Sizi bir dizi boyut ya da frekansa yükseltmek üzere yaratıcı tanrılar tarafından tasarlanmış olan şimdiki evrimsel sistem, yedisi bedeninizin içinde, beşi dışında olmak üzere on iki çakra merkezine karşılık gelen on iki sarmalın evrimine dayanır. Sistem bu şekilde devreye girer. İnsan bedenindeki sarmallara ilişkin olarak en düşük frekanslı olan istasyonlara bile ulaşılabilecek ortak bir frekans yakalanmalıdır.
On iki sarmalın ötesine geçebilecek insanlar da vardır. Ancak, genellikle insanlığın bilinç durumu bu tür bir hızlandırmayı başarabilecek durumda değildir. İnsanlar için çifte sarmala dayalı bir sistemden on iki sarmallı sisteme geçiş yeterince büyük bir aşamadır.
Bazı kişiler kısa bir süre sonra on iki sarmalla çalışacakken gezegendeki diğerleri on yılın sonlarına dek bu değişimi almayacaklardır. Bunun nedeni, her bir bireyin ancak bütünleyebilecek hale geldiğinde frekansı alacak biçimde şifrelenmiş olmasıdır. Planın bu erken aşamasında bile birçok kişi değişiklikleri bütünlemede zorluk çekmekte. Yeryüzündeki insanların büyük bir çoğunluğu kendisini sadece tek bir gerçeğin varolduğuna, bunun dışında bir şey olmadığına inandırmış. Bu insan ırkının çöküşü olabilir.
Bir kişide sarmallar bütün güçlerine ulaştığında o kişinin düşüncesini aşan iç bilgisinde bir uyanış olur. Bu iç bilgi, kendini bilmedir, fiziksel dünyadan çok daha fazlasının olduğunu söyleyen bilgidir. İnanın ona. Bilin. Anlayın.
Fiziksel dünya ruhsal dünyanın izidir. Ruhun ve benlik evriminin dünyası bir bilgi patlamasının eşiğinde bulunuyor; ucuz enerji, serbest enerji -her şey verilecek size. Bunların hepsi ışık şifreli iplikçiklere bağlı.
Öyküyü size anlatırken, baskına gelip duruma el koyan yaratıcı tanrıların sizi denetim altında tutmak için belli bir şekilde hareket etmeleri gerekiyordu. Zekanızı kaynağından koparmaları gerekiyordu, onlar da DNA’nızdaki sarmalları oluşturan ışık şifreli iplikçikleri dağıtıp kopararak bunu yaptılar. Bu iplikçikler şimdi yeniden sarmallar halinde bir araya gelmeye başlıyor. On ikili sarmallar haline gelene kadar üçlü gruplar halinde evrimleşecekler. Birçok ışık şifreli iplikçiğin oluşturduğu bu on iki sarmal beden içinde titreşmeye başladığında sarmalların her biri bir çakra merkezine karşılık gelecek.
Birçok çakra merkezi ve oluşturabilecekleri olası sarmallar var. Şu anda, insanlığın kendisini yok etmeksizin başa çıkabileceği sarmal ve çakralara ilişkin ortak payda on ikidir. Böylece şu anda -daha önce belirttiğimiz gibi yedisi bedende, beşi beden dışında olmak üzere- on iki çakraya bağlanacak on iki sarmalın gelişimi üzerinde çalışıyoruz. Kendinize hissetme izni verdiğinizde fiziksel olarak dokunup yerini saptayabileceğiniz için bedendeki yedi çakrayla çalışmak fazla zor değildir. Bunların ilk üçü, hayatta kalma, cinsellik ve algısal hissetme çakralarıdır. Dördüncüsü, şefkat ve her şeye bağlı oluş merkezi olan kalp çakrasıdır. Beşincisi gırtlak çakrasıdır ve konuşmayla ilgilidir. Altıncısı üçüncü göz, vizyon gözüdür. Yedincisi taç çakradır, insanın kimliğinin fiziksel biçimin ötesine uzandığı bilgisine açılır. Bedenin dışındaki beş çakraya geçtiğinizde gerçekliğinden emin bile olmadığınız bir şeyde olup biteni anlamak için yeni yollar aramaya başlamak zorundasınızdır.
Sekizinci çakra sizin hareket alanınızda yer alır. Başınızın on iki ya da daha fazla inç üzerinde salınmaktadır. Çoğu insan sekizinci çakra merkezini fiziksel bedenin yakında tutar. Dokuzunca çakra da yakındır, bedenin birkaç fit uzağında bulunur. Dokuz sarmal oluştuğunda bu çakra Dünyanın atmosferine ilerleyerek ağa bağlanacak, daha çok bir Dünya çakrası haline gelecektir. Dokuzuncu çakra bir bağlantıdır.
Onuncu, on birinci ve on ikinci çakralar çok daha uzaktadır. Hatta girip bağlandığında onuncu çakra güneş sisteminizde olacaktır. On birinci çakra galaktik sisteminizde gidecek, on ikinci çakra ise bu evrende bir yerde bulunacak ve temellenecektir.
Tıpkı diğer kişisel çakralarınızın ortak merkezler olması gibi, onlar da ortak merkezler olduğu için bu kişisel merkezlerden de bilgi alacaksınız. Çakra deneyimlerinin dilini çözmeyi öğrendiğinizde yaşamın artık eskisi gibi olmadığını göreceksiniz.
Hepiniz bu özel zamana yanıt vermek üzere kodlandığınız için şu anda gezegendeki herkes geçmeyecek bu değişimlerden. Her biriniz, ne zaman, nerede ve nasıl en iyi şekilde hareket edeceğinizi gösteren bir harita, belli bir düzenle geldiniz. Çoğunuz, size yüce benliğinizin keşfinde rehberlik edecek bu planı nasıl izleyeceğini öğreniyor. Bunu bir kez öğrendiğinizde ışığın bir aracı haline geleceğiniz ve sadece eyleme niyetlenerek bu harekete geçirileceğiniz için yaşam oldukça çabasız bir hale gelecek.
Dünya şimdi, Özgün Planlamacıların, Dünya sakinlerinin on iki sarmalını yeniden harekete geçirmek ve Dünyayı yeniden rayına oturtmak üzere geri dönüş amaçlarıyla birleşiyor ya da bir hizaya geliyor. Çağlar ve çağlar önce biyolojik kitaplık tasarlandığında bu canlı kitaplıkta depolanan verinin kilidini açacak anahtarı gezegenin hizmetkarlarının saklaması kararlaştırılmıştı.
Bunun on iki bilgi merkezi ile bağlantısı nasıl kuruluyor? İnsanın çakra sistemleri bağlanıp açıldığı ve harekete geçirildiğinde bilgi kendini ifade yolunu arar ve erişilir hale gelir. Kendisini ifade etmeye başlamasını sağlamak üzere bu bilgiyi yaşamın ön planına getirerek şifreleyen ya da tetikleyen belli şeyler vardır. Yedisi bedeninizin içinde, beşi dışında olan bilgi merkezlerine bağlandığınızda başka bir on ikili bilgi merkezi grubundan enerji almaya hazır hale gelirsiniz. Kendi on iki çakranızı harekete geçirdiğinizde on ikili paralel merkez gruplarında biriktirilmiş ve sizin sürecinize etkinlik kazandırmaya devam edecek enerjiye bağlanırsınız. Bu da beyni er geç eksiksiz, bütün ve bilgisayar benzeri işleyişine getirecektir.
On iki paralel gerçeklik, gizlenen bilginin kilidini açma yolları sunar. Bilgiyi açmanın birçok adımı vardır. Bunu, nihai bilgi parçasına ulaşmak için çeşitli düzeylerde parmak izi ve diğer izleri kullanan hükümetin gizli güvenliğine benzetebilirsiniz. Eğer çok gizli bir şey gözlerden uzağa saklanmışsa şeylerin bağlanması gereken birçok farklı yol vardır.
On iki DNA sarmalının harekete geçirilmesi, on iki bilgi merkezinin -on iki çakra ya da eterik çemberin- dönmesi, hareketi ve açılması ile çakışır. Bu, on ikinin dönmesiyle bağlantıya geçmenin başlangıcıdır. Enerjinin bu düzeni gerçekleştiğinde enerjiyi güneş sisteminizin on iki gök cismine getirir ve çeker. Gök cisimleri de enerjiyi geriye, Dünya’ya yansıtır. Dünyanın biyogenetik olarak canlanması için tuttukları enerjiyi serbest bırakarak kendilerini harekete geçirirler. Bu on ikili gruplar giderek çoğalıyor –sözgelimi on iki dönen evren. On iki merkezin dönmesiyle yeni bilincin kaosu yaşanmaya başlayacak çünkü on iki enerji merkezi -özellikle de dışarıda yer alan beş tanesi- geri dönüp gezegene bağlandığında inanılmaz bir enerji akımı olacak.
On iki sarmalın dizilimi tür olarak sizin bilgiye bütünüyle sahip olacağınız anlamına gelmiyor. Bunun anlamı, insan ırkını daha yüksek bir bilince fırlatmak üzere yeni bir işlem standardı yaratmak için gerçekleştirilmesi gereken en fazla ve en az mutasyondur. Mutasyon, herkesin kendine göre etkileneceği yeni bir frekans düzeyi getirecektir. Süreç, atmosferinize doğan yeni bir güneşe benzetilebilir. On iki sarmal, ışık şifreli iplikçiklerdeki bilginin bütününü içermez kuşkusuz. Bununla birlikte, on iki sarmalın biçimlenmesi tür olarak size pek çok şey, kim olduğunuza ilişkin çok daha geniş bir fikir verecektir.
Günde iki ya da üç kez zamanınızın küçük bir bölümünü ne istediğiniz konusunu açıklığa kavuşturmaya ayırın. Her gün ışık frekansına seslenerek bedeninizdeki ve bedeninizin üstünde yer alan enerji merkezlerinizi açın. Işık frekansına biz ışık sütunu diyoruz. Yedisi bedeninizde, beşi bedeninizin dışında bulunan on iki çakra merkezinize gelen bir ışık ışını canlandırın. Bu çakralar bir kez harekete geçirildiğinde dönmeye başlayan bilgi merkezleri ya da girdaplarıdır. Döndüklerinde, bedeniniz içinde ışık şifreli iplikçiklerin birlikte çalışmasını sağlamak, birbirlerine bağlanmak ve bedende on iki evrimleşen sarmal oluşturmak üzere bir hareket yaratırlar.
Unuttuğunuz Tanrılar / Barbara Marciniak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder