23 Haziran 2014 Pazartesi

İnsan bedeninin güçsüzlüğünün bilmecesi



İnsan bedeninin güçsüzlüğünün bilmecesi

Bir ay önce bu konudan bahsettik: Burada Dünya gezegeni üzerinde DNA tekamül merdiveninin en üstündesiniz ve güçsüz olan bir sisteme sahipsiniz… olmasını beklediğinizden çok daha güçsüz. Bu bir yeniden gözden geçirme.

Hücresel yapınız size orijinal olarak verilen şeyi temsil etmiyor. Gelişmek yerine, DNA’nızın kuantum bölümü İnsan bilincine (realitenizin sürücüsü) tepki olarak geriledi: Gerçek şu ki, bağışıklık sisteminiz çok iyi çalışmıyor! Gezegende birçok büyük hastalık ve virüsler tam bunun etrafında dolaşıyor. Fark ettiniz mi? Soğuk algınlığını bile durduramıyorsunuz.
Burada bir problem var diyebilirsiniz ve evet var! Çünkü kuantum olduğu farzedilen DNA’nızın %90’ı sadece %30 etkinliktedir. Size bu bilgiyi bir süre önce verdik, ama bu ders için, bu öğretinin mantığının özlü olması için tekrar veriyorum.

Kısaca şunu söyleyeceğim: Sisteminizde kanser olabileceğini ve bedeninizin bunu size asla söylemeyeceğini bilmek size nasıl hissettirir? Bedeninizin ne yaptığını keşfetmek için bir tıp uzmanına gidip teknik test yaptırmak zorundasınız! Bu ne tür bir sistemdir? İnsan Varlığına inşa edilmiş olan kendi kendine teşhis iyi çalışmıyor. Kanser insan bedeninin modern gıdalar ile başa çıkmadaki uyumsuzluğunun sonucudur. Sonuç bedenin beklenen çalışma şekli ile uyumlu olmayan sinyaller yaratır… gıda olarak alınan şeylerin kimyası ile dengeli olan tarzda hücrelerin dengeli bölünmesi. Bunun yerine, beden anormal büyüme üretir… en sonunda tüm organizmayı yiyip bitiren tümörler.

Kanser bir virüs değildir ve bulaşıcı değildir. Bunun yerine, bir dengesizliktir… modern toplum için bir alerjidir. Bedenin savunma sistemi aslında hiç de buna dahil değildir, çünkü kanser tüm bedenin savunmalarına her zaman yaptıkları şeyi yapan normal hücreler olarak görünür. Onlar normal değildir, çünkü spesifik olarak kanserlidirler, ama hücresel yapı içinde saklanmayı “öğrenmişlerdir”. Kuantum bir bilinç bedeni dengesizlik konusunda uyaran “biliş” sistemi yaratır. Sonuç, problem olduğunda sizin bunu o anda bilmenizdir, ama bilmiyorsunuz çünkü sistem tasarlandığı şekilde çalışmıyor.

Kuantum DNA’nın olması gereken bir diğer niteliği çok, çok daha uzun İnsan ömrü yaratımıdır. Beden yaşlanmak istemez! Yaşamak ister! Bu temel hayatta kalmadır, beden sezgisel bir süreç vasıtasıyla hücrelerin bölünmesi ile ilgili zeki bir senaryo yaratabilir. Bu kuantum güçlendirme olmadan, bedenin hücresel saati sadece günleri sayar ve ayın döngüsüne uyar. Daha iyisini bilmez. Tasarlandığı şekilde çalışmaz.

Aslında kadim insanların bazıları sizinkinden iki – üç kat daha uzun hayatlar yaşadılar. Bu, onların nerede bulunduklarına ve kuantumluluğun ne kadarını kaybetmiş olduklarına bağlı idi. Şunu bilin: Bu gezegende geliştirilmekte olan nıhai başarılı yaşamı uzatma süreçleri ortak olarak tek bir şeye sahip olacaktır… DNA’nın daha kuantum hale geri dönmesi için DNA’ya giden sinyallerin artması. Buna “DNA’yı aktive etmek” diyorsunuz.

Kuantum bir bilinç, “her şey ile bir” olan bilinçtir ve hücrelerin başıboş büyüyüp büyümediklerini ve uygun olmayan büyümenin sağlığı tehdit ettiğini kesinlikle bilir. Ama sizin bağışıklık sisteminiz sizi uyarmıyor. Bir şeyler bozuk, ama siz bu realitede büyüdünüz, söylediğim şeyin mantığı sizden kaçıyor. Eğer yeterince süre ellerinizin üzerinde ters bir şekilde durursanız, bir süre sonra bedeniniz yürümeye veya bütün yürüme fikrine karşı çıkacaktır. En sonunda, herkes nasıl yüründüğünü unutarak elleri üzerinde ters bir şekilde durarak açlıktan ölecektir. Yürümek sadece üstatların yapabildiği bir şeydir veya bunun gibi düşünceler gelişir. Bundan dolayı, hiç kimse yürümez. İnsan realitesinin zamanla geliştiği şekil budur ve bu yeni enerjide her gün zorlandığımız şey budur.

Omuriliğinizdeki sinirler koptuğu zaman, o bölgeye hızla akan ve birlikte geri büyümelerini engelleyen bir kimya vardır. Bunu biliyor muydunuz? İşlemin kendisi bilim tarafından biliniyor ve hatta bir ismi var! Bu istediğiniz şeyin karşıtı ve bedenin nasıl çalışması gerektiğinin mantığına zıt olduğu görülüyor. Bir şey bozuk.
Deniz yıldızı bir kolu yeniden büyütebilir, siz yapamazsınız. Tekamül merdiveninin tepesinde olmak nasıl hissettiriyor? Tüm bunların nedeni genleri yaratan “mavikopya”nın tasarlandığı şekilde işlev görmemesidir.

Ama bir zamanlar işlev yapıyordu…

Sizi başlangıca götürmeme izin verin.

Kuantumluluğunuzun yaratılması… içinizdeki yaratıcı
Herkesin görebilmesi ve işitebilmesi için, işitmeye gereksiniminiz olan onun tüm nitelikleri, sade dille burada sergileniyor. Yüz bin yıl önce, gelişmekte olan 17 tür İnsan Varlığı vardı. Doğanın çeşitliliğinin diğer hayvanların ve memelilerin bazıları ile ilgili gerektirdiği gibi, bir türün hayatta kalması için Gaia’nın sağladığı yerleşik çeşitlilik vardı. Gezegende maymunların düzinelerce türü ve birçok diğer hayvanın çok büyük sayıda çeşitliliği olduğu gibi, insanların da çeşitliliği gelişmekteydi. Ama fark ettiyseniz, bugün sadece tek bir tür İnsan vardır. Oh, farklı renkler ve yüze ait farklı nitelikler var, ama sadece tek bir tür var. Doğada gördüğünüz farklılıkların tipik türü yoktur. Kuyruğu olan ve olmayan türleriniz yok. Bir kıtada süper küçük, kıllı olanlarınız, diğer kıtada süper uzun, benekli olanlarınız yok. Bir şeyler oldu.
Benimle 100,000 yıl geriye gidin, bunun son on yılda bu anomaliyi keşfeden bilim tarafından dökümante edildiğini göreceksiniz. Onlar aynı şeyi görüyorlar. Tüm biyolojik tekamül kuvvetlerinin aksine, sadece tek bir tür İnsan Varlığı yaratmak için bir şeyler gerçekleşti ve bu yaklaşık 100,000 yıl önce oldu.

Şimdi hazır olun, çünkü bunu okuyan ve dinleyen bazılarınız bundan hoşlanmayacak. Bu, bugün partnerim tarafından verilen konferans idi ve gözleri bu sayfada olanlar veya kulakları bu mesajı dinleyenler için bunu tekrar vereceğim. Dinleyin: Güzel bir şey gerçekleşti… güzel! Kasten bir şeyler gerçekleşti ve sizler gezegeni yaratırken bunu benimle birlikte bekliyordunuz, sevgililer. Gezegenin soğumasını benimle birlikte izlerken, bunun gerçekleşeceğini biliyordunuz. İlahi bir plan devam etmekteydi.

Samanyolu adı verilen kendi galaksinizde, Yedi Kızkardeş adı verilen bir yıldız kümesi vardır. O yedi yıldızı temsil eder, bu yıldızlardan biri etrafında gezegensel bir düzenlemeye sahiptir. Bu düzenlemeye Pleiades ve bu yıldız sisteminden gelenlere Pleiadian’lar (Pleiadesliler) adını verdiniz. Bunlar 100,000 yıl önce Dünya’yı ziyaret edenlerdir ve buraya gelmeleri uzun zaman almadı.

Bu İnsansı ırk yarı – kuantumdur, aynen sizin gibi. Yani, bilinçlerinde 3B ve kuantum birleşik haldedir. Zaman yoktur; mekan yoktur; mesafe yoktur. Onlar buraya gelmek istediler ve ortaya çıktılar. Onlar spiritüel olan ileri bir ırktır ve spiritüel olarak mezun olmuş doğaları vardır. Bu sizin için bir anlam hissettirmeyecek, çünkü gerçek olduğunu düşündüğünüz spiritüel sistemin dışındadır. Sadece onların spiritüelliğinin olgun, güzel ve tamamen uygun olduğunu söyleyelim. Tam zamanında, kasıtlı olarak ve bir amaçla geldiler.
Dünya üzerinde gelişmekte olan 17 tür İnsan Varlığının sadece bir türünde kuantum, ilahi DNA’nın tohumlarını ekmek için geldiler. Bunun gerekli olduğu süre kadar burada kaldılar. Bunun 100,000 yıl önce olduğunu bilmelisiniz ve onlar kaldılar. Yavaşça, tüm diğer İnsan Varlığı türleri sayıca azaldı ve sadece tek bir tür kaldı… yaratıcının tohumlarına sahip olan tür. Bugün var olan tür.

Bu, Ruh tarafından size bir amaçla güzel bir şekilde verilen orijinal ve ilahi yaradılış hikayesidir. Bu kutsanmış bir zamandı ve size, burada olan ruhlara, Lemurya’dan uzun süre önce bu potansiyel senaryoya baktığınız zaman, bunun iyi olduğunu bildiğinizi söylemek istiyorum. Sezgisel olarak, bunu hissediyorsunuz ve biliyorsunuz, çünkü size bu harika armağanı veren başka bir yıldız sisteminden olanlarla sımsıkı ilişkilisiniz.
Pleiades’li kardeşler size benziyorlar. Kertenkele derileri yok; garip kolları ve bacakları, komik gözleri veya kocaman kafaları yok. Onların gündemleri yok ve İnsan düşüncesini kontrol etmiyorlar. Biraz daha uzunlar, ama size benziyorlar! Doğru, düzgün ve uygun olduğunda, kendilerini gösterecekleri zaman, bir gün gelecekler. Bu sizin ömrünüzde olmayacak, çünkü bunun için gezegende belirli bir titreşimi bekliyorlar. Ama sizi selamlamak için geldiklerinde, gemilerinden çıkacaklar ve aynen size benzeyecekler! O zaman burada söylediklerimin doğru ve gerçek olduğunu bileceksiniz, çünkü onlar size bu mesajı verirken izliyorlar ve bu şekilde işitmeye gereksinimi olanlar bunu aktarmanın uygunluğu ile gülümsüyorlar.

Beni dinleyin: Burada komplo yok. Hiç kimse Dünya’ya veya insanlığa sizin planlamadığınız bir şey yapmadı. Burada kontrol konusu yok ve hiçbir şey saklanmıyor. Kasten ve amaçlı bir şekilde Ruh gelmeleri ve size bu armağanı vermeleri için onları davet etti ve izin verdi. Tek özgür seçim gezegeni Pleiades sisteminden bu güneş sistemine ve tam olarak dünyaya taşındı. Biyolojik varlıklar yavaşça kendi kuantum DNA’larını elde ettiler ve spiritüel olarak doğdular. Tanrı ile hiçbir şey hızlı ilerlemez, fark ettiniz mi? Tanrı yavaştır ve dünya sabırlıdır. Ama İnsanların “yavaş” kavramı ile sorunları var. Spiritüel şeylerin hızla gerçekleşmesini isterler ve mitoloji bunu gösteriyor.

Bu bilgi tartışılabilir ve şimdi okuyanlar ve dinleyenler buna inanmak zorunda değildir. Bu bilgi ışığınızı Dünya’da parıldatmanız için kritik değildir. Ruhunuz için doğru gelmiyorsa, geçip gidin. Ama anlayın ki bir şekilde Tanrı içinizde. Belki nasıl olduğunu bilmeniz gerekli değil, ama yaratıcının DNA’nızda işbaşında olduğunu hissedin.
Tartışma şiddetlenir ve hiç kimseye zorlanmamalıdır. Bu İncile ait değildir, sadece büyük resmin bir parçası olarak görmeniz içindir. Ama tohum biyolojinizin geldiği yer burasıdır ve size gerçeği verdim.

İşin tuhafı, hala Tanrı’nın hızla dünyaya geldiği ve birkaç günde tüm spiritüel sistemi gezegene sunduğu mitolojisine uymayı dileyenler olacaktır. Onlar Dünya’ya gelen uzaylı varlıkların hikayesinin Tanrı ile veya İnsan varlığının spiritüel doğası ile ilgili olduğunu düşünmek istemezler. Bu onlar için saçmadır! Partnerimin dediği gibi, “Onlar yılan hikayelerinin konuşulmasını seviyorlar”. O zaman sahip olacakları şey budur, çünkü saklı tarih bir İnsanı imanından uzaklaştıran veya inancını alıp götüren bir şey olmamalıdır.

DNA ve insan ırkının tarihi mesajından - 29 Ağustos 2009 - Kryon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder