zaman hatlarının onu bir çapa gibi kullanabilmesi için ikincil ve üçüncül ağların temel bir olaya kanca atması gerekir. Atomun parçalanması temel bir olaydı. Saniyenin bölünmesi de. Harmonic Convergence (Maya Takvimindeki döngüselliğin izinde gerçekleştirilen enerjilerin uyumlu birlikteliği kutlaması-ç.n. ) temel bir olaydı. Temel olaylar tarihin akışını derinlemesine etkileyen açık ya da özel olaylar olabilir. Bundan dolayı da gezegene yeni bir zaman hattının yerleştirilmesi için kitlesel bir olayın olması gerekir.
Zaman koridorunuza bu ağlar kanalıyla dışarıdan -gelecekten- giriliyor. İkincil ve üçüncül ağlar oluşturuyorsanız ve kilitli bir koridora girmek isterseniz temel bir olay bulmak zorundasınızdır. Temel bir olay bulamayacak olursanız kanca atacağınız bir şeyiniz olmaz. Balık avlamaya benzer bu. Bir gölcüğe olta atabilirsiniz. Eğer iğneyi ısıran bir şey olmazsa temel olayınız yok demektir.
Temel bir olay, zaman koridorlarındaki ilksel ağda bütün gerçekliğin geçiş yaptığı yaşamsal önemi olan bir dönüm noktası olarak kayıtlı olan bir oluşumdur. Ortaya çıktığı alanda bir dönüm noktası sayılabilecek bir olaydır. Harmonic Convergence itkisini gelecekten alan düzenlenmiş bir olaydı. Gelecekten geçmişe gönderildi ve ikincil ve üçüncül ağların oluşturulabilip gezegenle bir bağlantı bulabilmeleri için bir boşluk yaratmak üzere şimdiki zamanda yeniden düzenlendi. Bağlantı neydi? Eğer bu ağlar bağlanacakları temel bir olaya gereksiniyorlarsa temel olayda onlara dayanak olan neydi? İnsanların bilinci.
Varoluşun belirli bölgelerindeki temel olayları incelemede uzmanlaşmış olanlar vardır. Zamanın bütünü değiştirilmeden, olay çevresindeki alt zamanların değişimi dolayısıyla belirli bir zamanı değiştirmenin yolunu bilirler. Farklı dünyalarda geçen paralel olaylar konusunda uzmanlaşmış olanlar vardır. Temel olayları çeşitli yıldız sistemleri ve galaksilerden alıp birleştirir, iletişimin yeni hızlı yollarını yaratarak geometrik girdaplar oluştururlar. Kendinizi bir kez Dünya “zamanından” kurtardığınızda olağanüstü bir şeydir bu.
Ana koridorlar gezegene daha büyük bir enerji akımı sağlamak üzere şu anda yeniden inşa ediliyor. Temel bir olay düzenlendiğinde ağların bağlantılı olması ve Dünyada her şeyin değişecek olması için gelecekte temel ağın oluşturulmasına yardım ediyoruz. Bu, zamanın bütününü değiştirecek. Bir ölçüde, içinde yaşadığınız dokuda dev bir delik açacak.
Uzun bir zaman önce bu koridorlar başka uygarlıklarda keşfedilip geliştirildiğinde bilgece davranmayan milyonlarca dünya vardı. Uzayda kaos topları işlevini gören bölgeler vardı, çünkü gerçekliklerini oluşturan dokuda fazlasıyla delik açılmıştı. Çevreniz konusunda aynı dersi almaktasınız; kötüye kullanın onu, kirletin, lekelensin ve başlangıçtaki canlılığı solup gitsin! Bütün varoluş canlıdır. Kullanıp yok etmek yerine olan her şeyin içinde varolup zenginleştirmek yaşamsal bir göreve dönüşüyor. Bunun gibi üzerinde çalışılıp temizlenen evrenler var. Dünyada kirlilik olduğunu mu sanıyorsunuz? Zaman hatları bütünüyle bağlantısız olduğu için kaos içinde kirlenmiş bütün bir evren hayal edebiliyor musunuz? Öyle bir evrende evinizden çıkıp alışverişe gidersiniz, döndüğünüzde eviniz bir delikten süzülüp gitmiştir. Onun yerinde artık başka bir gerçeklik varolmaktadır. Çılgınlık!
Günün birinde bütün bunlar anlamlı bir bütünlüğe ulaşacak. Bizi bekleyen zorlu iş şu; Varoluşa saygısızlıkla tuzağı yaratmış olanların bilincini nasıl bütünleyeceğiz? Dokuyu onurlandırmıyorlar, zaman koridorlarından geçip dilediklerini yapıyorlar. Oynadığımız tehlikeli bir oyun, ancak gördüğümüz kadarıyla olayları değiştirmek oldukça gerekli. Bu bizim bütün sorumluluğu taşıdığımız anlamına gelmiyor. Bizler öğretmenlerimizin, Zaman Bekçilerinin yol göstericiliğiyle hareket ediyoruz. Daha geniş bir bakış açısından size bilince sahip çıkmanın olağanüstü sorumluluğunu yansıtıyoruz. Zaman koridorları boyunca neden sonuç yasaları ile hokkabazlık yapmak gerçekten de müthiş bir iştir.
Kitaplıklar kapalı ve eylem dışı bırakılmış birincil ağın bir versiyonu üzerinde yer alırlar. Korunmaktadırlar. Bugünlerde, özellikle gelecekten gelip de kitaplıklardan birine girmek kolay değildir. Bu nedenle birincil ağın altındaki zaman koridorları inşa ediliyor. Çoğu varlık belirli alanlara sahip olmak ya da üzerlerindeki etkilerini artırmak için belli zaman hatlarını bir araya getiriyor. Amaçlarına bağlı olarak olabildiğince çok sayıdaki zaman hattını birbirine bağlıyor ya da olabildiğince çoğunu iptal ediyorlar.
Belli bir bakış açısından zaman koridorlarına sahip olan ya da olduğunu sananlar var. Birincil koridorları yeniden inşa edip yeni varoluş alanları örgütlüyorlar. Bu koridorlar inşa edildiğinde birçok zeka formu bu koridorların sözümona sahipleriyle birlikte hangi güçlerin girmesine izin verileceğini belirleyerek ileri ve geriye doğru hareket edebilecekler. Dünyanın karşı karşıya olduğu sorun bu ve bu sorun da insan türünü deney için kullanan neden bu kadar büyük bir yaşam formu girişi olduğu sorusuyla bağlantılı. Birincil ağ baskına uğrayacak olursa geriye açık bir hat kalması amacıyla ikincil ve üçüncül zaman hatları da kuruluyor.
İkincil ve üçüncül olaylar kurulup inşa edildiğinde bu, zaman koridorunda bir ana açılım olacağı anlamına geliyor. Bu açılım, resmen onaylanmış kanallar olarak adlandırılan kanallardan pek çok varlığın gelişini sağlayacak. Bu varlıklar, eşzamanlı olarak pek çok diğer yönlere açılan yeraltı hareket ve kapıları bulacaklar.
Usta zaman oyuncuları olan Mayalar size bu oyunun oynanacağı bir dizi ipucu bıraktı. Aralık 2012′deki kış gündönümünü bir bitiş, kapanış olarak işaretleyen Maya takvimi incelenmeye değer. Oyun Ustaları, spekülasyonlar havada uçuşurken sizin ne yapacağınızı izleyip merak ediyorlar! Zamanınızın sonu anlayışı bir döngünün sonuna ulaştığı anlamına geliyor; Dünyanın sona ereceği anlamına değil. Ruhsal büyüme için temel önemde bir tema Broadway’de uzun süre sahnelenmiş bir oyun gibi sahnelenmekte ve sözleşmesi yapılan gösteriyi tamamlamak için önünüzde yirmi yıldan kısa bir zaman var.
Zamanın bu son bölümü tamamlandığında gezegende bir boyut değişimi olacak. Boyut değişimini yapılarında barındırabilecek durumda olanlar şimdiden dört hatta beşinci boyuta girip çıkıyorlar. Gelecek yirmi yıl boyunca yeni frekans gezegende o kadar ağır basacak ki dünyanızın bir biçimini yeni bir döngüye, başka bir biçimini, versiyonunu ise bütünüyle son buluşa, yok oluşa doğru fırlatacak.
Yeni döngüde bütün yaşam biçimlerinin eşsiz bir biçimde gelişmesini harekete geçirecek bir enerji fışkırması olacak. Elinizdekini özümseyecek hale gelmeden diğer Yaşayan Kitaplıklara erişemezsiniz. Yeni edindiğiniz farkındalığı nasıl kullandığınızı görmek üzere bir parçanızın Kitaplığa uzandığını, ulaştığını, göz attığını hissedeceksiniz. Başka bir Yaşayan Kitaplığın yaşam biçimini anlamayabilecek olmakla birlikte başkalarının kendi yaratılarına karşı tavırlarına da göz atabilirsiniz. Gözünüze boş bir kozmik oyun alanı gibi görünen geometrik biçimler halinde depolanmış bilgisi ile başka bir Yaşayan Kitaplıktaki dünyalar son derece farklı olabilir. Anımsayın, bir oyun alanına hayat veren tek şey oyunculardır. Dünyadaki Yaşayan Kitaplık enerjiyi paylaşıp onunla akacağınız bir titreşimsel geçiş yapmanızı kolaylaştıracaktı r. Dünyanın görkemli oyun alanı olan doğadan zaman koridorlarını birleştirip bu koridorlara çıkmayı öğreneceksiniz.
Biz olayların gelecekten geldiğini keşfettik. Olaylar geçmişten kaynaklanabildiği gibi gelecekten de kaynaklanabilir. Sürüp-giden oyundur bu. Bizim burada oluş nedenimiz, Pleiades’teki şimdimizi, şimdi versiyonumuzu farklılaştırmak için geçmişi değiştirmeyi kolaylaştırmak. Bu, uzak bir gelecekte gerçekleşecek gasp olayına yön değiştirtmek, olayı yeniden düzenlemek için yapılıyor. Gerçekte sizin geçmişiniz bizim şimdimize doğru koşturuyor, ancak biz bunu değiştirmek için geleceğe gittik.
Er geç çok farklı bir dizi anı algılayacaksınız, çünkü evreninizin geçmişini değiştireceksiniz. Size geleceğinizden geldiğimizi ve gelecekten geçmişi değiştirmek için geldiğimizi söyledik. Son derece zekiyiz biz. Paralel bir evren oluşturarak bütün evrenin tarihini değiştiriyoruz. Paralel evrenlerin oluş nedeni budur. Bunlar hafıza ve olayı değiştirerek bir noktadan zaman mekanizmaları na yön değiştirten planlardır. Aynı şeyi kişisel yaşamınızda da yapabilirsiniz. Geçmişinizi de değiştirebilirsiniz. Oyunu oynamayı öğrendikçe esneklesin.
Enerji Alıştırması
Dikkatinizi nefesinize verin, ciğerlerinizin ışıkla dolduğunu canlandırarak nefesinizin bedeninize girişini izleyin. Kan dolaşımınızın bu yüklü enerjiyi özümseyerek bedeniniz boyunca dağıttığını canlandırın. Her nefes verişinizde bedeninizin gevşeyip kendisini akışa bir akışını hissedin. Nefes almaya devam ederken mutlu olmanıza yardım eden on iki enerji ile çevrelendiğinizi hayal edin. Varlıklarını incelerken bir güvenlik ve rahatlık duygusu deneyimleyin. Her bir enerjinin gözlerinin derinliklerine bakın, sonra bakışınızı başka bir yöne çevirerek onu çevreleyen enerji alanını okuyun.
Göbek ve kalbinizden gelen tanıdık, güçlü bir çekiş deneyimlerken bedeninizden çıkarak dans eden ışık lif ve ışınlarını canlandırın. On iki rehber başka bir şimdiye göz atma olanağı sunarken bedeniniz farkındalıkla titreşiyor. Hepsini olanca canlılığıyla deneyimleyin. Kendinize her bir rehberin temsil ettiği zaman ve gerçekliğe bakma izni verin. Bırakın yükselsin anılarınız, gerçekliklerin yolunu gösteren haritalara benzeyen zaman hatlarını hissedin. Her bir rehberin enerji alanına doğru ilerledikçe çakra merkezlerinizden çıkan ışık liflerini izleyin. Kendinizi bulduğunuz yer neresi? Deneyimleyin ve gözlemleyin.
Belki yağan yağmurun tatlı sesini işitiyorsunuz ya da terkedilmiş bir yol boyunca esen soğuk rüzgarın uğultusunu. Balta girmemiş bir ormanda olabilirsiniz ya da yağmur ormanı, kar kaplı doruklar, çöller, ırmaklar, okyanus ve ovalarda. Dünyanın her köşesi kendisine ilişkin anı ve gizemli ipuçları barındırır. Bırakın zaman hatları sizi başka bir şimdinin derinliklerine taşısın. Dünyayı on iki zaman hattından deneyimleyin ve sizin kendinizi ve yıldızlarla bağlantınızı tanımanız açısından en önemlisinin hangisi olduğunun gösterilmesini isteyin.
Her yerde canlı olan varoluşu bağlantılandıran canlı bir ağ, ızgara olan ışık ağını hissedin. Yaşam yaşamı izlerken ağın hatlarının zekayı taşıyışını hayal edin. Dünyayı uzayda asılı mavibeyaz bir mücevher gibi hayal edin. Kendi zaman alanında sarayını kurmuş olan, bu büyük ışık koridorları boyunca değerli taştan bir durak gibi olan Dünya uzayda asılı mavibeyaz bir mücevher. Dünyaya uzaydan bakın ve farklı zamanlardan gelerek sizi anımsamaya çağıran güçlü bir çekim hissedin. Geçmiş olayları mı hatırlıyorsunuz? Zaman, uzay ve Dünya kavramlarınız ışık ağında karışırken kendinize bunu sorun.
Şimdi de ayın biraz ötesinde, uzayda kesişen enerji hatlarının arasından bakın. İşaret levhalarında neler yazılı? Güvenilir rehberleriniz hangi yıldız yan yollarını işaret ediyor? Dünyayı ve kendinizi ifade edilip deneyimlenecek sonsuz olanaklardan ötürü onurlandırırken bırakın ruhunuz anın canlılığını özümsesin. Varoluşun, oyunu öğrenmemizi sağlayan büyük gücü olan ışık ağına özel bir övgü sunun.
Barbara Marciniak
...
32-Gökler konuşuyor:
Siz, kendiniz bu yaşamınızda içine doğmak için deneyimlemenin ideal olduğuna karar verdiğiniz fırsatları sunan bir an, soy ve kuşak seçtiniz.
Bu gerçekliğe gelmeden önce bir zaman dilimi -doğduğunuz an- için başvuruda bulundunuz. Doğumunuzun bu belirli anında yıldızlar, gezegenler, ay ve güneş belirli yerlerde bulunuyordu. Ananızın karnından çıktığınızda enerji Dünyaya bu zamanda da dokunduğu için nerede olduğunuzdan bağımsız olarak bedeniniz yıldız ve gezegenlerden gelen enerjiyle damgalandı. Bu anın içinde belli olasılıklar, özel fırsatlar ve belirgin güçlükler yazılıydı. Yıldızların dili daha büyük bir bakış açısından kavramanıza yardımcı olacak şekilde size dünyanızı açıklar. Her şey her şeyle enerji kalıpları yaratacak biçimde geometrik bir ilişki içindedir. Siz, kendiniz bu yaşamınızda içine doğmak için deneyimlemenin ideal olduğuna karar verdiğiniz fırsatları sunan bir an, soy ve kuşak seçtiniz. Başka yerlerde eşzamanlı olarak yaratmış olduğunuz, yaratacağınız ve yaratmakta olduğunuz şeyler temelinde öğrenmeye gereksindiğiniz şeylere göre bu deneyimleri belirlediniz.
Gökler öykülerini sizin kanalınızla canlandırırken size kendi olağanüstü görkeminizi anlatıyor. Gezegenler yaşam güçlerini elektromanyetik güçler olarak yayınlar. Bu elektromanyetik güç, zorluklar ve zaferler şeklinde tasarlanmış anlamlı başarıların belli çağ ya da yaşları belirlediği döngüler yaratır. Anlaşıldığı takdirde bu döngüler kendiliğinden gezegenin yararına olur. Döngüler bilmezden gelindi ve sizi bilgisizlik içinde tutmak için basitleştirildi. Bu nedenle yaşamın anlamına eşlik eden olağanüstü özgerçekleştirme fırsatını kaçırmanıza neden olundu. Döngüler öğretisinin yitirilmesinin bir yolu da astrolojinin tartışma konusu yapılıp çürütülmesi oldu. Gerçekte astroloji ve astronomi evrenin dilleriyken size astrolojinin anlamsız bir araştırma konusu olduğu söylendi. En gerçek biçimi içinde göklerin bilgisi, astroloji, varoluşun anlamlı bir dilimi içinde yaşadığınızı kabul ederek makrokozmosu mikrokozmos içinde yorumlar.
1993′te bizim Işığın Galaktik Gelgit Dalgası olarak değindiğimiz, enerjilere yol açan bir gezegen sıralanışını deneyimlediniz. Güneş sisteminiz içindeki her gezegenin veri iletim yolları gibi enerji ışınları yayınlayan kendi bilinç alanı bulunmaktadır. Gezegenler özel geometrik ilişkiler halinde dizildiklerinde bağımsız güçleri birleştikçe enerji karmaşaları yaratırlar. İki gezegen çakışıma doğru ilerlediğinde sizin Dünyadan baktığınız açıdan üst üsteymiş gibi görünürler. Gerçekteyse, uzayın derinliklerinde birbirlerine oldukça uzaktayken enerji yolları birleşmiştir. Bir gezegenden hareket eden enerji diğerinden çıkan enerjiye bağlanır.
Işığın Galaktik Gelgit Dalgası Uranüs ve Neptün’ün incelenmesiyle anlaşılabilir. Bu iki gezegen, bir hizaya gelip Oğlak burcunu 18-19 dereceler arasında enerjilendirerek Şubat, Ağustos ve Ekim 1993 olmak üzere üç kez çakışım yapmıştır. Her gezegenin kendine özgü bir kimliği ve etki alanı vardır.. Her bir gezegen duyarlı bir varlık, kendine özgü bir zeka gücüdür. Gökte bu iki zeka biçimi bir araya geldiğinde Dünyanın Oğlak tarafından etkilenen bölümleri üzerinde etkiyen ortak bir ışın gönderdiler. Oğlak, biçim, yapı, yetke, sınırlamalar ve zamanı temsil eden Satürn tarafından yönetilir. Diğer şeylerin yanı sıra Satürn kayalar, taşlar ve kristallerle ilişkilidir. Bu iki gezegen Oğlakta birleştikleri için Dünyanın taşını gizemli bir hale soktular, elektriklendirip güçlendirerek değişime uğrattılar.
Gezegensel bir ölçekte bu çakışımın enerjisi kaos oluşumuna bir çözüm sunar ve sizi hissetme merkezinizi açmaya doğru götürür. Bu nedenle sistemler çöktüğünde ilerlemek için duygularınızı kullanın. Duygular, özellikle de sevgi olmaksızın kötü bir sona mahkum olursunuz. Solar plexus’unuzda (göbek çakrası ve çevresi -ç.n.) ruhunuzda karmaşa yaratan duygular deneyimleyeceksiniz . Bu duygular bir kez şefkat ipleriyle yüreğe bağlandığında gerçekliği mantıklı zihninizden başka bir kaynaktan belirler hale geleceksiniz. Gerçekliğe giden yolunuzu hissetmeye başlayacaksınız. Bu, daha alt çakralarınızda bilincine varılmamış ve çözümlenmemiş anılar olarak tutsak kalan enerjiyi serbest bırakacak. Serbest kalan enerji yüreğe, gırtlağa, üçüncü göze ve taç çakralara -bedendeki dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci dağıtım noktaları- doğru yükselecek. Bu süreç insanlığı birbirine bağlayacak ve ortak noktalarınız olduğunu göreceksiniz, tersini değil. Geçmiş yaşamları süregiden ve eşzamanlı olaylar olarak anımsayacaksınız. Bu da, bilincinize akın eden anılar ve uyanışları sindirmek gibi zorlu bir işle yüz yüze geldiğinizde çoğunuzu karmaşaya sürükleyecek.
Enerji merkezlerinin açılımının amacı çözüm sunmaktır. En iyi durumda gerçekliğinizi sarsan, böylece neyin gerçek olduğunu kesinlikle bilemez hale gelmenize yol açan kaotik bir girdap yaratacaktır. Belirsizlik ve kuşku ağır bastıkça çeşitli kurumlara karşı körü körüne beslediğiniz bağlılıktan kuşkuya düşeceksiniz. Bazılarınız kuşkuya eşlik eden bir depresyon yaşayacak. Diğerleri, “Vay canına! Sırtımdan yük kalktı. Özgürüm. Harika”, diyecekler.
Gerçekliğin farklı biçimleriyle ilgilenenleriniz inanamayacağını z ölçüde gelişecekler. Mahalle bakkalınızdan alış veriş ederken rastgele söylediğiniz sözlerin dünya dışı varlıkları içeren derin metafizik söyleşilere dönüştüğünü görebileceksiniz. Ruh sizi daha önce asla söyleyemeyeceğiniz şeyleri söylemeye itecek. Dikkatinizi buna ve insanların son derece açık bir hale gelişine açık tutun. Aile bireyleriniz 180 derecelik dönüşler yapabilecek. Herkes değil ama bazıları ışığı görmeye başlayacak. Belki bazı insanlar için, “Aman, umut yok onda”, diye düşünüyordunuz. Bu değişecek.
Aranızdan kimlerin deri değiştirdiğine, ivme kazandığına şaşıracaksınız. Çünkü dönüşümün harcadığınız zaman, dinlediğiniz bantlar, okuduğunuz kitaplarla ilgisi yoktur. Ruhunuz gelip kapınızı çaldığında, şifreleriniz ateşlendiğinde uyanış çabucak gerçekleşir. Öğrenilmesi kimilerinizin yirmi, otuz ya da beş yılını alan bir şeyi diğerleriniz bir anda bilecek. Öğrenmeyecek, sadece bileceksiniz. Onun için öğüt alıp vermeye ve öğrenmeye hazır olun, çünkü en fazla öğretirken öğrenirsiniz. İnsanlar aynalarınızda. Siz onlara öğretir, açıklarken onlar da size kalıplarınız ve insanların öğrenme biçimi hakkında bilgi verir. Uyanış enerjisinin momentumu dev deprem dalgası tsunami gibi büyüklüğü her geçen an daha da artan bir deneyimdir.
Döngüsel enerjinin bu akımı insan türü içinde gerçekleşecek olan hızlı dönüşümün sorumlusudur. Tam şu an burada bulunan siz bu enerjiyle değişiyor ya da dönüşüyorsunuz. Hücreleriniz de olduklarından farklı bir şey haline geliyor. Hücresel düzeydeki bir farklılaşma sizi ruhsal boyutlardaki bir dönüşüme doğru fırlatacak. Bunun sonucunda gerçekleşecek olan Dünya değişimleri ile bilinç değişimi son şekline kavuşacak. Bilinç değişimi akıl sağlığı ve yaşam amacının yenilenmesi ve Dünyanın barındıracağı boyutların anlamlı bir varoluşa kavuşması için gereklidir.
İnsanların yaşamında kundalininin yükseldiği doğal döngüler vardır. Siz insanlar yılan enerjisi adı verilen, omurganızın kökünde çöreklenmiş duran bir enerji akımından kaçıyorsunuz. Bu, elinizde bulunan ve İlk Yaratıcıya en çok yaklaşan enerjidir. Kundalini enerjinizi üremede kullanıyorsunuz. Gerçekliği görüş biçiminizi değiştirmede ondan yaralanabileceğ iniz hakkında ise en ufak bir fikriniz yok. Batı dünyasında bunun bilincine varamıyorsunuz. Çünkü güç, tüketici toplumunuzun kurulu düzenini değiştirmenizi istemeyenlerin elinde.
Kundalini çoğu durumda belkemiğinin kökünden ikinci çakraya -kimlik ve hayatta kalmadan yaratıcılık ve cinsel ifadeye kadar ilerler, daha fazla ilerlemez. Kırk yaş dolayında, Uranüs karşıtlığı dönemi ya da orta yaş bunalımı sırasında enerji Uranüs tarafından yukarıya doğru çekilir. Bu zamandaki küresel bilinçte hissedilen güçlü Uranüs etkisiyle kitlesel kundalini sürekli bir yükseliş kaydedecek. Kundalinin bu yükselişi insanların yaşından bağımsız olacak.
İnsan ırkı içinde elektromanyetik kozmik enerjinin kurulu düzeni daha da büyümek zorunda.
Fiziksel plana girmeyi kabul etmeden önce en alışılmadık olasılıklarınızın verilerini en ince ayrıntılarına kadar gözden geçirirsiniz. Şablonlar oluşturur, doğmak için uygun aralığı, fiziksel gerçekliğe açılan kusursuz elektromanyetik pencereyi beklersiniz. Bu pencere, göksel cisimler tarafından yönlendirilen enerjilerin bir araya gelişidir; sizin genetik şifrenizle belirlenen yolda yolculuk yapmanızı sağlarlar. Günün birinde astroloji haritalarının okunması gezegenlerin düzeniyle DNA’nın düzenlenişi arasındaki ilişkiyi ortaya koyacak. Şu anda zodyakta on iki ev ve DNA’nın da on iki sarmalı var. DNA’nın on iki sarmalı kendisini er geç gözün irisinde gösterecek ve genetik hedefi iristen okuyabilir duruma geleceksiniz. İrisi bir doğum haritasının çemberi gibi on iki eve bölecek olursanız her ev kişinin doğum anındaki gezegen ve yıldız enerjileriyle belirlenen astrolojik izi gösterse de bedendeki kendi yerine karşılık gelecektir. Gözdeki yansımayla DNA’nın on iki sarmalı er geç genetik şifrelerinin amaç ve niyetini kanda depolanmış olarak ortaya koyacaktır. Çoğu sözümona gizem, sizi daha fazla yalandan kurtararak gün ışığına çıkacaktır. Ruhun penceresinden içeri gözler kanalıyla bir bakış atarsınız, türler arasındaki en derin etkiler ve alış veriş burada gerçekleşir.
Uzun zaman önce astroloji ve astronomi birdi. Beynin sol yarısı büyük bir etkinliğe ulaştı. İnsanları kendilerinden uzaklaştırmak üzere bir sahte ego ya da bilimsel zihin yaratma planı ortaya çıktı. Gerçekler de böylece gülünç bir hale getirildi. Kadim yasalar alay konusu oldu . Sizler gezegene bu gerçekleri onurlandırmak ve yeniden uyandırmak için geri gönderildiniz.
****
Ay inşa edilmiş bir uydudur. Aracı ve yansıtıcı bir araç, süper bir bilgisayar ya da gökteki göz olarak yapılmış ve Dünya atmosferinin dışına yerleştirilmiştir. Bu gezegendeki bütün yaşam biçimlerini şu anda kavrayabileceğinizin ötesinde etkiler. Tarihinizde Dünyanın çevresindeki iki aya göndermeler vardır. Pek sık duymazsınız bunu ama bilenler vardır.
Dünyaya burada yaşayanlar sahip olmalı. Oysa durum böyle değil. Sizi tür olarak kundalininizi serbest bırakmaktan alıkoyan dış tanrılar, yaratıcı enerjiler var. Ana uydu bilgisayar olarak ay Dünyanın bütününü etkisi altına alıyor. Bu zamanda güçlü kozmik ışınlar foton dalgaları olarak Uranüs, Neptün ve diğer güçler tarafından dönüştürülerek uzayı aşıyor. Bu da size yönelik denetim çevresinde aşırı yüklü bir devre yaratıyor. Denetimin amacı, siz insanları gezegeninizin yönetimini almak zorunda olduğunuz anlayışından uzak tutmak.
Neden zamanın başka hiçbir yerde gerçeğe uymayan reçetesinin tutsağısınız? Bu işaretleme ve bölme sürecinde on ikinin anlamı nedir? Bunlar olmaksızın siz kim olurdunuz? Bunlar üzerinde düşünmenizi istediğimiz sorular. Yanıtlar elbette yaşam süreniz ve kundalininizi denetlemenizle ilgili. Görüyorsunuz, ideal durumda yaşam süreniz şimdikinden çok daha uzun olabilir. Toplumunuz da deneyim yoluyla bilgelik kazanma sürecini onurlandırabilir. İdeal durumda, bunu oluşturacak şekilde yapılanmış ve beslenmiş bir toplumda kırk yaşında yaşanan kundalini deneyimi bireyin olgunlaşmasını yaratır. Şu anda yirmi bir yaşında olgunluğa ulaştığınızı düşünüyorsunuz. Çeşitli enerji döngüleri deneyimlediğinizi bilin lütfen. Bunlar beden yoluyla size olgunlaşmaya yeni bakış açılarından bakmayı öğretiyor. Bu sürecin farkındalığı gelişiminizin anahtarıdır. Sizi sürekli daha fazla sorumluluk almaya ve bunun altında ezilmemeye iter.
Ay uğruna pek çok savaş yapıldı. Ayın bazı bölümlerine sahip çıkılıyor, bazı bölümleri kullanılıyor. Ay sizi sınırlandırmaktan çok büyümenizde yardımcı olacak güçler tarafından yaşanır hale geldiğinde Dünyaya aşamalı olarak aşılanacak çeşitli etki programlarına ilişkin bir program var. Ayın programları çağlar boyunca insanlar için büyük bir sınırlandırma oldu. Dolunay ve çılgınlık, delilik ve kanamanın artması masallarının hepsi gerçeğe oldukça yakındır. Ayın yarattığı, sizin de karşılık verdiğiniz tekrarlayan döngüler vardır. Televizyonun sizi büyük ölçüde etkilediğini biliyorsunuz. Ay da aynı şekilde etkiliyor. Yalnız ayın programlarına kendinizi ayarlayamıyor, yayını nasıl kapatacağınızı öğrenemiyordunuz. Bunu yapamazsınız da. Programı sizin için başkalarının kapaması ya da ayı yeniden programlaması gerekir ki şimdi olan da budur.
Bu sıralar ay hayli kontrol altında. Bazı insanlar ayın mani ve delilik etkisinden ciddi bir şekilde zarar görmüş durumda. Dünya dışı varlıklar ve diğerlerinin ay üzerinde birçok üssü bulunuyor, Dünyalılarınsa oraya gittiklerinde pek az bir etkisi oluyor. Ayı gerçek anlamda işletenler dünya dışı varlıklar. Artan hızına karşın teknolojiniz duyarlı uzay yolcularının biyoteknolojisi ile karşılaştırılamaz. Sizler oyuna yeni girdiniz ve elinizde yaşamsal önemde bir anahtar eksik. Çünkü algılarınız ve fiziksel dünyanızın özü gerçekliği özel bir şekilde yapılandırıyor. Veriyi sürekli yorumluyor ve bir düşü yorumlar gibi deneyimi fiziksel sınırlar içine yoğunlaştırıyor, giderek daha az açıklayabilir hale geliyorsunuz. Her şey düşünce, birçok gerçeklikte varolan bir inşaat ekibinin zihinsel mimarisidir.
***
Güneş, güneş sisteminizin yöneticisi ve yaşadığınız bölgeyi yöneten zekanın bulunduğu yerdir. Güneş sizin alanınıza ulaşır ve teninize dokundukça titreşimleri okur. Bildiğiniz şekliyle yaşamın her yönüyle derinden bağlantılıdır. Varlığınızı besleyen ve evrimleşebileceğiniz bir çevre yaratan bir zeka gücüdür. O size dokundukça yaptığınız her şeyle onu besleyeceğiniz için güneş sizin evriminizle yakından ilgilidir.
Pek çok kültürde güneş bu dünyayı bir tanrı gibi yöneten zeki bir güç olarak saygı görür. Güneşte kimin ve neyin yaşadığını bilseniz hayretler içinde kalırdınız. Güneş bir yanılsamadır. Büyük ölçüde ilerlemiş dünyalar işgal edilmeye ve alanlarına girilmesine karşı kendilerini ışığın gücüyle güneş biçimine bürünerek korurlar. Güneş kimileri için büyük bir öğrenim yeridir, kimileri içinse onun ötesine, arkasına geçmek için yaşayıp aştıkları bir inisiyasyondur. Bilim insanlarınızın söylediği gibi yanan gaz formlarından ibaret bir şey değildir.
Bilim yaşam yorumlarınıza büyük ölçüde zarar verdi. Yaşamdan bütün eğlenceyi, canlılığı, coşku ve gizemi aldı. Yaşam sanki anlamsızmış gibi son derece dünyevi ve can sıkıcı bir hale geldi. Güneşin anlamsız olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Bir an düşünün. Ama bugün güneşe karşı bir korku ve olumsuzluk kampanyası yürütülüyor. İnsanlar doğayla bağlarını hissetmez oldu, çünkü bilim insanları doğanın güvenilmez olduğunu söyledi. Güneşe, doğaya ve Dünyaya karşı duyulan kuşku, yuvanızı onurlandırıp korumadaki saygı yoksunluğu bugünkü bunalımınızda rol oynadı. Bu zamanda bilim çevrelerinde birbiriyle çatışan inançlar nedeniyle derin bir bunalım yaşanıyor -Tanrıya ve Tanrıçaya şükür.
Güneş ve ay, sisteminizdeki sizi en derinden etkileyen ışık kaynaklarıdır. Güneş kendi ışığını kendisi yaratır. Ayı aydınlatır. Ay güneşin bir alt uydusudur. Birçok tanrı nesli tarafından yapılıp korunmuş, Dünyanın yörüngesine bir bilgisayar olarak yerleştirilmiştir. Göksel cisimler asteroid, ay ve gezegen biçimlerinde yapılmıştır. Bu ışık kaynaklan zeka ışınları, radyo dalgaları ve gama ışınlarını yıldızdan güneşe ve Dünyaya gönderir. Eylemleriniz bu ışınlarla okunur ve güneşe, aya ve ışıma sistemine -bu durumda Pleiades’e doğru çekilir.
Eğer başka bir noktaya gitseniz ve güneş sistemi ile gökyüzüne farklı bir nirengi noktasından bakabilseniz Dünya, yıldızlar ve her şeyin oldukça dramatik bir değişim geçirmekte olduğunu görürdünüz. Birlikte hareket ettiğiniz sistemlerden biri de merkez güneşinin Alcyone olduğu Pleiades sistemidir. Sizin güneş sisteminiz galaktik sarmalın sınırında bulunuyor.
Merkez güneşe bağlanma niyetiyle Dünyadan Alcyone’a bir hat çektiğinizi hayal edin. Alcyone’a gidiyorsunuz, birisi çıkıp, “Bizim de çevresinde döndüğümüz başka bir merkez güneş var”, diyor. Böylece bir hat da oraya çekiyorsunuz. Başka birisi, “Burada pek çok merkez güneşler var”, diyor. Hatlar çekerek oraya buraya gidiyorsunuz. Evreniniz milyonlarca galaksi barındırıyor, siz bir galaksi içinde bulunuyorsunuz. Bu hatları çektiğinizde geometrik bir biçim oluşur. Çok yalın bir hale getiriyoruz. Gerçekte böyle değil. Ancak, anlamanıza yardım edecek bir imge yaratıyoruz. Hat çektiğinizde ve bir merkez güneşi bir diğeriyle enerji olarak bağladığınızda bir ortak zekaya bağlanmış olursunuz. Bu ortak zeka sizin bir İlk Yaratıcı yeri dediğiniz ancak öyle olmayan bir şeye benzetilebilir. Yaratıcı tanrılar ya da temsilcilerinden birisinin yeri ya da Oyun Ustaları deneyine ev sahipliği yapan bir yer olabilir. Varoluşun birçok boyutunda çalışan zeki bir varlık canlandırın. Bu varlık, bütün evreninizden deyim yerindeyse bedenine serpiştirilmiş merkez güneşlerden oluşuyor.
Bütün dünyalar güneşler aracılığıyla yönetilir. Büyüme bu güneşlere yöneliktir. Işığınızın olmasını sağlayan güneşinizdir. Işıksa benliğinizin yansımalarını dış dünyada görmenizi sağlar. Işık olmaksızın kendiniz için neyi yansıtabilirdiniz? Ne görebilirdiniz?
Güneş size göründüğü şekliyle özel sisteminizin yöneticisidir. Uzaydaki belirli alanınızın duyarlı noktasıdır. Güneş yaratılarını okur ve buna karşılık onları gereksindikleri şeylerle besler. Onun için kendiniz ve Dünyaya karşı sevgi beslediğinizde güneş ışınları taşıdığınız bilinci bütünüyle anlar. Dünyaya karşı korku beslediğinizde güneş ışınları bunu da anlar ve sizi bu tür deneyimlere iter.
Gezegeninizdeki yoğunluk hız kazanır, enerjinin kötüye kullanımı olduğu mesajını evrene yayarsa güneş bunu okur. Güneş, hisseden yürek merkezidir. Yaşamın oluşumunu sağlar, harekete geçirir. Çünkü her şeye dokunur ve okur. Güneş ışınları titreşimlerinizi okuduğundan kim olduğunuzu saklayamazsınız. Bazıları hareketlerini gizlemek için yeraltına girerek güneşten saklanmaya çalışıyor.
Kendi alanını bu şekilde tarayan güneşin bilincini düşünün. Değişken ışık döngüleriyle her noktaya dokunur, köşe bucakta neler olup bittiğine bakar. Enerjiyi hisseder, kendisine geri getirir ve kendi ifadesine ilişkin kararlar alır. Kendi yaratılarındaki denge ve dengesizlikleri nasıl düzelteceğini öğrenir. Güneş değişiyor. Güneş ve güneşin birçok gücü olağanüstü değişiklikler hazırlıyor ve bunları varlığınızın bütün yönlerine gönderiyor. Plan içinde plan var. Eğer seçecek olursanız en büyük fırsatı sunan plana ulaşabileceğinizi bilin.
Güneş patlamalarında olağanüstü bir artış olacak. Güneş enerjisi muazzam miktarlarda gama ışını yayınlayarak patlayıp yanacak. Kimi zaman güneş küçük bir bebek gibi uysal ve narindir. Kimi zamansa aynı anda fışkıran bir milyon volkanın gücüyle patlamaya hazır olduğu dönemleri olur. Ancak, bilincinizi gerektiği gibi ayarlarsanız bu özel yanılsamanın ardında varolan alana geçebilirsiniz. Güneşin biçimi bu güneş sisteminin her yönü ile evrenin DNA’sının her parçasına derinden işlemiş bir yanılsamadır. Her şeyi içine alan şablon ve temel inançların tasarımında bazı yanılsamaların algılanıp diğerlerinin algılanmaması kararlaştırılmıştır. Güneş birçok gerçeklikte ortaya çıkan ve aslında gerçekliklerin birleşimini sağlayan bir uzlaşma, temel bir varsayımdır.
Güneşten gelen ışınlar Dünyalıların bilinciyle harekete geçirilerek değiştikçe, güneş fırtınalar yarattıkça Dünyanın kutup bölgeleri bundan etkilenir. Patlayan fırtınalar uzayın milyonlarca mil derinliklerine giden atom patlamaları ya da elektrik şokları gibidir. Dünyanın mıknatıs olan kutupları bu enerjiyi çeker. Uzaydan gezegene gelen enerjiyi tutarlar. Manyetik güç nedeniyle enerjiyi ya ekvator çevresine ya da Dünyanın çekirdeğine doğru akıtırlar. Her bir kutup güneş enerjisini yakalar, kendine çevirir ve muazzam bir titreşimsel enerji silindiri yaratır. Titreşimsel enerji uyum sağlamak için titreşip devindikçe Dünyanın kutuplardan bağlı olan enerji ağı ile uyumlanması gerekir. Bu ağ sizin tarafınızdan kararlaştırılmıştı r. Bir ölçüde sizin Dünya versiyonunuz kanalıyla birleşen ya da ortaya çıkan bütün enerjiler bu ağ ya da inançlara uymak zorundadır.
Çoğu şey elbette dengede değil. Ağın enerjiyi yakalama yeteneğini yükseltmek amacıyla kutupların yeniden konumlandırılması nı yaşayacak olmanızın nedeni de bu. Şu andaki kutup düzeni yanmayı engellemek için gereken topraklayıcı ya da paratoner olarak işlev göremiyor. Kutuplar Dünya üzerinde bir paratoner yaratıyor. Ancak, şimdiki ayar her yerde kısa devrelere yol açacak. Bu nedenle bütün bir yıkımın önüne geçilmesi için bir değişiklik olacak. Daha önceleri de dünya dengesinin buna bağlı olduğu birçok kez olduğu gibi kutuplar başla bir yere taşınacak. Uzaydan bakışta görünen yalnızca küçük bir değişim olacak. Sizin bakış açınızdansa oldukça önemli bir değişim yaşanacak.
Güneş enerjisi rahatsızlık ve kesinti yaratan enerjilerin uyum sağlayamayacağı yeni bir titreşim yaratıyor. Seçilip kulübe katılabilmek için enerjilerin belli bir sevgi frekansına sahip çıkmaları gerekecek. Güneş, “Yeter. Sizi yeniden bir hizaya sokacağız. Bakalım bu zamanda ne yapacaksınız”, diyor.
Yalnızca bilinçleri dağılmamış olanlar bu enerjiyi bedenlerinde barındırabilecekler. Negatif düşünceleri olanlar bunu doğrudan zehir olarak hissedecek; düşünceleri geri dönecek ve olasılıkla bedenlerine zarar verecek. Çözüm, bu enerjiyi korkusuzca bütünüyle alabilecek arı düşüncelere, düzenli bedenlere sahip olmak. Kendinizi bu olağanüstü dozlardaki enerjiye açtığınız her seferinde sezginizi, psişik potansiyelinizi ve DNA şifrelerini çözme yeteneğinizi artırırsınız. Bütün bu beceriler binler, binlerce kez büyütülür. Bu, güneşin kim olduğunuza verdiği karşılığın bir bölümüdür. Onun için güneşin sizi okuduğuna inanın. Güneş ve çevrenizdeki bütün elemanlarla aranızda dürüst, açık ve kabul edilebilir bir enerji olsun.
Zeka kendisini ışık olarak tasarlar. Bir kez daha söyleyeceğiz; zeka kendisini ışık olarak tasarlar. Bu, güneşinizin güneş sisteminizi kendi enerji alanında tutan zekasıdır. Bu zamanda etkiler size güneşinizin ötesinden geliyor. Bu, güneşinizin etkileri sanki burada, Dünyada olan bitene nüfuz edemiyormuş da başka güneşler güneşinize eşlik etmek üzere geliyorlarmış gibi bir şey. Güneşiniz güneş patlamaları yaratarak kozmik ışınları çekiyor, güneş sistemine yerleştiriyor. Güneşi dev bir mıknatıs olarak düşünün. Güneş patlamaları uzantılarını ötelere gönderiyor ve bunlarla kozmik ışınları yakalıyor. Kozmik ışınlar galaksinizin uzaklarında bir yerdeki bir merkez güneşin güneş patlamalarıdır.
Betimleme; Konu, dünyanızdaki denetimdir. İnsanlığın yükselişiyle çok da uyum içinde olmayan seçkin bir grup vardır. Bu zamanda insanlığın geçirmekte olduğu bir dönüşüm olduğunu ve dönüşümden büyük oranda güneşin sorumlu olduğunu anlayan kimileri vardır. Bu dönüşüm ya da değişime karşı güneşten korkmanızı sağlayan bir imge yaratırlar. Sonra da kitleler otoritenin telkinlerine boyun eğer. Garajdan arabalarına koşana dek güneş ışınlarından deri kanseri yaratacaklarını kabul etmeye hazır olanlar var.
Sanki dünyanızı tasarlayanlar güneşinizi güneş sisteminize yerleştirirken bir yanlış yapmışlar gibi güneşe karşı bir komplo kuruldu. Siz insanlara zorla kabul ettirilen fikir işte bu. Siz de insanlar olarak -ne kadar ahmak ve kontrol edilebilir olduğunuzu göstermek için- her okuduğunuza inanıyorsunuz. Basılı olduğu için inanıyorsunuz.
Eğer bitkiler güneşle çalışacak ve sizi hayatta tutan enerji kubbesini, pranayı, oksijeni sağlayacak kadar zeka sahibiyse güneşin insanlar için de iyi olduğunu düşünmeniz gerekmez mi? Güneşin yalnızca bitkiler için iyi olduğunu, insanlarıysa yaraladığını mı sanıyorsunuz?
Biz güneşin büyük olduğunu söylüyoruz. Araştırmalar güneş filtresi kullanıldığında deri kanserlerinde artış başladığını gösteriyor. Güneşte yanlış olan hiçbir şey yok. Gerçekte ozon tabakasının kalkması sizin güneş ışınlarına karşı daha alıcı bir hale gelmenizi sağlıyor. “Güneşe bakma! Kötü bir şeydir bu. Gözlerini yakar”, diyenler var. Biz göz yapınızda bir değişiklik olacağını söylüyoruz. Göz sinirinizde yeni bir görüş sağlayacak ve sizi üçüncü boyutta tutan şeyin kilidini açacak bir dönüşüm olacak. Güneşi göğe yerleştirirken kimsenin bir yanlış yapmadığına güvenin.
Geçmişte bu ozon tabakasındaki deliklerin kimi şimdikilerden daha büyüktü. Delikler dalgalanma gösterir. Ancak bu dalgalanma bilim insanlarınızın ona atfettiği nedenlerden ötürü değildir. Ozon tabakasındaki delikler farklı bir nitelik ve Dünya atmosferine nüfuz edecek olan ışık ve radyasyon spektrumu deneyimi sağlar. Spektrumdaki fark kitleler tarafından deneyimlendiğinde insan bedeninin derinliklerinde değişmeye başlayan kimyasal bir yanıt oluşur. İnsan bedeni yayınlanan ışından etkilenir. Gerçekte bu ışığın ışıması bedeni atomaltı bir düzeyde farklılaştırır. Bunu anlayanlarınız bu doğal değişimle uyum içinde olabilecek. Değişimin bir bölümü doğal değil. Ancak büyük oranda size yarar sağlayacak bir olay şeklinde düzenlendi. Çok kısa bir süre içinde evrimleşen zekada bir artış olacak. İnsan ırkı daha güçlü bir hale gelecek.
Ozon delikleri, sürecin hızlandırılması için enerji ışıması sağlıyor. Geleceğinizdeki kozmik, göksel olaylarla karşılaştığınızda bu enerjiye maruz kalmış olacaksınız. Onun için size şu anda verilmekte olan homeopatik bir doz gibi.
Herhangi bir sistemin ana gücü, güneşinde varolur. Sistemin ortak bilinci güneşinin ışınlarıyla gösterilir. Bundan ötürü, ışık ışınları çeşitli yıldız sistemlerinde yolculuk eden bir zeka biçimi olarak okunabilir. Enerjiler bir kez yuvalarının ışık frekansını yayınlayabilir hale geldiğinde bu ışık belli bir ışın spektrumundan yayınlandığı için herkes tarafından okunur. Bazı varlıklar uzayda büyük uzaklıklar aşan kimi spektrumları okuyup yorumlayabilir. Hangi güneşte kimin yaşadığını, varoluş tercihleri ve uzmanlık alanlarının ne olduğunu anlayabilirler. Güneşten gelebilecek çok, pek çok yarar vardır. Şamanik bilginin doruğunu barındırır güneş.
Yaşamın yargı ve ayrım sınavlarından geçerken ulaşabileceğiniz en iyi durum, yaşam üzerindeki etkinizin daha geniş bir anlayışına ulaşmak ve daha fazla ışık taşır hale gelmektir. Bireysel olarak kazandığınız bu ışık, varoluşunun özüyle kitle bilincinin içindeki benzer enerjilerle bir bileşim yaratır. Bu bileşimse başka varlıklara yıldız ya da güneş olarak görünecektir. Gezegeniniz bilinç değişikliği ve ruhun farkındalığını ışık olarak yansıtacak. Dünya başka dünyaların ufkunda işte bu şekilde bir yıldıza dönüşecek. İçindeki bu şey başka dünyaları size çekecek. Dünyalar Dünya ışığınızın enerjisini okuyacak ve kim olduğunuzu bilecekler.
***
Başlangıçta ses vardı. Her şey sesle başladı. Seste olağanüstü bir güç barınmaktadır. Sesin üretimiyle bir enerji sistemden sisteme gidebileceği için ses başka gerçekliklerin kapısını açar. Sesi kullandığınızda niyet ve açıklıkla kanalı değiştirmek, mantıklı zihni aşmak oldukça kolaydır.
Yeniden bir araya getirilen DNA’nın gelişimi kendisini mantığın ötesinde, ses yoluyla ifade eder. Ses, kendisini bedenin içinde ifade eden bilgi olarak maddenin beden dışında ifade bulmasını sağlar. Özellikle tonlama ve şarkı yoluyla sesin ifadesine kendinizi bıraktığınızda derin bir içsel mutluluk durumuna geçebilirsiniz. Bu mutluluk, değişen ölçülerde, sınırlı olmadığınız ve sınırsız ışık varlıkları olarak varolduğunuz duygu ve bilgisine dayanır.
Yalnızca özel notalar söyleyerek değil, asıl ses çeşitlemelerinin bedenlerinizi birer saz gibi kullanmasına izin vererek sesin bedenlerinize gelmesini sağlayın. Bu sesler mantıklı zihnin ötesine geçer. Kimi zaman, duygusal deneyiminize henüz bütünüyle yerleştiremediğiniz bir kavramı zihinselleştirdiğiniz için savaş ya da çatışma yaşayabilirsiniz. Tonlama yoluyla zeki niyetiniz sese, taşıyıcı dalgalara iletilir. Pek çok zeka biçimi, mantıklı zihinlerinizin direncini aşıp bedenlerinizden doğrudan yüksek zihinlerinize ulaşarak varlığınızın hücreleriyle iletişime geçebilir.
Tonlama yaptığınızda dışarıya iletilen sözsüz bir aktarım olur. Aktarım sözcüklerin ötesindedir. Tonlama sizi her şeyin birden aydınlandığı bir bilinç topluluğuna doğru çekebilir. Yaratıcılığınızı da -bir şey yapma ya da eyleme geçme güdünüzü- harekete geçirebilir. Ya da birdenbire büyük yüklerden kurtulduğunuzu hissedebilirsiniz. Çoğu insan tonlamadan sonra son derece canlandığını hisseder. Sanki üstlerinden bir yük kalkmış gibi hafif hissederler kendilerini. Denge ve düzen için bedeninizin en çok gereksindiği ses ve tonları kendiliğinden çıkarırsınız.
Tonlamanın taşıdığı mesajlar kimseyi kırmaz. İnsanlar tonlamayı üstlerine almazlar. Bedenleri kişisel mesajları yine de yakalar. Sözgelimi, sözcüklerimiz size doğrudan bir şey sunuyorsa, “Vay canına, menzildeyim, isabet alacağım”, diyebilirsiniz. Ama tonlama yoluyla aynı enerji size gönderilebilir, siz de onu varlığınızla bütünleyebilirsiniz, çünkü böylesi daha yansızdır. Mantıklı zihin enerjiyi kendi yorumuyla örtmez, çünkü eleştiri ya da yanlış olarak yorumlayamaz. Mantıklı zihin, “Bunun ne olduğunu bilmiyorum. Sadece gevşeyeceğim”, der. İnsanın sezgisel yanı enerji ve mesajı ses yoluyla özümser.
Haftalık grup tonlamaları yapmanızı öneririz. Bırakın bu sizin ritüel ve eğlencelerinizin, toplantılarınızı n bir parçası haline gelsin. Tonlama birikmiş enerjinin serbest bırakılmasında çok yararlıdır. Arkasından kendinizi hafif ve yükselmiş hissedersiniz. İçinize düzen verir ve bedenlerinizi dengeye getirir.
Tonlar bedenin belirli bölgelerine karşılık gelir ve buraları etkiler. Kimi sesler görüşünüzü, tat alma duyunuz ya da işitmenizi etkiler. Bütün tonlar çeşitli algı ve organları da etkiler. Eskiler yalın bir sesin beden yapısını yeniden düzenleyebileceğini anlamıştı. Beden belirli bir anda gereksindiğiniz sese en uygun sesi kendiliğinden çıkarır. İnanın.
Bedenle çalışan pek çok insan tonlamayı müşterileri üzerinde kullanmaya cesaret ediyor. Kimileri içinse bu aşırı bir şeydir. Bedenle çalışanlara itkilerini izlemelerini söyleyeceğiz. Bir kişinin bedeninin belirli bir alanında çalıştığınızda enerji hareket etmiyor ya da nüfuz edilemiyorsa sorunu ele almak için bedenin bu bölümüne tonlama yapın. Masada yatmakta olan kişi “Bedenime ulaşmana izin vermeyeceğim” , demeyecektir. Bedenin bu kısmındaki enerji alanının hareket kalıpları o kadar yoğundur ki elleriniz ya da yeni enerjinin erişimine geçit vermez. Ses ise bir açılım yaratır.
Çevrenizde her zaman ses vardır. Sözgelimi bedeninizin seslerini dinlemek isterseniz parmaklarınızla kulaklarınızı tıkayın ve birkaç dakika boyunca sessiz olun. İç sesinizi duyacaksınız. Himalayaların doruklarında lama ve keşişler ses yoksunluğu eğitimi alırlar. Işık almayan ve sesten mutlak olarak yalıtılmış taş mağaralara yerleşirler. Yalıtım içinde algılarını kullanarak karanlıkta görme, görünme, birbirlerinin belirli şarkı ve seslerini işitip tanıma becerilerini geliştirirler. Her çakranın kendi sesi vardır ve bu sesler içinizdeki evrene karşılık gelir.
Eğer büyük bir dikkatle dinlerseniz sesin sizi sürekli olarak titreştirdiğini ayrımsarsınız.. Devamlı bir sonraki adımı planlayan, durmak bilmeyen bir iç gevezeliğiniz var. Ailenizle birlikteyken yaşadığınız, dikkatinizi dağıtan dış sesler var. Yeterince sessiz geçirdiğiniz zamanınız yok. Bundan ötürü de bedenlerinizi değiştirmek için sürekli olarak size ses yöneltildiğini fark edemiyorsunuz. Müzik aletleri ya da tonlamayla kendiniz ses çıkardığınızda ayarlama dengelenir. Çünkü o zaman yalnızca dışarıdan değil içeriden de çalışmış olursunuz. Bu zamanda uyarlanmanız işte böyle gerçekleştiriliyor.
Gezegende denge frekansını korumaları için kültürlere farklı ses dizileri verilmiştir. Dünya dışı varlıklar ya da gezegen dışı zekalar dünyanın çeşitli bölümlerini ziyarete gelerek buralarda yerli uygarlıklar kurmuşlardır. Çoğu zaman aynı öğretmenlerin farklı zamanlarda yürüttüğü iki ya da üç deney oluyordu. Dünya çevresindeki üç ya da dört yerde çalışabiliyor, tohumlarını ektikleri her uygarlığa ayrıntılarda farklılaşan bir dizi inanç sunuyorlardı. Sonra da nereye kadar serpileceklerini görmek için tohumları bu inançlarla gelişmeye bırakıyorlardı. Belirli bir uygarlıkta sesin ifade alanı için bir paradigma oluşturmak üzere araç ve beceriler sunuluyordu.
Belli bir enerji belirli tonlar kullanır. Biliyorsunuz, bir şarkı söylediğinizde şarkının bütününü ifade etmek için farklı notalar bir araya gelir. Dünya 7.8 hertzlik bir frekansla titreşir. İnsan bedeni de aynı değerde titreşmeyi başardığında inanılmaz bir psişik açılım ve farkındalık oluşur. Dünyanın, bu elektromanyetik enerjinin rezonansı, gezegene yerleştirilen tonların bütününe dayanır. Gezegene çağlar önce yerleştirilen bütün kültürlerin birleşik sesi gezegenin varlığını sürdürdü ve dengenin elektromanyetik frekansını yarattı. Bu inanılmaz kozmik ışınların yıkımına uğradığınız ve yerli kültürlerin çoğu yerde artık ses uygulaması yapmadığı bu zamanda Dünya olağanüstü değişimlerden geçecek. Gezegen yeniden düzenleniyor ve yeni elektromanyetik tonlar ifade ediliyor.
Bedendeki organların yıkım ya da canlılık kazanmasını uyaran sesler vardır. Uyumlu sesler bedeni harekete geçirir ve şifa yaratır. Şifa niyet yoluyla gelebilir. Ancak, karaciğere özgün geometrik şablonunu düzenlemeyi anımsatan kimi ses frekansları vardır. Geometri, İlk Yaratıcıdan çıkan sese göre biçim alan bir zeka formudur. Her şey geometrik bir özden oluştuğu için bedeniniz geometriyle doludur.
Ses bileşimleri karaciğer, tiroid ve yüreği yüksek bir uyuma getirmek ve canlılık kazandırmak için nota ve akor olarak çalınacaktır. Bütün bedenin haritası çıkarılacak ve tıpkı bir piyano gibi akord edilecektir. Görüyorsunuz, beden bir şablon üzerinde işlev görüyor ve sesleri özümsüyor. Kendiliğinden gerçekleştirdiği ideal bir şablonu var. Bedeninizin bebeklikten yetişkinliğe doğru nasıl büyüdüğünü sizin bilmeniz gerekmiyor. Varlığın şablonunda hedeflenenin bir bölümü büyümek ve sağlıklı bir bedeni korumaktır.
Bedenin şablonu hedefini farklılaştırarak değişir. Ses bedene sürekli yüceltici bir şekilde hareket etmeyi anımsatmak için kullanıldıkça sağlık geri gelecek ve canlılık kazanmaya ilişkin pek çok deneyim yaşanacaktır. Bedeninizin yozlaşması konusundaki inançlarınız büyük bir değişim geçirmek üzere.
Kendinizi büyük bir kalabalığın içinde bulduğunuz bir kitle olayına katıldığınızda seslerin sizi nasıl etkilediğine dikkat edin. Çoğunuz kalabalıklardan kaçınıyor, çünkü içine girdiğinizde başınız ağrıyor. Çok daha duyarlısınız. Enerjileri okuyabiliyor, nelere yol açtığını hissedebiliyorsunuz. İnsanlar sık sık olağanüstü kalabalıkların şu ya da bu şekilde eğlenmek için toplandığı olaylara katılıyor. Sesin bedenlerine ne yaptığının bilincine varmaksızın rahatsız edici ses dalgalarının yaratılmasına katılıyorlar. Ses ve duygu yoluyla varlık kazanan düşünce formları yaratıyorlar.
Savaş çığlığının amacı nedir? Hiç ateş üzerinde yürüdünüz mü? Korların üzerinden yürüdüğünüzde koca bir nara atmaya iterler sizi. Ses, içinden geçeceğiniz kapılar açar. Jericho’nun duvarlarını çöktüren piyadeler sesi göze görünmeyen, ancak etkisi bir ses bombası gibi olan dikey bir dalga sütunu yaratmada kullanmışlardır. Ses şu anda anladığınızda çok daha önemlidir. Yaşam ya da ölüm, sağlık ya da hastalık yaratır.
Çoğu insan cinsel etkinlik sırasında sesi paylaşmanın derin bir anahtar olduğunu keşfetmemiştir. Birlikte tonlama yaptığınızda çakraların döndüğünü ve açıldığını hissedersiniz. Sevişme sırasında birbirinizle alışılmış iniltiler dışında sesler paylaşmak cinsel enerjinin daha büyük ölçüde dağılımına yol açabilir. Ses, enerjiyi bedenin hücreleri arasında dağıtıp varlığınızı olduğunuzdan daha büyük olanla birleştiren anılan harekete geçirir. Sizi cinsel organların ötesine taşır. Anımsayın, varlığınızın bütünü hem gölgeyi hem ışığı içerir. Gölgenizden dolayı endişelenmeyin lütfen, gölgeniz ışığa güzellik ve anlayış katar. Yargılamadan uzaklasın, yine de huzur içinde olun.
Ses ve cinsel enerjiyle deney yapmaya hazırsanız eşinizle onun çeşitli çok boyutlu biçimlerinde karşılaşabilirsiniz. Enerjiyle oynayan ve onu gereğince anlayan arınmış insanlar çok boyutlu benliklerini ortaya çıkarırken birçok gerçeklikten yaşanan bu ana gelen cinsel deneyimleri kendiliğinden gün yüzüne çıkaracaklar.
Cinsel ifadenizle yeni, heyecan verici bir deneyiniz olacak. Eşinizin vajinanızın içine tonlaması için biraz teslimiyet gerekiyor. Bunun gerçek bir adım olduğunu söylüyoruz. Düşünün. Her iki eş için de olağanüstü bir serbestleşme, kendini akışa bırakış gerekiyor. Birinizden biri, “Bak, bir fikrim var. Tonlamaya ne dersin?” diyor. Çocukların, çılgınca şeyler yaptıklarında önce yaptıkları hakkında konuştuklarını mı sanıyorsunuz? Hayır. Aptalca davranır ve böyle şeyler yaparlar. Oyunlarını oynar ardından kıkır kıkır gülerler. Bu masum, oyun duygusuyla dolu, yaratıcı ve inançlı nitelikleri cinsel deneyime taşımak son derece önemlidir. Cinsel kimliğinize en derin bağlantı yüreğinizden geçer. O nedenle cinselliği bütünüyle araştırmak için kalbinizi açmak zorundasınız.
Bir zaman gelecek, çocuklar eşsiz telepatik güçlerini kullanarak sessiz sesler çıkarmak için bir araya gelecek. Varoluşun başka boyutlarında senfoniler yaratmak üzere zihinlerini kullanacaklar. Gezegenin çevresindeki ışık kalkanları olarak armonik sesler yaratmak için sesi içsel ve dışsal olarak kullanacaklar. Yüzlerce, binlerce çocuk toplanacak ve bu ortak imge yaratma sürecine yönlendirilecekler. Son derece kutsal bir olay olarak harekete geçirilen bir ritüel olacak bu. Çocuklar bu tür bir sessiz tonlama yaparken dev geometrik kimlikleri yerleştirip yapılandıracaklar. Bu yapılar Dünyayı sonunda psişik düşünce güçleri olarak koruyup yönetmeye başlayacak. Bu geometrik kimlikler belki de sizin sürüngenler olarak adlandırdığınız varlıkların yüksek benlikleri -fiziksel ve eterik olarak beliren çoğu dünya dışı varlık ya da tanrı biçiminin yüksek benlikleri- olacak. Bunun ötesinde geometri, onun da ötesinde ses vardır. Ses varoluşu yönetendir. Oyun Ustaları çalışmalarının temel araçları olarak ses, ışık ve geometriyi kullanıyor ve gerçeğin araçlarını keşfettiğinizde sizlerin neler yapacağını merak ediyorlar.
Çoğu insan sesin kullanımına uyanacak. Ses kullanılarak büyük keşifler, enerji etkileri gerçekleşecek. Yüz bin birey uyuma doğru harekete geçirilecek olsa ve bilincin sazları olarak uyum içinde çalınmalarına izin verecek olsalar neler olabileceğini düşünün! Her şey sesten gelir. Yaratmak için kullanılan ilksel enerji sestir. Önce ses vardı.
Enerji Alıştırması
Rahatça oturun. Omurganızı dikleştirin, yukarıdan bir telle sarkıtılıyormuş gibi dik oturun. Sakinlesin. Birkaç derin soluk alın ve on iki çakranızın ışık saçan gezegenler gibi döndüğünü hayal edin. Düş gücünüzü kullanın. Benliğinizin sizinle aynı görevde olan bir biçimini hissedebileceğiniz bir evrendeki diğer parçalarınıza ulaşın.
On iki güneşin sizin kanalınızla bir merdiven oluşturduğunu hayal edin. Güneşlerin bilincinizin çakra sisteminize tırmandığını hissedin. Işık merdiveni yükseltin ve bilginizi benliğinizin diğer bir bölümüne yollayın. Uyanışınızın özünü, dostluğu, bağlılık ve sevgiyi gönderin.
Bu on iki güneşten evrene tırmanın. Zihninizde bir kozmik gezegensel varlıklar ve geometri biçimleri koleksiyonu canlandırın. Daha da yukarılara tırmandıkça benliğinizin size mesaj gönderen diğer bölümlerini hissedin. Ne gönderiliyor? Ne hissediyor, işitiyorsunuz?
Benliğinizin başka bölümlerinden gelen sevgi ve desteği almaya açık olun. Bir ışık dilimi halinde size bu bilgiyi getiren on iki güneşi görün. Kendi benlik bölümünüzü bırakın gitsin. Bu ışık ve enerjinin etkisini sizin kanalınızla gerçekleşmesine izin verin ve bir alıcı haline gelin. Bunun farkındalığınızda bir fark yarattığını hissedin. Birkaç dakikalığına bedeninize ilişkin imgeyi serbest bırakın ve moleküllerinize çevrenizle harmanlanıp birleşmesi iznini verin.
Bu enerji ortak benlik yoluyla Dünyaya aktıkça bir dönüştürücü olarak kullanılıyorsunuz. Enerji gerekli değişimleri gerçekleştirmek üzere ağ boyunca hareket ediyor. Dünyanın derinilklerine doğru yolculuk ediyor. Kadim bilgi bekçilerini, gönderdiğiniz dev bir enerji sarmalını alan yüzlerce metre yüksekliğindeki kristal yapılar olarak canlandırın.
Sonra, bu dev enerji sarmalının içinden kendi kimlik sarmalınızı oluşturun ve dönmeyi durdurun. Çevrenizdeki döngüyü hissederken bütünüyle hareketsiz durun. Bedeninizde bir canlanma ve gençleşme hissedin. Döngüyü ayak parmaklarınızdan saçlarınızın ucuna kadar hissedin. Bedeninizle bir olan yeni molekülleri hissedin.
Derin bir nefes alın ve on iki çakranızın bütün kapasiteleriyle çalışmaya hazır bir halde düzene girdiğini hissedin. Bir derin nefes daha alın bu gerçeklikte kim olduğunuz sesini hissederek kendinize isminizi söyleyin. Varlığınızın sesini eşsiz ve canlı olarak yorumlayın.
Yarattığınız kişiyi sevin; kendinizi onurlandırın ve koruyun. Fiziksel varlığınız sahip olacağınız en değerli şeymişçesine hareket edin. Simdi, sınırlanmamış potansiyelinizin farkına vardıkça dudaklarınıza usul bir gülücük yerleştirin ve kendinizi bunu yaşamaya adayın.
...
33-Dünyanın inisiyasyonu:
Yasanan donem kuresel uygarligin cokusu ile yepyeni bir bilinc bicimini icine aliyor. Tarihinizin duyulmamis bir donemi.
Sizin oldugu kadar Dunyanin degerini de vurguladik. O sizin anneniz, sizi hissediyor, isminizi biliyor. Anlasilmayi beklerken ciddi bir sekilde kotuye kullanilmaya ve hatta insanlarin kendisini ele gecirip somurmesiyle gercek kimliginin yitimine izin verdi. Dunyanin butun bu evreni etkileyecek olan gerekli sicramayi yapabilmesi icin bir arinma ve sagaltimin -inisiyasyon- gerceklesmesi gerekiyor.
Bir inisiyasyon sirasinda cehennemin bagirsaklarindan -sizi yok etmek ve sinirlandirmak ister gibi gorunenin icinden- gecmek zorundasinizdir. Gercekte, korktugunuzla yuzlesirsiniz. Eger kendinizi korktugunuz seyin baskinina ugramis hissederseniz kim oldugunuzun imgesini mutlu ve butun bir varlik olarak koruyun ve kendinizi taniyarak korku enerjisini donusturun. Korku dolu dusunce formlarina guc kazandirirsiniz. Enerji alaniniz korkuyu artik barindirmadigindays a korktugunuz seyin sizi yok edecek bir yasami kalmaz. Inisiyasyon size varolusun bir bolumunde ustalik getirecek bir dizi sinav icerir. Dunya bir inisiyasyondan gecmek uzere ve size de bu surecte yol gosterecek.
Dunya bir kimlik bunaliminin donum noktasinda. Sanki yara bantlari her seyi zamaninda onarabilirmis gibi cevre orgutleri zirveler, toplantilar duzenledi. Hayir. Tuglalar catlar, dagilir, cokerken baraji onaramazsiniz. Nedir bu baraj? Bilinc sularini bir arada tutan dusuncelerin, yapi ve inanc sistemlerinin butunudur. Siz sudan olusuyorsunuz degerli dostlar.
Dunya firtinali degisimlerden gecmek uzere. Dunyaniz ve pek cok baska dunyalarin kayitlarini inceledikten sonra gezegeninizin artan kutupsallasmasi nedeniyle bu olasiligi onlenemez olarak goruyoruz. Kuskunuz olmasin, Dunyayi ne kadar kirletir, yok ederseniz arindirmak icin gereken degisiklik ve sarsintiya da o kadar enerji harcanacaktir. Kendileri ve Dunyaya karsi sevgiyle hareket etmeyenler Dunyaya giren isinlara maruz kaldiktan sonra cok cabuk ve kitleler halinde Dunyayi terk edecekler. Bu, uygarligin elektromanyetik degisim bolumudur. Olumde insan araci, bilinci baska bir aleme iter.
Ruhsal varliklar olarak kendinizin bilincinde olmak ve bu bilgiyi yasadiginiz anin pratik uygulamasinda temellendirmek zorundasiniz. Dunya kendi deneyimleri icinde ilerledikce fiziksel bedeni olmayan bircok varlik eterik tribunlerde oturup neden sonuc yasalarinin kendi kendine oynamasini izleyecek. Bu, kendileri ve gezegensel varolusu degerlendirme konusunda ders almalarinin yegane yolu. Izleyiciler Dunyadaki katilimcilarin kolektif duygularini hissedecek. Bu sekilde hem surece katilacak hem de belki butun bu olaylar sirasinda yoldaslariniz olarak sizi sefkatleriyle saracaklar.
Bazilariniz Dunya degisimlerinin olmadigini one suruyor. Ancak bu degisimler olmakta ve bunda korkacak bir sey de yok, cunku degisimler buyuk degisim surecinin bir parcasi. Her biriniz kendi gercekligini ve evrimlesme firsatini yaratiyor. Farkindaligin bir duzleminde bu zamanda gezegende bulunan hepiniz gundemi biliyorsunuz. Cunku Dunyanin bu olasiligi butun sablonlarda kayitlidir. Cogunuz kendini boyle bir karmasa ve donusum alaninda bularak hayrete kapilacak, nasil olup da buraya dustugunu merak edecek de olsa hepiniz burada olmayi seciyorsunuz. Gezegende kalip titresiminizi mi farklilastirdiginiz yoksa gidip gosteriyi izlemek icin tribunlerde mi oturacaginiz gercekten onemsiz. Bir duzlemde, varolusun bir yolunda surece katilacak ve ogreneceksiniz.
Sefkatli ve yansiz olun. Acinin guclu bir ogretmen olabilecegini bilin. Eger bugun aci cekiyorsaniz yarin aci cekmeniz gerekmez. Elbette bundan bir ya da iki hafta sonra aci icinde olmaniz gerekmez, cunku bedeninizin hucreleri degismeye devam ediyor. Degistikleri her zaman nasil olacaklarini hucrelerinize soyleyen sizsiniz. Dusunceleriniz, inanclariniz ve hayallerinizle kendinizi defalarca kopyalayan sizsiniz.
Sifa bunalimi henuz basladi ve yogunlasiyor. 1994-1999 arasi karmasanin doruguna ulasacaksiniz. Bu zaman boyunca gezegende buyuk bir korku ve karmasa hareketi olacak. Ayni zamanda cok boyutlu benligin buyuk bir bilesimi de yasanacak. Cunku uzaydan gelen enerjiler zeka kaynaklarinin bu yollarda kolayca dolasmasini saglamak icin acilmis olacak. Enerjiler size ulasacak ve karsinizda ortaya cikacaklar.
Yasanan donem kuresel uygarligin cokusu ile yepyeni bir bilinc bicimini icine aliyor. Tarihinizin duyulmamis bir donemi.
Bazi kisilerin anilari ve gezegen yuzeyinde kara kutlelerinin yer degistirmesi -Atlantis kitasi olarak adlandirdiginiz kutlenin bir felaket sonucu batmasi- kayitlidir. O donemde Atlantis adli kara kutlesi kendine ozgu bir varlikti.
Bugun sahip oldugunuz kuresel topluluk ve etkinlik Atlantis zamanindakinden cok farkli. Elbette butun toplumlar Atlantis kara kutlesinin yer degistirmesinden etkilendi. Ancak, bugunku etkiler cok farkli olacak. Surekli hareket halinde olan, bir ulkenin halk kitlesinden digerine gorus alis verisi gerceklestiren, insanlari ve cesitli kita ve kulturleri birlestiren telekomunikasyon aglariniz var. Bunlarla yasanacak degisimlerin etkileri Atlantis kara kutlesinin batisindan cok daha buyuk olacak. Atlantis, gezegenin geri kalaniyla sizin kitalariniz gibi yogun bir iliski icinde degildi. Simdi yalitim cok daha az, bundan oturu birbirinizi daha fazla etkiliyorsunuz.
Olacaklardan etkilenmeyen tek bir kita, tek bir halk olmayacak. Temelde hepiniz kendinizi bir noktada yeniden konumlandiracaginiz icin pek aziniz goc etmek zorunda kalmayacak. Bazilariniz icin duyulmamis bir sey bu. Ancak kendinizi yeniden konumlandirarak bilincte buyuk bir degisim yasayacaksiniz.
Pek aziniz gelecek on yilda yalnizca bir kez yer degistirecek. Yakinlarda birisi bize, “Bu benim icin cok sarsici. Beni gercekten tedirgin ediyorsunuz” , dedi. “Iyi, biz de zaten sizi tedirgin etmek istiyoruz”, diye karsilik verdik. “Bir duzine maymunum, kecilerim, suyum buyum var. Ne yapmam gerek? Neyi saklayacagim, neyi yanima alacagim, neyi verecegim, bilemiyorum” , dedi. Biz de, “Dinle, dedik, ilk tasinmanda buyuk bir kamyon al, neyin varsa doldur icine, kurtarabildigin her seyi kurtar ve git buradan. Gelecek sefer ancak arabani doldurmaya vaktin olabilir. Oyle yap ve ayril bulundugun yerden. Ondan sonraki sefer sadece sirtlayabilecegin seyleri alip yuruyerek uzaklasmak zorunda kalabilirsin. Tasinacagin son seferse yanina yalnizca eline alabilecegin seyleri alabilirsin. ” Anliyor musunuz? Bagliliklari zihinsel olarak akip gitmeye birakmak ve anin baris ve berrakliginda olmak gerekli. Bunlar sizin icin belki de buyuk hareketlerdir.
Maddi seylere saplantiniz sonunda sizin icin anlamsiz bir hale gelecektir. Mallarinizi esirgemeyi birakacak yasamlarinizi esirger olacaksiniz. Hissetme merkezinize guvenmeyi ogrenecek ve gerekiyorsa yeni bir yuvanin seciminde ruhunuzu size yol gostermeye birakacaksiniz. Yeni yerinize enerji kazandirmak icin soyle soyleyebilirsiniz; “Pekala, icimde tasinmak icin bir durtu hissediyorum. Nereye gidecegimi bilmiyorum.” Yeni yonunuze enerji kazandirmanin bir dizi yolu vardir. Her gece uykudan once kendinize, “Yeni yuvamin yerini duslerimde gormeye niyet ediyorum. Yeni yuvami duslemeye niyet ediyorum. Yeni evi animsamaya ve onu ucuncu boyutta tanimaya niyet ediyorum”, diyebilirsiniz.
Sarkac ya da arama cubugu kullanmak yerinizi arastirma, dogrulama ve kesfetmenin diger yollaridir. Guvenli bolgelerin nereleri olacagini kehanet yoluyla acikca betimleyen insanlar vardir. Bunu sizin de yapabilmeniz icin bircok yol bulunuyor. Yasamlariniz zorunluluk nedeniyle yalin bir hale gelecek. Bu basitlesmeye kendinizi ne kadar cok hazirlarsaniz sizin icin o kadar kolay olacak. Sizi sorumluluklarla agirlastiracak, gereksinmediginiz seyleri birakarak yasamlarinizi duzene sokun. Gevseyin. Yere oturun, Dunyayi hissedin, Dunyayla iletisim kurun ve guvenin Dunyaya. Dunya harekete gectiginde sizin de eszamanli olarak hareket edeceginize inanin. Dunyanin sizi sevecegine, bir sekilde uyaracagina, bilgilendirecegine guvenin. Kediler, kopek ve kuslarin yani sira boceklerin de sizinle konusacagina inanin. Dunya titresiminin enerjisiyle iletisim kurar, ona karsi derin bir sevgi ve takdir duyarsaniz Dunya sizinle birlikte calisacaktir. Animsayin, sizi tanir o. Nerede olursaniz olun, duygulariniz ve niyetlerinizi bilir, ona gore karsilik verir.
Dunyanin sizinle birlikte calisacagina guvenmeyi ogrendikce kendinize duydugunuz guven derinlesir. Bir an gelir de kendinizi gidasiz bulacak olursaniz size sahip oldugunuz, en degerli kaynaginiz olan bir seyi animsamanizi oneririz; dus gucunuzu. Insanlarin yemek yediklerini dusleyip kendilerini beslenmis hissettikleri kanitlanmistir. Bu dusunceyi kavrayabiliyor musunuz? Buyuk bir disiplin gerektirse de yiyeceklerin onunuzde oldugunu, oturup yediginizi hayal edebilirsiniz. Yiyecegin bedeniniz icindeki hareketini, onu butunuyle algilayip hissettiginizi dusleyin. Bu kendinizi gercekten, gercekten sinirlariniza dayanmis buldugunuz zamanlar icin yapilmis bir oneridir.
Degisimler gerceklestiginde Dunya hayvanlarinin cogu gezegeni terk edecek. Insanlar aciyi sindirdikce olusacak titresimler oldukca farkli olacak. Herkesin icinde sakli olan ortak bir aci vardir, zehirden arinmak icin bunun yuzeye cikarilmasi zorunludur.
Cevreniz kurtulamayacaginiz kadar zehirli. Hicbir fikriniz yok. Yine de cogunuz kendisini her gun harika hissediyor, oyle de hissetmeyi surdurecek, cunku hucrelerinizin yaptigini siz yaratirsiniz. Baskalari sizin icin zehir dolu durumlar yaratiyor. Bu durumlar size boyun egdirebilir, sizi asagi cekebilir. Ya da soyle soyleyebilirsiniz; “Gercekligimi yaratiyorum ve gercekligimi yaratirken cevremde ne kadar cok yarattigimi ogreniyorum. ”
Dunya degisimleri olume esittir, degil mi? Gezegeninizde olum hakkinda neredeyse hicbir sey bilmiyorsunuz. Butun bu degisimlerde olumu ogrenmek icin olaganustu bir firsat gizli. Kimileriniz icin insanlarin bu dunyadan ayrilmasi ya da olumu bir talihsizlik. Bu bir kazaymis, bir seyler yanlis yapilmis gibi gorunuyor. Bizse tam tersini goruyoruz. Biz insanlarin yeni bir bakis acisiyla gezegenden ayrildigini goruyoruz. Onlar cok sansli, cunku cogunuzun yuregi acik. Boylelikle cevrenize bir hedef birligi mesaji yayiyor, insanlarin yasam amaclarinin bilincine varmasini sagliyorsunuz. Buraya herkes yeni bir Dunya gormeye gelmedi. Bazi insanlarin bu gezegene iskence ve aci olmaksizin baris ve kurtulus bilinci icinde olmeye geldigini fark edebiliyor musunuz?
Gezegende bu zamanda bircok olum yolcusu var. Olumu bilinmeyen alemlere dogru izlemeyi basarabilen ve buna istekli insanlar bunlar. Ote yana gecenler icin baris yaratiyorlar. Yasam ve olum arasinda buyuk bir alis veris yeniden canlanacak. Olmek icin ote yana gocenler bir sey yitirmeyecek. Bilinc kazanacaklar. Soyle soyleyebilir aralarindan biri; “Bir donguyu tamamladim. Aci dolu bir bedeni daha fazla tasimama gerek yok, bir kez daha korku icinde olmeme de oyle.” Bircok insan bu zamanda Dunyaya olumun anlasilmasi icin geliyor. Onlari burada tutan dusuk astral tuzaklar ve frekans kontroluydu.
Baskalarinin gezegeni terk etmesine yardimci olmak hepinizin karsi karsiya oldugu bir sinavdir. Bu, can almak demek degildir. Siz demek olan yasam gucunun bir hedef ve gundemi vardir. Bedeninizle ne kadar yakin bir iletisim icinde olursaniz ote tarafa gecisiniz de o kadar kolay olacaktir. Ideal durumda bilincli bir sekilde nasil olunecegini ve bedensel islevleri nasil durduracaginizi ogreneceksiniz. Olumun kafanizda canlandirdigi seyler disinda korkulacak hicbir yani yoktur. Her sey sizin ya da izlemeyi sectiklerinizin kararina gore ayarlanir.
Kendinize guvenin ve kendi deneyiminizi tasarlayin. Ideali yaratmaya curet edin.
Olum ya da acidan korktugunuzda ve ote yana gocecek birisinin yaninda olma firsatiniz oldugunda yureginiz kapanmak isteyebilir. “Yapamam. Olume bakamam. Cok korkutucu”, diye dusunebilirsiniz. Yureginizi acik tutun. Birakin Tanrica yapsin bunu, o zaman her insanin olumunun zamanli oldugunu goreceksiniz. Evet, olaylar duzenlenir, ancak onlara uyan bir bilinc olmaksizin duzenlenemez. Korku ve yanlis anlamanin son kalan tortularini da temizleyen cogunuz olumle birlikte calismaya ve onun serbest kilinisina yardim etmeye cagrilacaksiniz. Bu genis bir olcekte gerceklestiginde ote yana gocenlerin donemsel olarak geri donduklerini goreceksiniz.
Bir olum yolcusuna donustugunuzde olen kisiyle birlikte olum deneyimi yasayabilir ve geri donebilirsiniz. Her insanin yolculuguna eslik eden pek cok enerji oldugunu goruyorsunuz. Bilgili, yukselmis, bilge ve yardimsever bir varliktan sizinle bir olmasini ve olum icin en elverisli olanagi yaratmaniza yardim etmesini isteyin. Eski Misir’da bir zamanlar yaptiklari gibi olum deneyiminin icinden ote yana gecen insanlari gormeyi isteyin. Goceni bir kayiga koyun ve karsi tarafa yolculuk edin. Sonra geri gelin ve herkese olum sonrasi nereye gidildigini anlatin. Dunya duzlemindeki bu on yil icinde bu alanda ustalasmak bazilariniz icin cok onemli.
Birisinin olmesine yardim ederken kendinizi dev bir pelerine donusturun ve molekullerinize dagilma izni verin. Dev bir pelerine donusurken olen varlikla bir olun ve onunla birlikte gidin. Bir isik sutunu yaratin, birakin isigi yukari dogru hareket etsin, sonra onu izleyin ve neler olduguna bakin. Cok, cok derin bir deneyim olacak. Son on bes, yirmi yilda gerceklesen, dogrulanmis pek cok olum esigi deneyimi var. Giden ve geri gelenlerin bilgisi gezegeninizin barisi icin buyuk bir onem tasiyor. Olenler cogu kez geride biraktiklari sevdiklerine donuyor, nereye gittiklerini anlatiyor ve sizin onlari nereye aldiginizi dogruluyorlar. Olmek icin ortaya cikanlar da cok olacak. Olum kapisini deneyimleyecek ve degismis bir sekilde yasama donecekler. Bu, olum esigi deneyimi olarak bilinir.
Insanlar bir boyuttan digerine gectiklerinde -sizin Dunya planinizda dediginiz gibi olduklerinde- surec sesin kullanimiyla buyuk olcude kolaylastirabilir. Cesitli ses turleriyle deneme yapmak isteyebilirsiniz. Tonlama yapmak, sazlari kullanmak ya da sarki soylemek isteyebilirsiniz. Neyin en uygun oldugunu kesfedeceksiniz. Rehberlik ve itki isteyin. Itkilerinize guvenmek icin bir anlasma yapmaniz gerekiyor. Bedenlerinizi kurtaracak olan itkilerinizdir. “Ayril”, diyen bir itki aldiginizda bir sey size harekete gecmenizi, gitmenizi soyluyordur, dedigini yapin. Itkilerinizi taniyip onlara cevap vermeyi ogrenin.
Anne babaniza verebileceginiz en buyuk armaganlardan birisi de, onlar size yasam armagani ile Dunyadaki varolusunuzda yardim etseler de sizin onlara Dunya duzleminden cikmalarina yardimci olmanizdir. Onlar sizi dunyaya getirdi ve yasanacak bir dongu var. Karmanin cozulusunu, birakisi taniyin. Size, “Iste buradasin. Sana yasam veriyorum”, dediler. Siz de onlara, “Iste buradasin. Yasamdan cikmana yardim ediyorum”, deyin. Insanlarin cocuk sahibi olmalarinin nedeni bir donguyu tamamlamak ve gereklerini yerine getirmektir. Varolusun her asamasinda sevinci kesfetmeye calisin.
Cogunuz, size sikistiklarini, ote yana gecebilmek icin yardima gereksindiklerini soyleyen olulerle temas kurmus olabilirsiniz. Bu kisiler oleli birkac ay ya da yil olmus olabilir. Bu da baska bir tur olum yolculugudur. “Isiga git. Git ve kendine dostlar ara”, diyebilirsiniz. Nasil yapildigini ogreneceksiniz, cunku bu sizin hucrelerinizde yazili. Kurs almaniz gerekmeyecek. Nasil oldugunu hatirlayacaksiniz.
Dunya duzleminden cikan insanlarin yaninda olmak ayricalik olarak degerlendirilebilir . Bilincli zihninizde olume onlarla birlikte yolculuk yapabilecek durumda olmayabilirsiniz; belli bir beceri gerektirir bu. Olen insana cok bagliysaniz da yolculuga onunla birlikte cikmaniza izin verilmez, cunku geri donmek istemeyebilirsiniz. Bununla birlikte, sagliksiz oldugu icin olumden kacinacaginizi dusunuyorsaniz sizin icin bazi haberlerimiz var. Gelecek yillarda olumden kacinma diye bir sey olmayacak. Bu bir ayricaliktir -bunu her zaman hatirlayin- olen insanlarin yaninda bulunmak bir ayricaliktir.
Olum yolcusunun gorevi, suclama, yargi ya da kurban olus duygusu olmaksizin olumun serbest kalmasini saglamak, insanlarin bagislayicilik alanina gecmelerine yardimci olmaktir. Bunu yapmak bir sanattir, cunku cogu zaman insanlar son anlarda bagislamaya acik olurlar. Olen insanlar kendilerini Olusturana yaklastikca zaman coker, anlar carpici yasam derslerine dogru uzar, boylece buyuk bir firsat dogar. Bagislamanin en buyuk edimi en sonunda kendinize yonelmesidir. Cunku, butun yargilardan gecen ve bagislamayi gerekli kilan sizsiniz.
Olmekte olanlara barisa kavusmalari, dinginlik ve sevgi icinde, yuzlerinde bir gulucukle buradan ayrilmalari icin yardimci olabilirsiniz. Onlara, kendilerini taniyarak cagiracak dostlar, akrabalar ya da baskalarini aramalarini isteyerek yardim edin. Bu, eslik etme ve olum yolculuguna iliskin cok onemli bir anahtardir.
Bu deneyim olen insana sunlari soyleyebilmeyi gerektirir; “Seviliyorsun. Guzelsin. Baska bir aleme giden yeni dogmus bir bebek gibisin. Senin icin yuk olan herkesi, her seyi birak artik. Her seyi birak ve yasamini en dolu sekilde yasadigini bil. Yargilanmiyorsun. Baris icinde git. Bir gulucuk yerlestir yuzune ve tutundugun butun yargilari birak. Sakinles ve kimliginin bir sonraki asamasina gectiginde yasaminin bir anlami olmasina izin ver.”
Olumde sifa vardir, cunku olumun ote yaninda yasam vardir. Gecis yapan bireylere enerji gonderdikce enerjiyi Dunyaya da iletin. Dunyayi kendi surecinde destekleyin ve donusume katilmak icin burada olmak istediginizi bildirin. Kendinizi surece teslim etmek ve Dunyaya gerekeni yapma iznini vermek gercek bir ozgurlesme bicimidir.
**********
Dunya arinma dansim surdurup sarsinti ve hareket yogunlastikca varolan topluluklari genisletmek ya da yeni topluluklar kurmak uzere bir araya gelmek isteyeceksiniz. Her topluluk, uyelerinin birlikte dusunce formu yaratma ve hissetme yeteneklerine dayanarak buyuyup gelisecek. Herkesin yiyecek, barinma, muzik hareket ve ses katkisinda bulunmak uzere bir araya gelebilmesi icin her toplulugun ek bir isbirligi yaratmasi gerekecek. Topluluk sistemi birbirinize gereksindiginiz eski yasama bicimine dayanir. Sistem, birbirinize bagli bir sekilde yasamayi deneyimlediginiz eski iliski sablonunu yeniden yerlestirecek.
Anlasmazliklar olacak. Bununla birlikte, genel olarak hepiniz benzeri dusunce bicimlerini istemek durumundasiniz. Dusunce formlari, yasadiginiz bolgeler cevresinde enerji alanlari yaratacak ve miknatis gibi hareket ettikleri icin insanlari buraya dogru cekecek. Dusunce bicimleri ve toplulugunuz gucluyse, karsilikli baglariniz oturmus ve guclendirilmisse benzer niyetli olanlari kendinize cekeceksiniz. Toplulugunuza katilmak isteyen kapidaki yuz kisinin kim oldugunu merak etmeyeceksiniz. Bir yuz kisi toplulugunuza katilmak icin cikageldiyse baska bir toplulugun degil de sizin yerlesmis dusunce formlarinizin bu insanlari cekmis oldugunu bileceksiniz.
Eger toplulugunuz dengesini yitirmis, buyuk anlasmazliklara dusmusse her tur karmasa enerjisi yaratacaksiniz. Birlikte calismayi ogrenmek zorundasiniz. Eger birisi grup icinde calisamaz, toplulugun enerjisini asagi cekerse topluluk ona sifa getirmeye calisacaktir. Kisinin kendisini sifaya acmasi ve uyumsuzluga yol acan bireyin sorumlulugunu ustlenmesi gerekecektir. Ya da eger bu kisi uyumsuzlugu surdururse topluluktan ayrilma geregi ile karsi karsiya kalabilir. Gelecek gunlerde savasan hizipleriniz olamayacak. Isinizin buyuk bir bolumu sifayi, son derece hosgorulu ve sefkatli olmayi ve isaretlerle simgeleri okumayi icerecek. Kendiniz ve baskalarina derin gerceklere ulasmak ve onlari da asmak icin ne gerekiyorsa o sekilde hareket etme iznini vermeniz gerekecek.
Bir toplulugun parcasi olan herkes, kendi yetenekleriyle toplulugun butunune katkida bulunmak zorundadir. Topluluklar ortak bilinc ile belirlenecek belirli urun, yetenek ve beceriler alaninda uzmanlasacak. “Kendimi hangi bilinc toplulugunda bulacagimi nereden bilecegim?” diye sorabilirsiniz. Gorunmez bir el sizi niyet, inanc ve arzulariniza gore hizmet edebileceginiz ve size hizmet edebilecek topluluga goturecektir.
Bir topluluga ait olup topraga yakin yasadiginizda, temiz hava alip kendinizi canlanmis hissettiginizde rahatlik duyacaksiniz. Besinlerde yeni bir canlilik olacak. Gulusler daha buyuk, iliskiler daha derin olacak. Yasamin her aninin daha derin bir degeri olacak. Sonunda, yasamin amacinin oyun oynamak oldugu ve ancak yasamla oynayarak isinizde basari kazanabileceginiz sonucuna varacaksiniz. Geregi gibi oynamazsaniz basarili bir isiniz olamaz. Is her zaman toplulugun yararini gerektirir. Bircok sifa olayi gerceklesecek. Topluluklar yapilar insa etmeye esinlenecekler. Tapinak kulturunun yeniden dogusu yasanacak. Butun ulkede belli yerler un kazanacak, guzel, kutsal yerler ortaya cikarilacak. Dunya degisimleri Dunyanin derinliklerindeki pek cok gizi gun yuzune cikaracak. Bu ulkeyi nokta nokta isaretleyen ustu ortulu piramitler meydana cikarilacak. Pek cok yarik, catlak uzun zamandir gomulu olan eski sehirleri toprak ustune cikaracak.
Dusunce formlarini birbiri icine eritebilen bir topluluk kisisel ego savaslarini asip uygulanabilir bir hedef bulacak, yasam niteligini basariyla gerceklestirecek. Bazi topluluklarda bitkiler dogayla suregiden bir iletisimin parcalari olarak meditasyon, ses ve niyet cevresinde buyuyebilir. Topluluk uyeleri birlikte tonlama yapabilir, birlikte dusleyebilir, birlikte muzik yapabilirler. Bunlar en aranan topluluklar, oyunu en iyi oynayanlar olacaktir. Bu sizin unuttugunuz, unutmak icin yediginiz, uyusturucu kullanip ictiginiz ve oyunun bu oldugunu sandiginiz dunya zevklerine kendinizi kaptirmaniz anlamina gelmez. Enerjiyle onu cocuksu bir sekilde serbest birakip yonlendirerek bilincli bir sekilde oynayacaksiniz. O zaman toplulugunuzu olaganustu bir yer yapmayi istemek, goreviniz, sorumlulugunuz ve adanmisligmiz olacak. Bir grupla etkilesim buyuk guce sahiptir.
Topluluga katkida bulunacak yeteneklerinizin cogu bu anda kesfedilmemis, ortaya cikarilmamis durumda. Bu yetenekler varliginizin derinliklerinden gelecek.
Enerji alanlariniz, toplulugun cekirdek grubunun kurmaya karar verdigi isbirligine dayanacak. Sir diye bir sey olmayacagi icin cekirdek grup bunu gizli bir sekilde yapmayacak. Sir gunleri gecmis olacak. Toplulukta yasayan herkesin desteklemek icin ant icecegi bir davranis kalibina gerek duyulacak. Enerji alanlari bilgelik ve adalet yaratarak herkesi cevreleyecek. En kucuk bebekten en yasli uyeye, hayvanlara kadar herkes bu alanlarda yasayacak. Kurucular olarak sizlerin neyin ise yaradigi konusunda cok acik bir goruse sahip olmaniz gerek. Eger uyum, isbirligi ve birlikte dusleme iliskin cok temel dusunceler benimserseniz basarili olacaksiniz.
Duslemin topluluk yasaminin temel bir bolumu olmasi gerek. Cunku insanlar kim olduklarini dusler araciligiyla ortaya cikarirlar. Dusler yoluyla denge disi enerjiyi ortaya cikarip dengeye kavusmaya calisabilirsiniz. Uyaniklik yasaminda sorunlari olanlar bunu dus yasaminda yansitirlar. Uyaniklik dunyasinda ciddi zorluklari olanlarin dus dunyasinda daha da buyuk sorunlari vardir. Dusleri dinlemek, size insanlarin kim olduguna dair ipuclari verir. Dinlemeyi ve sezginizin size yol gostermesine izin vererek yargilamaksizin gozlemlemeyi ogrenin.
Kaynaklari bir araya getirecek, yiyecekler, egitim, takas, is, serbest zaman ve meditasyon yerleri hakkindaki goruslerinizi paylasacaksiniz. Her bir kisinin butun topluluk icin bir deger oldu gunu bilerek onceligi toplulugun guc kazanmasina verin ve bunu kabul edin. Bunlari yaparken bir fikir ya da dusunce alani olusturursunuz. Topluluk uzerinde dev dusunce formlari yaratacaksiniz. Dusunce bicimlerini okuma egilimi olanlar toplulugunuzu gorebilecek ve dusunce bicimlerindeki enerjiyi okuyarak kim oldugunuzu, ne yaptiginizi bilecek. Dusunce bicimleriniz yeni bir tur eterik telgraf olacak.
Toplulugunuzdan tek bir kisi sorumlu olmayacak. Sagduyunuz, itkileriniz ve anliksalliginizla hepiniz katkida bulunacaksiniz. Butun cozumleri tek bir kisiden beklemeyeceksiniz. Bu yolculukta hepinizin kendisini degerlendirmesi buyuk onem tasiyor.
Topluluk ya da yasayacaginiz yeri tasarlarken bitki ve hayvanlarla konusabilmek zorundasiniz. Bu cok onemli. Su anda bunu yapmak icin zaman ayirmadiginiz icin kulaga biraz gercek disi geliyor ama oyle degil. Kaciniz yakin zamanlarda oturup kedi ya da kopegiyle sohbet etti? Bu sizin duyarliginizi gelistirir, karar verme ve oneri almada yeni bir duzeye ulasmanizi saglar. Cunku hayvan ve bitkiler bilgilerini dogrudan Dunyadan alirlar. Dunyayla uyumludurlar ve size yardim edip ogutte bulunabileceklerini anlamanizi sabirla beklerler. Size butun sifa sirlarini soyleyebilir, enerji yerlerinin nerede oldugunu gosterebilirler. Size her seyi gosterebilirler. Bilirler. Neden bildiklerini biliyor musunuz? Cunku doga ve Dunyayi somurmezler. Siz insanlar tur olarak somurdugunuz icin seyler sizden gizlenir.
Hayvanlar ve bitkiler, devalar ve elementallerin aleminde, gerceklikleri sizin tarafinizdan taninmayan bu gucler dogadaki yol gostericileriniz olacaktir. Kasimpatilari, cekirgeler, karincalar.. . butun bu seylerin icindeki zekayi bulmaya zaman ayirin. Isteyen herkes Dunya ile baglanti kurabilecegi icin deneyim her yerde bir patlama yasayacaktir. Dunyanin sagaltimi Dunyada yasayan herkesin birbiriyle konusmasi, gorus alis verisi sayesinde olusacaktir.
Dogum haklari degisiyor. Dogum ve kadinlarin cocuk dunyaya getirmesi en yuksek onura sahip olacak. Erkek, bir anne ve cocugunun yaninda durusuyla onurlandirilacak ve bir cocuga babalik etmenin gurur ve sorumluluguyla “bu benim cocugum”, diyecek. Kadinlar cocuk dogurmaktan oturu utanc duymayacaklar artik. Neden bunca kadinin cocuklarinin yaninda babalari yok? Cunku surecten utanc duyuyor ve yaptiklarinin onurunu hissedemiyorlar. Zaman gelecek, erkek kadinin gercek anlamda lutfunu kazanmaya calisacak. Kadinin titresiminde olmak, baglanmak, yasam mucizesinin parcasi olmak ve cocuk dogurmak isteyecek. Her sey butunuyle degisecek. Karanligin en koyusunun yasandigi, kadinlarin kendilerinin bile ataerkil dogum oyununu oynadiklarini bilmedikleri caginiza en barbar zaman gozuyle bakilacak.
Topluluklariniz cocuklariniza guvenli, sevgi dolu, onlari besleyen bir cevre yaratmaya yonelecek. Cocuklar sizin ogretmenlerinize donustukce cok sey ogreneceksiniz. Bildiklerini ve kendi acilarindan gorduklerini size gosterecek, paylasacaklar. Bu on yil icinde bizim Sevgi Ailesi dedigimiz bir grup cocuk dogacak. Size Tanrica enerjisi ve bir yaradilis gucu olarak sevgiyi ogretecekler. Yaratici enerjinin ta kendisini tasiyacaklar. Cinselligini nasil onurlandiracagini bilen insanlardan dogacaklar. Bir cift butun cakralari acilmis ve yasama bir enerji cagirma niyetiyle ruhsal enerji titresiminin dorugunda birlestiginde bu, Sevgi Ailesi bireylerinin dogmasini saglar.
Bu cocuklarin cogu, dogumlarindan birkac gun ya da ay sonra cok guzel konusan ileri derecede evrimlesmis varliklar olacak. Bircok sey bilip animsayacaklar. “Geri dondum”, diyecekler. Yuruyecek, konusacak, isler yapacak ve baska diller konusacaklar. Gorunusleri baska turlu olacak. Bu cocuklari tasidiginiz zaman kisalacak. Bedeninizdeki her sey hizlanacak, boylece hamilelik donemi daha kisa olacak. Bu cocuklar cosku dolu dogumlar deneyimleyecek, annelerine ayni deneyimi ileterek dogum acisini alacaklar. Annelerinin enerjisini cekmeyecek, onlari zenginlestirecekler . Bilincleri babalarinin bilincine, gezegendeki erkek titresiminin ne kadar ileri olduguna, kendisini nasil gosterebildigine bagli olacak. Gezegeninizde bu zamanda uzaydan ne tur enerjiyi hoslukla karsilayabilecegini z erkeklere baglidir.
Bu cocuklara her toplulukta odullendirilmis varliklar, talihli kehanetler gozuyle bakilacak. Butun dunyada birbirleriyle telepatik baglar icinde olacaklar. Varliklari temasa gectikleri herkesin titresimini uyarip yukselttigi icin nereye giderlerse gitsinler yurekleriyle ayni yaraticilik akimini koruyabilecekler. Iri yari olmayacaklar. Mavi olacaklar. Pleiades bilincinden olacaklari icin mavi isindan olacak, ozel gorevleri yerine getirecekler. Her toplulugun parcasi olacak, butun kita ve toplumsal siniflarda dogacaklar. Size sevgi titresimini getirip ogretmek icin gelecekler.
Tanricayla bu cocuklarin arasinda telepatik bir bag olacak. Tanricayla dogrudan iletisim icinde olacaklar. Cunku sevgi yaratma frekansini tasiyacaklar. Telepatik iletisimi hizlandiracaklar, boylece baska insanlari isitecek, dusuncelerini hissedeceksiniz. Bu, sizi dusunceniz konusunda daha duzenli ve secici olmak konusunda disiplin altina alacak. Bu, yasadiginiz zamanda gezegenin karsi karsiya bulundugu en buyuk sinavdir. Ne dusundugunuzun gerceklik uzerinde etkisi oldugunu anlamaniz gerekiyor. Simdi, cogunuz temeli guven olan bu kavrama inaniyor. Bununla birlikte, kisa sure icinde varolan canli bir kanit olarak gosterilecek ve herkes gorecek onu.
Bu cocuklar olaganustu olacak. Bilincleri cok degerli oldugu icin uzerlerine titrenilecek. Aranizda yuruyen altinlar varmis gibi olacak. Herkesin titresimlerini degistirecekler, yaraticilik akimi da degisecek. Aile ve toplumlarin degerli bireyleri olarak ortaya ciktikca butun topluluklar iclerinde boyle uyelerin olmasi dolayisiyla kendilerini son derece talihli gorecekler. Bu sevgi avatarlari (Avatar: Insan ya da baska bir canli biciminde bedenlenerek dunyaya gelen tanri -c.n.) geri donecek. Yol gosterecek ve sizi dunyanin her yanindaki diger topluluklara baglayacaklar.
Secim yapilabilmesi icin bu cocuklar olasi anne babalariyla telepatik bag kuracaklar. Her birinize bir tercihiniz oldugunu bildirmek istiyoruz. Bu tercihi kullanacak misiniz? Yoksa gucsuzluge kayip bedeninizin yapabilecekleri uzerinde hicbir etkiniz olmadigini mi dusuneceksiniz? Bu ogreti gelecek gunler icin buyuk onem tasimaktadir. Tanrica ya da Tanri enerjisini butun asamalarinda cisimlendiren kadin ya da erkek hepiniz, bedeniniz, yasam verme sureci, kundalininizin dagitimi uzerinde guc sahibi oldugunuz ve bir cocugun sizin araciliginizla dunyaya gelmesine sizin karar verdiginiz fikrini benimsemek zorundasiniz.
Bu essiz cocuklara hepiniz sahip olmayacaksiniz. Cocuklar uygun bilinc ve soy ozellikleri olanlari sececek. Her koy ve toplulukta dogacaklar. Gezegen titresiminin degisimine yardim edecek ve cinselligin ruhsal ve psisik deneyimine sahip anne babalardan dunyaya gelecekler. Sevgi titresiminin cisimlenmesi olacak bir fark isaretini tasimaya isteyerek karar verecekler. Varliklari bedenlerinizin DNA’si ve kaninizda olusturulacak.
Bilinc tercihlerine bagli olarak su anda pek cok yer icin artik varolmama potansiyeli bulunuyor. Cocuklarinizi kendinizden once guvenceye alacaksiniz ve ruh dunyanin dort bir yanindan cocuklari toplayacak. Cocuklar gercekten de canli bir dunyada yasamaya calisan sizin degerli kaynaginiz, bicime burunmus soyunuzdur. Onlara guvenli bir dunya vermeyi onceliginiz kilin. Bu on yilin sonlarinda isinizin buyuk bir bolumu cocuklarla ve cocuklar icin olacaktir.
Yakinda gezegendeki yasami taniyamaz olacaksiniz, cunku gundelik yasam olarak algiladiginiz ve surecegine kesin gozuyle baktiginiz seyler artik olmayacak. Bunda korkacak hicbir sey yok. Cogunuz gucunuz ve enerjinizin nerede yattigini ortaya cikaran deneyimlerden gececek ve her seyin icinizde oldugunu kesfedeceksiniz. Gelecek zamanlarda sorf yapma -dalgalara binip calkanti ve ters akintilar uzerinden yukselme- niteliklerini hepiniz tasiyorsunuz. Dalgalarin dorugunda kalma bilgisi hepinizin elinde, onun icin gelecek hicbir seyden korkmaniz gerekmiyor.
Sizden bir sey istiyoruz. Nerede olursaniz olun, ne olursa olsun, olaylar ne kadar ciddilesiyor gorunurse gorunsun yasaminizin her gunune eglence, sevgi, ve kahkahalar getireceginize soz vermenizi istiyoruz. Durun ve soyle deyin; “Hey, bakin, bu is bizi cilgina cevirdi. Haydi biraz gulelim. Durup bir cay icelim. Zevk frekansina guc kazandiralim. ”
En parlak ve yuceltici zamanlar bunlar. Olaganustu zamanlar. Yalnizca bunu size gunluk olarak animsatan seyler yok. Cabasizlik ve isbirligine guc kazandiran essiz ses ve isik teknolojileri var. Dogmakta olan cok, pek cok cozum var.
Yeni uygarliklar yuksek duzeyli teknolojik beceri ve deneylere dogru gelismek isteyebilir. Basarili olmalari ise yarattiklarinin yurek ve ruhla baglanti icindeki bir akil tarafindan yonetilmesine baglidir. Yaratilanlar akil ve yurek tarafindan birlikte yonetildiklerinde ortaya cikan sey, yasayan teknolojidir. Yarattigimiz fark, teknolojinin yasar bir hale gelmesidir. Teknoloji kendisini yaratanlarin akliyla birlikte yurutulecek. Iste o zaman donanim (hardware) olarak gorunebilir, ama yasayan bir donanim olacaktir. Gireceginiz asama budur. Yarattiginiz ve yasam verdiginiz her seyi zihninizle yaptiginizi anlayin. Aklinizla ne yaptiginiz, onu nasil kullandiginiz sizin ve Dunya gezegeninin hayatta kalmasinin anahtaridir.
Enerji Alistirmasi
Bedeninizi dinginlige cekerek isik sutununun bedeninizi guclendirdigini, arindirdigini ona ideallestirilmis islevlerini animsattigini hissedin. Isik sutununun bedeninizi doldurmasina ve sagligin, iyi olusun kimliginizin hucreleri ve ozunde titresmesine niyet edin.
Bu enerjinin bedeniniz boyunca ilerledigini duyumsayin. Enerjiyi herkesin yararina olacak bir sekilde cevrenizdekilerle birlestirin. Gevseyin ve isik isinlariyla icinizdeki solar plexus bolgesinde, irade, hissedis ve gucun alaninda ulasin. Bir seyi icinizden disariya dogru cektiginizi dusleyin; bir parca altin, elmas, paha bicilmez bir degerli tas. icinizde buldugunuz, paha bicilmez bir degere sahip oldugunu dusundugunuz seyi ellerinizde tutun. Hazinenizin gorkemli guzelligi karsisindaki saskinliginizi duyumsayin.
Simdi de herbiri ellerinde paha bicilmez ic taslarini tutan insanlarin olusturdugu buyuk bir grubun icinde oldugunuzu hayal edin. Birer birer yesil ve altin bir ortuye dogru ilerleyin ve buyuk bir incelik ve saygiyla hazinenizi bunun uzerine birakin. Bu, tum insanligin yararlanabilmesi icin butune katmaya hazir oldugunuz icinizdeki degerin simgesidir. Armaganiniz sectiginiz kadar buyuk ya da kucuk olabilir. Tasinizi ortunun uzerine biraktiktan sonra geri adim atin ve grubunuzun katkisini temsil eden degerli taslar ve hazineleri gozlemleyerek halka icinde durun. Bizim varligimizi da hissedin. Varliginizi gruptaki digerlerinin varligiyla bir araya getirmenin sonuclarini hissedin.
Simdi bu varlik birikimini Dunyaya ve yureginizin arzuladigi seye sunmak istediginizi dusleyin. Varliginiz kabul gordukce isik sutununun sizi guclendirdigini hissedin. Dunya icin bir fark olusturacak ne hayal ediyorsunuz?
Vizyonunuzu olabildigi kadar berrak tutun. Enerjinin bilinc halkasindaki hareketini duyumsayin. Bir kisiden digerine hizla ilerler, size akil ve yureginizle kendinizi Dunyanin gelecegine adamanizi animsatirken enerjiye sarmallar cizdirin, kendi cevresinde dondurun.
...
34-Bu düş içinde uyanın sevgili dostlar:
Inancta bir degisim icin bir yasam turu olarak size gereksinme duyulacak zamana hazirlaniyorsunuz.
Size gelisiminizde bir basamak olarak kullanabileceginiz oykuler anlatiyoruz. Buna inanip inanmamayi secebilirsiniz. Ancak, eger inanirsaniz onlari bir yana birakmaya hazir olun ve artik isinize yaramadigi zamanin ayirdina varin. Su andaki butun yaklasim ve hedefimiz kafanizi karistirmak ve varliginizin hucrelerini dolduran dusunce kaliplarinda cozumsuz paradokslar yaratmaktir. Cunku bu sekilde dusuncenizin aciklik kazanmasini istiyoruz. Sozlerimizi degerlendirirken degisirsiniz. Tipki bir zamanlar fiziksel dunyanizin arastirmaniz icin el degmemis bir guzellik sundugu gibi gelecek gunler de gorkemle dolacak. Uc boyutlu gercekligi asmak, zaman koridorlarina girmek icin bir olanak yaratiyorsunuz. Bu zaman koridorlarinda dunyalar ve gerceklikler daha fazla cesitlilik, esneklige sahip. Goreviniz, zaman gecitlerinde giriseceginiz define avi sirasinda sifa bulmak. Sizinle pek cok anahtarin varligini paylastik, pek cogunu da duyulmadik. Sizler varolus gucunun bir ifadesisiniz. Kendinizi sonsuz simdinize hazirlayarak donusmek zorundasiniz.
Sizlere evrimlesen insanlar -isik elcileri- olarak sesleniyoruz. Su anda gorulmemis bir kesfe hazirlaniyorsunuz. Acikliginiz ve arayisinizla secim yapma olgunluguna eristiniz. Gercekliginize yolculuk yaptigimizda sizin direnc gosterdiginiz, ogrendiginiz ve yasam yarattiginiz surecleri izleyerek biz de ogreniyoruz. Kendinizi su anda yasam yolculugunun butunu olarak gorebilirsiniz. Sizi bizim sozcuklerimize ceken an bir sona erisin gostergesidir.
Onceki on bir bolum boyunca sizinle paylastigimiz her sey sizi kendi derinliklerinize dogru goturmek uzere tasarlandi. Benligin yapilandigi inanc ve dusunceleri, bunlarin secimle, Dunyaya acik ve kapali olarak gonderilen etkiler ve goklerden gelen etkiyle olustugunu gordunuz. Ne olacak ki? Gerceklik karsisinda gonulsuz davranmayin. Bir olanak yarattiniz. Yaptiginiz yolculuk ve ogrendiklerinize tesekkur edeceginiz bu sona eris noktasina hazirsiniz. On ikilerin hikayesinde kim oldugunuza iliskin daha cok sey ogrendiniz.
On iki fikri fiziksel varliginiza derinlemesine isleyip iz birakmistir. On iki, bircok duyarli varligin gercekliginize girmek icin kullandigi sifredir. Bugun dunyanizda gerceklige iliskin belli matematiksel uzlasmalara gore yasiyorsunuz. Sayilar ve yorumlari icin bircok matematiksel temel vardir. Cogunuz bunlarin genellikle en cok dusunulup kullanilan sadece bir tanesini kabul ediyor, bunun tek olduguna inaniyor. On iki fikri en cok kullanilan matematiksel temel ve bakis acisina karsilik gelir. On iki hikayesi bu temeli asar, bununla birlikte onunla iyi uyusur. Sizi etkilemede bu yapi kullanilabilir ve gerceklige yaklasiminizda size rehberlik edilebilecek bir yol yaratilabilir.
Yasam ve varolus icinde ilerledikce nereye yolculuk ederseniz edin her zaman bir yol oldugunu dusunebiliyor musunuz? Diyelim Dunyada otoyollarda otomobil kullaniyor, yoldan hic sapmiyor, cikmaya yeltenmiyorsunuz. Yolun disinda, kenarlarda ne oldugunu gorebiliyorsunuz ama araciniz yalnizca yolda calisiyor. Boylece ancak yollarin oldugu yere gidebiliyor ve yurumek icin asla arabadan inmiyorsunuz. On iki kavraminin biraktigi izin yol gibi oldugunu bilin -bu ister zodyagin on iki burcu, ister on iki saat, bu kitabin on iki bolumu, DNA sarmallari ya da cakra enerji merkezleri olarak kimliginizin on iki izi olsun. Butun bunlar kozmosun, zeki bir varlik olarak sizin uzerinde yolculuk ettiginiz yollaridir.
Niyetimiz, on ikili enerji formunun sundugu bir otoyolda oldu gunuzun butunuyle bilincine varmanizdir. On ikinin bu engin yol gostericiligini gercekten kavrayacak olursaniz belki o zaman kozmik yollarin sizi nereye goturecegi uzerine bir fikriniz olur. Evrensel dusunce modelleri olarak sizler on iki yola uygun bir sekilde duzenlendiniz. Kitap boyunca sifrelenmis olan ogretinin parcasidir bu. Enerjinin on iki yolunu anlamada derin bir yaraticilik vardir. Bu on iki yol, sizi bir kilan varolus icinde ayri yerlere ulasmanizi saglar. Enerjinin bu yollarinin sizi buyuk bilinc degisimlerine goturdugunu anladiginizda bu, su anda bildiginiz sekliyle gerceklige bir son verecektir. Bilincteki bu degisimleri su anda kitle bilinci olarak biriktirip deneyimlemektesiniz . Henuz taninmayan bir baslangicin esiginde oldugunuzda yasadiginiz sona erisler ise, yeni, kendi butunlugune erismis anlardir. Inancta bir degisim icin bir yasam turu olarak size gereksinme duyulacak zamana hazirlaniyorsunuz.
Kendinize, “Bildigimin ana fikri ne? Bir Isik Ailesi uyesi oldugumu bilmek bana ne kazandiriyor: Belki de bir Pleiadesli oldugumu bilmek? Dunyanin degerli oldugunu, benim degerli oldugumu, Dunyayi arastiracak olursam sinirsiz gorkeminde, kutsal yerlerinde ve sessizce konusan dairelerinin senfonisinde sakli gizlerini bulabilecegimi bilmek? Neden Kertenkelecikler, Tanrica ve bedenim hakkinda bir seyler bilmem gerekiyor? Bedenimde baskalarinin benimle birlesmesi, benim gozlerimden bakmasi icin yer olmasi nasil bir sey? Baskalari benimle birlesirse benim yapacagim seyleri mi yaparlar? Yoksa baska dunyalar benim varligimla birlesme yoluyla varlik alanina cikarken ben de baska dunyalarda mi ortaya cikarim? Posesyon (ele gecirme) nedir? Yirminci yuzyil sonu Dunyasinda birlesme ve varlik alanina cikma nedir? Salgi bezlerimin bununla ve bedenimle ilgisi nedir? Butun bunlarla birlikte cinsellik beni nereye goturuyor?” Simdi, siz bu noktalari deserken biz de size soruyoruz; Icinizdeki kutsalligi bilincinizin gizlerine acmayi ogrendikce ne gibi derin surprizler kesfediyorsunuz? Duvarlarla karsilasip benliginizin en derin gizemlerini ogrendiginizde buldugunuz ne?
Enerjiyi donusturup yarginin otesine gecmeyi ogrenebilirseniz yuce bir yere ulasacaksiniz. Bu da sizi anin otesine, zamanin, sizin zamaninizdan daha farkli yapilandirildigi daha genis bir yonune tasiyacak. Sizin zamaniniz sayilar tarafindan yonetiliyor. Zamanin bu sekilde kavranisinda da on ikinin sizin bir cember icinde kim oldugunuzu tanimlayan oykusunu buluyorsunuz. Onun icin bu kitabin on iki dongusunu tamamladiginizda zamani degerlendirmenin yeni bir yolunu dusunun. Bunun bir yapi oldugunun, baska varolus bicimlerinin bu yapidan yararlanarak matematiksel mirasi geometriyi ifade eden bir dil olarak kullandiginin bilincine varin.
Disinizda olduguna inandiginiz donguleri baglantilandiran zaman geometrisini -gezegenler ve ayin dongulerini- dusunun. Ay bir bilgisayar mi? Gokteki bir goz mu? Ana Tanrica mi? Gizli uslerin yuvasi mi? Yakit istasyonu mu? Kozmik bir kitaplik, kadim bilginin saklandigi yer mi? Ay buyucudur, donguleri ceviren, ic gelgitlerinizin guclendiricisi ve Buyuk Ana su tanrisidir. Gunesle iliskisinde kimdir ay? Oz kesif yolculugunuzda bunu arastirmak zorundasiniz.
Gunes buyuk usta yonetici, gunes sisteminizin yoneticisidir. Isik olmaksizin kimsiniz ki siz? Isiga sahip olan kim? Ve isik kim gercekten? Cevresindeki enerji bicimleri, gunes sisteminizde varolduklarina inandiginiz, kozmik uzayin her yerine inci gibi serpistirilmis gorkemli gezegenler, Dunya kadar guzel mucevherler kim? Uzayda isildayan bu bicimlerin her birinin zeka sahibi oldugu dusuncesiyle alay edecek olanlar var. Pek cok defa isildayan bu kayalarda varolan bizlerse bu zamanda gezegeninizi bombardimana tutan olaganustu dusuncelere kendisini kapatanlara hayret ediyoruz. Sizi sinirlandirmak isteyen yetki sahiplerinin aldatmasina kapilmayin. Yukselin. Gercekligin daha genis bir bicimini secerek yuce bir duruma erisirsiniz. Yasaminizdaki her seye daha buyuk bir rol verir, kendinizi kendi otoritenizin ic cekirdeginde bulursunuz.
Kimliginizin butununu ifade eden bu noktaya butun bunlari bilerek yolculuk ettiginizde bilginizi aileniz, toplum ve kulturunuzle paylasacaginiz an gelir. Cogunuz bu ana hazirlaniyor. Bildiginizi paylasmak goreviniz; vaaz vermek, korku tohumlari ekmek ya da birbirinizin tarlasini ekmek degil, oldugunuz butunlukte titresmek. Toplumu olusturan her seyi, yasami, olumu, dogumu, cocuklari, sadece verimli oldugunu dusundukleriniz degil toplumun genc-yasli butun bireylerini anlayip kapsamaniz gerek. Kokten bir degisim olacak. Ogrendiginiz seyleri uygulamaya koyarken sefkatli olun.
Bir kitle bilinci olarak Balik Cagi son sahnesi ve hedefini sona erdirirken kolektif bir karma toplami ile karsi karsiyasiniz. Karma, evrensel neden-sonuc yasalariyla belirlendigi sekilde sahnelenmekte. Karma, buyuk bir comertlikle varliklarin kendilerini ortaya cikarana geri donmesini sagliyor. Yani sizin. Kisisel olarak siz, yaratmis oldugunuzun geri donusuyle karsi karsiyasiniz. Bunu ogrenmek simdi sizin icin yasamsal onemde. Bu gunlugun basinda karmamiz nedeniyle burada oldugumuzu, Dunyayi deneyimledigimizi belirttik. Kendi yolunuzdan siz de bu noktada bunun farkina variyorsunuz. Onun icin yasamlariniza bakmaniza, benliklerinizin disina cikarak on iki boyunca yaptiginiz yolculugun buyuk gozlemcilerine donusmenize gerek var. Siz olan kim, bu bilinc grubuna -yasamin on iki dongusu oyunu ya da donup duran ve cemberi defalarca tamamlayan on iki etkiye- dogru yolculuk ederken benliklerinizi nasil kullandiniz? Donguden cikabilir misiniz? Ne biliyorsunuz? Bildiginizle ne yapacaksiniz?
Biz zaman icinde sizin su anda olabileceginizin otesinde bir yerdeyiz, bununla birlikte, varoldugumuz yer sizinle ayni ani kapliyor. Zamanin derinliklerine dogru nasil gideceginizi, sizi ilerlemeye kandiran sonsuz bir melodiyi nasil kesfedeceginizi ogreneceksiniz. Aradiginizin her zaman az otenizde oldugunu anlamanizi istiyoruz. Bu dusunce size sikinti vermesin. Arayis sirasinda kendi kendinizi harekete gecirdiginizi ve dus gucunuzu esin kaynagi olarak kullandiginizi bilin. Niyetimiz size hedefe iliskin bir fikir vermek, sizi esihlendirmeye devam etmek. Sizi biz yasatamayiz. Bunu ancak siz kendiniz yapabilirsiniz.
Size bir andan digerine ileriye dogru yol gosterilir. Bu da kundalininizin gucunu kullanmada, bu gucu cennetin sonsuza kadar genisleyen vizyonu ve cosku titresimine yonlendirmede yapilir. Cennet vardir. Gercekten vardir. Hepiniz onu ariyorsunuz, bulacaksiniz da. Onu bir vecit hali olarak algilayacaksiniz. Cennet, sonsuza kadar oturup sikildiginiz suregiden bir yer degil, bir husu anidir. Onu cogunlukla onunuzde bir yerde ariyor, surekli ne zaman gelecegini merak ediyorsunuz. Butunuyle yasadiginiz anda oldugunuzda bir vecit aninda oldugunuzun ayirdina varabilirsiniz. Ya da geriye bakar, boyle gecen pek cok ani dusunebilirsiniz. Sonsuza kadar genisleyen, anliksal, eszamanli ve size yolunuza devam etmenizi isaret eden ani defalarca yarattiginizi bilerek mutluluk frekansinda kalabilirsiniz.
On ikinci sektordeki kapanis ve sona erme noktasina ulastiginizda burasi aslinda bir karma alanidir. Harekete gecirdiklerinizin toplami bir cemberin tamamlanmasi olarak size geri dondugunde dersinizi alma alanidir. Bu dusunceye birkac yoldan tepki verilebilir. Kendinizi onun tarafindan tuzaga dusurulmus, kolelestirilmis hissedebilir, ozu “Gucsuzum. Bu konuda hicbir sey yapamam. Cembere sikisip kaldim. Bunun nasil basima geldigi konusunda hicbir fikrim yok”, olan kurban fikri anlamina gelen bir aci yaratabilirsiniz. Eger tavriniz buysa yasadiginizi yeniden yaratacaginiza inanabilirsiniz. Ya da on iki yolculugunun toplamini kullanabilir, soyle diyebilirsiniz; “On ikinin yolculugunda ogrendigim nedir? Benim kendi tasarim ve yaratim oldugu icin yasamimdaki her seyin sorumlulugunu ustleniyo’rum. Bu yolculukta ayirdinda olmasam da neden belirli seyleri sectigimi gormeye basladim. Secimlerim bana dusuncelerimin kendi gercekligimi yarattigini gostererek hizmet etti ve artik on ikinin yolculugunun isime yaradigini anliyorum. Ortaya cikardigim beni uzmuyor, tutsak etmiyor. Simdi artik kendimi ozgurlestirebilirim .”
Hepiniz, Balik Caginin sonunu deneyimleyerek kozmik takvimde bir olay olarak sahnelenen bu belirli asamadan geciyorsunuz. Yakin gelecekte son gelecek. Varligin butun yonlerini birbirine baglayan kalip ve fikirler olarak icinde yolculuk ettiginiz dongulerin bilincine variyor, deneyimi ozumsuyor ve sonuna geliyorsunuz. Dis sistemdeki cemberleri degerlendirmis, deneyimini sindirmis olan kimileriniz simdi kendi sisteminizde, bedeninizin derinliklerindeki cemberleri kavriyor. Bazilariniz kendi Eyfel kulelerinde tutsak oldugunu kesfediyor. Tutsakliginiza son verin. Bugun uyumaya giderken yasadiginiz kulenin duvarlarinda anahtarlar oldugunu canlandirin. Gercekligin nasil bir yalitilmis parcasini yeglerseniz yegleyin, eger kendinizi tutsak olarak dusunuyorsaniz duvarlarin ardindan cekip cikmanizi saglayacak anahtarlarla yeni giysileri de hayal edebilirsiniz. Yukselin ve karmik bir yuk gibi goruneni cozebileceginizi bilin.
Eger karma sizi bu zamanda sikistiriyorsa bunun nedeni, kendi cezalandirma ihtiyaciniz ya da utanc ve suclama hisleriyle kendi yarattiginiz hapishanelerden kurtulma geregidir. Her seyi akisina birakacaginiz buyuk ana hazirlaniyorsunuz. Uzay ve titresimi kendi iclerinde hisseden, dusuncelerinizin sizi hareket ettiren enerjiyi tasarladigini bilen isik elcileri oldugunuzu dusleyin. Onu gozunuzde canlandirip dusleyecek olursaniz yeni bir sinir ve dunya gorusu sizi bekliyor. Bu mutluluk anini canlandirmak zorundasiniz; sizsiz varolamaz o.
Inisiyasyon size inanci, kendinizi akisa birakmayi ve degismeyi ogreten bir sinavdir. Cok kucukken, bacaklariniz kisacikken uc tekerlekli bisiklete binmeyi ogrenirsiniz. Kimse yardim etmeden cikip oturdugunuzda gurur duyarsiniz. Kucuk bacaklarinizi hareket ettirmeyi ogrenip bisikleti surdugunuzde, uzerinde durmayi ogrendiginizde uc, dort, bes yasindaki bir cocugun gelisim asamasini tamamlamissiniz demektir. Sonra bir inisiyasyon gelir. Bacaklariniz uzamistir, artik sigmazsiniz bu kucuk bisiklete. Bugunku dunya, uc tekerlekli bisiklete binen otoritelerle dolu. Deneyimledikleri bilginin otesine asla gecmemislerle. Gercekligi zorlar, uzun bacaklarini bu tek ana sigdirmaya calisirlar. Inisiyasyon sizin sonsuza kadar genisleyen ana girmenizi saglar. Daha buyuk bir bisiklete binerek bedeninizin gelisen gereksinimleriyle birlikte hareket etmenize yol acar. Bedeninizin yalnizca fiziksel olarak gelismedigini anlayin. Cok boyutlu bir varolusa dogru zihinsel, ruhsal ve duygusal olarak da buyur.
Anahtar, gercekligin her boyutunda benliginizin butun bicimleriyle buyume ve degisim surecine guvendir. Yuzlestiginiz bunalim, zaman disi inanclarin cemberinde yitip evlerinin cevresini uc tekerlekli bisikletleriyle dolanip duran dunya liderleri ve otorite figurlerinin yer aldigi bir krizdir.
Inisiyasyon, engin ve bilinmeyen bir seye kendinizi verip ustalasmaktir. On iki acisindan ogrendiginiz her seyin birikimi sizi cogunlukla bir bunalima goturur. Neden krize gidilir? Cunku dik kafali varliklarsiniz. Cunku, “Genisledim. Yukseldim. Acigim. Bedenimde yer aciyorum. Degisime hazirim”, demeyi seviyorsunuz. Sonra da frenlere asiliyorsunuz; “Buraya gelme ruh. Yok, yok! Gelme buraya. Degismiyorum. Ayni kaliyorum.” Enerjiye icinizden gecmesi icin yer acmiyorsunuz, filtrelerinizi tikiyorsunuz. Sonra da buyuk bir geri tepme oluyor.
Bir barajin coktugunu gorduyseniz bilirsiniz ortaya cikan kargasayi. Yakinda bunu goreceksiniz. Dunyanizin kimi barajlari cokecek, cunku siz insanlar bilincin onune bir set cektiniz. Inisiyasyondan gecmek yerine uc tekerlekli bisikletlerinizin ustunde kaliyorsunuz. Daha buyuk bisikletlere binip dusmekten korkuyorsunuz. Kim oldugunuzun buyuk bir sevgiyle karsilandiginin bilincinde olun. Gerceklik sizin tarafinizdan tasarlanir, onu yarar saglayacak bicimde tasarlayabilirsiniz . Siz onu cagirdikca varolusun gucu sizden yana hareket eder. O zaman dunyanin nasil olmasini istiyorsaniz bu isteginizden buyuk, guzel bir senfoni yaratin. Siz sinirsizsiniz, inisiyasyonun size ogrettigi de bu. Uc tekerlekli bisikletlerden inip daha buyuklerine binebilir, daha hizli surerek baska bir dunya gorebilirsiniz. Simdi bir ortak bilinc olarak daha buyuk bir araca, duslemeye henuz basladiginiz bir araca binmek uzere buyuyorsunuz. Uc tekerlekli yasam bisikletlerinden inmekten korkanlara karsi sefkat duyun. Sefkat duyun, acin yureklerinizi, onlari cagirin. Siz gorunmez araclara binen, isigin elcisi olma yurekligini gostermis olanlar, onlara yolu gosterin.
Sizinle paylastiklarimiza bagli kalmayin. Oykulerimizden yeni Inciller yaratmayin. Sizi eglendirmek ve soyledigimiz gibi, otede olana bir merdiven uzatacak yeni imgeler yaratmak icin buradayiz. Muazzam bir evren bu, onun icin kendinizi sinirlandirmayin, her seyi kek pisirmenin tek bir tarifine uydurmaya zorlamayin. Yasama bakisin bircok yolu vardir.
On ikinin icsellestirilmesi size butununuzu sunacaktir. Alin bunu ve on ikinin tamama ermesiyle yeni bir yolculugun basladigini bilin. Bu an icin hazirlanmaktasiniz. Her anin tadini buyuk bir mutluluk ani olarak cikarin. Tanrica, tanrilar ve benliginizin butun bicimlerinin yolunu sizin icin actigi sonsuza kadar genisleyen olanaktan ayrilmayin. Kendi yaratinizi kabul edin.
On iki toplami on iki kitaplik dusuncesiyle de iliskilidir. Bunu su anda kavrayamazsiniz. Ancak, size bir vizyon ve bir dusunce sundukca kimileriniz bu kitapliklari kendi sanat bicimleriniz icinde, once duslemleriniz sonra da gezegendeki cesitli aracilar kanaliyla yaratmaya baslayacak. Ancak, bu imgeleri secim ozgurlugunuz icinde bicime dokersiniz. Dunya da icinde olmak uzere on iki essiz merkezin canlanmakta oldugu fikrini korumanizi istiyoruz. Her yone ilerleyen bu anda simdinizi genisletip arastirdikca, varolusun yeni doruklarina tirmanma yurekliligini gosterdikce, hep daha fazlasi oldugunda israr ettikce bu da yankisini on ikinin her yonunde bulur.
Bilginin bu on iki merkezi enerjiden olusan bir isik agi olarak yeniden birbiriyle baglanti kurdugunda ortaya yeni bir mandala, icinde bulundugunuz evrende yeni bir enerji otoyolu cikacak. On ikinin oykusu bir cembere sigar ve gerceklik daha cok ani doldurmak uzere esnedikce bir sarmala da uyacak hale gelir. Bir on iki dongusunu tamamladiginizda bu, icinde evrimlestiginiz daha genis bir bilinc alani ya da cemberi yaratir. Sinirsizi duslemekte zorluk cekiyor, kendinizi bir cembere mahkum ediyorsunuz. Bu cemberi, adina ister zodyak deyin, ister takvim ya da saat, on ikiye boluyorsunuz. Kendinizi geometrinin bu yonunde buluyorsunuz, cunku orada rahatsiniz. Onsuz hareket edebilirsiniz. Ancak, gelisiminizin bu asamasinda kendi dongulerinizi ogrendiginiz yer burasi, o nedenle de size bu alanda ogretiyoruz. Daire butun geometriyi icine alir, sarmalin anahtaridir. Ani kavrayarak sarmalin kendisini anlamasina yardim eder.
Size iki dunyada oldugunuzu animsatmak isteriz. Arabalarinizi surseniz, banyoya gitseniz, uyuyup yemek yeseniz, insanlarin yaptigi her seyi yapsaniz da ayni dunyada yasamiyorsunuz. Bir bilgi dunyasinda yasiyorsunuz ve her iki dunyayi da yoneten kurallara erisim sagladiniz.
Size guvenli bir dunya dusuncesine de enerji vermenizi animsatiriz. Bulunulan kehanet gerceklesmeye basladikca degisimi firtinali, sarsici, sasirtici olaylarla getirecek olan cok sey olacak. Eskilerin, butun kulturlerin yerli halklarinin bilgeligini aramak, paylastiklari ogretilere kulak vermek sizin icin akillica olacaktir. Eskiler bu zamanlari anlatirlar, onlarin ogretmenleriyse bizim ogretmenlerimiz oldu. Dunyanin dilini anlarlar.
Bizler, size Oyun Ustalarinin uzaktan yaratip icinde yasadigi gerceklikleri kurgular ve duzenlerken iyi vakit gecirdigini animsatan varolusun cok, pek cok yaratisindan gelen dostlariz. Uyanin, sevgili dostlar, bu dusun icinde ve insan olarak su andaki bilginiz temelinde guvenli bir dunya dusleyip canlandirmanin gorev ve sorumlulugunuz oldugunu bilin. Siz kararinizi verdikce o gerceklesecek ve boylece deneyiminiz boyle bir dunyayi yansitacaktir.
Sizi varliklarinizin ozundeki yasam kivilcimi olarak inanc alevini tutusturma yurekliliginiz ve anlam ve hedefin gelistigi mutlu bir yasamin sinirlarina onculuk etmenizden oturu selamliyoruz. Bu alevi buyutun ve varolusun buyuk arenalarina uzanan guvenli ve essiz bir seruvenin yakiti olmasini saglayin.
Enerji Alistirmasi
Kendinizi acik havada ayakta dururken canlandirin. Hava temiz, enerji dolu, ayaklarinizin altindaki yer saglam. Derin bir nefes alin ve kendinize, “Ben canliyim”, deyin. Canliliginiza odaklanin, ic vizyonunuzun ressami olarak dus aninizda yolculuga cikin.
Onunuzde eski bir tas cember canlandirin. Bir an icin kendinizi zaman kubbesi altinda agirbasli bir sekilde duran on iki gorkemli dikilitasin enerjisine acin. Taslarin bagliliklarinin deneyimini bilinclerinde tasidigini ve konustugunu hissedin. Dunyanin kemikleri olarak gomulduklerinde canli ve varolusun buyuk caglarinin bilincindeydiler. Bir tasa dogru yuruyun. Ellerinizi soguk yuzeyine koyun ve tastan sizin yasadiginiz ana dogru dans ederek ilerleyen altin sarmallari hucrelerinizle dinleyin. Bir devden digerine giderek on ikiyi deneyimleyin, her bir tasin korudugu gorev ve anitsal enerjiyi duyumsayin. Bu enerjiyi alin ve kendinize aktarin; varliginizin kemikleri altin sarmallarla dolsun.
Simdi de bu tas cemberin merkezine dogru ilerleyin, Dunyanin yasayanlari tarafindan onurlandirilip taclandirildigi goz kamastirici, olaganustu bir versiyonunu barindiran bir tohumu ekin. Isik ve niyet bilginizi kullanarak bu tohumu harekete gecirecek bir yasam kivilcimi yaratin.
Simdi, sesi ve tarzi tanidik olan bir ses konusuyor, “Biz siziz, diyor, zamanin altin sarmallarinda, varolus caglarinin dongusunu tamamlayan, kendimize cagrilan siziz biz. Yukselin. Yolculugunuz yeniden baslasin. Kendiniz olun.”
Son Soz
Sevgili Isik Elcileri,
Kavradiginiz yeni anlayislarda bile belli bir yapi ve sinirlama oldugunu bilin. Bununla birlikte, izlemeye cesaret ettiginiz her yeni sey, kendilerini bugun sizin yasam versiyonunuzda canlandiran kutsal ogretiler olarak sizi varolus doruklarina tirmandiginiz yeni bir bakis acisina goturur. Yasamlarinizin bu parcasina bakarken kendinize hangi bolumun sona erdigini sorun. Izlediginiz, sizi yasami deneyimlemek uzere zamanin bu anma yonlendiren sey neydi? Eski kesifleri birakarak kendinizi yasadiginiz an icinde yol almaya dogru esinlendirin. Varliklarinizin ozunden gelen sese inanin; yeni bir ogrenme dongusu sizi bekliyor. Yolunuzda ilerleyin ve yukselin dostlar. Kendi yolunuzu izleyerek surekli genisleyen, anliksal, eszamanli andan gecmise gitmeyi ogrenin. Yeni bir varolus donemi sizi bekliyor. Kendi kendinize bilincin yeni super oto yolunda rehberlik etmek icin dusunce araclarini kullanin. Sizin biyolojik, ruhsal varliklarinizin gorkemini hicbir teknoloji asamaz. Cogunuz icin birakmanin giderek zorlastigi bu gunler uzuntu dolu olabilir. Elimizden ve elinizden gelen en iyi sekilde bu firtinali zamanlarda Dunyada yasamanin anahtarlari verildi sizlere. Bilgelik icinde buyuyup gelisin.
Gorunmez dostlariniz ve bilinmeyendeki is arkadaslariniz
Pleiadesliler
Yazar Hakkinda
Pleiadesliler yildiz sistemi Pleiades’ten gelen bir dunya disi varlik grubudur. 18 Mayis 1988′den baslayarak Barbara Marciniak kanaliyla konustular.
Pleiades ogretileri, kadim bilinc grubu Samanizm’in ogretilerine benzetilebilir. Samanlar gibi Pleiadesliler de insanlara celiski, paradigma degisimi ve ruhsallik icindeki oz kesiflerinde yol gostererek fiziksel ve ruhsal alemler arasinda aracilik yapiyorlar.
Barbara Marciniak uluslararasi un sahibi Kuzey Carolinali bir trans kanalidir. Kanal olusu, Eski Misir ve Yunanistan’a yapilan uc haftalik bir yolculugun sonunda Mayis 1988′de Atina’da baslamistir. Bu yolculukta Barbara -Giza’daki Buyuk Piramit, Nil kiyisindaki tapinaklar, Atina Akropolis’i ve Delfi gibi- belirli tapinak ve guc alanlarini simdiki yasaminda yeniden deneyimlemeye dogru cekilmistir.
Yazar o zamandan baslayarak Birlesik Devletler’in dort bir yaninda ders ve seminerler yonetti, Peru, Meksiko, Misir, Yunanistan, Bali ve Avustralya gibi kutsal guc alanlarina turlar duzenledi. Bu alanlarin, Dunyanin yeniden yaratmayi hedefledigi yuksek zekanin, yuksek dusuncenin bilgisini barindiran enerji girdaplariyla baglantida oldugunu hissediyor.
Barbara, Pleiadeslilerle yasadigi deneyimin paha bicilmez bir armagan oldugu duygusunu tasiyor. Calismasi, onun kisisel, kuresel ve kozmik donusum olanaklariyla bag kurmasini sagladi, bunun icin buyuk bir minnet duyuyor.
----------- o -----------
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)