28 Temmuz 2014 Pazartesi

Bedene enerji nakli

Rus şifacılarından Alexei Krivorotov’un (oğulları mühendis Victor ve fizisyen Vladimir ile birlikte) biyo enerji tedavisi konusunda yayımlanan bir makalesinde, şifacı medyumdan hastaya enerji nakli konusu üzerinde daha ayrıntılı olarak durulmaktadır.
Bilindiği gibi, söz konusu enerji nakli sırasında hastalar, genellikle hafif bir ürperme hissederler. Bazı durumlarda şifacı (kendisine söylenmeden) arızalı organın hangisi olduğunu hisseder. Sanki cilt titreşmektedir. Tedavi sırasında kalp atışlarının (hastanın) şifacı medyumunkilerle şifa süresince aynı tempoda olduğu vakalar da tespit edilmiştir.
Yukarıda adı geçen yayın organının editörü olan (ve aynı zamanda bu konunun araştırıcılarından olan) Stanley Krippner, Kirlian metoduyla ilgili olarak;
“, Bu metod, psikosomatik hastalıkların önceden teşhisi ve tedavileri konusunda yararlı bir vasıta olarak kullanılabilir”,” demektedir.
Bunlardan başka bu konuda Moskova’nın tanınmış araştırıcılarından Victor Adamenko’nun, Alla Vinogradova isimli psikokinezi medyumuyla birlikte yürüte gelmekte olduğu çalışmalar da başka bir makalede anlatılmaktadır. Söz konusu denemelerde, V. Adamenko’nun yazdığına göre, Bayan A. Vinogradova bir ping-pong topunu uzaktan hareket ettirebilimektedir.

Los Angeles Times’da “Dünyanın Dikkati Ruhsal İlaca Çevrilmiş Bulunuyor” başlığı altında yayımlanan uzun makalede, Spiritüalistlerce yıllardan beri bilinen gerçeklerin, bilim tarafından yeni yeni ispatlanmaya başlandığı belirtilmiştir.
Gazetenin tıp yazarı Harry Nelson, California Nöropsikiyatri Enstitüsünde şifacı medyumların parmaklarının uçlarından çıkan esrarengiz ışıkların fotoğratlarının çekilmekte olduğunu söylemiştir. California, Stanford Universitesinden bir bilim adamı, bunun, “şimdiye kadar tespit edilmemiş olan yeni bir tip enerji” olduğunu söylemiştir.
H. Nelson, makalesinde, ruhsal cerrahinin bazılarının düşündükleri gibi sahte bir şeyolmayacağını açıkça ifade etmiştir. Kendi ifadesine göre; Amerikalı psikolog Dr. Thelma Moss ile böbrek uzmanı Dr. Marshall Barshay, şifacı kimselerin şifa kudretleri üzerinde araştırmalar yapmaktadırlar.

Bu çalışmalardan şimdilik çıkan sonuçlara göre; araştırmacılar, şifacıların vücutlarında, hastalara aktarılabilen bir çeşit “elektriksel” gücün bulunduğu kanısına varmış bulunmaktadırlar. Onların görüşlerine göre; sıhhat, enerji güçlerinin belirli bir dengede bulunmasıyla ilgilidir, Hastalıklar bu güçlerin bozulmasıyla ortaya çıkmaktadırlar. İşte, ruhsal şifacının yaptığı veya yapacağı, bu dengesi bozulmuş güçleri normal hale getirmekten ibarettir ve bunu başardığı zaman zaten hasta şifaya kavuşmaktadır. Zayıflamış bir bataryayı tekrardan şarjetmek gibi bir şey …

Kaynak; Kirlian Fotoğrafçılığı, Bedenlerin Biyoplazmik Eşleri
Bilim Araştırma Merkezi

Sevginin gücü

Mutlu oldugunuzda mutlulugu yaşayan sadece kendiniz degilsiniz.

Sevgi dolu oldugunuzda, sevgiyi yaşayan ,sadece kendiniz degilsiniz. Barış ve huzur içinde oldugunuzda, barış ve huzuru yaşayan, sadece kendiniz degilsiniz. Mevlana oldugunuzda, Mevlanalığı yaşayan, sadece kendiniz degilsiniz. Siz bir yandan bunları yaşarken, bir yandan da farkında olmadan, evrenin enerjisini yükselterek, pek insanin hayatını etkiliyorsunuz. Yaşadıklarınız ile oluşan düşük veya yüksek frekanstaki enerjiniz ile, siz farkına olsanız da olmasanız da, inansanız da inanmasanız da, görsenizde görmeseniz de, toplu bilinçteki yaşam enerjisini fazlası ile etkilemektesinizdir .

Kanadalı doktor David Hawkins araştırmaları sonucu vardıgı deger şöyle

Pozitif ve herşeyi oldugu gibi kabullenen mutlu bir insanın yaydıgı enerji,
90.000 insanin yaydıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Sevgiyi gerçek anlamda yaşayan bir insanın yaydıgı enerji,
750.000 insanin yaydıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Barış ve huzur içinde yaşayan bir insanın yaydıgı enerji,
10 milyon insanin yaydıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Mevlanalığı yaşayan bir insanın yaydıgı enerji,
70 milyon insanin yaydıgı düşük enerjiyi dengelemektedir.

Peygamber,budha seviyesinde yaşayan bir insanın yaydıgı enerji ise tüm insanlıgın yayadıgı düşük enerjiyi dengelemektedir...

 

http://dengede-reiki.blogspot.de/ 

Lao Tzu'dan sözler

Dünyayı kabul et, Yol’u görürsün.”

Can ver ve besle.
Üret ama sahiplenme.
Ver, ama beklentisizce.

İşte uyum bu…

Yola sarılırsan, sarmalanırsın.
Sakince nefes al, yeniden doğarsın.
Zihnini arındır, sen de arınırsın.

Yüreğini aç, kabul görürsün.
Dünyayı kabul et, Yolu görürsün.

Lao Tzu

Psişik korunma

Tarihin her döneminde, anlayışıyla, bilgisiyle, uygulamalarıyla yaşadığı çağın inanç ve değerlerinin, bilimsel kabullerinin önünde gitmiş filozoflar, din adamları, bilim adamları, şifacılar vs. olagelmiştir.
 Öncül fikirler ve uygulamalar başlangıçta dışlansa veya çok az bir insan tarafından benimsense bile pratikteki faydaları görüldükçe, başka insanlar tarafından da deneyimlendikçe geniş bir kitlenin inanç ve değerleri haline gelir.
Psişik korunma konusu da aynen böyle bir tarihçeye sahiptir. Tarihin en eski dönemlerinden beri küçük bir grup tarafından hep bilinmiş ve uygulanmıştır. Ancak son yıllarda Reiki gibi şifa tekniklerinin yaygınlaşmasıyla birlikte daha çok insan tarafından bilinmekte ve uygulanmaktadır.
Bu konu ile ilgili hiçbir şey bilmiyor olabilirsiniz. Ancak konu kapsamında olan pek çok doğal hali hemen hemen hepimiz yaşamaktayız. Örneğin zaman zaman şu cümleleri kullanıyor veya duyuyor olabiliriz.
“ Beni kesinlikle tüketen bir arkadaşım var.  Ne zaman onu görsem hiç enerjim kalmıyor. Onun yanından tükenmiş bir şekilde ayrılıyorum”
“ Yeni bir eve taşındım, bu evde kendimi çok rahatsız hissediyorum.”
“ İşyerimdeki toplantılardan tükenmiş bir şekilde çıkıyorum.”
“Falancalar bizdeydi onlar gittikten sonra evde bıraktıkları ağır hava içimizi bunalttı.”
“ Bu müşterim yanımdan ayrıldıktan sonra bir parçasının bana yapıştığını hissediyorum.”
“ Benden nefret eden bir kişi var ve düşüncelerini sürekli kafamın içinde hissediyorum.”
“Bir ortama girdiğimde oradaki insanların mutlu mu sinirli mi olduğunu hemen anlıyorum.”
“ Kent dışında yaşıyorum ve ziyarete geldiğimde kentteki titreşimler beni âdeta boğuyor.”
“ Yoğun saatlerde otobüse binmek beni tamamen bitiriyor.”
“Ne zaman bir hastaneye gitsem bütün enerjimin tükendiğini hissediyorum.”
“Kavga eden insanlara, sinirli insanlara tahammül edemiyorum.”
 Bu ve benzeri hissedişler enerji ve ortamlara olan doğal duyarlılığımızdan kaynaklanır.
Her insan bir ölçüde yerlerin, eşyaların ve insanların enerji alanına duyarlıdır. Kiliseye, camiye veya kütüphaneye girdiğimizde o mekanların sükûnetini hissederiz.
Kendimizi iyi hissettiğimiz belirli evleri severken, kötü hissettiğimiz evlerden kaçınırız. Hassasiyeti çok az olan bir insan bile bir toplantıya veya bara girdiğinde ortamın dostane mi, gergin mi vs. olduğunu algılar. Farkında olalım ya da olmayalım ortamlar hepimizin duygu ve davranışını görülür bir biçimde etkiler.
Sağlığımızı, sinir sistemimizi olabildiğince korumak ve güçlendirmek için enerjinin doğası hakkında bilgilenmek gerekir. Kendimizi, işyerimizi, evimizi psişik saldırılardan korumayı ve temizlik yapmayı öğrenmek gerekir. Psişik temizlik şifacılık gibi bir enerji çalışmasıdır.
Tüm spritüel uygulamalarda ve tüm enerji çalışmalarında olduğu gibi psişik korunmayı öğrenmek için de düzenli ve disiplinli bir çal����şmayı belli bir süre yapmak gerekir.
Geçmişte pek çok topluluğun, ortamın enerjilerini değiştirme ve ruhsal koruma sanatını bilen ve uygulayan uzmanları vardı. Bunlar, şamanlar, şifacılar, büyücüler, mistik rahipler ve rahibeler vs. idi.  Günümüzde de herhangi bir kişi bu “enerji çalışmasını” yapabilir. Enerji çalışması yapmayı sağlayan teknikler özel yeteneğe ve alete ihtiyaç duymaz. Yalnızca inanmayı ve düzenli olarak uygulamayı gerektirir.

Psişik korunma teknikleri şu durumlar için uygulanabilir.
• rahatsız edici ve gözümüzü korkutucu durumlarda kendimizi koruma
• enerjileri ve tavırlarıyla bizi etkileyen insanlara ve güçlü kişiliklere karşı kendimizi koruma
• dışsal müdahalelere karşı enerji alanımızı koruma
• evimizi ve iş yerimizi temizleme
• kavgadan veya konuklardan ya da hoş olmayan bir durumdan sonra, ortamdaki tesirleri temizleme
• bir cismi veya ortamı sevgi dolu bir titreşimle yükleme
• içsel hallerimizi dış tesirlerden minimum düzeyde etkilenecek bir sakinliğe ulaştırma

Enerjinin Doğası

Canlı ve cansız olan her varlık yoğunlaşmış bir enerjidir ve her varlığın fizik formu dışında bulunan bir de enerji alanı vardır. Maddesel formu oluşturan her atomun kendine özgü bir titreşimi bulunur.
Atomlar ve atom altı parçacıklar çevrelerine yaydıkları enerjetik titreşimlere sahiptir. Bu titreşimler bulundukları mekan içinde dağılır. Örneğin radyoaktif elementlerden yayılan ve radyasyon denilen enerji türü çevrelerindeki diğer atomlara da tesir eder. Sadece atomlara değil o atomların oluşturduğu moleküllere, hücrelere, dokulara da sinmiş olur.
Gerek maddenin gerekse insan bedeninden dışarı taşan enerjetik salınımların varlığı 1950’li yıllardan sonra geliştirilen bazı cihazlarla tespit edilebilmektedir.
Aura ve enerji alanı ile ilgili somut araştırmaların en önemlilerinden birisi Kirlian Fotoğrafçılığı”dır. Bu teknikte kullanılan aygıta, Rus mühendis Semyon Kirlian ve eşi Valentina Kirlian tarafından geliştirildiği için “Kirlian aygıtı” denmektedir.
 Bu teknik; yüksek voltajlı, yüksek frekanslı elektriksel alan içerisine yerleştirilen bir cismin yüzeyinden yayılan ışıklı korona deşarjının fotoğraflanmasıdır. Bu tekniğin insan bedeninin enerji alanının tespit edilmesinde çok önemli bir yeri vardır.
 Kirlian aygıtıyla sürdürülen araştırmalara göre sadece insanların değil, bitki ve hayvanların da bir enerji alanı olduğu anlaşılır. Bu alanın sağlık ve heyecan hallerine bağlı olarak ışıma ve renk değişiklikleri gösterdiği saptanır.
Kirlian Fotoğrafçılığı yöntemi günümüzde Rusya’da birçok hastanede hastalıkları teşhis etmek amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca Batı ülkelerinde de bu konuda hayli araştırmalar yapılmakta ve birçok alanda bu teknikten yararlanılmaktadır.
 Bu yöntemle tespit edilen enerji alanına “korona” ismi verilir. Burada fotoğrafı çekilen şey, yetenekli insanların algılayıp tarif ettikleri anlamda bir “aura” değildir. İnsan Enerji Alanının fiziğe yakın bir bölümünü temsil etmekle birlikte yine de kişinin gerek fiziksel sağlığı gerekse psikolojik durumu hakkında çok açık ve net bazı bilgiler sağlamaktadır.
 İnsanın enerji alanıyla ilgili tanımlamalar tarihin her dönemindeki kültürlerde vardır. Örneğin Pisagor gibi antik yunan filozoflarının eserlerinde, Amerikan yerlileri, gülhaç şövalyeleri, Tibet ve Hint öğretilerinde, Hıristiyan- Yahudi ve islamın mistik veya ezoterik çalışma yapan gruplarının yazılı ve sözlü geleneklerinde vs. enerji alanı ile ilgili açıklamalar vardır.            
Aura, psişik yeteneği olan insanlar, durugörürler tarafından görülebilir. Bazı insanlar aura görme yeteneğine doğuştan sahiptir. Bazı insanlar ise spritüel nitelikli uygulamalar ile aura görme yeteneğine sonradan ulaşabilir. Auraları görmesek bile her birimiz onun varlığını duyularımız aracılığıyla zaten algılıyoruz.
Aura düzeyinde temel gerçeklik enerjidir. Bu enerji örüntülerini yönlendiren ise ruh halimiz veya şuur halimizdir. İçinde bulunduğumuz haller, yaşadığımız olaylar, mutluluk veya mutsuzluklarımız, öfkemiz, sinirliliğimiz vs. şuur hallerimizi yansıtır. Ve bu hallere karşılık gelen enerjiler de çevremize yayılır.
Bu yansıtma enerji alanlarımız ile rezonansa girebilen bireyler tarafından da algılanır. Onun için çoğu kez bir insana neyin var diye sormadan da onun mutlu mu, mutsuz mu, öfkeli mi, içe dönük mü olduğunu anlarız. Çünkü her birimizin aurası birbiriyle girişim yapmakta ve bizler bu aura girişimleri sayesinde de birbirimizle ilişki kurmaktayız. Farkında olmasak da altıncı bir duyuyu kullanıp çevremizdeki enerjetik titreşimleri de algılamaktayız.
Örneğin bazı insanların yanında kendimizi iyi hissederiz çünki onun enerji alanından gelen titreşimler bizim enerji alanımızı yükseltmiştir. Bazı insanların yanında ise bitkinlik duyarız. Çünkü o insan farkında olmasa da bizim enerji alanımızdan bir miktar enerji çekmiştir. Bu tip insanlara literatürde enerji vampiri denir. İyi bir durugörür enerji vampirlerinin enerjiyi nasıl ve hangi şakrasıyla soğurduğunu gayet açık bir şekilde tanımlar.
Psişik korunmanın anlaşılabilmesi için enerjinin doğasının anlaşılması bu nedenle önemlidir. Eğer enerji alanımızı güçlendirip koruma altına alırsak hem dışarıdan gelecek negatif titreşimlere karşı korunmuş oluruz. Hem de yaydığımız pozitif titreşimlerle çevremizdeki insanların ruh hallerinin pozitif kalmasına, bulunduğumuz mekanların pozitif titreşimlerle beslenmesine katkıda bulunabiliriz.

 

Her Ruh Hali Kendine Özgü bir Enerji Yayar

Her birimiz gün içinde duygusal olarak halden hale geçeriz. Hiçbirimizde duygu ve düşünce yayınlarını kontrol altında tutabilme becerisi gelişmemiştir. Duygu ve düşüncelerini çok özel insanlar, örneğin uzun yıllar disipliner yoga eğitimi almış kişiler vs. kontrol altında tutabilir. Böyle bir ruhsal eğitim almadıysak doğal olarak algıladığımız her etkiye otomatik olarak tepki veririz.
 Dışımızdan gelen çeşitli uyaranlara karşı bir filtre sistemi yani korunma sistemi geliştirmediysek otomatik tepkilerle yaşar gideriz. Kontrol bizde değildir. Dış tesirlere göre halden hale savrulur, çoğu kez boşu boşuna enerji harcayıp halsiz düşeriz. Enerji kaçakları sürekli olmaya başlar ve yenilenemezse neler olabilir?
-Enerji alanında zayıflama, aurada yırtılma
-Halsizlik, yorgunluk, bitkin düşme ve sık sık hastalanma
-Sinirlilik, çabuk parlama, öfke nöbetleri, saldırgan eğilimler
-Memnuniyetsizlik, yaşam sevincinde matlaşma, depresif belirtiler.
Tüm bunlar insanın gerek fizik gerekse zihinsel ve psikolojik yönden yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Öfkeli ve saldırgan insanlardan ok gibi fırlayan enerjiler etkilediği aura aracılığıyla diğer insanın da öfkelenmesine veya saldırganlaşmasına neden olur. Bu durum grup dinamiklerinde çok rahat gözlenir. Gruptaki bir kişinin yaşadığı gerilim kısa süre sonra grubun diğer üyelerinde de benzer ruh hallerini tetikler.
Tam tersine yapıcı, sevgi dolu birinin varlığı veya konuşmaya başlaması, çok mutlu birinin gülümseyerek ortalıkta dolaşması grubun haletini pozitif yönde etkiler. Bu nedenle içinde bulunduğumuz hallere dikkat etmek hem kendi sağlığımız, hem de çevremizdeki insanların sağlığı için bir sorumluluktur.

Psişik Korunma İçin Öncül Hazırlık

Her tür enerji çalışması kişisel bir hazırlık yapmayı, niyet etmeyi ve kendine zaman ayırmayı gerektirir. ‘Ben her zaman çok yoğunum’ diyenlerin burada öğreneceği birkaç uygulamayla çok fazla bir kazanç beklememesi gerekir. Fiziksel olarak ne kadar güçlü ne kadar sağlıklı isek psişik korunma uygulamalarından o kadar etkili sonuç alınır. Sonuç almak için de belli egzersizleri bir süre düzenli olarak uygulamak lazım. Birtakım ağrıları, hastalıkları olan insanlar psişik korunma yapamaz mı diye merak edilebilir. Elbette ki yapılır. Üstelik bu tip insanların yaptığı enerji çalışmaları iyileşmelerini de hızlandırabilir.
Gerek enerji çalışmaları gerekse korunma için öncelikle yapmamız gerekenler şunlardır.
1. Dengeli ve düzenli beslenme
2. Düzenli uyku
3. Sık sık duş alma
4. Dedikodu yapmama, içsel konuşmaları, zihinsel gevezelikleri mümkün olduğunca azaltma
5. Dinlenmeye zaman ayırma, yoğun iş saatlerinde kısa kısa molalar verme
6. Bedensel ve zihinsel olarak gevşeme
7. Topraklanma
Bütün bunlar öncelikle enerji alanlarımızı güçlendirir.
Enerji alanlarımızı nispeten güçlendirdikten sonra psişik korunma yapmak, oluşturacağımız korunma imajını enerji ile yükleyip şarj etmek kolaylaşır.

 

Bedensel ve Zihinsel Gevşeme

Bedensel ve zihinsel gevşemeyi öğrenmek kendimize çok önemli bir yatırımdır. Zihni sakinleştirir. Enerji alanını güçlendirir. Sağ beynin aktivitesini artırdığı için olaylara daha yüksek bir farkındalıkla yaklaşmamızı sağlar. İmgeleme yeteneğini harekete geçirir ve bütüncül bir görüşle algılamaya neden olur. İçsel bilgeliğimizin rehberliğini alabilecek hale getirerek huzur ve mutluluk duygusunu güçlendirir.
Her uygulamada olduğu gibi bunun için de düzenli ve belli bir süre çalışmak, zaman ayırmak gerekir. Meditasyon yapmak, Her gün 10 dakika bile olsa sessiz bir odaya çekilip gözleri kapatmak, derin derin soluk alıp vermek hem bedeni hem de zihni sakinleştirir.

Topraklanma Nedir?

Doğum sırasında ve doğumdan sonra bilinç olarak bedene odaklanan ruh varlığı kök şakrasını açarak dünyanın enerjileriyle bağlantı kurar. Bu süreçte kök şakrasını açmak ve dünyayla bağlantı kurmak için muazzam bir gayret gösterilir. Bu bağlantı onun bedende kalması ve yaşamayı seçmesi için gereklidir. Beden enerjileriyle dünya enerjilerinin bağlantı kurmasına topraklanma denir.
Yetişkin bireylerin de kök şakraları aracılığıyla, dünya enerjileriyle olan bağlantılarının güçlü olması hem fizik hem de enerji alanının sağlığı için gereklidir. Özellikle enerji çalışması yapacak olan bireylerin topraklanma dediğimiz egzersizle bu bağlantıyı güçlendirmeleri ve kendilerini dünya enerjilerine çapalamaları işlerini çok kolaylaştırır. Çapalanan beden, toprağın derinliklerine kök salmış sağlıklı bir ağaç gibi dimdik ayakta olduğunu hisseder. Yerküre enerjileriyle beslenir ve güçlenir. Aurasının titreşimleri de artar.
Biyo-Elektro-Manyetik Enstitüsünün (Reno, Nevada’da) kurucusu olan Dr. John Zimmerman’a göre, şifacıların topraklanma dedikleri şey yeryüzünün manyetik alanı ile hem frekans hem de faz bakımından bağlantı kurma eylemidir. Zimmerman şifacıların, şifa eylemi sırasında Schmann dalgaları ile bağlantı kurduklarını, beyinlerinin sağ ve sol yarı kürelerinin birbiriyle dengeli hale geldiğini ve beyin dalgalarının 7,8 – 8 hz’lik alfa ritmi gösterdiklerini keşfetmiştir. Şifacı hastaya enerji aktarmaya başladığında hastanın beyin dalgaları da alfa ritmine geçmektedir. Aslında şifacı, hastayı yeryüzünün manyetik alanının atımlarına bağlamakta ve böylece şifa için muazzam bir enerji kaynağını da kullanmaktadır.
Topraklanma egzersizi her yerde işyerinde, uçakta hatta otobüste bile rahatlıkla yapılabilir. En fazla birkaç dakika hatta saniyeler içinde yapmak mümkündür. Böylece beden enerjisi dünyanın enerjisine güçlü ve derin bir şekilde tekrar bağlanıp çapalanır.
   Topraklanma egzersizi de imajinasyon çalışmasıyla yapılır. İmajinasyon bir düşünceyi bir hayali zihinde canlandırmaktır. Olmasını istediğimiz şeyi tutkulu bir istekle, sanki gerçekten de o şey oluyormuş gibi hissederek hayal etmektir. Bütün enerjiler düşünceyi izler. Farkındalıkla imajine ettiğimiz her düşünce ve imajinasyon da enerjiyi yönlendirir. Doğrudan toprakla temas etmek, toprakla uğraşmak da topraklanmayı sağlar.
Topraklanma için yalınayak toprakta yürümek, toprakla uğraşmak, elleri toprağa dokundurmak, kırsal alanlarda veya parklarda oturmak vs. iyi bir yoldur. Toprakla uğraşan çiftçiler, köylüler vs. gayet iyi topraklanmış durumdadır.
Uykuda ruh ve beden ilişkisi gevşer. Şuurumuz, farkındalığımız birazcık geri çekilmiştir. Bu nedenle önce farkındalığı tekrar bedene odaklamak gerekir. Farkındalığı bedene odaklamak için uyanır uyanmaz yatağınızdan fırlamayın. Çalışıyorsanız uyanış saatinizi her zamankinden biraz öne alın.
Sırt üstü uzanıp ayak parmaklarınızı, ayak bileklerinizi hareket ettirin. Bacak ve baldır kaslarınızı kasıp bırakın. Karın, gövde, yüz, kol kaslarınızı kasıp bırakın. Bu kasıp gevşeme uygulamasını yaparken şuurunuzun ayak parmaklarınızdan başlayıp tüm vücudunuza tekrar nüfuz ettiğini düşünün. Bu çalışma yaklaşık 4 dakikanızı alır.
Ondan sonra kalkın. İsterseniz başka bir odaya geçin.

Topraklanma için İmgeleme

   A. Omurganız dik, ayak tabanlarınız yere basacak şekilde oturup gözlerinizi kapatın. Her iki elinizi iç içe koyun ve başparmaklarınızı birbirine değdirin.
   Burnunuzdan derin bir nefes alırken, yerküre enerjilerinin ayak tabanlarınızdan içeri girdiğini ve göbek çukurunuza kadar yükseldiğini düşünün. Bu nefesi verirken göbeğinizdeki enerjinin yukarı doğru yükseldiğini ve tepe şakranızdan çıktığını hayal edin. (3 kere)
   Şimdi dikkatinizi gökyüzüne çevirin. Başınızın üstünde beyaz bir ışık imgeleyin. Nefes alırken, bu ışığın tepe şakranızdan içeri girdiğini ve göbek çukurunuza kadar indiğini düşünün. Nefes verirken, bu ışığın bacaklarınızdan indiğini ve ayak tabanlarınızdan yerküreye doğru aktığını düşünün.
B. Bacaklarınızı hafifçe açıp ayakta durun veya oturun ve gözlerinizi kapatın.
Beyaz bir ışık huzmesinin, başınızın üstündeki tepe şakrasından girdiğini, gövdenizden geçip iki bacak arasından ve ayak tabanlarından yerkürenin derinliklerine aktığını düşünün. Beyaz ışık yerküreyi delip çıksın ve yükselip tepe şakranızdan tekrar girsin. Bu imgelemeyi, inanarak 4 veya 5 kez tekrarlayın.
Dinlendirici bir uykudan sonra topraklandığımızda, psişik korunma için gerekli olan diğer imgelemeleri yapmak, o imgeleri enerji ile şarj edip güçlendirmek kolaylaşır. Yaptığımız çalışmadan verim alma şansımız çok artar.

Koruma Baloncuğu Oluşturma

Özellikle büyük kentlerde oturanlar, her gün kalabalıklara karışanlar pek çok farklı enerji frekanslarıyla kirlenir. Atmosferimiz, ekolojik çevremiz; sadece katı, sıvı ve gaz niteliğindeki zararlılarla kirlenmez. Kirliliğin diğer boyutu enerjetik seviyededir. Her tür negatif duygu ve düşüncenin enerjisi ortalıkta dolaşıp duran psişik kirleticilerdir. Psişik kirliliğe karşı koruma baloncuğu oluşturup kendi alanımıza sahip çıkabiliriz. Koruma baloncuğunu evden çıkmadan önce ve gün içinde aklımıza geldikçe yapmak çok etkili bir korunma sağlar. Bu uygulamayı yapmakla kaybedeceğimiz hiçbir şey olmadığına göre denemeye değer.
Sakin ve gevşemiş bir şekilde oturun veya ayakta durun. Gözlerinizi kapatın. 4 veya 5 kez yavaş yavaş nefes alıp, yavaş yavaş nefesinizi verin. Topraklandığınızı hissedin. Bedeninizin tümünü çevreleyen bir balon imgeleyin. Veya kendinizi kocaman şeffaf bir balonun içinde düşünün. Balonun rengini en çok sevdiğiniz renkte düşünebilirsiniz. Beyaz, pembe, mavi gibi hoş tonlarda olabilir. Balonunuz fizik bedeninizden bir metre kadar dışarıda olabilir. Balonun dışarıdan gelen düşük titreşimli enerjileri geçirmediğini, pozitif enerjilerin ve sizden yayılan enerjilerin geçişine izin verdiğini düşün. Balonun içini nefesinizle doldurun. Kendinizi mutlu, huzurlu ve koruma altında olarak düşünün.
Bu egzersizi ne kadar sık tekrarlarsak, ne kadar iyi odaklanabilirsek balonumuzun enerjisi o ölçüde güçlü olur. Belli bir süre düzenli egzersiz yapıp bir süre sonra imgelemeyi bırakırsak balonun enerjisi ve koruyuculuğu giderek azalır.
Balonun üstüne çeşitli semboller, sloganlar yerleştirilebilir. Örneğin başın üstünde, ayakaltında, sağ ve sol tarafta “bana uygun olmayan enerjiler giremez”, “kötü titreşimlere kapalıdır” gibi yazılar imgelenebilir.
Bu tip koruma balonlarına çeşitli semboller de yerleştirilebilir. Semboller dinsel inançlara, kültürel değerlere göre değişir. Örneğin batılılar; Haç,  daire içindeki eşit kollu haç, beş köşeli yıldız, Davut’un yıldızı gibi sembolleri kullanır. Doğulular Hintlilerin kutsal ses kabul ettikleri om sesini ve kendi kültürlerindeki çeşitli sembolleri kullanır. Bizim kültürümüzde nazar boncuğu, at nalı kullanılabilir. İsa, buda gibi dini şahsiyetlerin imajları da kullanılabilir.
Bir molada, teneffüste, çay veya kahve arası verdiğiniz zamanlarda niyet edip korunma balonunuzu düşünün. Gökyüzünden gelen enerjiyle yüklendiğini hayal edin. Kalbinizden yayılan beyaz veya gül pembesi bir ışığın balonunuzun içini doldurduğunu ve balonunuzdan taşarak çevrenize sevgi titreşimleri yaydığını imgeleyin. Bu sevgi titreşimlerinin çevrenizdeki insanlara da bulaştığını ve huzur içinde çalıştığınızı düşünün.

Kalkanlar

Kalkanlar daha çok bizi zorlayan insanlarla görüşme yapacaksak veya böyle bir insanla bir süre birlikte olmak zorundaysak tercih edilir. Örneğin duygusal iniş ve çıkışları çok sert olan bir yakınınızla ilgilenmek zorundaysanız solak pleksus şakrası üzerine koruyucu kalkan olarak yukarıda saydığımız sembollerden birini yerleştirebilirsiniz. Kendinizin yarattığı bir kalkanı mesela bir ayna sembolünü yerleştirebilirsiniz. Kalkanlarınızın size doğru gelen enerjiyi geri yansıttığını imgeleyebilirsiniz.
Yüz ifadesinden kötü kötü düşündüğünü zannettiğiniz biri ile aynı mekânda çalışıyorsanız, enerjisinden pek hoşlanmadığınız insanlarla bir aradaysanız alın şakrası ve gözlerinizin önüne kalkan yerleştirebilirsiniz. Veya tüm şakralarınızın üstüne kalkan koyabilirsiniz.
Hangi korumayı yaparsanız yapın daima kendinizin ve tüm insanların hayrına olacak şekilde niyet edin. Size gelmemesini istediğiniz enerjilerin başka insanlara gitmesini kesinlikle dilemeyin. Gökyüzünde eriyip gittiğini düşünün. Koruma balonunuzun veya kalkanlarınızın Tanrının sevgisiyle dolduğunu düşünün. Her kime inanıyorsanız onun yüce enerjisinin sizinle birlikte olduğunu, sizi koruduğunu hissedin. Sevgi enerjisini düşünün. Sevgi ile yapılan her eylem aktif eylemdir. Yaptığınız çalışmaya güç katar.

Evinizi Koruma

Koruma baloncuğu ev için de uygulanabilir. Evinizi koruyucu bir sevgi çemberi içinde de düşünebilirsiniz. Ara sıra evin bütün bölümlerini dolaşıp gökyüzünden gelen koruyucu bir ışık ile dolduklarını da düşünebilirsiniz.
 Kapı ve pencere önlerine çeşitli düşünce formları yerleştirebilirsiniz. Mesela eli sopalı bir zebani imgesi, bir polis veya bekçi imgesi oluşturabilirsiniz. Evinizin etrafında yırtıcı köpekbalıklarıyla çevrili bir nehir düşünebilirsiniz. Kapıya at nalı, koruyuculuğuna inandığınız çeşitli maskeler asabilirsiniz.                                   
Oluşturduğunuz imge her ne ise onları her gün enerji ile şarj edin. Enerji ile şarj ettikçe onların enerjisini giderek güçlendirirsiniz. O formların enerjisi de çevrelerine yayın yapar. Hırsızların enerji alanları tehlike sinyallerini alma konusunda çok duyarlıdır. Her an tetikte iş yaptıkları için bu duyarlılıkları gelişir.
Evde kavga gürültü olmuşsa pencereleri karşılıklı açın ve havalandırın. Ada çayı veya kokusunu sevdiğiniz bir tütsüyü yakıp öncelikle kavga edilen odada bir süre tutun. Sonra evin diğer bölümlerini de tütsüleyin. Duman da psişik temizlik için çok iyi bir araçtır. Evi temizlemek için mum da yakabilirsiniz. Sevdiğiniz bir müziği beş dakika kadar yüksek bir sesle de çalabilirsiniz.
 
Bir toplantıdan çıktığınızda veya işten eve geldiğinizde kendinizi gergin veya başkalarının maddesinin size sinmiş olduğunu hissediyorsanız, bütün yapmanız gereken şey, eve gelir gelmez üstünüzden çıkardığınız giysileri olabildiğince hızlı bir şekilde silkelemek ve sarsmaktır. Giysileri yıkamak da temizlik için iyi bir yoldur. Yıkamak veya sarsmak o giysilerin atomik yapısına tesir etmiş olan enerjileri onlardan uzaklaştırır. Böylece dışarıdan gelen psişik kirlilik de evinize nüfuz etmemiş olur.
Evdeki eşyalara sinmiş olan tesirler; eşyaların silkelenmesi ile, yıkanması ile giderilebilir. Duvarlar boya veya badana yapmakla temizlenir. Özellikle yabancıları ağırladığınız bölüme bir çanak içinde deniz tuzu veya çeşitli kristaller koyabilirsiniz. Tuz her tür negatif enerjiyi içine alır. Bu tuzu ara sıra lavaboya döküp yenilemek, kristalleri de ara sıra tuzlu suda bekleterek temizlemek gerekir.
Bazı mekânlarda veya evlerde hissettiğimizi sandığımız enerji kendi yaydığımız titreşimler de olabilir. Bu nedenle makul ve septik olmakta fayda var. Örneğin ev işlerini istemeye istemeye yapıyorsanız, evdeki sorumluluklarınızı yüksünüyorsanız, zihinsel olarak veya karşılıklı olarak birileriyle sürekli kavga ediyorsanız bu duyguların enerjileri de eve tesir eder.
 Biriken bu enerjiler size geri yansıyacağı için sizdeki negatifliği sürekli besler duruma gelir. Bu nedenle kendinizi gözleyin. Ne haldesiniz? Bu güne kadar evde kavga oldu mu? Bunları tespit edin ve önce yerleşik enerjileri temizleyin. Sonra kendinize içsel disiplin uygulamaya gayret edin. Ev işlerinizi neşe ve sevgi içinde yapın.
Birisinin size negatif bir duygu gönderdiğini hissediyorsanız veya kavga ettiğiniz, hiç hoşlanmadığınızı birisi varsa ona nefret, öfke gibi negatif duyguları yollamayın. Tam tersine sevgi enerjisi gönderin. Bu kesinlikle ikiyüzlülük değil tam tersine sizi bağışlamanın engin iç görüsüne götüren bir basamak olabilir. Psikolojik yönden kendinize zarar vermenizi önleyen aktif bir eylemdir. Üstelik çevrenin psişik yönden kirlenmesine katkıda bulunmadığınızı için dünyaya yaptığınız pozitif bir katkıdır.

Başka Birisini Koruma

İnsan doğal olarak sevdiklerini her zaman korumak ister. Psişik koruma uygulamaları sevdiğimiz kişiler için de yapılır. Ancak her şeyden önce o kişi hakkında endişelenmek, başına bir şey gelirse diye korkmak, aşırı korumacı olmak, o kişiyi korumak değildir. Bu tür düşünceleriniz de atmosferde yayılacağı için o kişi için iyi sonuçlar doğurmaz. Topraklanmış ve sakin bir şekilde korumak istediğiniz bireyi düşünün. Ona sevgi çemberi oluşturun. Allaha emanet ol, koruyucu melekler seni korusun gibi dualar edin. Ona sevgi gönderin. En iyisi sevdiklerinize de psişik korunma tekniklerini öğretin. Onların da sorumluluk almasını sağlayın.

Korunmada Farklı Bir Yaklaşım
Korunma ihtiyacı korkudan doğar. Korku duygusunun da kendine özgü bir titreşimi vardır. Bir şeyden korkuyorsak korkunun enerjisini çevremize yayarız. Çevreye yayılan bu enerji de kendisiyle aynı frekanstaki enerjilerle rezonansa girerse güçlenerek bize geri döner. Bu döngü, giderek bizi daha çok korkmaya ve önlem almaya yönlendirir. Bu nedenle her şeyden önce var olan korkularımızı tespit edip, bu korkuların sebeplerini bulup, psişemizi rahatlatmak, özgürleştirmek gerekir. Korkacak bir şey yoksa korunma ihtiyacı da yoktur. Kendimizi ne kadar güçlü ve güvende hissediyorsak o kadar güven içinde olduğumuzu hissederiz.

Güven Egzersizi

Şimdi gözlerinizi kapatın. Sevdiğiniz ve yanında kendinizi güvende hissettiğiniz, size güven duygusu veren, 4 kişiyi veya 4 canlıyı düşünün. Seçtiğiniz kişiler şu an hayatta olan kişiler olabileceği gibi bazıları yaşamakta olan bazıları da ölmüş akrabalarınız örneğin dedeniz olabilir. Bu dört kişiden biri ruhsal rehberiniz olabilir.
Size güven duygusu veren bir ağaç bir hayvan da olabilir. Bazı kişiler kartal, aslan veya jaguar gibi bir hayvanın enerjisini kendini güvende hissetmek için kullanabilir.
Seçtiğiniz bu dört unsurdan birini önünüze, diğerini arkanıza, bir diğerini sağınıza, diğerini de solunuza yerleştirin. Siz merkezde durun ve çevrenizdeki o dört unsurun enerjilerinin bir çember gibi sizi çevrelediğini düşünün. Onlardan yayılan enerjinin çevrenizdeki çemberi doldurduğunu imgeleyin. Bu çemberin her zaman ve mekânda sizinle birlikte olacağını hissedin.

Sonuç
Yüce iyiliğin gücü ile işbirliği halinde olmayı deneyin. O güçle işbirliği yapmak için harekete geçin. Pasifizmi terk edin. Dışarıdan bir şey beklemeyin. Ne yaparsak kendimiz yapacağız. O nedenle önce kendinizi yenilemeniz güncellemeniz lazım. Güncellemek için neler yapılabilir?
 Kendinizi gözleyerek, hoşlanmadığınız, değiştirmek istediğiniz özelliklerinizi tespit edin. Sonra zararlı olan alışkanlıklarınızı, inançlarınızı terk etmek için sabırlı ve şuurlu bir çaba sarf edin. Yeni ve faydalı bilgiler edinip bunların pratikte uygulamalarını yapın. Sabırlı olun. Kendinize süre verin. Hemen her şeyin tam da sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin. Ne yaparsanız yapın sevgiyle ve beklentisiz bir ruh hali içinde yapıp sürece güvenin. Tanrıya güvenin. Dua edin. Her şeyin en hayırlısını dileyin. Kendinize değişim için fırsat verin ve yeni bir kimlik kazanın. Bu kimlik sizin ruhsal kimliğiniz, koruyucu kimliğiniz olsun.
Kendinizle kavga ederken veya birisiyle kavga ederken kendinizi yakaladığınızda kendinize kızmayın. Yanınızda birileri varsa oradan çıkıp sakin bir yere oturun. Topraklanıp derin derin nefes alıp verin ve tepenizdeki beyaz ışığa yoğunlaşın. Onun ilahi sevginin titreşimi olduğunu imgeleyip bedeninize yayıldığını düşünün. Bedeninizdeki bütün organların ve bütün hücrelerin sevgi enerjisi ile dolduğunu ve çok mutlu olduklarını düşünün. Fiziksel olarak gülümseyin, gülümseyin. Bir süre bu durumda kalın. Zihinsel ve bedensel olarak gevşek, güvenli ve güçlü olmak için bildiklerinizi uygulamaya gayret edin.

Kendini Sevme Egzersizi
Gözlerinizi kapatın ve başınızın tepesindeki beyaz ışığa odaklanın. Bu ışığın tepe şakranızdan girerek başınızı, boynunuzu, kollarınızı, gövdenizi ve bacaklarınızı doldurmasına izin verin. Bırakın tüm hücreleriniz bu ışıkla, yüce güçlerden size doğru akıp gelen sevgi ve şefkatle dolsun. Şimdi tepe şakranızdan, sevginin gül pembesi rengini doldurun. Gül pembesi ışığın kalbinizi doldurmasına ve kalbinizden çevrenize doğru genişleyerek yayılmasına izin verin. Ellerinizi çapraz olarak omuzlarınıza koyun ve aferin bana, aferin bana diyerek hissettiğiniz dinginliğin tadını çıkarın.

Yaşam enerjisi ki ve aura

Yaşam enerjisi ki, enerji beden aura
 
Her yerde var olan ve bize yaşam gücü veren bu enerjiye, Çinliler Chi, Japonlar Ki, Hintliler Prana, Hawaililer Ti veya Mana, Kızılderililer Nayetoneyah yani Büyük Ruh, eski Mısırlılar Ka, İbraniler Ruah, Yunanlılar Pneuma, Tibetliler Lung Gom adını vermişlerdir. Bizde de buna can, ruh, nefs adı verildiğini söyleyebiliriz. Bu enerji canlıda ne kadar çok olur ve düzgün bir biçimde akarsa, canlı o kadar sağlıklı olur. Doğu’da binlerce yıldır, bu yaşam enerjisi üzerinde çalışmalar, nasıl arttırılacağı, en doğru ve etkili, ne şekilde kullanılacağı üzerinde, araştırmalar yapılmaktadır. Yoga, Kiko, Aikido, Qigong , Tai Chi, akupunktur, refleksoloji, shiatsu, değişik vücut masajları, değişik nefes alma teknikleri vs. bize yaşam enerjisini, nasıl en sağlıklı, doğru ve etkili bir biçimde kullanabileceğimizi öğretir.
Bu enerjiyi kimyasal olarak formüllerle ifade edemesek de, içtigimiz sudan, yediğimiz yemekten, soluduğumuz havadan alabilir, çevremizde yaşayan bitki ve hayvanlar aracılığı ile hissedebiliriz. Ki enerjisi, insanın aura denilen ölümsüz enerji bedenini doldurur. Aura için, canlı veya cansız varlıkların fiziksel bedenini saran, devamlı değişik renk ve frekansta elektrik akımları oluşturan, bir elektromanyetik alandır denebilir.
İnsanda değişik şekillere dönüşebilen bir enerji realitesi bulunmaktadır. Fiziksel, bio elektriksel, elektriksel ve bio enzim enerjiler karşılıklı olarak birbirine dönüşebilir. Her canlı hücre bir şebekeye bağlı olarak yaşar, bağımsız değildir. Bu şebeke yanlız kan dolaşımı ile ilgili veya kimyasal değil, aynı zamanda sinirlerimiz ile de ilgilidir.
Ölümlü ve ölümsüz bedenlerimiz arasındaki irtibatı, beyin dediğimiz organımızın sağladığına inanıyoruz. Beynimiz beslenme yolu ile aldığımız gıdaları, bir takım kimyasal reaksiyonlar sonucu bio elektrik enerjiye dönüştürüp, etrafında düşük voltajlı elektro manyetik alanlar oluşturur. Bu şekilde, beynin sahip olduğu hücre grupları arasında bio elektrik akım meydana gelir. Bilim, insan organizmasının yalnız moleküllerden oluşan, fiziksel bir yapıya sahip olmadığı, tüm kainatta olduğu gibi, bir enerji alanına sahip olduğunu doğrular. Sinir sistemimizi idare etmek için de kullanılan, bu bio elektrik akım ile beynimiz, bütün vucudumuzu kontrol eder, hücrelerimizi birbirine bağlar, bedenimizin bir bütün halinde çalışmasına sağlar. Bedenimizde hareket eden, beynin yaydığı bio elektrik akım, vücudumuzda elektrik ve manyetik alanlar oluşturup, dışarı doğru yayılan, elektro manyetik dalgaların meydana gelmesine ve çevremizde elektro manyetik alanlar oluşmasına sebep olur. Bu yayılan elektromanyetik dalgalar bedenimizdeki canlılığın sebebidir.
Bio elektriğin meydana getirdiği, elektro manyetik enerji alanımız, frekanslarına göre ısı ve ışık şeklinde hissedilebilir. Canlıları çepeçevre saran bu elektro manyetik enerji alanına kısaca aura denir. Ölüm halinde cansız beden, artık bio elektrik akıma sahip olmadığından, enerji bedende diyebileceğimiz aurası kendinden ayrılır.
Sağlıklı bir yaprağın aurasını Kirlian fotoğrafcılık tekniği ile incelersek, yaprağın çevresinde çok canlı ve parlak bir ışık görürüz, fosfor varmışçasına parlar, ancak yaprak koparılıp bir köşeye konulur ve ölüme terk edilirse, yaprağın aurasının parlaklığı yavaş yavaş kaybolur ve kuruması halinde tamamen yok olur.

Kirlian fotoğrafcılık tekniği adlı sistem, ultra hassas bir kamera yardımı ile Semyon Kirlian adlı bir Rus elektronik mühendisi tarafından 1936 da bulunmuştur. Bu teknik ile auranın bilimsel olarak gerçekliği kanıtlanmış, fotoğrafda görülebilmesine olanak sağlamıştır. Semyon Kirlian ve karısı, kullandıkları kendi buluşları fotoğraf çekme tekniği ile basit bir yapraktaki muhteşem kompleks reaksiyonları göstermeyi başarmışlardır. Bir gün resmini çektikleri iki ayrı yaprağa, çıplak gözle baktıklarında, farklılık görmemelerine rağmen, çektikleri fotoğraflarda yaprağın birinin çevresinde pürüzler, diğerinde çok muntazam bir enerji kalıbı gördüler, böylece yaprağın gözle göremediğimiz hastalık durumunu, kirlian fotoğrafı ile tesbit edebildiklerini anladılar. Sağlıklı bir yaprağın üzeri, bir iğne ile çizildiğinde bu kirlian fotoğrafında kırmızı bir leke olarak görülüyordu.
Bazı bilim adamları Sovyet Rusya ‘ya giderek orada Kirlianların çalışmalarını araştırdı ve insandan yayılan bio elektrik akımın, bitkiler üzerinde yaptığı etkileri tespit etmeye çalıştılar. Bazı insanların ellerini, hasta bitkilerin üzerine koymasından sonra, bitkinin iyileşip düzeldiğini, bazı insanların ellerinden yayılan enerjinin ise bitkilerin ölmesine neden olduğunu gördüler.
İnsanların psikolojik durumları , diğer insanlarla münasebetleri , olaylara ve kişilere karşı tepkileri kirlian fotoğrafları ile görüntülenebilmektedir. Birbirine karşı sıcak ve samimi duygular besleyen iki insanın yaydığı dalgalar birbirlerine doğru uzanır ve bazen birbirleri içine girerler. Tersi durumda birbirlerine düşmanlık duyguları hissetmekte olanlarda da bu dalgalar aniden kesilmekte aralarında bir boşluk oluşmaktadır. Aşırı öfkelenmelerde mavi beyaz koronanın içinde kırmızı bir leke meydana geldiği keşfedilmiş, ölüm halindeki insanlarda, bedenin dışına kıvılcımlar ve alevler fışkırdığı, tam ölüm sonrasında ise bunların tükenerek dindiği ve belli bir müddet sonrada kaybolduğu, kirlian fotoğraflarıyla tespit edilmiştir. Bir mıknatıstan yayılan elektromanyetik alanları çıplak gözle görmemiz mümkün değildir, ancak demir tozları ile bu manyetik alanın ışıma çizgilerini, çok güzel bir şekilde görebiliriz. Bu da göremediğimiz bir şeyin yok olmadığına güzel bir örnek teşkil eder. Kirlian fotoğrafları normal gözümüzle her zaman göremediğimiz, enerji ile ilgili bazı olayları, enerji bedenimiz auramızı bize görünür kılar.
Ancak aurayı güçlendirmek ve korumak, onu görmekten çok daha önemlidir. Auranızın canlılığını artırmayı öğrendikçe, yapmayı planladığınız şeyler için daha çok enerjiye sahip olursunuz. Auranız ne kadar güçlüyse, dış güçlerden o kadar az etkilenirsiniz. Auranızı güçlendirmek için şifa çalışmaları, dua, meditasyon, yoga, reiki, tai chi veya aikido yapabilirsiniz. Yanınızda değişik kristaller taşımak da faydalı olabilir. Sizi mutlu eden hafif bir müzik, sevdiğiniz kişilerle sohbet, mutlu bir ortam veya güzel bir koku da aurayı güçlendirmekte etkilidir.
Evren sahip olduğu elektro manyetik alanı, ona kaynaklık eden canlı ortadan kalksa bile, kısa bir süre bünyesinde barındırır. Bu da yine Kirlian fotoğrafçılık tekniği ile ve deneyler sonucu tesbit edilmiştir. Koparılan bir yaprağın, sanki koparılmamış gibi kısa bir müddet sonra bile, eski bulunduğu dalda enerji alanı, yani aurası görüntülenmiştir. Atomik yapısı olan her madde bir auraya, kendisini çepeçevre saran bir enerji alanına sahiptir. Canlı maddelerin atomları, cansız maddelerin atomlarından çok daha fazla hareketlidir ve titreşimleri daha yüksektir. Bu sebeple insanların, hayvanların ve bitkilerin, enerji alanları, yani auraları, cansız maddelere kıyasla çok daha kolay hissedilip, görülebilir.
İnsandaki elektro manyetik alanın yaydığı akım, fiziksel bedenle sınırlanmamıştır, bir bedenden diğerine akış yapılabilir. İnsanla da sınırlı değildir, hayvanlar ve bitkilere de akabilir. Şifacılık çalışmalarındaki başarılı enerji transferini, bu teori oldukça güzel açıklar. Her aura kendine özgü bir titreşime sahip olup, diğer auralar ile etkileşim halindedir. Etkileşim ne kadar uzun süreli ve samimi olursa enerji alışverişi o kadar büyük olur. Aura ve auradaki değişiklikler, bireyin fiziksel, duygusal, mental ve ruhsal özelliklerini yansıtır.
Aura, insandaki değişik fiziksel ve ruhsal durumlara göre farklı renklerde olabilir. O andaki fiziksel ve ruhsal durumunuz, auranızın görülen renk ve yoğunluğunu etkilemektedir. Aura sabah saatleri daha normal ve geniş görünüme sahiptir. Ve bu durum günün ilerleyen saatlerine doğru azalmaktadır. Gün içinde yaşanılan her olay, insan aurasını olumlu yada olumsuz yönde etkilemektedir. Akşam saatlerinde stresli geçen bir günün yorgunluğu ile azalmış ve düzensizleşmiş insan aurasını, 15 dakika – yarım saatlik bir meditasyon veya şifa çalışması sonrasında düzeltebilmek mümkündür.
Petek Kitamura

Ki enerjisinin bazı çeşitli kullanımları

Ki Enerjisi Ve Kullanımı 

Ki nedir?

Ki tüm canlı, cansız varlıklarda olan bir enerjidir.Ki enerjisi hara yada tan tien denilen bir bölgede depo edilir.Hara göbek deliğinden iki inç içeride ve tıpkı bir girdap gibi dönen bir enerji bölgesidir.Ki enerjisi burada toplanır.Ki enerjisini başka yerde de depolayabiliriz.Bunun bir yolu da aurada depo etmektir.Ama şimdi konumuz bu değil.Bu enerji biz farketsek de etmesek de hergün alınır ve depolanır.Hiç bazen odaya biri girdiğinde etrafa ondan doğru bir enerji yayıldığını hissettiğiniz oldu mu?

Meditasyon:

Eğer ki enerjinizi kontrol etmek istiyorsanız tek yapmanız gereken nasıl meditasyon yapacağınızı bilmektir.Bunu elinizden geldiğince sıklıkla yapın hem rahatlamanızı hem de vücudunuzu daha iyi tanımanızı sağlar.

Meditasyona başlarken:

Ben yerde olmanızı öneririm(tabi her zaman yerde olmak zorunda değilsiniz.) Bağdaş kurar gibi oturun.Bir bacağınız diğerinin üzerinde olsun.Hangisinin üstte olduğu önemli değil.(Erkekler için sol bacak, kadınlar için sağ bacak üstte olsun denir bazı yerlerde)Eğer müzik dinliyorsanız müziğin dinlendirici ve yatıştırıcı olmasına dikkat edin.Metal dinleyerek pek başarılı olamayız değil mi? Gerçi kişiden kişiye değişebilir ama en iyisi hiç müzik olmamasıdır.Dikkat edilecek bir diğer nokta da meditasyon sırasında dik oturmanızdır.Çakralarınız hizalanacaktır.
Meditasyon sırasında vücudunuzdaki TÜM KASLARI olabildiğince gevşetin.Bazen aslında ne kadar gerilmiş olduğunuzu fark edip şaşırabilirsiniz.Şimdi zihninizi gereksiz düşüncelerden seslerden temizleyin.Bunu yapmak demek hiç bir şey düşünmemek demek değildir.Bunun ne kadar zor belki de imkansız olduğunu biliyorsunuzdur.Bu yüzden sadece sakinleşin rahatlamaya odaklanın, giderek daha da gevşeme hissine konsatre olun.Gevşemenizi arttırmaya yoğunlaşın.
2.yol: Bunu başarmanın bir yolu da nefesinize yoğunlaşmaktır.Her nefes aldığınızda ondan geriye doğru bir basamak düşün.Sıfıra geldiğinizde gerginliğinizi biraz daha salıverin ve 10’a kadar tekrar her nefeste sayarak ilerleyin.Yine 10’a geldiğinizde aynı şeyi yapın.
3. yol: Normal hayatta şimşek çaktığında ışıktan sonra gelen gök gürültüsünü duymak için bekleriz.O bekleme aşamasında hiçbirşey düşünmeyiz.Farkettiniz mi?Bu durumu yakalamaya çalışın.

Hayal kurma:

Derin bir bilinç seviyesindeyken hayal kurabilmek için meditasyonda ustalaşmalıyız bunun için önce yeterince çalışma yapmalıyız.Böylece hayal kurarken gevşemiş ve rahatlamış olarak kalabilmeyi öğrenmiş oluruz.Bu da çalışmaların etkisine olumlu yönde katkı sağlar.İstediğiniz herhangi bir etki hayal edebilirsiniz.İsterseniz kendi üzerinizde isterseniz başka bir şey üzerinde.Bir örnek yapalım.Önünüze dik duran bir cisim koyun.Meditasyon halindeyken cismin bizim etkimizle devrildiğini hayal edebilirsiniz.Önemli olan bunu yaparken meditatif durumdan tamamen ayrılmamayı sağlayabilmektir.

Negatif enerji:

İki çeşit negatif enerji vardır.Birincisi sahip olduğumuz ki enerjisini göndermektir. Böyle bir enerji zarar vermeye programlanmıştır.Kötü amaçlı insanlar için eşsiz bir olgudur.İkinci çeşit negatif enerji ise meditasyon yada bir çalışma yaparken vücutta yükselen ki enerjisidir.Yeni gelen bu enerji aslında saftır ama vücuda girdiğinde alışık olduğu için negatif enerjiye dönüşebilir.Bu yüzden çalışmalarınızdan önce ve sonra negatif enerjiyi olumlu yöne çevirip taze refah enerjiye dönüştürebilmek için. Ki soluması veya herhangi bir enerji işleme çalışması yapmanız uygun olur.


Ki Enerjisi Ve Kullanımı - 2


Başlangıç teknikleri

Ki topu:

1. yol:
Ellerinizi birleştirin.Bilekleriniz birleşik parmaklarınız da kavis çizerek yukarıda birleşik şekilde tutun.Aslında bu tür zorunlu duruşlar pek gerekli değildir.Elleriniz hangi pozisyondayken bir psi ball oluşturmak uygun geliyorsa onu kullanın.

Haranızda temiz masmavi bir enerji düşünün.Bu ki enerjisidir.Bunu yapmak için ister aşağıya o bölgeye bakabilirsiniz isterseniz de aklınızdan hayal edebilirsiniz.

Şimdi haranızdaki Ki’nin şeklinin bozulduğunu(eğer şekli varsa) o bölgede akışkan bir şekilde uçup serbestçe dolaştığını hayal edin.

Şimdi bu enerjinin göğsünüze yükseldiğini boynunuzda ikiye ayrılan bir nehir gibi bölündüğünü; her nehrin kollarınızdan ellerinize aktığını hayal edin.

Şimdi de gelen enerjinin devam edip ellerinizin arasında saf mavi bir top oluşturduğunu hayal edin.Bu noktada ürperme, baskı, sıcaklık ve bunun gibi şeyler hissedebilirsiniz.

Eğer ellerinizde hemen geçmeyen uzun süreli bir his duyuyorsanız büyük ihtimalle başardınız demektir.Eğer ellerinizden gelen his kısa süreli gelip geçiciyse çalışmaya devam edin.

2.yol:
Ellerinizi haranızın önünde koyun.Elleriniz birbirine değmesin.Her bir elinizin durduğu yer haranın sol ve sağ yanlarının başlangıç noktası olsun.

Ellerinizin arasında mavi bir Ki topu düşünün.Bu yöntem kısmen daha kolaydır ve biraz çalışmadan sonra olumlu sonuçlar alabilirsiniz.

Ki ateşi:

Haranızda mavi bir ki topu düşünün.Bu çalışmada daha büyük bir güç için oluşturduğunuz topu büyütün.Topun ortalama yarıçapı 10 cm’dir.

Ellerinizi sıkıca kapatarak yumruk yapın ve havaya kaldırın.

Şimdi dirseklerinizi hafifçe kavisli ama düz bir şekilde aşağıya indirmelisiniz.Sanki balfiks çeker gibi.Bu harekete güvenmelisiniz.Bunu yaparken oluşturduğunuz Ki topunun patladığını ve tüm vücudunuza etki ettiği düşünün.Kollarınızla yaptığınız bu harekete güvenip şartlanın.Bu tıpkı bir tetik gibi patlamayı başlatsın.Merak etmeyin patlama size bir zarar vermez.Kendi Ki enerjiniz sizi incitmez.

Eğer görüşünüz biraz bulanmış, azalmışsa Ki ateşi çalışmış demektir.

Canlanmak:

Tüm vücudunuzun saf ve mavi Ki enerjiyse dolduğunu düşünün.Tıpkı bir şişenin suyla dolması gibi siz de dolun.Tamamen dolana kadar devam edin.

Bu vücudunuzdaki enerji akışını arttıracaktır ve enerjinizi hareket ettirmenizi kolaylaştıracaktır.

Kötü enerjiyi olumluya çevirmek:

Önünüzde devasa kapkara Ki enerjisinden oluşan; saat yönünün tersine dönen bir Ki topu hayal edin.

Bu siyah topun git gide yavaşladığını ve yavaşladıkça renginin beyaza döndüğünü düşünün.Tamamen beyaz olduğunda artık saat yönünde dönüyor olduğunu hayal edin.

Şimdi bu beyaz topun patladığını ve beyaz zerreciklerin yavaşça yere doğru süzüldüğünü tüm odayı kaplayıp değiştirdiğini hayal edin.


Ki Enerjisi Ve Kullanımı - 3

Ki kalkanı:

Haranızda bir ki topu hayal edin.

Şimdi bu top gittikçe büyüsün büyüsün kocaman içi boş bir küre olsun.Sizi içine alsın.

Bu devasa topu kendinizi daha da rahat hissetmek için kullanabilirsiniz.

Başkalarının Ki enerji seviyesi:

Haranızda akışkan Ki enerjisini hayal edin.

Şimdi bu enerjinin çıkıp başka birinin harasına dokunduğunu hayal edin.Midenizde bir “gümbürtü/patırtı” duyacaksınız.Duyduğunuz patırtı ne kadar şiddetliyse karşıdaki insan o kadar güçlü demektir.

Başka insanları sezinleme:

Tamamen rahatlayın.

Ki enerjinizin çıkıp tüm odayı kaplamasına izin verin.

Odadaki diğer insanları hissedeceksinizdir.Bu teknik saklambaç gibi oyunlarda çok işe yarar.Siz de büyük ihtimalle bu tekniği ilk seferde uygulamanızda başarı sağlayacaksınızdır.Eğer olmazsa pratik yapmaya devam edin.



Orta seviye teknikler:

Kamehameha:

Ayaklarınız omuz genişliğinde veya daha açık olacak şekilde durun.

Ellerinizi bir Ki topu yapar gibi önünüzde uygun bir pozisyona getirin.

Bu heceleri düşündüğünüz ve söylediğiniz zaman karşısında yazanı yapın.

Ka:Haranızda saf mavi Ki enerjisini hayal edin.
Me:Bu enerjiyi ellerinize hayal gücünüzü kullanarak aktarın
Ha:Ki’nin akıp ellerinizin arasında bir top oluşturduğunu düşünün.
Me:Ki topunun daha yoğun ve daha büyüdüğünü hayal edin.
Ha!:Ellerinizi ileri doğru uzatın ve Ki topunun devasa bir ışık demeti oluşturarak hedefe doğru yaklaştığını hayal edin.

Masenko:

Ayaklarınız omuz genişliğinde veya daha açık olacak şekilde durun.

Baskın olan elinizle diğerini kavrayın.Baskın elinizin parmakları diğer parmakların arasına girerek birleşsin.Bir elinizin avucu diğerinin üstüne gelecek.

Her iki avucunuza da Ki enerjinizi yükleyin.

Ellerinizi başınızın üzerine kaldırın.

Ellerinizi aşağıya indirin.Bunu yaparken bir ışık demeti ile Ki enerjisinin öndeki avucunuzdan çıktığını hayal edin.Bu iki Ki enerjisini tek bir yerde birleştirdiği için daha büyük bir etki gösterecektir.Çünkü bir avucumuz diğerini destekliyor.

Ki silahı:

Bir sopa veya çubuk gibi bir şey alın.

Ellerinizde düşey bir şekilde tutun.

Ki enerjinizi haranızdan alıp sopaya gönderin.Onu enerji ile doldurun.

Şimdi elimizdeki silahın Ki versiyonunu tutuyoruz.Normal bir silahla yaptığınız her şeyi yapabilirsiniz.Ancak her zaman sopadaki Ki enerjisine yoğunlaşmalısınız yoksa kaybolur.

Beden kopya etmek:

“Canlanma” tekniğindeki gibi vücudunuzu Ki ile doldurun.

İki adım kenara çekilin.

Yanınızda Ki enerjisinden bir beden hayal edin.Onu daha güçlü ve yoğun yapın.

Artık bedeninizin Ki enerjisinden oluşmuş bir kopyasına sahipsiniz.Yaptığınız her şeyin aynısı yapacaktır.Ama ters olacaktır.Sizin sol kolunuz onun sağ koludur.

Grup terapisi:

Ayaklarınız omuz genişliğinde veya daha açık olacak şekilde durun.

İyileşmek isteyen insanlar etrafınızda bir çember oluştursunlar.

Kendinizi bir su kaynağı olarak hayal edin.Ama su yerine Ki enerjisi çıksın sizden.Çıkan bu bol Ki enerjisi su gibi aksın çevrenizdeki insanların vücudunu sarsın, haralarına girsin.

Bu tekniğin başarılı şekilde uygulanmasından sonra çevrenizdeki insanlar ferahlamış ve rahatlamış hissedeceklerdir..

Ejder ısırığı:

Ki enerjinizi avucunuzda yoğunlaştırın.

Çin stili bir ejderhanın avucunuzdan çıktığını ve karşınızdaki bir insanın belli bir yerini çok fena ısırdığını hayal edin.Bir etki oluşması için saldırının deriye yapılması gerekir.Bu saldırı en çok kol bileğine zarar verir.Eğer doğru yapılırsa karşınızdaki insan ısırılan yerinde oldukça güçlü bir şok hissedecektir.

Alev topu:

Kolunuzu uzatın avucunuz yukarıya baksın.

Bir Ki topu oluşturun ama bu sefer mavi Ki enerjisinden değil ateşten oluşsun.

İlk birkaç denemede büyük ihtimalle fazla değil birkaç küçük kırmızı ışık, belli belirsiz şekiller görebilirsiniz.Çalışmaları devam ettirirseniz dahasını da görürsünüz.

Duruş için masenko tekniği de belki uygun olabilir.


Kİ ENERJİSİ VE KULLANIMI - 4 - 5


Ki Enerjisi Ve Kullanımı - 4


İleri düzey Ki teknikleri:

Bu teknikler önceden verilen diğer tekniklere göre daha zordur.İleri düzey tekniklerdir ve zararlı olabilir.Yaptığınız her hareketten kendiniz sorumlusunuz.Umarım hiçbir tekniği gerçek bir dövüşte kullanmak zorunda kalmazsınız.

Tsuibi Ki patlaması:

Bu Ki enerjisi patlaması uzun mesafedeki hedefler için yada birine kilitlenmek için yapılabilir.Ki enerjisi kilitlendiği hedefi peşinden takip eder.

Eğer yeterince ilerlediyseniz aslında tsuibi ki patlaması yapmak çok kolaydır.Evet göründüğünden daha basittir ancak iş sizde bitmektedir.Hisleriniz iyi ve dikkatli, bir ki patlaması yapma yeteneğiniz kolay ve güçlü olmalıdır.

Uzun mesafelere Ki fırlatmak için şöyle başlayabilirsiniz:İstediğiniz herhangi bir teknikle güçlenin.Canlanma tekniği gibi teknikler olabilir.Bunu yaptıktan sonra istediğiniz türde bir Ki topu oluşturun.Şimdi hedefinizi hissedin ve ona yoğunlaşıp kilitlenin.Bunu yapıp hedefinizi güzelce hissettiğinizde topu ateşleyin.Ki enerjisi hedefe doğru giderken hissetmeyi bırakmayın.Yoğunlaşmış bir şekilde kalın.Gönderdiğiniz Ki topuna hisleriniz ile yolu söyleyin.Bu enerjiyi hedefe kilitleyecektir ve hedefi vurana kadar da onun peşinden gidip takip edecektir.

Eğer hedefiniz görüş mesafenizde ise hislerinize bu kadar yoğunlaşmak gerekmez.Bunu yapmak daha kolaydır.Hayal ederek Ki enerjisinin hedefi ona vurana kadar takip ettiğini düşünün.

Sambai Kosen:

Bu teknik Ki patlamasının gücünü üç katına çıkartır.İsterseniz önce gücünüzü toplayın.Normal Ki topu oluşturma pozisyonunuza geri dönün.İlk Ki topunuzu oluşturun.Oluşturduğunuz bu topun boyutlarını tenis topu büyüklüğüne getirin.Şimdi ilk topunuzun kontrolünü tamamiyle kaybetmeden ikinci topunuzu oluşturun.Önce ilk topunuzu dıştan sarsın.Şimdi onu da tenis topu büyüklüğüne getirin.Aynı işlemi bir kez daha tekrarladığınızda elinizde 3 Ki topunun enerjisi olmuş olur.Artık fırlatmaya hazırsınız.

Chobakuretsumaha Patlaması:

Bu teknik Ki enerjisi patlamasının değişik bir versiyonudur.İsmi topu göğsünüzün önünde oluşturma anlamına gelir.Eğer doğru yaparsanız oluşan Ki topu daha güçlü olur.Ellerinizi göğsünüzün önüne getirin ve parmak uçlarınız birbirine değsin.Bunu yapınca Ki alevi ile biraz güç kazanın.Bundan çıkan enerjinin bir kısmını elinizde toplayın kalan kısmını da vücudunuzdan buraya itin.Şimdi Ki topunuzu oluşturun.Bunu yaparken toptan çıkan ve havayı aydınlatan ışık demetlerini hayal edin.Yeterince güçlü hissettiğiniz zaman ellerinizi ileri itip normal bir Ki topu fırlatır gibi fırlatın izin verin gitsin…

Kakusanyudokodan Attaku:

Bu teknikte her parmağınızın ucunda bir Ki topu oluşturursunuz.Eğer yeterince ilerlemişseniz mavi Ki topları yerine alev topları da oluşturabilirsiniz.Yani hedefinizi 10 tane Ki topu göndereceksiniz demektir.Hayal gücünü ve istek/arzu ile zihninizi kullanarak her parmağınızın ucunda bir Ki topu oluşturup hedefe atın.


Ki Enerjisi Ve Kullanımı - 5

Houki Topu:

Mega top diye anılan bir tekniktir.Ki topunun daha ilerlemiş bir çeşitidir; birkaç kullanımı vardır.

Baskın elinizin avuç içi havaya bakacak şekilde göğüs hizasına getirin.Ki alevini kullanarak içinizdeki enerjiyi hissedin.Ateşten gelen enerjiyi elinize itin.Şimdi avucunuzu bir Ki topu oluşturacak şekle getirin.Ama hala havaya baksın.Haranızdan topun oluşması için enerji alın.Topu enerjiyle doldurmaya başlayın.Bu aşamada kol bileğimize bir tür blokaj oluşturmalıyız.Bu topumuzu hızlandırmaya yarayacak.Bileğinizde enerjiyi tutan bir blok oluşturun.Bunu yapıp basınç oluştuktan sonra kolunuzu indirip avuçunuzu hedefinize yöneltin.Blokajı kaldırın.Birikmiş enerji serbest kalınca Ki topunu itecektir.
Not: Tek bir top yerine pek çok küçük toptan oluşmuş bir tane top oluşturabilirsiniz.Böylece misket bombası gibi bir etki oluşur.

Ki Dzuen:

Ki matkabı hedefin Ki enerjisinde delik açan dönel bir enerji bölgesidir.Baskın elinizi göğüs kafesinizin üstüne getirin.Baş ve orta parmaklarınızı ileriye uzatın ve Ki enerjinizin bu parmaklarınıza akmasına izin verin.Bir Ki topu oluştururken ona enerji doldurmak için yaptığımız şeyleri parmağınıza enerji yüklemek için yapın.Meydana getirdiğiniz bu enerjinin parmaklarınız etrafında döndüğünü hayal edin.Tıpkı güçlü bir matkap gibi ancak bu sefer tüm materyaller enerjiden oluşuyor.Enerjinin orada dönmesini sağlayıp yeterince güçlü olduğunu hissettiğiniz zaman parmağınızı hedefe doğru uzatın.Buna güvenin.Bir ışık demetiyle matkabınız hedefe girsin.Bu çalışma başarıyla uygulanabilirse hedefin aurasında bir delik açılmış olur.

Çoklu- Tek noktada birleşmek:

Bu çalışma uygulayıcının kendisini çoğaltmasını sağlar.Ki enerjisini kendi formuna sokmayla başarılır.

Ayaklarınız omuz genişliğinde olacak şekilde durun.İçinizdeki Ki enerjisini hissedin.Bu enerjiyi çoğaltın daha da çok olsun.Ama enerjinin vücudunuzdan Ki ateşinde olduğu gibi dışarı çıkmasına izin vermeyin.Vücudunuz Ki enerjisiyle dolduğu zaman onu vücudunuzda hareket ettirmeye başlayın.Giderek hızlandırın.Bunu enerji gerçekten hızlanana kadar yapın.Aklınızda size enerji sanki hiç hareket etmiyormuş gibi görünebilir.Farkedemeyeceğiniz kadar hızlı dönüyor.Bir adım yana geçin ve vücudunuzun yarısındaki Ki enerjisi çıksın.Yanınızda belirsin.Şimdi yanınızda kendinize benzeyen bir formda Ki enerjisi var.Onu tıpkı Ki topunu oynatırmış gibi oynatabilirsiniz.Konsatrasyonunuzu kaybetmediğiniz sürece orada kalacaktır.

Choko Patlaması:

Bu saldırı hedefinizi tek bir saldırıda saf dışı etmenizi sağlar.Bu yüzden dikkatli olun.

Hedeften üç adım ötede normal bir Ki topu oluşturma pozisyonunda durun.Ellerinizi aşağıya indirip Ki topu oluşturma pozisyonuna getirin.Ki alevini kullanarak ellerinize enerji yükleyin.Topu bu enerjiyle oluşturun.Şimdi Ki alevini ikinci kez kullanın ve yine topa bu alevi yükleyin.Topun gelen enerjiyle bileklerinize kadar büyümesine izin verin.Şimdi de Ki alevi gibi bir teknik olmadan vücudunuzdaki Ki enerjisini topa gönderin; şeklini oluşturun.Ama bu sefer topun bir yandan da dönmesini sağlayın.Bu kadar enerjiyle top giderek büyüsün.Elleriniz tamamen büyüyen topun içinde kaldığı zaman önceki tekniklerde verildiği gibi bileğinize bir blokaj koyun bunu hayal gücünüz arzu/istek ve zihin gücünüzle oluşturun ve arkadan gelen enerjiler şiddetle geçmek istesinler ama geçemesinler.Böylece o bölgede yoğun bir baskı oluşturun.Bildiğiniz gibi bu topun büyük bir hızla(saatte 150 mil civarı) itilmesini sağlayacaktır.Ellerinizi ileriye doğrultun ve blokajı kaldırın.Top hedefe doğru fırladı.Topunuz giderken konsatrasyonunuzu devam ettirin.Havadayken bile ona enerji gönderin.Bağlantınız kesilmesin.Başarıyla uygulanırsa hedefiniz iki büklüm olacaktır ve zorlukla nefes alacaktır.Bu saldırıdan sonra tahmini olarak tekrar kendine gelme süresi 10 dakikadır.

Küçük Görünmezlik Gölgesi:

Rahat bir pozisyonda durun.İçinizdeki ve etrafınızda hareket eden Ki enerjinizi hissedin.Aklınızda size doğru parlayan bir ışık düşünün.Bu ışık görmenizi ve görülmenizi sağlasın.Bu ışık sizi bilenler tarafından daha kolay bulunmanıza, diğerleri için ise sizi bulmalarını imkansız yapar.Bu teknik sizi kelimenin anlamıyla görünmez yapmaz ama yayacağınız kararsız beyin dalgaları sayesinde başkaları tarafından algılanmanızı güçleştirir.

alıntıdır