Her birimiz gün içinde duygusal olarak halden hale geçeriz. Hiçbirimizde duygu ve düşünce yayınlarını kontrol altında tutabilme becerisi gelişmemiştir. Duygu ve düşüncelerini çok özel insanlar, örneğin uzun yıllar disipliner yoga eğitimi almış kişiler vs. kontrol altında tutabilir. Böyle bir ruhsal eğitim almadıysak doğal olarak algıladığımız her etkiye otomatik olarak tepki veririz.
Dışımızdan gelen çeşitli uyaranlara karşı bir filtre sistemi yani korunma sistemi geliştirmediysek otomatik tepkilerle yaşar gideriz. Kontrol bizde değildir. Dış tesirlere göre halden hale savrulur, çoğu kez boşu boşuna enerji harcayıp halsiz düşeriz. Enerji kaçakları sürekli olmaya başlar ve yenilenemezse neler olabilir?
-Enerji alanında zayıflama, aurada yırtılma
-Halsizlik, yorgunluk, bitkin düşme ve sık sık hastalanma
-Sinirlilik, çabuk parlama, öfke nöbetleri, saldırgan eğilimler
-Memnuniyetsizlik, yaşam sevincinde matlaşma, depresif belirtiler.
Tüm bunlar insanın gerek fizik gerekse zihinsel ve psikolojik yönden yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Öfkeli ve saldırgan insanlardan ok gibi fırlayan enerjiler etkilediği aura aracılığıyla diğer insanın da öfkelenmesine veya saldırganlaşmasına neden olur. Bu durum grup dinamiklerinde çok rahat gözlenir. Gruptaki bir kişinin yaşadığı gerilim kısa süre sonra grubun diğer üyelerinde de benzer ruh hallerini tetikler.
Tam tersine yapıcı, sevgi dolu birinin varlığı veya konuşmaya başlaması, çok mutlu birinin gülümseyerek ortalıkta dolaşması grubun haletini pozitif yönde etkiler. Bu nedenle içinde bulunduğumuz hallere dikkat etmek hem kendi sağlığımız, hem de çevremizdeki insanların sağlığı için bir sorumluluktur.
reikialanya.wordpress.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder