23 Haziran 2014 Pazartesi

Lemurya



Yavaşça, gezegende ilk uygarlık doğdu ve buna Lemurya adı verildi. Şunu bilin: Sizin “ileri” ile ilgili olarak düşündüğünüz şekilde ileri bir uygarlık değildi. Ama bilmeniz gereken bir şeye sahiptiler. Onların kuantum DNA’sı sizinki gibi %30’da değil, %90’da idi. Onların DNA’sının tüm kuantumluluğu aktive olmuştu, çünkü Pleiades’lilerin onlara aktardığı buydu. Lemurya gezegendeki en eski uygarlıktır, en uzun süren, asla savaş görmeyen uygarlıktır.

En sonunda Lemurya sadece okyanusların ve denizlerin yükselmesi nedeniyle sona erdi. Size daha önce tanımladığım gibi, onlar deniz yoluyla seyahat eden insanlar oldular ve dünyanın birçok yerine dağıldılar. İranik olarak, bazıları uzak kıtalara gittiler ve bilim onların başka bir yerden yolculukla gelmeleri yerine, orada ortaya çıktıklarını düşünüyor.

Lemuryalılar gezegendeki orijinal İnsan toplumu idi ve Pleiades’lilerin orijinal olarak dünyaya indikleri yerde, Dünya’daki en yüksek dağın zirvesinde yerleşik idiler (tabanından zirvesine kadar ölçüldüğünde en yüksek dağ)… şu anda Lemuryalıların “kanolarının” gömülü olduğu Hawaii’nin en büyük adasıdır. Hawaii’li büyükler bugün size bunun Hawaii’nin soyağacı olduğunu, Pleiades’lilerin oraya geldiğini söyleyeceklerdir, çünkü insanlığın nasıl başladığı ile ilgili öğrettikleri şey budur.

Lemuryalılar yaşamın kuantum anlayışına sahip idiler ve güneş sistemi ile ilgili her şeyi DNA’larında biliyorlardı. %90 çalışan kuantum DNA evren ile bir olan bir bilinç yaratır. Gezegendeki spiritüel inançlarınızın en eskilerinden biri her şey ile bir olmanızı ister. Bu bir tesadüf değildir. Buna birazdan değineceğim.

Lemurya’nın kalıntıları uzun zaman önce sularla kaplanarak kayboldu. Bunun kanıtına sahip olmayacaksınız, çünkü doğa onu tamamen gömdü ve şimdi sadece Lemurya olmuş olan ama suyla kaplanmayan o yerlerde hissedilmek için mevcuttur. Ve herhangi biriniz oraya saf niyetle gidecek olursanız, atalar size gelip, “Yuvaya hoş geldin” diyeceklerdir.

Biraz tarihi tavsiye: Atlantis’e çok fazla dikkat göstermeyin. Atlantis çok, çok daha sonraydı ve gerçekte üç tane Atlantis vardı; orada olanla ve orada gerçekleşenlerle ilgili çok fazla karışıklık var. Hangisinden konuşmak istersiniz? Atlantis, metafizik ve ezoterik öğretilerinin ona tahsis ettiği role yakın bir rol oynamadı. Oh, Atlantis önemliydi, ama Atlantislerden biri hiç de kadim değildir! O son zamanlardaydı, Yunan Adalarındaydı ve bugün Yunanlılardan gördüğünüz tarihin içinde bile bildirilmiştir. İnsanların hızla yok olan uygarlıklara dramatik ilgileri var. Bu daha fazla mitoloji yaratıyor, Atlantis’in en ileri uygarlıklardan biri olduğu fikirlerini yaratıyor. Öyle değildi. Lemurya en ileri uygarlık idi, ama sadece bilinçte.

Lemurya ileri teknik bir toplum değildi, çünkü hiç teknik yetenekleri yoktu. Yine de manyetikler ile nasıl şifa verildiğini biliyorlardı. Bu onların DNA’sında idi, görüyor musunuz? Bu sezgisel bilgi idi. Kuantum DNA nitelikli sezgisel bilgi üretir. Evren ile bir olarak, DNA ile ilgili her şeyi biliyorlardı. DNA’nın şeklini bile biliyorlardı… bir mikroskop olmadan. Kuantum DNA’nın yaptığı şey budur.
Kadim insanlar biliyordu!

Lemuryalılar, Pleiades’liler sayesinde taşıdıkları kuantum DNA nedeniyle çok şey biliyorlardı. Güneş sistemi ile ilgili her şeyi ve genel olarak galaksi ile ilgili şeyleri biliyorlardı. Yıldızlara bakıyorlardı ve orada ne olduğunu anlıyorlardı. Bu görünürde ileri bir toplum yarattı, ama sizin şimdi sahip olduğunuz teknik ilerlemeler olmadan.

Lemuryalılar gittikten uzun süre sonra, binlerce yıl sonra, kadim insanların hala bu bilgiye sahip olduklarının engin kanıtı var. İnsan tarihinin bugünkü modern versiyonu, Lemuryalı olan ileri insanlığın 30,000 yılına güvenilirlik vermez. İnsanların 10,000 yıl önce var olduğunu güç bela görüyorsunuz. Bu, yeni keşifle ve zamanla değişecek.

Ancak, gördüğünüz şey 4,000 – 5,000 yıl kadar öncesi, kadim insanlar hala yıldızların bilgisine sahipti… sizin kavrayacağınızdan daha fazla. Dünya’nın kadim uygarlıklarının çoğu “2012 dönemi”nde gelen Galaktik Hizalanma ile ilgili şeyleri biliyorlardı. Size bu Galaktik Hizalanmanın önceden başladığını söylemiştik. Siz bunu 2012 olarak görüyorsunuz, biz 1998 olarak görüyoruz. Modern bilgisayarlar ve teleskoplar ile hesap yapın, 2012’nin sizin teknolojinize sahip olmayan kültürlerin yaptığı kaba tahmin olduğunu görürsünüz. Bunu aklınızda tutarak, sözünü ettiğimiz Galaktik Hizalanmanın enerjisine oturduğunuzu görürsünüz.

Bu hizalanma, kadim insanların bildikleri 26,000 yıllık bir döngüdür! Bu nasıl mümkün, diye sorabilirsiniz? Çünkü tarihi sadece birkaç yüz yıl geriye sardığınız zaman, “modern bilimin” tüm bu bilgiyi tamamen kaybettiğini görürsünüz! Dünya düzdü, güneş dünyanın etrafında dönüyordu ve bedenin nasıl çalıştığının neredeyse tüm sezgisel bilgisi tamamen kaybolmuştu.

Kadim insanlar Lemurya’dan miras kaldığı gibi, kuantum şekilde çalışan DNA’ya sahipti, teleskoplar veya bilgisayarlar olmadan. Onlar biliyorlardı. Güneş sistemini, ekinoksları, tutulmaları ve gezegensel hareketleri biliyorlardı. Hatta sizlerin galaksi olarak adlandırılan daha büyük bir grupta bulunduğunuzu biliyorlardı. Öyleyse size soruyorum, ne oldu? Apaçık ortaya koyuyoruz, çok önemli bir şekilde geriye doğru kaydınız ve sadece son zamanlarda.

Bu şekilde konuştuğumuz zaman, insanlığın dışında bazı başka güçlerin “bilginizi alıp götürmekten” ve sizi yaralı bırakmaktan sorumlu olduğuna inanmak isteyenler oluyor. Bu, insanların Dünya’nın titreşimini kontrol ettiğini yadsıyan İnsan varlığıdır. Özgür seçime Ruh tarafından saygı gösterilir ve buradaki varlığınızın tüm fikri, İnsanların yaptığı şeye bağlı olarak gezegenin nereye gideceğini incelemektir. Lemurya’nın dağılması ve İnsan toplumunun parçalanması, kollektif bilincin birçok şekilde kaybolmasını yarattı. Topluluklar kuantum toplumuna sahip olduğu sürece, anlayışın birleşmesi vardı. Bunlar zamanla yavaşça bölündüğü zaman, yüzyıllardır kabul edilen en sezgisel bilgi basitçe öldü. Bundan şüphe ediyorsanız, kadim insanların “modern astronominin” son birkaç yılda size vermiş olduğu şeyleri bilmelerini nasıl açıklarsınız?

%90 seviyesinde olmaya alışık olan DNA’nın yavaşça %30’a azaldığı süreç budur. Aslında, bugün sahip olduğunuz şey budur. Tam anlamıyla yeniden başladınız. Kuantum sezgisel bilgiyi, o sezgiyi, tohumunuzun nereden geldiğinin mutlak anlayışını, bedenin nasıl çalıştığını kaybettiniz ve Pleiades deneyimi kayboldu.

İnsanlar temel astronomiyi unuttular ve dünyanın küre olduğunu bile düşünmediler. Evrenin ve İnsan DNA’sının işleyişi ile ilgili tüm bu olağanüstü sezgi yok oldu. Şimdi yakında bir geçişiniz var ve yavaşça kendinizi bugün bulunduğunuz yerden yukarı çekiyorsunuz. Bugün neyin farklı olduğunu size anlatacağım ve bununla, neredeyse bitiriyoruz.

DNA ve insan ırkının tarihi mesajından - 29 Ağustos 2009 - Kryon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder